GündemBakan Fidan'dan Gazze açıklaması: Müslüman dünyası, cesur kararlar almalı

Bakan Fidan'dan Gazze açıklaması: Müslüman dünyası, cesur kararlar almalı

18.10.2023 - 16:53 | Son Güncellenme:

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan; "Müslüman dünyası, başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafi bütünlüğü haiz Filistin devleti hayat bulana kadar cesur kararlar almalı" dedi.

Bakan Fidandan Gazze açıklaması: Müslüman dünyası, cesur kararlar almalı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) Dışişleri Bakanları düzeyindeki İcra Komitesi Toplantısı’na katıldı. Bakan Fidan konuşmasında şu ifadelere yer verdi;

Gazze'de yaşananlar her türlü uluslararası hukukun ve bizi insan yapan tüm erdemlerin ağır bir ihlalidir. Evet, 7 Ekim'de Gazze'den yapılan saldırılar daha önce benzeri görülmemiş nitelikteydi. Ve evet, sivil can kayıplarını tereddütsüz bir şekilde kınadık.

Haberin Devamı

Ancak İsrail zaten işgali derinleştiriyor ve sahadaki istikrarsızlığı arttırıyordu. Batı Şeria ve Kudüs'te Mescid-i Aksa'nın kutsiyetine yönelik provokasyonlar, yerleşimci terörü ve Gazze'ye yönelik insanlık dışı abluka uyarı ve çağrılarımıza rağmen devam etti.

‘2 MİLYON İNSAN TOPLU CEZALANDIRILIYOR’

İsrail'in askeri müdahalesi, Filistin halkını insanlıktan çıkararak acılarını normalleştirmeyi amaçladığını bir kez daha göstermiştir. Ancak hiçbir şey dar bir kara koridoruna hapsedilmiş 2 milyondan fazla insanın toplu olarak cezalandırılmasını meşrulaştıramaz. Hiçbir şey Gazzelileri elektrik, yakıt, gıda ve sudan mahrum bırakmayı mazur gösteremez. Ve hiçbir şey dün gece tanık olduğumuz gibi evlerin, camilerin ve hastanelerin acımasızca bombalanmasını haklı gösteremez.

Haberin Devamı

Bakan Fidandan Gazze açıklaması: Müslüman dünyası, cesur kararlar almalı

‘YARIN HER ZAMAN DAHA KÖTÜ BİR DURUMUN HABERCİSİ’

Filistinliler her geçen gün yeni ve daha da ağırlaşan acılar yaşıyor. Filistin’in ulusal şairi Mahmud Derviş bir keresinde şöyle demişti: 'Filistinliler, bugünün, gelecek günlerin getireceklerinden daha iyi olduğunu kesin olarak hisseden dünyadaki tek ulustur. Yarın her zaman daha kötü bir durumun habercisidir'. Ne yazık ki haklıydı.

TARİHİ BARIŞ İÇİN BEŞ UNSUR

Ancak bu kez tarihin yönünü değiştirmeliyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğindeki Türkiye, mevcut krizden tarihi ve kalıcı bir barış çıkarmanın bizim elimizde olduğuna inanmaktadır. Bunu mümkün kılmak için beş unsura odaklanmamız şarttır.

İlk olarak, koşulsuz bir ateşkes sağlanmalıdır. Sivil can kayıplarını durdurmalıyız.

İkinci olarak, acil insani yardım Gazze'ye ulaşmalıdır. Türkiye halihazırda Al Arish Havaalanı’na 80 tondan fazla insani yardım gönderdi ve daha fazlasını da göndermeye devam edecek. Bu bağlamda Mısırlı kardeşlerimizin çabalarını takdirle karşılıyoruz.

Üçüncü olarak, coğrafi gerilimin tırmanması önlenmelidir. Bu, özellikle Batı'da herkes için bir uyanış çağrısı olmalıdır. Coğrafi gerilimin tırmandığı senaryoda, bölgede olanlar kesinlikle bölgede kalmayacaktır. Felaket risklerinden kaçınmak için tek gereken bilgelik, duyarlılık ve liderliktir; İsrail'in hastaneleri bombalamasını izlemekten başka bir amaca hizmet etmeyen devasa savaş gemilerini bölgemize göndermek değil.

Dördüncü olarak, barışa ulaşmak için yeni yöntemlere ve anlatılara ihtiyaç olduğunun farkına varmalıyız.

Haberin Devamı

Bakan Fidandan Gazze açıklaması: Müslüman dünyası, cesur kararlar almalı

‘ÖZGÜVENLE HAREKET ETMELİ, HEGEMONİK ANLATIYA MEYDAN OKUNMALI’

Bugün tüm taraflar iki devletli çözümün Filistin sorunu için tek adil ve kalıcı çözüm olduğu konusunda hemfikirdir. Ancak bu yeterli değildir. Bunu hayata geçirmek zorundayız. İsrail, her şeyden önce Filistinlilerle barış yapmadan daha geniş bölgesel planların kendisine arzu ettiği güvenliği getirmediğini ve getirmeyeceğini anlamalıdır. Ayrıca, gerçeğin yapısallaştırılmasından başka bir şeye hizmet etmeyen yerleşik retoriği yıkmalıyız. Müslüman ülkeler olarak özgüvenle hareket etmeli ve bize dayatılan bu hegemonik anlatıya meydan okumalıyız.

Son olarak, Türkiye'nin görüşü yeni bir garanti mekanizmasının tasarlanması ve hayata geçirilmesi gerektiği yönündedir. Bölgedeki Müslüman ülkeler Filistin halkının hayatta kalmasını ve refahını sağlamalı ve kalıcı bir barışın garantörleri olarak hareket etmelidir. Böyle bir mekanizma, bu merkezde Filistin ile bir barış, güvenlik ve istikrar alanı yaratma potansiyeline sahiptir. Bu aynı zamanda İstanbul'daki 7. Olağanüstü İslam Zirvesi'nde mutabık kaldığımız ve BM Genel Kurul Kararları ile kabul edildiği üzere Filistinlilere sağlanacak uluslararası korumaya da uygun olacaktır.

Değerli kardeşlerim, 7 Ekim'den bu yana yaşananlar, İslam dünyasının birlik içinde düşünmesi, konuşması ve hareket etmesi gerektiğini bir kez daha göstermiştir. Bugüne kadar bu tür acil konularda bir araya geldik, kınadık ve erteledik. Bu sefer işin içinde olabilmek için işi orada bırakmamalıyız. İsrail ve diğerleri Filistinlilerle barışı ertelemenin bir bedeli olacağını anlamalıdır. İsrail'in bir vahşet gerçekleştirmesi, bizden sert eleştiriler alması ve başka bir vahşet gerçekleştirerek bunu dünyaya unutturması şeklindeki kısır döngüyü kırmak zorundayız. Onlar bu kalıba alışmış durumdalar.

Haberin Devamı

Bakan Fidandan Gazze açıklaması: Müslüman dünyası, cesur kararlar almalı

‘MÜSLÜMAN DÜNYASI CESUR KARARLAR ALMALI’

Müslüman dünyası cesur kararlar almalı ve başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve sürekli olan bir Filistin Devleti hayata geçene kadar bunları aşamalı bir şekilde uygulamalıdır. Bu amaçla, nihai bildiriye aşağıdaki paragrafın eklenmesini öneriyorum: Üye Devletler, işgalci güç İsrail'in insanlığa karşı işlediği suçu durdurmak için tüm uygulanabilir ve etkili diplomatik, yasal ve zorlayıcı tedbirleri uygulamaya çağırılmaktadır. Buna ilaveten, Yürütme Komitesi Genel Sekretere, İsrail'e yönelik bir tedbir ve eylem planı hazırlamakla görevlendirmelidir.”

Haberin Devamı

İslam İşbirliği Teşkilatı: Filistin’in İsrail saldırganlığına karşı meşru müdafaa hakkını destekliyoruz

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) Dışişleri Bakanları düzeyindeki İcra Komitesi Toplantısı’nın ardından ortak bildiri yayınlandı. Filistin meselesinin tüm İslam alemi için önemli olduğu vurgulanan bildiride, “Filistin halkının devredilemez hakları olan özellikle kendi kaderini tayin etme, Filistinli mültecilerin geri dönüşünü, bağımsızlık ve 4 Haziran 1967 sınırlarında bağımsız ve egemen başkenti Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasının yanı sıra hayatlarını, kutsallarını ve mallarını hedef alan İsrail saldırganlığına karşı meşru müdafaa hakkını destekliyoruz” denildi.

Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukanın derhal kaldırılması çağrısı

Bildiride, işgal altındaki Filistin topraklarında İsrail'in bariz ve benzeri görülmemiş saldırganlığı ve yüzlerce masum sivilin ölümüne, binlercesinin yaralanmasına ve yüz binlercesinin yerinden edilmesine yol açan iğrenç katliamlar ışığında İsrail işgal güçlerinin Filistin halkına yönelik barbar saldırısına derhal son verilmesi ve Gazze Şeridi'ne uygulanan ablukanın derhal kaldırılması çağrısında bulunuldu.

Kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde ve işgal altındaki Filistin topraklarının tamamında sivillere yönelik benzeri görülmemiş saldırıların güçlü bir şekilde kınandığı bildiride, sivilleri herhangi bir şekilde hedef alan saldırıların kesinlikle reddedildiği yeniden teyit edildi.

Tüm ülkelere, Gazze Şeridi'ne acil yardımın güvenli bir şekilde ulaştırılması için çağrıda bulunulan bildiride, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) bu konudaki çabalarının desteklendiği ifade edildi.

İsrail’in hastaneye düzenlediği saldırı “savaş suçu” olarak nitelendirildi

Sivillerin kasıtlı olarak hedef alınması ve toplu cezalandırma politikasının sürdürülmesinin gerçek bir felakete neden olacağı uyarısında bulunulan bildiride, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Al Ahli Arab (Baptist) Hastanesi'ni hedef alarak yüzlerce masum hasta, yaralı ve yerinden edilmiş masum sivili öldürüp yaralamasının bir savaş suçu ve uluslararası hukukun açık bir ihlali anlamına geldiği belirtilerek şiddetle kınandı.

BM’ye tepki

Uluslararası topluma hızla harekete geçme ve İsrail’in Filistin halkına ve genel olarak insanlığa karşı işlediği savaş suçlarından sorumlu tutma çağrısında bulunulan bildiride, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin Filistin halkına karşı işlenen savaş suçlarına karşı başarısız olduğu ve sorumluluklarını yerine getirmediği belirtildi.

Bildiride, üye devletlere İsrail'in insanlığa karşı işlediği suçları durdurmak için uygulanabilir ve etkili tüm diplomatik, yasal ve caydırıcı tedbirleri uygulaması yönünde çağrıda bulunuldu.