11.05.2021 - 10:49 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İsrail polisinin Mescid-i Aksa'ya baskın yapıp kutsal mabedi biber gazına boğmasıyla ateş topuna dönen Ortadoğu'da, Pazartesi akşam saatlerinde duyulmaya başlayan patlama sesleri Salı günü aralıksız sürüyor.
Pazartesi sabah saatlerinde Kudüs'ün işgalini kutlamak isteyen İsraillilerin Mescid-i Aksa'ya girmesini durdurmak isteyen Filistinliler, camide nöbete başladı.
İsrail polisi ise camiye bir kez daha biber gazı, plastik mermi ve ses bombalarıyla giriş yaptı, uluslararası haber ajansları 300'ü aşkın kişinin yaralandığı kan donduran fotoğraflar servis etti.
Kutsal kent Kudüs'te son yılların en yüksek gerilimine yol açan olaylar gün içinde durulsa da, Gazze Şeridi'ni kontrol eden Hamas'ın Tel Aviv yönetimine verdiği süre akşam saatlerinde doldu.
Gazze'den arka arkaya roketler fırlatılırken, İsrail'in birçok şehrinde siren sesleri duyuldu. İsrailliler panik halinde sığınaklara koştu, işgalin kutlandığı Kudüs Günü bayrak yürüyüşü bitirildi.
Roketlerin Kudüs çevresi ve İsrail'in güneyini hedef aldığı açıklandı. Kudüs'teki İsrail parlamentosu Knesset de çalan sirenlerin ardından roket atışları nedeniyle boşaltıldı.
Gazze'deki Hamas güçleri, İsrail'i hedef alan Kudüs Kılıcı adlı bir operasyon başlattığını açıkladı. Resmi açıklamada, Kudüs Kılıcı savaşı çerçevesinde İsrail'e ait bir askeri zırhlı aracın vurulduğu ve Kudüs'e roket saldırısı düzenlendiği kaydedildi.
Gazze'den ateşlenen roketlere İsrail ordusu hava saldırılarıyla karşılık verdi, yerel medya Başbakan Binyamin Netanyahu'nun topladığı güvenlik kabinesininin geniş çaplı hava operasyonuna onay verdiğini duyurdu.
Reuters haber ajansı, İsrail ordusunun akşam saatlerinden itibaren Gazze'ye düzenlediği hava saldırılarında aralarında dokuz çocuğun da bulunduğu 24 kişinin yaşamını yitirdiğini bildiriyor.
Patlamaların binaları sarstığını kaydeden Reuters, İsrail savaş uçaklarının bombardımanında 100'ü aşkın Filistinli'nin de yaralandığını ve çatışmanın ikinci gününe girdiğini duyurdu.
Tel Aviv yönetiminin Gazze'deki silahlı grupların hedef alındığını söylediğini belirten ajans, ancak buna karşın sabahın erken saatlerine kadar süren saldırılarda sivillerin can verdiğini aktarıyor.
Saldırıların yalnızca başlangıç olduğunu belirten İsrail, günün ilerleyen saatlerinde Gazze'yi bir kez daha vurdu. Gökyüzüne önce alevler, ardından dumanlar yükseldi.
Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı foto muhabiri Hatem Musa, yeni bombardımanın ardından ilk fotoğrafları dünyaya geçen isim oldu.
İsrail savaş uçaklarının saldırısı gün içinde tansiyonu yükseltti, Gazze Şeridi'nden arka arkaya fırlatılan roketler gökyüzünde beyaz izler bırakarak ilerledi.
Hamas'ın ateşlediği füzelerin hedefinde, Gazze'nin hemen kuzeyinde yer alan İsrail'in Aşkelon kenti vardı. Roketlerden biri, sokatta park etmiş araçlardan birine isabet etti.
AP ve Reuters haber ajansları, sirenlerin çalmasıyla çok sayıda Aşkelon sakininin duvarların diplerine ya da araçların arkasına yatarak beklediğini görüntüledi.
Sirenlerin duyulmasıyla panik halinde koşan kalabalıklar göze çarparken, yangınlara müdahale eden itfaiye ekiplerinin de roketin düşmesini beklediği görüldü.
İsrailli yetkililer, Aşkelon'a isabet eden roketlerden birinin iki kadını öldürdüğünü açıkladı. Açıklamayı, sağlık yetkilileri yaptı.
Gazze tarafından atılan roketlerden bazıları İsrail'in hava savunma sistemi Demir Kubbe tarafından havada durduruldu, patlama sesleri tüm bölgeye yayıldı.
İsrail ordusu gün içinde misillemede bulundu ve savaş uçaklarının bombardımanında Gazze'den yine simsiyah dumanlar gökyüzüne yükseldi.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, dün akşam saatlerinde ellerinde A120 model roketlerin bulunduğunu açıklamıştı. 120 kilometre menzilli söz konusu roketler, İsrail'in başkenti Tel Aviv'i vurabilir.
Sabah gün ağardığında ise İsrail vahşetinin Gazze'de yol açtığı yıkım açık bir şekilde ortaya çıktı, Associated Press ve Reuters dramatik kareleri tüm dünyaya geçti.
Yerle bir olmuş binaların yer aldığı fotoğraflarda, enkazlarda canlı olup olmadığını tarayan Filistinliler ve sokaklara taşan yıkımın detayları dikkat çekiyor.
İsrail ordusu gece boyunca Gazze'den yaklaşık 200 civarında roketin atıldığını açıkladı, İsrail Savunma Bakanlığı ise Gazze'yi çevreleyen güney şehirlerde acil durum ilan etti.
Hamas'ın fırlattığı roketlerin Aşkelon kentinde altı kişiyi yaraladığını kaydeden İsrail, ayrıca aralarında başkent Tel Aviv'in çevresindeki beş semtin de bulunduğu birçok yerde okulları Salı günü tatil etti.
İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yaptığı baskınlar ve Gazze'yi hedef alan hava saldırıları, Türkiye, Ürdün, Lübnan ve Fas gibi ülkelerde akşam saatlerinde protesto edildi.
İsrail'in Gazze'yi kana bulaması, başta Türkiye olmak üzere dünyanın dört bir yanında büyük tepki çekti. Ankara'dan Washington'a, Londra'dan Brüksel'e birçok başkentten açıklamalar peş peşe geldi.
İsrail saldırılarını en sert şekilde kınayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Filistin yönetiminin yanı sıra Ürdün Kralı 2. Abdullah ve Kuveyt Emiri Şeyh Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ile telefon telefon görüşmesi yaptı.
Saldırıları doğrudan kınamaktan kaçınan ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price, bölgede tansiyonun düşürülmesi için hem İsrail hem de Filistin tarafına çağrı yaptı.
"Tüm taraflara tansiyonu düşürme çağrısı yapıyoruz. İsrail'in de kendini savunma hakkını tanıyoruz" diyen Price'a, "Peki ne zaman Filistinlilerin kendini savunma hakkı olacak?" sorusu yöneltildi.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, "Genel olarak tüm ülkelerin kendini savunma hakkını tanıyoruz" ifadesini kullandı ancak daha sonra söz konusu cümlenin Filistin'i devlet olarak kabul ettiği anlamına gelmediğini söyledi.
Sözcü Price'ın, "Bugün İsrail 13 kişiyi öldürdü, bunların muhtemelen beşi-altısı çocuk. Filistinli çocukların öldürülmesini kınıyor musunuz?" şeklindeki soruya yanıt verirken zorlandığı görüldü.
Birleşmiş Milletler (BM), Doğu Kudüs'teki gerginliğin ve tehlikeli tırmanışın daha fazla şiddete ve can kaybına neden olacağı uyarısında bulundu. BM Genel Sekreter sözcüsü Stephane Dujarric, taraflardan itidal göstermesini istedi.
Avrupa Birliği (AB) de, Doğu Kudüs dahil işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze'de şiddetin durması gerektiğini belirterek, taraflara gerginliği düşürme çağrısında bulundu.
İsrail'deki radikal Yahudiler, Doğu Kudüs'ü işgal edildiği 1967’deki Altı Gün Savaşının yıl dönümünü İbrani takvimine göre 'Kudüs günü' olarak kutluyor.
Pazartesi günü öğleden sonra İsrail bayrakları taşıyan yüzlerce Yahudi, Ağlama Duvarı önünde toplanıp dua etti. Kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı yerlerde yaptığı duanın fotoğraflarını AP geçti.
Doğu Kudüs'teki gerginlik, Nisan ayının son haftasında Filistinlilerin Ramazan geleneği olan, oruçlarını eski kentin Şam Kapısı'nın merdivenlerinde açmalarının engellenmesiyle başladı.
Ayrıca Filistinliler, Şeyh Cerrah Mahallesi'nde 30'dan fazla ailenin evlerinden tahliye edilmesi planına tepki gösteriyordu.
İsrail polisinin 7 Mayıs Cuma akşamı Mescid-i Aksa’ya girerek Kıble Mescidi’nin içinde namaz kılanlara ses bombalarıyla saldırması, gerilimi zirveye çıkardı.
Utanç verici baskın başta Türkiye, dünyanın birçok ülkesinden sert tepki görürken, olaylar 8 Mayıs Cumartesi akşamı da devam etti.
Mescid-i Aksa'da İsrail polisinin yol açtığı 'terör' sonucunda yüzlerce kişi yaralandı, Filistin Kızılayı hastanelerde doluluk yaşanması nedeniyle bölgede sahra hastanesi kurulduğunu aktardı.
Harem-üş Şerif, hem Müslümanlar hem de Yahudiler tarafından kutsal sayılıyor. Yahudiler için bölge Museviliğin en kutsal noktası ve Tevrat'ta adı geçen iki mabedin de geçmişte bulunduğu yer. Mescid-i Aksa ise İslam'ın üçüncü en kutsal ibadet yeri.
Bu bölgenin içinde olduğu Doğu Kudüs, 1967'deki Altı Gün Savaşı olarak da bilinen Arap-İsrail savaşından bu yana İsrail devletinin işgali altında bulunuyor.
Harem-üş-Şerif'in dini önemi göz önünde bulundurarak bölgenin yönetimi için bir dizi hassas düzenleme yapılmış durumda. Kısaca 'statüko' olarak adlandırılan bu düzenlemeler, bölgeye giriş-çıkışların idare edilmesinden, karar alım sürecine kadar bir dizi alanı kapsıyor ve 50 yıldır uygulanıyor.