24.11.2019 - 16:07 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in 2. oğlu Prens Andrew'un aile üyesi olarak üstlendiği görevleri bırakkmasıyla sonuçlanan skandalda yeni bir gelişme yaşandı. Cinsel taciz suçundan sabıkası olan ve cezaevinde ölü bulunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein'in evinde çekilen bu fotoğraf, Prens Andrew'un başını yakmıştı.
İddialara kanıt niteliğinde olduğu belirtilen bir fotoğraf da gündeme gelmişti. 2001 tarihli Londra'da çekilen fotoğrafta, Prens Andrew, Epstein'ın kız arkadaşının evinde elini Giuffre'nin beline dolarken görülüyordu.
Prens Andrew bu fotoğraf sorulduğunda "Bizim yaptığımız incelemeler sonucu, fotoğrafın sahte olup olmadığını kanıtlayamadık, çünkü bir fotoğrafın fotoğrafının fotoğrafı" demişti.
Epstein'in çektiği fotoğrafın kırpılmamış orijinal hali ilk kez ortaya çıktı. Sapık milyarder Epstein'in Londra'daki evinde çekilen fotoğrafta Prens Andrew'un elini seks kölesi Giuffre'nin beline doladığı görülüyor.
Milyarder sapığın kurbanları arasındaki kadının 'cinsel ilişkiye girdim' dediği Prens'in BBC'ye verdiği röportaj, depreme yol açtı. Gazeteler Prens Andrew'ü yerden yere vuran manşetlerle çıkmıştı.
İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth'in 2. oğlu Prens Andrew, cinsel taciz suçundan sabıkası olan ve cezaevinde ölü bulunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein ile arkadaşlığının, İngiltere Kraliyet ailesinin çalışmalarına zarar verdiğini söylerek, aile üyesi olarak üstlendiği görevleri bıraktığını açıklamıştı.
York Dükü Prens Andrew hakkında, Epstein aracılığıyla reşit olmayan bir kadınla cinsel ilişkiye girdiği iddiaları da vardı.
Epstein'ın kurbanlarından Virginia Giuffre, 17 yaşında olduğu 2001 yılında, daha sonra 2002 yılında New York'ta, Londra'da ve Epstein'ın ABD Virjin Adaları'ndaki özel mülkünde Prens Andrew'la cinsel ilişkiye zorlandığını söyledi. BBC Newsnight programından Emily Maitlis'in sorularını yanıtlayan Prens Andrew "Böyle bir şey olmadı. Kesinlikle böyle bir şey olmadığını size söyleyebilirim. Bu hanımefendiyle görüştüğümü hatırlamıyorum, kesinlikle öyle bir şey yok" demişti.
İddiaların sahibi Giuffre, olaya ilişkin verdiği ayrıntılı ifadelerde, '2001 yılında cinsel ilişkiye girdikleri gece dans etmeye gittiklerinde Prens Andrew'un çok terlediğini' söylemişti. Prens ise bu iddianın kesinlikle doğru olmadığını, tıbbi olarak terlemesinin mümkün olmadığını ifade etti. Prens, 'helikopter pilotu olarak görev aldığı Falkland Savaşı sırasında aşırı dozda adrenalin sonucu yaşadığı travmayla artık terlemediğini' anlatmıştı.
İddialara kanıt niteliğinde olduğu belirtilen bir fotoğraf da gündeme gelmişti. 2001 tarihli Londra'da çekilen fotoğrafta, Prens Andrew, Epstein'ın kız arkadaşının evinde elini Giuffre'nin beline dolarken görülüyor. Prens Andrew bu fotoğraf sorulduğunda "Bizim yaptığımız incelemeler sonucu, fotoğrafın sahte olup olmadığını kanıtlayamadık, çünkü bir fotoğrafın fotoğrafının fotoğrafı" demişti.
Fotoğrafta görülen evin üst katına çıktığını hatırlamadığını belirten Prens Andrew, normalde gece dışarı çıktığında ceket ve kravat taktığını, yalnızca gömleğiyle görülen fotoğrafın gerçeği yansıtmıyor olabileceğini söyledi ve Giuffre'nin beline dolanan el için de "O elin benim elim olup olmadığından da emin olamıyoruz. Bu fotoğrafla ilgili ne söyleyebileceğimi bilemiyorum" dedmişti.
Giuffre, Prens Andrew'la ilk olarak 10 Mart 2001'de cinsel ilişkiye girdiğini söylemişti. Prens ise o tarihte kızı Beatrice'i Pizza Express adlı pizza restoranına götürdüğünü sonra da geceyi evde geçirdiğini ifade etti. O tarihte pizzacıya gittiğini nasıl hatırladığı sorulduğunda da Prens "Woking'de Pizza Express'e gitmek benim için çok olağandışı bir durum, çok tuhaf bir şekilde hatırlıyorum" yanıtını verdi.
Prens Andrew, ABD'de olmasına rağmen bahsi geçen bir diğer tarihte Giuffre ile New York'ta cinsel ilişkiye girdiği iddialarını da yalanladı. Epstein'ın özel adasında yedi, sekiz genç kadınla aynı anda cinsel ilişkiye girdiği iddiaları için de "Kesinlikle doğru değil" dedi.
Prens Andrew, Epstein ile ilk olarak kız arkadaşı Ghislaine Maxwell aracılığıyla 1999 yılında tanıştığını söyledi ve Epstein'ın özel adasında, Palm Beach, Florida'da kaldığını, özel uçağıyla seyahatler yaptığını kabul etti. Epstein'ı New York'ta ziyaret etmesinin sebebinin de 'uluslararası iş dünyası hakkında daha fazla bilgilenmek' olduğunu anlattı.
Prens'in yanıtlarını inandırıcı bulmayanlar röportajın "itibarına zarar verdiğini" söylüyor. Buckingham Sarayı'ndan yapılan açıklamada Prens Andrew, olayın Kraliyet ailesinin yardım çalışmalarına zarar verdiğini söyledi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu yüzden, Majesteleri'nden (Kraliçe 2. Elizabeth) yakın gelecekteki kamu görevlerimden çekilmeyi talep ettim ve o da buna izin verdi." Prens Andrew, gerektiği halde soruşturmada işbirliğine gideceğini de açıkladı.
İngiltere'de Kraliyet ailesi üyeleri, ülke içi ve dışındaki etkinliklerde Kraliçe'yi temsil ediyor, hayır kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yürütüyor.
Prens Andrew açıklamasında, "Jeffrey Epstein ile yanlış karar sonucu kurduğum ilişkiden tartışmasız bir şekilde pişman olmaya devam ediyorum" dedi.
Prens Andrew, Epstein'ı 2006 yılı Temmuz ayında kızı Beatrice'in 18'inci yaş doğum günü partisine de davet etmişti. Ama Prens, aynı yıl Mayıs ayında Epstein hakkında cinsel taciz suçlamasıyla yakalama kararı çıkarıldığından haberdar olmadığını söyledi. Prens Andrew, o tarihten 2010 yılı sonuna kadar Epstein ile iletişimi kestiğini anlattı. Epstein, 2008 yılında cinsel taciz suçlarından 18 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Prens, 2010 yılı Temmuz ayında cezaevinden çıkan Epstein'ı Aralık'ta New York'taki evinde ziyaret etti.
BBC röportajında 'neden bir cinsel taciz suçlusunu görmeye gittiği' sorulduğunda Prens Andrew'ın yanıtı, "Oraya gitmemin tek sebebi, artık hüküm giydiği için birlikte görülmemizin doğru olmadığını söylemekti" oldu. Evde birkaç gün geçirip bir de partiye katılan Prens Andrew orada kalmanın 'elverişli' olduğunu söyledi ama 'yaptığının doğru olmadığını' dile getirdi. Prens, aynı partiye katılan birinin 'Rus bir kadından ayak masajı aldığı' iddiasını da reddetti.
Röportajdan sonra Prens Andrew'un Epstein hakkında devam eden FBI soruşturmasında ifade vermesi çağrıları da arttı. Emily Maitlis'in yargı önüne çıkıp çıkmayacağı sorusuna Prens Andrew, 'yasal tavsiyeler doğrultusunda hareket edeceği' cevabını vermişti. Prens Andrew, Kraliyet mensubu olarak diplomatik dokunulmazlığa sahip.
Prens Andrew'un sorulara verdiği yanıtları samimi ve dürüst bulmayanlar, röportaj vermenin 'doğru bir karar olmadığı' ve sonuçlarının 'halkla ilişkiler felaketi doğurabileceği' yorumlarını yapıyor. Röportaj yayınlandığı sırada sosyal medyada Prens Andrew'un yanıtlarıyla dalga geçen çok sayıda mizah içerikli paylaşım da yapılmıştı. BBC'nin Kraliyet muhabiri Jonny Dymond da bu röportajın Prens'e 'çok zarar verdiğini ve adını temize çıkarma fırsatının çok kötü bir şekilde boşa çıktığını' söyledi.
Buckingham Sarayı'nın eski basın danışmanı Dickie Arbiter röportajın 'çok acı verici' olduğunu söyledi. Arbiter'e göre Prens Andrew, "Buckingham Sarayı'nı çiğneyip herhangi bir tavsiye almadan röportaj vermeyi kabul etmiş olabilir."
Arbiter, "Halkla ilişkiler işinde olan aklı başında herkes, Jeffrey Epstein ile arkadaşlığı ve yaptıklarını televizyon ekranlarında anlatacağı fikrine kesinlikle karşı çıkardı" diyor. Arbiter'e göre röportaj Prens Andrew'un bazı yardım kuruluşlarıyla ilişkisine de zarar verebilir.
Kraliyet mensuplarının biyografilerini yazan Angela Levin de "Prens Andrew'un danışmanlarını dinlemediğini biliyorum. Bu maalesef kibrinin işaretiydi" diyor. Prens Andrew'a 2004 yılında Çin ziyaret sırasında eşlik eden isimlerden olan bir diğer kraliyet yazarı Catharine Mayer de röportajın 'Epstein'ın kurbanlarını silip geçtiği için korkunç' olduğunu düşünüyor. Mayer, "Beklediğim kadar kötüydü, belki de beklediğimden de kötü. Bir kere bile Epstein'ın kurbanı olan kadınların adını anmadı" dedi.
BBC'nin eski kraliyet muhabiri Jennie Bond, röportajın Prenses Diana'nın 1995'te BBC Panorama programına verdiği mülakatı anımsattığını söylüyor. O röportajda Prenses Diana evliliğiyle ilgili ilk defa açıkça konuşmuş ve bu röportaj sonrasında Prens Charles ile resmi olarak boşanmışlardı.
Guardian gazetesine konuşan üst düzey medya avukatı Mark Stephens da Prens Andrew'un tacizden hüküm giyen Epstein hakkında televizyonda röportaj vermeyi kabul etmesinin 'feci bir hata olduğu' yorumunu yapıyor.
Stephens, "Bu strateji ancak, her bir muhtemel soruya tam ve eksiksiz yanıtınız varsa işe yarar. Ama burada ucu açık çok şey var. Eğer sessizliğini korusaydı bu meselenin dışında kalacaktı. Çünkü sadece bir tanık ve diplomatik dokunulmazlığı var. Ayrı özel bir bireydi, şimdi o mahremiyeti ortadan kaldırmış oldu" dedi.
BBC'nin röportajı İngiltere'de gündemin ilk sırasına yerleşti, gazeteler Prens Andrew'ü yerden yere vurdu. 'Seks yapamazdım, çünkü pizzacıdaydım', 'Tek kelime pişmanlık yok', 'Ter de yok pişmanlık da' gibi manşetler atıldı.
Röportajı bugün de manşetlerine taşıyan İngiliz gazetelerinin birçoğu, seks amaçlı insan kaçakçılığı yapmakla suçlanan cinsel taciz hükümlüsü Jeffrey Epstein'ın kurbanlarının avukatlarının sözlerine yer veriyor. Avukatlar, röportajda kurbanları anmadığı için Prens Andrew'a tepki gösteriyor ve 'kurbanlardan özür dilemesi gerektiğini' söylüyor. Prens Andrew'un Jeffrey Epstein'la ilgili devam eden FBI soruşturmasında da gönüllü olarak ifade vermesi çağrıları da yapılıyor.
The Daily Telegraph gazetesi "Andrew Saray'ın ateşi altında" başlığıyla verdiği haberde Prens Andrew'un BBC'ye konuşmasına Kraliçe Elizabeth'in izin vermediği yazıyor. Kraliyet ailesi kaynaklarına dayandırılan habere göre Kraliçe'nin röportajdan tüm planlar, düzenlemeler yapıldıktan sonra haberi oldu ve onay vermedi. Bir Saray mensubu gazeteye röportajın "çok acı verici" olduğunu söyledi, diğer kaynaklar da röportajı "araba kazasına" benzetti.
Bir Kraliyet kaynağı The Daily Telegraph'a şu açıklamayı yaptı: "Buckingham Sarayı, Kraliçe'nin röportajdan haberi olduğunu duyurdu, onayladığını değil. Bu olayın, Saray'ın basın sözcülüğüne doğrudan danışılmadan veya hatta Kraliçe'nin özel masasına danışılmadan yapılmış olması çok olağandışı." The Daily Telegraph ayrıca, Prens Charles'ın tahta geçmesi durumunda Prens Andrew'u kraliyet görevlerinden alabileceğini yazdı.
The Times gazetesi de Prens Andrew'un 'sözlerinin arkasında olduğunu' manşetine taşıdı. Gazeteye konuşan bir kaynak, Prens Andrew'u röportajı kabul etmeye teşvik edenin özel kalemi Amanda Thirsk olduğunu söyledi. Kaynak, "(Amanda Thirsk), insanların Prens Andrew'un açık ve dürüst olmasını, her soruya cevap vermesini seveceğini düşünüyor. En azından insanlar kendileri bir yargıya varsın. Pusuda beklemeler, yorumlar yapmalar artık son bulsun. En azından her şey artık ortada" dedi.
Gazete, Jeffrey Epstein'ın kurbanlarının avukatının da görüşlerine yer veriyor. Üç kurbanın avukatlığını yapan Spencer Kuvin gazeteye açıklamasında Prens Andrew'un kurbanlar hakkında hiç konuşmayıp sadece kendisi hakkında konuşmasının doğru olmadığını söylüyor.
The Financial Times gazetesinin röportajla ilgili başlığı "Prens Andrew'un ismini temize çıkarma girişimi bir halkla ilişkiler felaketi oldu". Haberde, Prens Andrew'un kendisini savunurken kullandığı ifadelerin 'tuhaf olduğu' yorumu yapılıyor. Ama gazeteye göre asıl önemlisi, Prens Andrew'un kendisini, yasal soruşturmanın devam ettiği Epstein davasının ortasına atmış olması."
The Guardian gazetesi baş sayfa manşetine avukatların Prens'e yaptığı "Özür dilemeli" çağrısını taşımış. Epstein'ın beş kurbanının avukatı Gloria Allred, Guardian gazetesine açıklamasında şunları söylüyor: "Prens Andrew için şimdi doğru ve onurlu davranış FBI ve New York savcıları tarafından sorgulanmaya gönüllü olmasıdır. Prens Andrew bu röportajla kamuoyunun karşısına çıkmaya karar verdi, ona inanıp inanmamaya insanlar karar versin. Burada en önemlisi, bu röportajda kurbanlar hakkında çok az konuşmuş olması. Neredeyse tamamen göz ardı edildiler."
Daily Mirror gazetesine röportajı değerlendiren beden dili uzmanı Darren Stanton, Prens'in kaçamak yanıtlar verdiğini ve fazlasıyla hazırlıklı bir şekilde televizyona çıktığını söyledi.
18 yaşından küçük genç kızlarla cinsel ilişkiye girmek ve tacizle suçlanan milyarder işadamı Jeffrey Epstein kendini assa da mahkemede anlatılanlar günlerce dünya kamuoyunu meşgul etmişti.
New York Federal Mahkemesi’nde görülen duruşmada, yargıç Richard Berman Epstein mağduru kadınları dinlemiş ve mahkemede duygusal anlar yaşanmıştı.
Kurbanlardan Teala Davies kucağında bebeğiyle mahkemeye geldi. Ona, avukatı Gloria Allred ve bir arkadaşı eşlik etti.
Duruşmaya mağdur çok sayıda kadın katılırken, İngiliz oyuncu Anouska de Georgiiou da başından geçenleri anlattı.
Kıtalar arası boyuta ulaşan skandalda 42 yaşındaki oyuncu Epstein'den şikayetçi olan ilk İngiliz oldu.
Anouska de Georgiiou, "Epstein'le tanıştığımda gençtim, gençliğin getirdiği budalalık ve umutla doluydum" diyerek sözlerine başladı:
"Jeffrey Epstein beni kullandı, cinsel ilişkiye zorladı ve bana saldırdı. Bize yaptıklarını derinlemesine idrak edemiyordu. Öldüğüne göre artık başka çocuklar zarar görmeyecek."
42 yaşındaki isim, Jude Law'ın başrolünü oynadığı 2004 yapımı Alfie filmindeki rolüyle tanındı. Ardından 'California Dreaming' adlı televizyon şovunda yer aldı.
14 yaşındayken Epstein’ın cinsel istismarına uğradığını öne süren Courtney Wild, hakim Berman’a "Bu davada adalet hiçbir zaman yerine gelmeyeceği için çok üzülüyorum" dedi.
Epstein’in cinsel tacizine uğrayan Chauntae Davies ise, "Ölse de onun kazanmasına asla izin vermeyeceğim" ifadesini kullandı.
Davies, bir adada tanıştığı Epstein’ın, kendisini masaj yapması için işe aldığını belirterek, uzun bir süre cinsel tacize uğradığını, 3-4 kez de masaj yaptığı sırada Epstein’ın kendisine tecavüz ettiğini iddia etti.
Virginia Roberts Giuffre ise, ABD Başkanı Donald Trump'ın Florida’daki Mara Lago kulübünde 15 yaşındayken çalışmaya başladığını aktarıyor. Epstein ile seks yapması amacıyla işe alındığını savunan Giuffre, “Umutlarım bir anda bitti. Hayallerim çalındı" dedi.
Virginia Roberts ayrıca, Epstein’ın arkadaşı olan Kraliçe Elizabeth’in üçüncü oğlu Prens Andrew ile de cinsel ilişkiye girmeye zorlandığını söylemişti.
Duruşma sırasında, Epstein tarafından cinsel istismara uğradığını belirten kadınları temsil eden avukat Brad Edwards, "Bugün mahkeme salonunda temsil ettiğim 15 kurban var. Burada olmayan da en az 20 mağdur daha var. Epstein mağdurları adalet istiyor” demişti.
Savcılar hakim Berman’dan davayı sona erdirmesini istedi. Hakim Berman, mağdur kadınlara mahkemeye hitap etmeleri için bir fırsat verdiğini söyledi.
New York Başsavcı Yardımcısı Maurene Comey, yasanın Epstein'ın ölümü sonrasında davanın kapatılması gerektirdiğini belirterek, “Dava kapatılsa da soruşturmamız sürecek” dedi
66 yaşındaki Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein'in hücresinde ölü bulunması ABD'yi sarsmıştı.
Aralarında ABD Başkanı Donald Trump, Prens Andrew ve eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın da bulunduğu çok sayıda nüfuzlu kişiyle yakın ilişkisi olduğu belirtilen Epstein'in New York'taki hücresinde kendini asarak intihar ettiği açıklandı.
New York'taki federal savcılar 2002-2005 yılları arasında New York'taki evi ve Florida'daki malikanesinde aralarında 14 yaşındaki kız çocuklarının da bulunduğu reşit olmayan kişilerle para karşılığı cinsel ilişkiye girdiğine dair suçlamalar içeren iddianameyi geçen ay yeniden gündeme getirdi.
Epstein'e 2007'de de benzer suçlamalar yöneltilmişti. Savcılıkla anlaşan ve fuhuş suçlamasını kabul eden Epstein, olası bir ömür hapis cezası yerine 13 ay hapse mahkum olmuştu.
Amerikan medyasına göre 6 Temmuz'da Epstein'ın malikanesinde yapılan aramada yüklü miktarda nakit, çok sayıda pırlanta, adına düzenlenmiş, ikamet yeri olarak Suudi Arabistan'ın göründüğü günü geçmiş bir sahte pasaport ile yüzlerce genç kadının cinsel içerikli fotoğrafları bulunmuştu.
Yeni suçlamaların ardından Epstein New York'taki evinde göz hapsinde tutulmayı talep etti. Yargıç bu talebi reddetti ve Epstein, Temmuz başında hapse girdi.
Epstein, 23 Temmuz'da boynunda izler bulununca intihar gözetimine alınmıştı. İzlerin intihar girişiminden mi yoksa saldırıya uğradığı için mi oluştuğu anlaşılamamıştı.
Epstein yetkililere, hapishanede pedofil olmakla suçlanarak dövüldüğünü söyledi. Yapılan psikolojik değerlendirme sonrası Temmuz sonunda Epstein'in intihar gözetiminden çıkarıldığı açıklandı.
66 yaşındaki milyarder, 10 Ağustos'ta Manhattan'daki Metropolitan Correctional Center (MCC) hücresinde ölü bulundu.
Epstein'i Cumartesi sabahı 06.30'da hücresinde cansız halde bulan hapishane görevlileri, milyarderi hayata döndürmeye çalıştı ancak kaldırıldığı hastanede öldü.
Epstein'in ölümünden sonra ortaya atılan komplo teorilerinin ise ucu bucağı yoktu. Başkan Trump'ın favori kanalı Fox News'de ölümün cinayet olabileceği dile getirildi.
ABD lideri Trump ise, Twitter'da muhafazakâr komedyen Terrence Williams'ın, Epstein'in ölümünden eski Başkan Bill Clinton ve eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ı sorumlu tuttuğu videoyu paylaştı. Trump mesajında Epstein'in intihar gözetimindeyken öldüğünü öne sürdü.
Gözlerin çevrildiği otopsi sonucu komplo teorilerine son verdi ve ölümün intihar olduğu kesinleşti. Sosyal medyada ise, Epstein'in başka ünlü kişilerin adlarının ortaya çıkmasının engellenmesi için öldürüldüğü, hatta ölümümün bile düzmece olduğu öne sürüldü.
Epstein hakkındaki federal dava kapandı. Ancak Epstein'e tazminat davası açmak hala mümkün olabilecek. Epstein'in ne kadar serveti olduğu bilinmiyor. Savcılar bile, Epstein'in ne kadar mal varlığı olduğunu kestiremediklerini söylüyor.
Mahkeme kayıtlarına göre fon yöneticisi Epstein'in Manhattan, Palm Beach, New Mexico ve Paris'te evleri, Karayipler'de adası, en az 15 arabası ve özel uçağı var.
ABD'de depreme yol açan ve Trump'ın bir bakanının istifasına sebep olan Jeffrey Epstein'le ilgili yeni kanıtlar, Temmuz ayı sonunda ortaya saçılmıştı.
Ünlü işinsanı Jeffrey Epstein’ın reşit olmayan genç kızları istismar etmesi üzerine açılan davadaki kurbanlardan biri, Virginia Roberts.
Roberts, Epstein’ın kendisini alıkoyduğu yıllardan Epstein tarafından çekilmiş fotoğraflarını mahkemeye kanıt olarak sunmuştu.
İlk fotoğraf, memleketi Florida’dan yüzlerce kilometre uzakta olan New York’ta çekilmiş.
Virginia bir vapur iskelesinin önünde poz veriyor.
Başka bir fotoğrafta Virginia, Epstein’ın New Mexico’daki çiftliğinde ata biniyor.
Dava dosyasında Virginia’nın Epstein’a yaptığı suçlamalar oldukça ağırdı.
Kadının iddiasına göre, Epstein genç bir kızken onu seks kölesi olarak kullanmış.
Dünyanın farklı yerlerine giderken Virginia’yı peşinden sürüklemiş, kendisi ve güçlü arkadaşları ile cinsel ilişkiye girmeye zorlamış.
Başka bir görüntüde Virginia, Epstein tarafından bir müze gezisi sırasında fotoğraflanmış.
Fotoğrafların çekildiği dönemde genç kadın on beş yaşındaymış.
Şuan 35 yaşında olan Virginia Roberts, Epstein’ın isteklerini yerine getirmek için nasıl eğitildiklerini anlattı.
"Cinsel aktiviteler ve seks oyuncakları' içeren eğitim, kızları Epstein’ın kölesi olmaya hazırlıyordu.
Eğitimler, Epstein’ın New York ve Florida’daki evlerinde gerçekleşiyordu.
Neredeyse her gün eğitim alıyorduk, okula gitmek gibiydi.
Birçok defa Epstein’la cinsel ilişkiye girmek zorunda kaldım.
Yanından ayrılmaya çalışırsam başımın çok büyük bir belaya gireceğini biliyordum.
Bütün güçlü insanları tanıyordu. Ona itaat etmezsem beni öldürtebileceğini biliyordum.
Yanında olduğum zamanlarda, reşit olmayan kızlarla seks yaptığına tanık oluyordum.
Bu konuda o kadar açık ve cesurdu ki, evine giren herkes içeride neler olduğunu anlayabilirdi."
Bir dönem ABD Başkanı Donald Trump'ın da yakın dostu olan Jeffrey Epstein, Temmuz ayı başında New York'ta tutuklandı.
Paris'ten özel jetiyle New York'a iner inmez polisler Epstein'in eline kelepçe taktı.
FBI, tutuklamanın ardından işinsanının evini bastı.
Baskın, sokaktan geçen biri tarafından kameraya kaydedildi.
Polisler yaklaşık on beş dakika boyunca kapıyı kırmak için uğraştı.
Manhattan'daki lüks evde bulunan kanıtlar korkunç. Jeffrey’nin çocuk pornografisi kasetleri içeren büyük bir kasası ortaya çıkarıldı.
Evde ayrıca, üzerine el yazısıyla 'Çıplak Kızlar' yazılmış kasetler, yüzlerce hatta binlerce çıplak kadın fotoğrafı bulundu.
Evde, içerisinde cinsel oyuncaklar bulanan geniş bir masaj odası vardı.
Başka bir odada, reşit olmayan kurban kızların isim ve iletişim bilgilerinin bulunduğu notlar ele geçirildi.
Kilitli bir kasada, el yazısıyla 'Genç', 'Çıplaklar', 'Çıplak Kız Resimleri' gibi başlıklar atılmış onlarca kaset bulundu.
Gözaltı haberinin duyulmasıyla tüm ABD bir anda Epstein davasına kilitlendi.
Tüyler ürperten olayların oldukça şaşırtıcı bir arka planı var.
Epstein, daha önce de cinsel suçlamalardan ceza almıştı.
Yaklaşık 11 yıl önce, 2007 yılında reşit olmayan kızlara cinsel tacizde bulunmak suçundan yargılanmıştı.
Olası bir ömür boyu hapis cezası söz konusu iken, savcılık makamı ile anlaşmış ve 13 ay hapisle cezalandırılmıştı.
Epstein’in savcılık makamı ile anlaşması o dönemde tartışmalara yol açmıştı.
Davanın görüldüğü dönemde savcı olan Alexander Acosta, iş adamını kollayan ve davadan az ceza almasını sağlayan bir anlaşma yapmakla suçlanmıştı.
Epstein'e verilen ömür boyu hapis cezasının 13 aya indirilmesi hatta haftanın altı günü ofisinde çalışmasına izin verilmesi büyük tepkilere yol açmıştı.
Günümüze gelindiğinde, Acosta Trump yönetiminin Çalışma Bakanı'ydı. Skandal patlayınca Trump'la birlikte kameralar karşısına geçip istifa etmek zorunda kaldı.
Ayrıca Jeffrey, ABD Başkanı Donald Trump, Prens Andrew ve eski ABD Başkanı Bill Clinton ile arkadaşlık kurmuş bir isimdi.
Trump'ın davayla asıl alakası Acosta üzerinden değil.
Trump ve Epstein’in geçmişte yakın dost olduğu biliniyor.
Trump'ın biyografisi üzerine çalışmış Tim O’Brien, Trump’ın Epstein’a dair söylenmiş 2002 yılında New York Magazine dergisinde yayınlanmış bir cümleyi alıntılayarak tweet attı.
Trump, Epstein hakkında 17 yıl önce "Jeff’i on beş yıldır tanıyorum. Müthiş biri. Onunla vakit geçirmek çok eğlenceli. Hatta Jeff’in de benim gibi güzel kadınlardan hoşlandığı söyleniyor. Çoğu da genç sayılacak yaşlarda" demişti.
Donald Trump eleştirilere karşılık olarak, Jeff Epstein hakkında 'müthiş bir adam' ifadesini kullanmadığını, kendisiyle 10-15 yıldır görüşmediğini ifade etti.
Beyaz Saray danışmanı Kellyanne Conway ise, Trump’ın da Epstein’e yöneltilen suçlamaları herkes gibi iğrenç olarak tanımladığını söyledi.
Birkaç gün sonra ise, Trump ve Epstein'i aynı partide eğlenirken gösteren görüntüler yayınlandı.
Birçok kadının olduğu partinin düzenlendiği tarih, 1992 yılı.
İkilinin gayet samimi şekilde sohbet edip gülüştüğü göze çarpıyor.
Epstein'in kurbanlarından Courtney Wild, açılan soruşturmada ifade veren isimlerden biri.
Şu anda Epstein’ın karşısında yer alan Wild, yaşadıklarını gazetecilere de anlattı.
ABC kanalına verdiği röportajda, Epstein'in yanındayken 14 yaşında olduğunu belirtti:
"Mutfağında ayakta durduğumu hatırlıyorum. Orada benden başka bir sürü kız vardı.
Epstein’in yeni kızlar bulmasına ettim.
En az kendim kadar genç kızları bulmamı istiyordu.
Getirebildiğim kadar kız getirmemi istiyordu. Asla yetinmiyordu."
Michelle Licata ise Epstein hakkında 'Cinsel aktivitelere zorlamak'tan suç duyurusunda bulunmuş bir kadın.
16 yaşındayken liseden bir arkadaşı tarafından Epstein’ın evine götürülmüş.
Epstein, kızdan kendisine masaj yapmasını istemiş.
45 yıl hapis cezası istenen dava sürecinde başka kurbanların da yeni kanıtlar paylaşması bekleniyor.
Jeffrey Epstein, on yıllardır ABD'nin en çok tanınan zenginlerinden biri.
Tahmini serveti, 550 milyon dolardan fazla.
Özel jeti, Paris'te evleri ve Virgin Adaları'nda malikaneleri var.
Little St. James Adası'nın tamamı da Epstein'e ait.
Reuters haber ajansı, Karayipler'deki adanın fotoğraflarını dünyaya servis etti.