Türkiye, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın başından beri sorunun masada müzakere ile çözülmesinden yana tavır aldı.
İki tarafla da görüştü ve hatta tarafları İstanbul’da buluşturdu.
Tam anlaşma metni imzalanacaktı ki gölgeler devreye girerek mutabakatı bozdu.
Savaş uzadı da uzadı. Bombalamalar, ölümler...
Şimdi Trump, Putin ile görüştü. Ukrayna’nın güvendiği dağlara kar yağdı.
ABD, Ukrayna’nın madenlerine göz koydu. NATO fikir birliğinde bölündü.
Savaşın nedeni neydi? NATO sınırlarının genişlemesine Rusya’nın tepkisi.
Ukrayna Lideri Zelenskiy, Avrupalı liderlerden “özel ordu” istedi ama sizce kurulur mu?
Avrupa’nın doğru dürüst ordusu yok ki Ukrayna için kursun.
Avrupa ise NATO şemsiyesine güveniyordu hep.
Gelinen noktada Rusya, Karadeniz kıyısındaki birçok yeri aldı.
Yani Ukrayna elindekinden de oldu. NATO üyeliğinden de.
Türkiye ne diyor? Müzakere, müzakere, müzakere.
Zelenskiy Türkiye’ye geliyor. Artık gözlerini açıp “sorunu masada nasıl çözeceğini” konuşması lazım.
Yani Türkiye’nin başından beri savunduğu ve iki tarafa da verdiği mesaj.
Umarım Zelenskiy bu defa Türkiye’yi dinler.
Ukrayna’nın Rusya ile masaya oturmasına Avrupa ülkeleri nasıl tepki verirse versin kazananın dünya olacağını unutmamak gerekiyor.
Yani artık ABD’nin yaptığı gibi Rusya ile masaya oturmak gerekiyor.
Meral Akşener ne demiştir?
CHP’deki üçlü masayı görünce acaba Meral Akşener ne demiştir?
Herkesin aklına geldi mi bu soru?
Bundan önceki seçimde Akşener, Kılıçdaroğlu’nun değil de Ekrem İmamoğlu veya Mansur Yavaş’ın aday olmasını istemiş ve bu altlı masada kriz yaratmıştı.
Şimdiki üçlü masa fotoğrafını görünce “ben demiştim, önce yapacaktınız” demiş midir acaba?
Ya CHP’deki ön seçim gelişmesini duyunca ne demiştir?
İmamoğlu ön seçim adayı, Yavaş ise anket adayı olarak bekliyor.
Akşener ne demiştir bilemeyiz ama CHP’liler arasında hem kongre şaibesi tartışması hem de çoklu aday tartışması huzursuzluğu yaşanacak gibi.
Önümüzdeki günlerde üçlü masayı ve dışını bol tartışmalı günler bekliyor.
Kabine değişikliği
AK Parti’de değişim sürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kademe kademe değişikliklere gidiyor.
Önce il başkanlarının büyük bölümü değişti.
Kongrede MKYK üyeleri yenilenecek ve değişecek. Bunun oranının da büyük olması bekleniyor.
Arkasında da yakın çalışma arkadaşları yani MYK üyeleri değişecek.
Genel başkan yardımcılarının ardından da gözler kabine değişikliğinde.
Bu defa büyük bir kabine değişikliği bekleniyor.
F35 mi, KAAN mı?
F35’in Amerika’daki fabrikasına yıllar önce gitmiştim.
Türkiye için üretilen ilk F35’in teslim törenine katılmıştım.
Tabii sonra kriz çıktı ve Türkiye için yapılan uçakları vermediler.
Türkiye başından beri içinde olduğu projede haksız şekilde dışarıda bırakılmıştı.
F35 için Türkiye parça bile yapıyordu. Sonra Türkiye, 5. nesil savaş uçağı olan KAAN’ı yaptı.
KAAN’ı da yakından gördüm TUSAŞ’ta.
Hem F-35’e hem KAAN’a dokundum.
KAAN düşman radarlarına yakalanmadan uçabiliyor.
Bu uçağı yapan dünyada 5. ülke olduk.
Türk mühendislerinin yaptığı KAAN yapay zekâ teknolojisinin en üstün özelliklerini taşıyacak.
KAAN’ın yapımında Aselsan, Roketsan, Havelsan, Tübitak gibi birçok büyük kurum ve şirket destek veriyor.
TUSAŞ’taki özel güvenlikli alanda 3 bin mühendis çalışıyor.
F35’ten de daha iyi olacak gibi gözüküyor.
Bana sorarsanız ben KAAN derim.