21.12.2024 - 17:16 | Son Güncellenme:
Aslında, Dünya’daki su miktarı sandığımız kadar çok ya da sınırsız değil. Dünya’daki su, gezegenin yüzeyinde, atmosferinde ve yeraltında belirli bir döngüyle sınırlı bir şekilde dolaşır. Ayrıca bu devasa su kütlesinin büyük bir kısmı bizim kullanımımıza uygun değil. Daha da ilginci, bu suyun bir kısmı milyonlarca yıl boyunca gezegenimizin derinliklerinde gizlenmiş halde olabilir.
Bilim insanlarına göre Dünya’da yaklaşık bin 400 milyon km3 su bulunuyor. Bu miktarın büyük bir kısmı hatta yüzde 97’si, tuzlu su olarak okyanuslarda yer alıyor. Geri kalan yüzde 3’lük tatlı su ise nehirler, göller, buzullar ve yeraltı sularında saklı. Ancak bu yüzde 3’lük kısmın bile tamamı kullanıma uygun değil! Çünkü büyük bir bölümü kutuplarda ve buzullarda donmuş hâlde.
Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık 3’te 2’si suyla kaplıdır, ancak bu suyun yüzde 97’si okyanuslardadır. Tuzlu su ise ne yazık canlılar ve biz insanlar tarafından direkt olarak kullanılamıyor. Tatlı su ise göller, nehirler ve buzullarda bulunuyor. Ancak bu tatlı suyun büyük kısmı buzulların derinliklerinde ve yeraltında saklı. Göller ve nehirler gibi kolayca ulaşılabilen tatlı su kaynakları ise Dünya’daki toplam su miktarının yalnızca yüzde 0,01’ini oluşturuyor.
Tatlı suyun büyük bir bölümü kutuplarda buz olarak depolanmış halde duruyor. Antarktika ve Grönland buzulları, Dünya'daki tatlı suyun yaklaşık yüzde 69’unu barındırıyor. Yeraltı suları ise tatlı suyun yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor. Yüzeydeki göller, nehirler ve diğer su kütleleri, yani ulaşabildiğimiz tatlı sular ise sadece yüzde 1’den daha az bir orana sahiptir. Bu nedenle, kullanılabilir tatlı su kaynakları aslında oldukça sınırlı.
Su, Dünya’da sürekli bir döngü içinde hareket ediyor. Bu döngü ise suyun okyanuslardan buharlaşması, atmosferde yoğunlaşması ve yeryüzüne yağış olarak geri dönmesi şeklinde gerçekleşir. Bu süreç, suyun tekrar tekrar kullanılmasını sağlar. Ancak küresel ısınma ve insan etkileri, müdahaleleri, bu döngüyü olumsuz etkileyebiliyor.