27.05.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Servet Yıldırım - Aslında yöneticilik büyük ölçüde sorun çözme, daha doğrusu sorunları yönetme sanatıdır. Hafta sonu Mehmet Nane’nin “Size Anlatacaklarım Var” başlıklı kitabını okudum. Teknosa, Carrefoursa ve Pegasus gibi önemli şirketlerde üst düzey yöneticilik yapmış olan Mehmet Tevfik Nane, bu kitabında “değer yaratmaya adanmış, iniş çıkışlarla dolu bir yaşam yolculuğu”nu anlatıyor. Kitapta pek çok ilgi çekici anı yer alıyor ve her biri, yöneticiliğin özünde “sorun çözme ve yönetme” becerisine dayandığını gösteriyor. Bunlardan biri Carrefoursa’daki deneyimlerinden.
Genel müdürlük görevindeki ikinci yılında, Mehmet Nane çilek satışlarına ilişkin verileri incelerken bir gariplik fark eder. Nisan ayıdır, Türkiye’de çilek mevsimidir. Şirket, o ay 40 bin liralık çilek satmış, ancak bu satıştan 60 bin lira zarar etmiş. Yani hiç çilek satılmamış olsaydı, 20 bin lira daha kârlı olunacaktı. Fakat çilek tüketicinin talep ettiği bir ürün; sunmamak da bir seçenek değil. Durumu anlamak için Mehmet Nane doğrudan mağazaya gider ve çilek reyonuna göz atar. Sorun kısa sürede netleşir. Kasayla gelen çilekler, büyük bir tezgâha dökülerek sergilenmektedir. Sunum şık görünmektedir ama uygulamada ciddi bir problem vardır. Gerisini şöyle anlatıyor Mehmet Nane:
“Müşteri ürünü plastik kürekle alıp torbalara dolduruyordu. Çilek çok hassas bir meyvedir, almak için pamuktan yapılma kürek bile kullansanız küreğin ağzının ve yanlarının değdiği yerdeki çilekler ezilir. Bizim tezgahlarda ezilen, yara alan çilekler de bir iki saat içinde pörsüdüğü için çalışanlar mecburen bunları ayıklıyordu. Çileğin ilk çıktığı aylarda fiyatı nispeten pahalıydı ve biz böyle bir dönemde sürekli çilek atıyorduk!”
Süreci doğru planlamak
Sorun yerinde görülünce çözüm de yerinde bulunur: Çilek tedarikçilerinden ürünü kasayla değil, 1-2 kiloluk karton paketler halinde almaya karar verilir. Mehmet Nane bu örnek üzerinden Japon yönetim felsefesinde önemli yeri olan Genbutsu Gemba kavramını hatırlatıyor.
Genbutsu, “gerçek şey” demektir; yani olayların asıl nedenlerini ve verilerini doğrudan gözlemlemeyi ifade eder. Gemba ise “olayın geçtiği yer” anlamına gelir; yani yöneticinin olayın yaşandığı sahaya gidip durumu yerinde görmesi gerektiğini savunur. Bu anlayışa göre, doğru kararlar masa başında değil, sahada, gerçek verilerle ve gerçek koşullarla yüzleşerek alınabilir. Mehmet Nane’nin ifadesiyle: “Sorunu yerinde gör, yerinde çöz.”
Kısacası, meseleleri mesele etmeyerek ortadan kaldıramayız. Onlar oradadır ve bir şekilde çözülmeyi bekler. Yöneticilik elbette bir sorun çözme sanatıdır ama iyi bir yönetici, sadece sorun çıktığında değil, sorun çıkmadan önce harekete geçerek süreci doğru planlayan kişidir.