Ömer Seyfettin’in meşhur “Diyet” hikâyesinin başkahramanı Koca Ali, usta bir demircidir. Bir iftira sonucu kolunun kesilmesine hükmedilir. Şehrin zengin fakat cimri kasabı Hacı Kasap, kolunun kesilmemesi için gereken diyeti ödemeyi teklif eder; ancak bir şartla: Koca Ali, ölene dek onun yanında ücretsiz çalışacaktır!
Koca Ali, başka çaresi olmadığı için bu teklifi kabul eder. Hacı Kasap, Koca Ali’ye sürekli olarak yaptığı iyiliği hatırlatarak onu aşağılar ve ağır işlerde çalıştırır. Bir gün, Koca Ali bu aşağılamalara daha fazla dayanamayarak, kendi kolunu keser ve Hacı Kasap’ın önüne atarak, “Al, diyetini ödedim” der. Bu hareketiyle, özgürlüğünü ve onurunu geri kazanır.
Teşbihte hata olmaz. Özgür Özel-Ekrem İmamoğlu ilişkisi fena halde Koca Ali-Hacı Kasap ilişkisine benziyor. Özel’in İmamoğlu’na nasıl bir diyet borcu var bilmem, hem kendisi hem partisi tünelden önceki son çıkışta.
Bütün stratejisi bir yolsuzluk operasyonu ve onun baş şüphelisini kurtarmak üzerine kurulu parti mi olur?
Yargı süreci devam eden bir yolsuzluk operasyonunu uluslararası baskıyla durdurmak için İngiltere’ye “Senin menfaatlerini en iyi ben korurum” mesajı vermek nasıl bir siyaset yapma tarzıdır?
Özgür Bey… Acilen bir Koca Ali performansı göstermek zorundasınız… Özgürlüğünüzü geri alamazsanız işiniz zor.
En büyük parti kararsızlar
Mesleki ahlakına güvendiğim bir araştırmacının tespiti: Şu anda AK Parti ve CHP’nin oyları birbirine eşit düzeyde. Ancak “Kararsızım, oy vermeyi düşünmüyorum, sandığa gitmeyeceğim” diyenlerin oranı bu iki partinin oylarının üstünde.”
Demek ki an itibariyle Türkiye’nin en büyük partisi kararsızlar. Onları ikna eden, kendi safına çeken seçimi alır.
Tabi önce AK Parti ve CHP’nin bir özeleştiri yapması şart. Bu kadar insan neden kararsız?
TUSAŞ’ta umut var
Yıl 1973… TUSAŞ aşağıdaki resimde gördüğünüz barakalarda faaliyete geçti…
Yıl 2025… TUSAŞ dünyanın en büyük 50. savunma sanayii şirketi.. 4 milyon m²’lik açık, 740 bin m²’lik kapalı alanda faaliyet gösteriyor. (122 bin m²’lik inşaatı devam eden bir alan daha var.)
TUSAŞ’ta 16 bin kişi çalışıyor.
Çalışanların yüzde 45’ini teknisyenler, yüzde 45’ini de mühendisler oluşturuyor. Son 10 yılda, TUSAŞ’a 10 binin üzerinde personel katıldı.
TUSAŞ, millî ve küresel bir şirket. Amerika, Asya, Avrupa ve Afrika’da ofisleri var.
Gökyüzüne baktığınızda gördüğünüz her uçakta bir TUSAŞ imzası var. Boeing, Airbus, Spirit Aerosystems gibi dünyanın en büyük hava aracı üreticileriyle çalışmalar gerçekleştiriliyor, 400’ü aşkın yüksek teknoloji kapasiteli üretim tezgâhlarında parça üretiliyor.
TUSAŞ son 5 yılda 15.2 milyar dolarlık yeni kontrat imzaladı. Bunun 6 milyar doları yurt dışı ile yapılan anlaşmalar. Hedef; her yıl cironun iki katı değerinde yeni kontrat imzalamak.
TUSAŞ’ın 2025 ihracat hedefi 1.4 milyar dolardır. 2030’da 4 milyar dolara yükseltilmesi hedefleniyor. Bugün milli platformlarda 15 farklı ülkeyle 21 ihracat anlaşması bulunuyor.
Özgün ürünler ve havacılık yapısalları kapsamında toplam 94 ülkede TUSAŞ’ın izi var.
Cuma öğleden sonrayı gazeteci arkadaşlarla TUSAŞ’ta geçirdik. Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu’ndan Türkiye’nin gurur duyduğu savunma sanayii projelerine dair çok önemli ve heyecan verici şeyler dinledik.
Tarihin bu döneminde TUSAŞ gibi bir teknoloji şirketine sahip ülke sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Bunun ne demek olduğunu Türkiye’nin dostları da düşmanları da çok iyi biliyor.
Bu gurur senin Türkiye.