Ege‘Kulüplerimiz yeni tesis yapacak arsa bulamıyor’

‘Kulüplerimiz yeni tesis yapacak arsa bulamıyor’

08.12.2024 - 03:00 | Son Güncellenme:

İzmir’deki futbol kulüplerinin tesis ve alt yapı sorunlarına dikkat çeken İZVAK Başkanı Ali Erten “Stat yetersizliği nedeniyle EURO 2032 şehir listesinde yokuz. Kamusal alanlar acilen spor tesislerine dönüştürülmeli” dedi.

‘Kulüplerimiz yeni tesis yapacak arsa bulamıyor’

 FATİH TANFER / ASLI ÖKTENER- İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı (İZVAK) olarak kentteki kulüplerin yöneticilerini ve sporun önde gelen isimlerini basın temsilcileriyle buluşturdunuz. Toplantıda İzmir’i, Türkiye Profesyonel Futbol Liglerinde temsil eden 10 kulübün tesis yetersizlikleri ve alt yapılarına dair çarpıcı bir tablo da paylaştınız. Çoğu ne yazık ki zor durumda. Peki, sizce Cumhuriyet döneminden bu yana ilklere imza atmış olan köklü kulüplerimiz neden hala bu temel sorunlarını çözemedi?

Haberin Devamı

İzmir, 1870’li yıllara dayanan derin ve köklü bir spor kültürüne sahip. Geçmişte birçok başarıya ev sahipliği yapmış, çok önemli sporcular ve spor insanları yetiştirmiştir. Bu misyonu ve kent ideali günümüzde de sürüyor.İZVAK olarak bizler de tamamen gönüllülük esasına göre bu ideale hizmet etmeye ve sürdürmeye çalışıyoruz. Ancak ortalama 100 yıllık şanlı tarihleri ile birbirinden değerli ve kent mirası olarak korumamız gereken kulüplerimizin varlığına ve yetişmiş insan kaynağımızla beslenen olağanüstü elverişli spor ekosistemine rağmen günümüzde kentimiz, spor altyapısı açısından hâlâ kronikleşmiş sorunlarla mücadele ediyor. Son yıllarda başarılı yatırımlar yapılmasına rağmen hala yol almamız gereken çok mesafe var. 

Haberin Devamı

Tesis ve alt yapı sorunlarının kökenleri incelendiğinde çözüm üretilememesinin nedenlerinin hem sistematik hem de yerel dinamiklerle de bağlantılı olduğu görülüyor değil mi?

Evet. İzmir, yıllar boyunca kalıcı ve uzun vadeli spor politikaları oluşturmakta zorlanmıştır. Çünkü yerel yönetimler, kamu kurumları ve kulüpler arasında yeterince güçlü bir iş birliği kültürü geliştirilememiş. Her yeni yönetim döneminde projeler ve öncelikler değişmiş bu da sürdürülebilir yatırımların önünü tıkamış. Kurumsal istikrar sağlayarak bunu aşmakta rol almaya çalışıyoruz. İzmir’in köklü kulüpleri, zor koşullarda da olsa elde ettikleri başarılarına rağmen, günümüz rekabet koşullarında ekonomik olarak zayıf kaldı. Bu durum hem altyapı yatırımlarını hem de üst düzey tesislerin yapılmasını zorlaştırdı. Oysa genç sporcuların yetişmesi ve kentin spor kültürünün sürekliliği için altyapı projelerine öncelik verilmesi hayati önem taşıyor ancak bu konuda destekler yetersiz kalıyor. Çözüm, tüm paydaşların elini taşın altına koymasıyla mümkün. Geçmişteki başarılarımıza yakışan bir gelecek inşa etmek için bu sorunları çözmek artık bir tercih değil, zorunluluktur.

Bornova 1877 SK Başkanı Hüseyin Ok, toplantıda “Tesisimiz yok. Doğanlar stadındaki sanayi kirliliğini para vererek biz temizliyoruz. Sponsor da bulamıyoruz. Bir yandan da İzmir’deki Çimentaş firması Elazığspor’a sponsor oluyor. Böyle olursa bırakacağız” diye sitem etti. Peki sizce de kentteki iş dünyası ve yerel yönetimler kulüplere yeterince sahip çıkıyor mu?

Haberin Devamı

Bornova 1877 SK Başkanı Hüseyin Ok’un toplantıda dile getirdiği sorunlar, İzmir futbolunun  uzun süredir karşı karşıya olduğu temel problemlerin bir yansımasıdır. Burada spora destek sorumluluğu büyük olan yerel yönetimlerin rolü daha belirgin hale geliyor. Ancak bu destek çoğu zaman bütçe kısıtlamaları, önceliklendirme hataları veya koordinasyon eksikliği nedeniyle yeterli düzeyde gerçekleşmiyor. Bornova gibi bir ilçede, yerel bir futbol kulübünün kendi tesisine sahip olmaması ya da var olan tesislerdeki temizlik gibi temel sorunların bile çözülememesi düşündürücü. Oysaki, spor kulüpleri bir şehrin tanıtımı, ekonomisi, gençlerin spora kazandırılması ve toplumsal dayanışma açısından büyük bir öneme sahiptir. Öte yandan İzmir’in iş dünyası da maalesef spor kulüplerine destek konusunda yeterince aktif bir rol oynamıyor. Çimentaş’ın Elazığspor’a sponsor olduğu bir ortamda, İzmir’in kendi kulüplerine sponsor bulamaması, yerel iş dünyasının bu konudaki duyarsızlığına işaret ediyor. Oysa İzmir gibi bir metropolde, güçlü bir sanayi ve hizmet sektörü bulunuyor. Bu potansiyelin spor kulüplerine kanalize edilmesi için etkili bir iş birliği ve bilinçlendirme çalışması yapılması şart.

Haberin Devamı

Karşıyaka Stadyumu’nun bile 20 yılı aşkın süredir tamamlanamadığını düşünürsek takımlara ilişkin tesis ve altyapı eksikliklerine ilişkin bu vahim tablonun iyileştirilmesi için neler yapılması gerekiyor?

2018 yılında yönetim kurulumuz, 2030 yılı Spor Master Planı’nı hazırladı ve danışma kurulumuzun onayı ile bu planı geliştirmeye çalıştık. Epeyce bir yol aldık. Daha çok iş birliğine ve gayrete ihtiyacımız var.

Karşıyaka Stadı’nın yapımının 20 yılı aşkın süredir tamamlanamaması ise İzmir gibi bir metropole yakışmıyor. Yeterli kapasitede stadımız olmadığı için Türkiye ve İtalya’nın ortaklaşa düzenleyeceği EURO 2032 Avrupa Şampiyonası Türkiye şehir listesinde yokuz. Bunu herkes şapkayı önüne koyarak düşünmeli. Ancak sorunların çözümü için kamu kurumlarından özel sektöre, yerel yönetimlerden spor kulüplerine kadar birçok kesime önemli görevler düşüyor.

Haberin Devamı

Bunun için öncelikle yeni spor tesislerinin geliştirilmesi ve inşası gerekiyor. İzmir Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın uzun vadeli yatırım planlarında öncelik almalı. Paralel olarak Karşıyaka Stadı gibi yıllardır çözülemeyen projeler hızla tamamlanmalı. Bu tür projelerin sürüncemede kalması halkın spor yatırımlarına olan güvenini zedeliyor. Ayrıca kamusal alanların spor tesislerine dönüştürülmesi için etkin planlama gerekiyor.

Bornova örneğinde olduğu gibi, kullanılabilir araziler hızlıca spor altyapısına kazandırılmalı. Yerel bazda ise İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri, spor kulüplerinin ihtiyaç duyduğu altyapı ve tesis yatırımları için daha aktif bir rol üstlenmeli. 

Yerel yönetimler hem kamu kaynaklarını hem de ulusal ve uluslararası fonları bu alana yönlendirmeli. Ayrıca, İzmir’in büyük şirketleri, yerel spor kulüplerine sponsor olarak tesisleşme projelerine katkı sunabilir. Bunun için şirketlere yönelik teşvik mekanizmaları da geliştirilmeli.

Burada kulüplere düşen görevler nedir peki?

Elbette onların da sorumlulukları var. Kulüplerimiz, sorunlarını kamuoyuna daha etkili bir şekilde anlatmalı ve iş dünyasıyla iş birliği fırsatları yaratmalı. Bunun için profesyonel yönetim anlayışı benimsenmeli.

Ayrıca mevcut tesislerin geliştirilmesi ve altyapıya yatırım yapılması, kulüplerin öncelikleri arasında yer almalı. Ayrıca İzmir halkı ve basın, tesisleşme sorunlarının çözümü için kamuoyu oluşturmalı, merkezi ve yerel yönetimlere yönelik taleplerini dile getirmeli. Bu süreç, bir sivil hareket gibi şekillendirilirse daha hızlı sonuç alınabilir.

Özetle; İzmir’in spor altyapısı sorunlarının çözümü, tek bir aktörün çabasıyla mümkün değil. Bu, merkezi yönetimden yerel idarelere, iş dünyasından spor kulüplerine kadar birçok paydaşın el ele vermesini gerektiren bir süreç. Eğer, geçmişteki sportif başarılarımızı ve zengin spor kültürümüzü geleceğe taşımak istiyorsak, tesisleşme konusundaki bu kronik sorunları aşmak için kolektif bir irade göstermeli.

 Örneğin Karşıyaka Stadı, sadece bir kulübün değil, tüm şehrin bir sembol projesi haline gelmeli. Sayın Mehmet Sepil, stat yatırımına ilişkin olarak “Bize yapılan Karşıyaka’ya da yapılmalıdır” diyerek bunun en güzel örneğini veriyor. İzmir, Türkiye’nin üçüncü büyük şehri olarak, spor altyapısı ve tesisleşme konusunda da hak ettiği yerde olmalı. Bu sadece bir vizyon meselesi değil aynı zamanda kente duyulan sorumluluğun bir gereğidir.

Aynı buluşmada İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürü Murat Eskici, son 3 yılda bakanlık tarafından kente, gençlik merkezi, havuz ve yurt yapımı için 6 milyar lira bütçe aktarıldığını açıkladı. Sizce bakanlığın kulüplere de acil destek sağlaması gerekmiyor mu?

Elbette. İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürü Murat Eskici’nin belirttiği gibi yatırımlar çok önemli ve takdire şayandır. Çünkü spor kültürü bir bütündür. Ancak kulüplerimiz de sadece birer spor kulübü değil.

Aynı zamanda şehrimizin en büyük sosyal kurumları. Ve özelinde bakarsanız altyapılarında, her spor branşında on binlerce çocuğumuza spor yapma imkanı sunuyorlar. O yüzden destekler çok önemli.

‘Kulüplerimiz yeni tesis yapacak arsa bulamıyor’

‘Arazimizi istiyoruz’

İZVAK toplantısında uzun zamandır tesis için çalıştıklarını ancak yer konusunda halen bir çözüm bulunamadığına dikkat çeken Göztepe Onursal Başkanı Mehmet Sepil, “8 yıl önce şampiyon olduk. Başkan Aziz Kocaoğlu o dönemde 7 milyon liralık tesis yapacağının sözünü verdi ancak ne tesis yapılabildi ne para alınabildi. Biz arazimizi istiyoruz” çağrısı yaptı. Sepil’in açıklaması üzerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ise, “Göztepe camiası bu konuda gerçekten haklı ve tepkileri de yerinde. Biz de bu durumu çözmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Markalaşmamız gerekiyor

İzmir’in spor ekonomisi denilince bugün yaklaşık kaç liralık bir rakamdan bahsediyoruz? İzmir Ekonomi Üniversitesi ile kulüplerin kente ekonomik katkısını ölçmek için başlattığınız işbirliği projesi ne aşamada öğrenebilir miyiz?

Projenin şubat 2025 gibi bitmesini planlıyoruz. Çıkacak sonuçları, futbolun, kent yönetiminin ve ekonominin tüm paydaşları ile paylaşacağız. Bu çalışmanın, İzmir kulüplerinin şehrin kalkınmasındaki rolünü daha iyi anlamak için önemli bir yol gösterici olacağına ve yaratacağı farkındalıkla İzmir’deki kulüplerin yatırımcıları, sponsorları ve kent yöneticileri için bir rehber niteliği taşıyacağına inanıyoruz. Ayrıca diğer kentler ve tüm futbol ailesi için de örnek olabilecek bir model oluşturacak.

Peki, İzmir’de spor turizmini hareketlendirmek için başarıyla gerçekleştirmek için sizce neler yapılabilir?

İzmir, coğrafi avantajları, kültürel zenginlikleri, derin ve köklü spor kültürü ile spor turizmini geliştirmek için olağanüstü büyük potansiyel sunuyor. İzmir, Türk spor ve futbol ailesinin gözünde de bir marka şehir. İşin içinde olanlar bunun farkında. Ama markalaşmak için elbette bu yeterli değil. Önemli olan bunu konunun paydaşların dışına taşıyarak genelleyebilmek. Bu, mümkün mü? Elbette... Kulüplerimizin hepsi kendi adlarına çok değerli markalar. Ama bunu bizim bilmemiz yetmez. Daha fazlası ise sadece futbol kulüplerinin yapacağı bir iş değil. Öncelikle konuyu içselleştirmek, uzun vadeli ve profesyonel bir stratejik planlama, ve birçok kurumun ortak çabası gerekiyor.