30.11.2024 - 06:56 | Son Güncellenme:
Türkiye’nin terör örgütü olarak kabul ettiği cihatçı silahlı Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ), Rusya ve Suriye rejim güçlerinin son dönemde İdlib’in güneyine yönelik saldırılarını gerekçe göstererek rejime karşı başlattığı operasyon sürüyor.
Uluslararası haber ajanslarına düşen son dakika haberlerine göre ise Suriye yönetimi Cumartesi sabahın erken saatlerinde Halep havaalanını ve Halep'e giden yolları kapattı.
“Saldırganlığı Caydırma Operasyonu” adını verdiği operasyon kapsamında, karmaşık yapıdaki örgüte bağlı muhalif gruplar, Çarşamba’dan bu yana süren çatışmaların ardından dün Halep kent merkezine kadar girdi. Suriye ordusu ve destekçilerine yönelik saldırılarda şu ana kadar aralarında sivillerin de bulunduğu 200’den fazla kişinin öldüğü bildiriliyor. Saldırılar nedeniyle Halep-Şam yolu kapanırken onbinlerce kişi çatışma bölgelerinden kaçarak İdlib kırsalına sığındı.
ESAD’A ÇAĞRI
HTŞ’nin Suriye ordusuna ait 46. Alay’ın karargahını ve Halep kentinin 5 kilometre batısında bulunan Han el-Assal kasabası ile Urem el-Kubra ve Andżara kasabasının da aralarında bulunduğu çok sayıda köyü ele geçirdikleri bildirildi.
Silahlı gruplar ayrıca Halep ile Şam arasındaki M5 otoyolu ve güneydeki Saraqeb kasabası yakınlarında M5 ile M4 otoyolu arasındaki kavşağın kontrolünü ele geçirdi.
Halep ve İdlib’de 108 yerleşimi ele geçiren rejim karşıtı gruplar, çok sayıda Suriye askerini öldürdü ve onlarcasını esir aldı. Halep’in batısına düzenlenen bir saldırıda İran Devrim Muhafızları Ordusu komutanının öldüğü bildirildi. Ayrıca Halep’te üniversite yerleşkesine düzenlenen saldırıda 4 sivil hayatını kaybetti. Rusya, Halep çevresindeki durumun Suriye’nin egemenliğinin ihlali olduğunu belirterek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a “düzeni yeniden kurma” çağrısı yaptı.
STRATEJİK NOKTALAR
HTŞ ve destekçilerinin saldırı başlattığı bölgeler, Suriye hükümeti için “can damarı” olarak nitelendirilen Halep’in batı kalkanı olarak kabul edilen stratejik noktalar. Suriye ordusu, İranlı milisler ile Lübnan Hizbullahı da dahil olmak üzere Şam’ın müttefikleri tarafından yoğun şekilde tahkim ediliyor.
HTŞ’nin liderlerinden Hasan Abdulgani, Middle East Eye’a yaptığı açıklamada, “son derece stratejik” bölgeleri ele geçirdiklerini söyledi. Abdulgani, “Operasyonumuzun amacı topraklarımızı Suriye ve İran güçlerinden kurtarmak ve halkımızın güvenli bir şekilde evlerine dönmesini sağlamaktır” dedi.
DIŞİŞLERİ: SÜKUNET MUHAFAZA EDİLMELİ
Dışişleri Bakanlığı Sözüsü Öncü Keçeli, “Sınırımızın sıfır noktasında bulunan İdlib ve mücavir bölgede sükunetin muhafazası ülkemiz açısından öncelikli bir meseledir. İdlib’e yönelik son dönemdeki saldırıların Astana mutabakatı ruhuna zarar verecek boyuta ulaştığı, duruldurulması gerektiğini kayda geçirmiştik. Mevcut istikrarsızlık ortamından istifade etmeye çalışan Tel Rıfat ve Münbiç’teki terör gruplarının sivil halkı ve Türkiye’yi hedef alan saldırılarındaki artışı dikkatle izliyoruz” açıklaması yaptı.
ÇATIŞMALARIN FİTİLİ NASIL ATEŞLENDİ?
İdlip-Halep hattında yaşanan son yılların en şiddetli çatışmalarında fitili ne ateşledi? HTŞ’nin yapısı ve bundan sonraki stratejisinin ne olacağı, Suriye’deki kaos ortamının nasıl şekilleneceği, dünya başkentlerinin de yakın takibinde.
Arap Baharı’nda, bazı ülkelerde iç savaşlar çıkarken, bir çok ülkede muhalifler tek bayrak altında toplandı. Ancak Suriye’de durum farklı oldu ve ülkenin neredeyse her köyünde farklı bir bayrak asıldı. Dini, etnik birçok faktöre dayalı muhalif gruplar oluştu. Muhaliflerin oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) içinde de çok farklı gruplar yer aldı. Her biri, güç mücadelesine girdi.
SAVAŞ LORDLARI
Türkiye ise, Suriye içindeki Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve İdlib bölgesindeki harekatlarıyla muhalifleri birleştirip, tek çatı altında toplamaya çalıştı. HTŞ defakto olarak Türkiye’nin muhalif gördüğü bir grup değildi. ÖSO’dan daha radikal dinci bir grup olarak ortaya çıktı. Ağırlıklı olarak İdlib bölgesine hakim olan HTŞ ile ÖSO arasında 2 yıl önce de problem yaşandı.
HTŞ, rejime karşı savaşırken, içindeki yabancı savaşçılar, Rusya’nın rejimi desteklemesinden ve Rus savaş uçaklarının da bölgeyi bombalaması nedeniyle bunu bir din savaşı haline de getirdi.
Analistler, HTŞ’nin güven duyulabilecek örgüt olmadığını, kendi içinde de farklı grupların yer aldığını, her an taraf değiştirebilecek yapıda olduğuna dikkat çekiyor. Farklı gruplar barındırdığından, örgütten bağımsız hareket eden, kimisi aşırı radikal çizgide gruplar da ortaya çıkabiliyor. Bir yandan reiimle mücadele edilirken, oluşan savaş ekonomisi nedeniyle, gruplar hatta örgütler arası bir güç savaşı da başladı.
KONJONKTÜRÜ KULLANDI
İsrail’in Lübnan’a, Suriye’ye yönelik saldırıları da, bu grupları etkiledi. Daha önceki Rus saldırıları ve rejim güçlerinin harekatı sırasında İdlib bölgesinde, özellikle de Halep’in batı kırsalında bazı yerleri kaybeden HTŞ, Hizbullah’ın, İsrail nedeniyle gücünü yitirmesini fırsata çevirmeyi amaçlıyor. Hizbullah Suriye’ye geri dönmeden ve İran destekli gruplar zayıflamışken bu konjonktürden yararlanmak isteyen HTŞ, İdlib’te, Halep’in batısında önceden kaybettiği yerleri geri almaya çalışıyor.