Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği’nin Digitik Atölye ile başlattığı projeyle çocuklar dijital haklarını, güvenli davranışları ve karşılaşabilecekleri tehlikeleri nasıl tanıyacaklarını öğrenecek.

Dijital dünya çocukları sadece oyun ve eğlenceyle değil, siber zorbalık, taciz ve istismar tehlikeleriyle de karşı karşıya bırakıyor. Aileleri ve öğretmenleri tarafından yönlendirilmeyen, sınır konulmayan çocuklar, tek bir hareketle hayatlarını tehlikeye atabilecek durumlara maruz kalabiliyor. Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM), Digitik Atölye ile bir eğitim programına başladı. Herkes için erişilebilir, eğitici ve interaktif atölyelerle ülkemizin dört bir yanındaki UCİM gönüllüsü gençler ve aileleri eğitilecek ve onlar da çocukları eğitecek.

Haberin Devamı

Sertifikalı ‘Dijital Elçiler’ iş başında

Ünal Yüksel (Digitik Atölye kurucusu): “Dezavantajlı bölgelerdeki çocuklara ulaşabiliyoruz”

Çocukların dijital hayatın içindeki güvenliği için hangi çalışmaları yapıyorsunuz?

Oyuna dayalı öğrenme yöntemleriyle çocuklara dijital haklarını, güvenli davranışları ve karşılaşabilecekleri tehlikeleri nasıl tanıyacaklarını öğretiyoruz. Aynı zamanda eğitimciler ve aileler için hazırladığımız kapsamlı çevrim içi rehberler ve atölye programlarıyla süreci bütünsel olarak uçtan uca ele alıyoruz.

Bu projede nasıl bir yol izlenecek?

Türkiye genelindeki UCİM üniversite topluluklarını ‘Dijital Elçiler’ olarak sertifikalandırıyoruz. Bu genç gönüllüler, Digitik Atölye’nin online eğitimlerine ücretsiz erişim sağlıyor ve Masterclass programımız aracılığıyla dijital güvenlik konusunda donanımlı hâle geliyor. Sertifikalandırmadan sonra, çocuklara yönelik atölye çalışmalarını sistemden açılan Digitik Atölye Program Dosyaları ile kendileri uygulayabiliyor. Eğitim içerikleri, çalışacakları çocukların yaş grubuna ve bulundukları koşullara (köy okulları, teknolojiye sınırlı erişim gibi) göre uyarlanıyor. Bu modelle eğitimlerin ölçeklenmesini sağlıyor, dezavantajlı bölgelerdeki çocuklara ulaşabiliyoruz.

Çocuklar en çok hangi konularda istismara uğruyor?

En sık rastlanan istismar türlerinden biri, kişisel verilerinin izinsiz paylaşılması ya da kullanılması. Örneğin fotoğraflarının başkaları tarafından paylaşılması ya da sahte hesaplarda kullanılması. Ayrıca, siber zorbalık (çevrim içi hakaret, dışlanma, tehdit gibi) çocuklar üzerinde psikolojik olarak ciddi etkiler bırakabiliyor. Bir diğer önemli risk ise sosyal medya platformlarında çocuklara yönelik manipülatif ya da cinsel içerikli yaklaşımlar. Bu tür durumlar çoğu zaman tanımadıkları kişiler tarafından ‘dostça’ başlayan konuşmalarla ilerler ve fark edilmesi zaman alabilir. Özellikle sosyal medya platformlarında yayılan tehlikeli içerikler, meydan okumalar veya sahte kimliklerle temas kurulması da çocukları istismara açık hâle getiriyor. Bu riskler çoğu zaman bir arada görülüyor ve çocuklar neyin normal, neyin zararlı olduğunu ayırt etmekte zorlanabiliyor. Bu nedenle farkındalık eğitimi büyük önem taşıyor.

Haberin Devamı

Güvenli bir dijital hayat deneyimi için gençlere ve ailelerine en öncelikli tavsiyeleriniz neler olur?

Haberin Devamı

Dijital güvenlik sadece teknik değil, aynı zamanda etik bir mesele. Ailelerin çocuklarıyla açık bir iletişim kurması, birlikte dijital kurallar belirlemesi çok önemlidir. Gençler ise dijital ortamdaki sınırlarını bilmeli, ‘hayır’ deme hakkına sahip olduklarını unutmamalıdır.

Sertifikalı ‘Dijital Elçiler’ iş başında

Saadet Özkan (UCİM Genel Başkanı): “Dijital istismarda ciddi bir artış var”

UCİM’e en çok hangi ihbarlar geliyor?

Dijital istismarda ciddi bir artış var. Bize en çok gelen ihbarlar; sosyal medya uygulamaları üzerinden çocuklara gönderilen uygunsuz mesajlar, cinsel içerikli görüntüler ve çocukların özel görüntülerinin izinsiz paylaşılmasıyla ilgili oluyor. Bir de dijital oyunlar üzerinden çocuklarla bağ kuran, onları manipüle eden kişiler var. Bu durumlar özellikle ‘grooming’ dediğimiz, çocuğu istismara hazırlama sürecini barındırıyor.

Bu konuda bir istismara maruz kalındığında aileler nasıl bir yol izlemeli?

Öncelikle panik yapmadan, çocuğu dinlemek çok önemli. Onu suçlamak ya da sorguya çekmek ikinci bir travmaya yol açabilir. Aileler önce dijital delilleri -ekran görüntüleri, yazışmalar, varsa video kayıtları- saklamalı. Sonra en kısa sürede Cumhuriyet Savcılığı’na başvurmalı ya da kolluk kuvvetlerine durumu bildirmeli. UCİM olarak bize ulaşan ailelere bu süreçte hem psikolojik hem hukuki destek veriyoruz ama ilk adım her zaman çocuğun yanında durmak.

Kanunlar ne diyor?

Türk Ceza Kanunu’nda dijital istismar başlığı açık şekilde yer almasa da çocuğun cinsel istismarı, müstehcenlik, özel hayatın gizliliğinin ihlali gibi maddeler üzerinden yargılama yapılabiliyor. Ancak mevcut mevzuat hâlâ dijital platformlardaki yeni tehditleri yakalamakta yetersiz. Örneğin bir fail, çocuğu sadece dijitalde manipüle ediyor, fiziksel temas olmuyorsa ‘cinsel istismar’ kapsamında yargılanamayabiliyor. Ekranda yaşanan her şey çocuğun ruhunda iz bırakabiliyor. Bu nedenle mevzuatta dijital istismar tanımı net şekilde yer almalı, bu suçlar için ayrı bir başlık açılmalı ve cezai yaptırımlar caydırıcı biçimde güncellenmeli.