Deniz Kilislioğlu

Deniz Kilislioğlu

deniz.kilislioglu@ntv.com.tr

Tüm Yazıları

Lahey’deki NATO liderler zirvesini geride bıraktık. Bütün ilgi ABD Başkanı Donald Trump’ın üzerindeydi. Lakin ben, bugün aile fotoğrafının ‘göbeğindeki’ yıldıza değil, onun sol tarafında, fotoğrafın en ucunda duran ‘kara koyuna’ odaklanacağım.

İspanya’nın Başbakanı Pedro Sanchez epey sessiz, hatta dikkat çekmemek için azami özen gösteren bir hal içindeydi. Bunun arkasındaki sebep, hiç kuşku yok ki haftalardır ‘aile’ içinde devam eden bütçe tartışmalarıydı. İspanya, yüzde 1,2 ile NATO üyeleri arasında bütçesinde savunmaya en az pay ayıran ülkeydi. Dahası daha önce varılan yüzde iki oranının yüzde beşe çıkarılmasına da direniyordu. Sanchez belki biraz da bilinçli olarak ABD Başkanı Donald Trump’ın radarına girmemek, onun hışmına uğramamak için ‘düşük profil’ sergilemeyi tercih etti. Zira Trump daha zirveye gelmeden önce ‘onlardan memnun değilim’ diyerek İspanya’yı hedefine koymuştu.

Haberin Devamı

Savaşa uzak, refaha yakın

Bir çok ülke için savunma bütçelerini bir anda iki-iki buçuk katına çıkarmak kolay bir iş değil. Hollanda, İsveç gibi ülkeler de zorlanarak -hatta belki istemeye istemeye- bu oranı yukarı çıkarmayı kabul etti; ama İspanya’nın Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) iktidarı için bunu iç kamuoyuna anlatmak biraz daha zor. Örneğin İspanyol hükümeti, NATO’nun bir önceki hedefi olan yüzde iki oranına çıkabilmek için 2025’te savunma harcamalarını 10,5 milyar euro artırma sözü vermiş, bu bile ülkeyi karıştırmıştı.

Rusya, NATO için hala bir tehdit olarak tanımlanırken, savaş bölgesine en uzak noktada bulunan İspanya’nın bu yüke ortak olmak istememesi anlaşılabilir. Haklılığı ise nereden baktığınıza bağlı olarak değişebilir.

İspanya’nın çıkmazı

İspanya’da Başbakan Sanchez’den daha çok koalisyon ortağı Sumar Partisi savunma bütçesinin büyümesine karşı çıkıyor. Sumar’ın yanı sıra parlamentoda sol politikaları güçlü bir şekilde dile getiren Podemos Partisi de bu artışı reddediyor. Bu mesele parlamentoya gelirse siyasi dengeleri sarsabilir. Zaten halihazırda Sanchez’in başında olduğu Sosyalist İşçi Partisi’ndeki yolsuzluk iddiaları yüzünden Meclis’te sert tartışmalar oluyor. Sanchez bir de bu konu yüzünden okların kendisine dönmesini istemiyor.

Haberin Devamı

Sanchez’in, siyaseten zorlu olan bu sürecin gerekçesini NATO’ya nasıl izah ettiğine de bakalım. İspanyol Başbakan açıkça ‘‘Bizim için öncelikli tehdit Rusya’nın Pireneler’in ötesine asker göndermesi değil. Siber saldırılar bizim için çok daha büyük tehdit. Bizim sadece savunma değil, güvenlikten bahsetmemiz gerekiyor.” diyor. Ayrıca savunma bütçesinin artırılmasının, iklim krizi gibi diğer alanlarda mücadeleyi akamete uğratacağına inanılıyor. ‘Bireylerin refahını artıracak projeler yerine, bu paranın savunmaya aktarılması sosyal devlet mantığıyla çelişiyor’ yorumları da yapılıyor.

2029 umudu

Bu itirazlara rağmen İspanya’nın direnişinin nasıl kırıldığının perde arkasını ise NATO zirvesini takip eden Güldener Sonumut, 24 Haziran’da Milliyet’teki köşe yazısında şöyle yazmıştı:

“Dışişleri Bakanı Hakan Fidan İspanyol mevkîdaşını aradı, Madrid’in süre konusundaki sıkıntılarının bir formül üreterek aşılabileceğinin mesajını verdi, bu girişim de Madrid ile NATO arasında uzlaşmanın sağlanması için önemli bir adım oldu.”

Haberin Devamı

Sonunda varılan mutabakata göre müttefikler 2035’e kadar yıllık olarak gayrisafi yurt içi hasılalarının en az yüzde üç buçuğunu temel savunma ihtiyaçlarına ayıracak, yüzde bir buçuğuna kadar olan kısmını da altyapının korunması, siber ağların savunulması, inovasyonun teşvik edilmesi gibi alanlara harcayacak. Bu planın harcama dengesi de 2029 yılında gözden geçirilecek. Yani Donald Trump’ın görev süresi bittiğinde! Özetle, bulunan süre ve kademelendirilen bütçe artış formülleri köprüyü geçene kadar ‘zevahiri kurtarmak’ için bulunmuş gibi. 2029’a hatta 2035’e kim öle kim kala…