Dünya Prematüre Farkındalık Ayı’ndayız. Geçtiğimiz günlerde kızı Arya’nın 4’üncü yaş gününü kutlayan oyuncu Aslı Tandoğan ile 32’nci haftada yaptığı prematüre doğumu, yaşadığı zorlukları ve kızını büyütme serüvenini konuştuk
Her yıl binlerce çocuk prematüre olarak dünyaya geliyor. 38. gebelik haftasını tamamlamadan önce dünyaya gelen yenidoğanların bir kısmı farklı boyutlarda sağlık sorunları yaşayabiliyor. Prematüre Farkındalık Ayı vesilesiyle kızı Arya’yı 32’nci haftada dünyaya getiren ve sıkıntılı günler geçiren oyuncu Aslı Tandoğan ile deneyimlerini konuşmak için buluştuk.
Geçtiğimiz günlerde kızınız 4 yaşına bastı. Nasıl gidiyor annelik? Çocuklarınızla aranız nasıl?
Tek çocukla iki çocuk arasındaki farkı yaşayarak çok güzel öğreniyorum. Oğlum Atlas varken, “4-5 çocuğum olabilir” diyordum ama iki çocuk sahibi olduktan sonra ikisinin de farklı ihtiyaçlarına yetişebilmenin hiç de kolay olmadığını gördüm. Erkek ve kız
Dünyada da örnekleri bulunan, kanser hastalarına yönelik “terapi köpeği desteği”, İstanbul’da iki hastanede pilot olarak uygulanmaya başladı. Projede başarı elde edilirse Türkiye’nin dört bir yanında pek çok köpek, terapi köpeği olarak eğitilecek.
Televizyon ekranlarından Max’in torunu olarak tanıdığımız Border Collie cinsi Teo’yu bugünlerde hastane koridorlarında görürseniz şaşırmayın! Çünkü Teo, kanser hastalarının radyoterapi tedavi sürecinde, destek tedavi amacıyla yönlendirilen Türkiye’nin ilk terapi köpeği oldu. SBÜ Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü’nün öncülük ettiği projeyle ülkemizde ilk kez bir köpek onkoloji koridorlarında görev alıyor. Sağlık Bakanlığı’nın öncülüğünde 2 ay önce başlayan projeyle hastaların psikolojisine olumlu yönde katkı yaparak, kanser tedavisinin desteklenmesi amaçlanıyor. Projede başarı elde edilirse Türkiye’nin dört bir
Yaşamın kaçınılmaz bir parçası olsa da çoğumuz ölüm düşüncesinden bile kaçınıyoruz. Yurt dışında “Ölüm doulalığı” eğitimi alarak, bir hastanenin Palyatif Bakım bölümünde gönüllü çalışmaya başlayan Berna Köker Poljak, ölüme yakın kişilere ve ailelerine destek sağlıyor
Hamilelik sürecinden doğuma kadar, anne adayına fiziksel ve duygusal destek veren doulaları pek çoğumuz artık biliyoruz. Peki, ölüm doulalığını duydunuz mu? Doğum, bir bebeğin dünyaya gelişi herkesi mutlu eden, coşkuyla karşılanan bir durum. Ölüm de doğum kadar yaşamın bir parçası olsa da işler değişiyor. Kimse kucağını açarak karşılamıyor ölümü. Ölümcül hastalığa sahip biri bu süreci nasıl yaşamalı? Biz ölümcül bir hastalığa sahip yakınımıza nasıl yaklaşmalıyız? Yasımızı nasıl yaşamalıyız? Tüm bunlar zorlandığımız konular. Çocuklara ölümlerden bahsetmiyoruz, cenazelere götürmüyor, mezarlıklardan uzak tutuyoruz. Oysa her daim yanı başımızda olan bu konu, hayata
Dijital çağın çocuklarının ekran başında oyun oynarken ya da telefonda yazışırken kullandıkları başka bir dil var. Çocuklarımızın dünyasında neler olup bittiğini anlamak için onların dilinden anlamak önemli.
Çoğu zaman ekran başında arkadaşlarıyla oyun oynayan kızımın konuşmalarını anlamıyorum. Yazı dilleri ise bana tamamen yabancı. Ne konuştuklarını sorduğumda “Sen anlamazsın anne, boşver” deyip geçiyor. Dijital çağın çocuklarının ekran başında oyun oynarken ya da telefonda yazışırken kullandıkları yeni bir dili var.
Eğer bahsettiği oyun konusunda bir fikrim yoksa “Anne çok noob’sun” diyor mesela. “Noob” çaylak anlamında kullanılıyor. Genellikle oyuna yeni başlamış ve oyunda başarısız hareket sergileyen çocuklar arasında kullanıyorlar. Ya da tam tersi eğer oyunda çok iyi ise “pro” diyorlar birbirlerine. Yani profesyonel. “Lag’e girmek” oyunun takılması anlamına geliyor. Çocuklarımızın dünyasında neler olup bittiğini anlamak, dijital dünyanın tehlikelerine karşı farkında olmak ve onlarla aynı dili
Aslı İnandık, sosyal medyada “Niloş’un annesi” tiplemesiyle güldürürken bir yandan da günümüz ebeveynine mizahın aynasıyla ışık tutuyor: ”Amacım kimseyi hedef almak ya da ahkâm kesmek değil, sadece bu karanlık gündemde aramızda gezen tiplemeleri paylaşıp, yüzlerini biraz olsun güldürebilmek” diyor
Aslı İnandık, yarattığı tiplemelerle son dönemin dikkat çeken isimlerinden. Özellikle sosyal medyada “Niloş’un annesi”yle günümüz ebeveynine mizah yoluyla bir bakış getiriyor. İnandık, Niloş’un uyku ablası gününü, hamur ablası etkinliklerini anlattığı videoları en çok da anne babaların paylaştığını söylüyor. Çocukken de etrafında kim varsa jest ve mimiklerini kapar, eve gelince de taklit edermiş. Okuldaki arkadaşları da bu taklitlere maruz kalmaktan kurtulamamış! Ve derken tüm bu gözlemleri tiplemelere dönüştürüp sosyal medyaya taşıyınca sonrasını zaten hepimiz biliyoruz.
Sosyal medyada paylaştığınız videolarla büyük bir kitleye ulaştınız. Yolculuğunuz nasıl başladı?
33 yıl
Evinizde ayrıştırarak, ilgili çöp konteynerlerine attığınız plastiklerin çocuk parkına dönüştüğünü ve çocuklara armağan edildiğini bilseniz ne yapardınız? OMO’nun başlattığı bu iyilik hareketine çocuklarınızla dahil olabilir ve çevreye katkıda bulunmalarını destekleyebilirsiniz
Geçtiğimiz hafta Trabzon’un Akçaabat ilçesindeki Uğurlu İlkokulu’ndaydım. Çocukların, okullarının bahçesine kurulan çocuk parkında, mutluluk çığlıkları atarak oynayışlarını gözlerim dolu dolu izledim. Buraya en yakın çocuk parkı 5 kilometre uzakta olduğu için çocuklar için mesafe demekti. Çocukların gelişiminde oyunun, özellikle açık havada oyunun önemini hepimiz çok iyi biliyoruz. Sallanmak, tırmanmak, zıplamak, atlamak, bedensel gelişimleri açısından çok kıymetli. Ve bunları yaparken akranlarıyla bir takım çalışması halinde, bazen iş birliği içinde bazen çatışarak oynamaları da duygusal gelişim açısından önemli. Ancak halen ülkemizin pek çok
Çağdaş sanatçı Halil Altındere Kuzey Kutbu Maratonu’nda koşan Ahmet Uysal’la 8 yaşındaki oğlunu götürdüğü bir oyun parkında tanıştı. Uysal’ın hikâyesinden ilhamla “Metaverse’te Dünya Maratonu Mücadelesi” adlı NFT video eseri ve artırılmış gerçeklik teknolojisi ile bir çocuk kitabı tasarladı.
Türkiye çağdaş sanatının öncü isimlerinden Halil Altındere özellikle oğlu doğduktan sonraki ilk 3 yılının parklarda geçtiğini söylüyor. Oğlunun arkadaşının babası, Kuzey Kutbu Maratonu’na katılan ilk Türk olarak adını duyuran Ahmet Uysal’la da her gün gittikleri çocuk parkında tanışmış. Ahmet Uysal’ın gerçekleştireceği Dünya Maratonu Meydan Okuması koşusundan esinlenen Altındere çevre bilincinin olacağı, çocuklar yararına bir eserden yola çıkarak bir yıl boyunca Ahmet Uysal’ın beden hareketlerini gözlemledi ve üç boyutlu avatarını yarattı. Altındere’nin 7 gün, 7 kıta ve 7 maratonu temsilen oluşturduğu ve tamamen üç boyutlu modelleme
Oyuncu Sedef Avcı ile bu yıl 4’üncü sınıfa geçen 9 yaşındaki oğlu Can Kasabalı ile ilişkisini, anneliği ve okul sürecini konuştuk.
Ders zili çaldı. Çocukların kadar annelerin de derslerle, ödevlerle imtihanı başladı. Uzun bir pandemi süreci, ardından yaz tatili derken okullar açıldı ve çocuklar bu duruma uyum sağlamakta zorlanıyor. Bir sonraki tatilin hayalini kurmaya şimdiden başladılar. Özellikle doğa içinde özgürce hareket edebildikleri tatiller onlar için vazgeçilmez oluyor. Sedef Avcı-Kıvanç Kasabalı çifti de 8 yaşındaki oğulları Can’la kimi zaman Karadeniz’in eşsiz manzaralarındaki yaylalarından kimi zaman da güneyde çadır kurup kano yaparken fotoğraflar paylaşıyorlar. Sedef Avcı “Doğada olmayı çok seviyoruz. Daha özgür ve yaratıcı kılıyor insanı çünkü. Büyük şehir hayatı insanın enerjisini alıyor. Kendimizi sıfırlıyoruz doğada” diyor. Peki şehre dönüşte neler oluyor? Okul hazırlıkları, alışverişi derken bir haftayı geride bıraktık. Sedef Avcı ile pandemi