Zafer Şahin

Zafer Şahin

zafer.sahin@kanald.com.tr

Tüm Yazıları

Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın ‘Suç örgütüne üye olma’, ‘ihaleye fesat karıştırma’ ve ‘haksız mal edinme’ suçlamasıyla başlatılan soruşturmada gözaltına alınması CHP’de derin bir kırılmaya yol açtı. 

CHP içinde bir kesim Akpolat’ın ardından İstanbul’da başka belediye başkanlarının da görevden uzaklaştırılması durumunda Özgür Özel’in genel başkanlığa devam edemeyeceği görüşünü savunuyor. Hatta İmamoğlu’nun da siyasi iddiasının tartışmalı hale geleceğini düşünüyor. 

Ve Özel- İmamoğlu ikilisinden daha sert ve etkili bir muhalefet bekliyor. Onlar bunu istiyor ama bir de gerçekler var. 

Haberin Devamı

Akpolat’a destek için Türkiye’nin her yerinden İstanbul’a adam taşındı. Buna rağmen toplanan kalabalık istenilen düzeyde değildi. Çünkü CHP’de mızrak çuvala sığmıyor. Bir tarafta belediye rantıyla İsviçre standartlarında yaşayan parti elitleri diğer tarafta CHP’ye gönül veren, seçim zamanı bayrak asan, sandık başında bekleyen parti emekçileri… Belediyelerde 20 – 30 bin lira maaşla ‘lütfen istihdam edilen parti emekçileri’, parti elitlerinin lüks ve şatafat dolu yaşam tarzlarına fena halde içerliyor. Özgür Özel etkili muhalefet yapsın da bu muhalefeti tabana yayacak insanlarla partinin bağları giderek zayıflıyor. Bir parti emekçisinin şu tespiti önemli: Belediyelerde 20-30 bin lira maaşla karın tokluğuna çalıştırılan emekçilerden 20-30 milyonluk arabalara binen parti elitlerini her koşulda savunmasını bekliyorlar. Kim rutin dışına çıktıysa kanun karşısında hesabını versin. Aklansın gelsin. Emekçileri sadece zor günlerinde hatırlamanın yanlış olduğunu belki bu vesileyle anlarlar.

Doğru söze ne denir… 

Hırsız her yerde hırsızdır

Bu ülke ne çektiyse milletin hakkını yiyen hırsızlardan çekti. Hırsızın partisi, ideolojisi yok. O sebeple kim kamunun, milletin bir kör kuruşuna göz dikiyorsa haram zıkkım olsun. 

Yargı önünde yaptıklarının hesabını versin. CHP’li belediye, AK Partili belediye fark etmez. Kim yanlış yapıyorsa hepsinin sonuna kadar üzerine gitmek boynumuzun borcu. 

Keşke bu yolsuzluk haberleri sadece belediyelerle sınırlı olsaydı. 

Haberin Devamı

Son dönemde canımı en çok sıkan gelişmelerden biri Yunus Emre Enstitüsü ile ilgili gündeme gelen yolsuzluk iddiaları oldu. 

Yunus Emre Enstitüsü’ndeki naylon fatura yolsuzluğundan bahsediyorum. O enstitü nasıl güzel hedeflerle kuruldu. Türkiye’nin gönül coğrafyasında ne kadar önemli ve stratejik işlere imza attı. 

Ama şimdi kurumun başındaki kişi ortada yok. 

Ailesi üzerinden 73 banka hesabı açtırarak 300 milyon TL’nin üzerinde yolsuzluk yaptığı iddia ediliyor!! 

Şu anda firari durumdaki Şeref Ateş’in oğlu E.A. İstanbul’da gözaltına alındı. Yunus Emre Enstitüsünün adının böyle iddialarla gündeme taşınmasına sebep olan, milletin 300 milyon lirasına çöktüğü iddia edilen bu şahıs her nerede saklanıyorsa paketlenip ülkeye getirilmeli. 

Yaptıklarının hesabı tek tek sorulmalı. Takipçisi olacağız.