Rüya gibi bir sezon geçiren, bir yıl önce son sırada yer aldığı Euroleague’de finale yükselme başarısı gösteren Anadolu Efes daha büyük bir destan yazmaya çok yaklaşmıştı ama CSKA Moskova’nın çılgın üç sayı yüzdesi buna engel oldu.
Rus ekibi karşısında normal sezonda da iki maçını kaybetmişti ve özellikle 2. maçta çok daha iyi savunma yapıp maçın son ana kadar içinde kalmayı bilmişti Efes. Bu nedenle belki de tempoyu biraz aşağı çekmek gerekirdi. Çünkü rakibin de en önemli silahları kısa rotasyondaydı ve onlar çok daha tecrübeliydi!
Zaten böylesine bir atmosferde maça 10’da 8 üçlükle başlamak, 35. dakikada 20’de 14 isabete ulaşmak ve finali yüzde 63 ile tamamlamak normal bir takımın yapacağı iş değildi.
Yine de son ana kadar maçın içinde kaldı temsilcimiz, fark 14 sayılara çıksa da pes etmedi. Özellikle savunmada biraz kıpırdandığımız anlarda hücumda da zaten Larkin gibi bir sihirbazı varken, hep geri dönmeyi bildi. Son dakikalarda yine Efes’in çift hanelere çıkan farkı eritip umutlandığı anlarda gelen basit top kayıpları ise aradaki tecrübe farkının sahaya yansımasıydı.
Belki finali kaybettik ama bize basketbolu sevdiren etkenlerden birisi olan Efes’e yeniden kavuştuk.
İki Türk takımının tarihte ilk kez Final Four’da karşılaştığı unutulmaz bir gündü. Her ne kadar bizim için anlamı çok büyük bu maçın ev sahipliğinin Vitoria’ya denk gelmesi tribünlerde beklediğimiz coşkunun yaşanmasını engellese de hem Anadolu Efes’i hem Fenerbahçe Beko’yu Euroleague’in en tepesindeki buluşmada görmek öyle güzeldi ki...
Bir tarafta temposu sürekli yükselen, Barcelona serisinin ardından oynadığı lig maçlarında da rakiplerine 30-40 sayı farklar atarak buraya gelen Efes, diğer tarafta ise en formda olmasına alıştığımız dönemde sakatlıklar nedeniyle ritmini kaybeden, sahaya Datome gibi en kritik isimlerinden birisi başta olmak üzere önemli eksiklerle çıkan, uzun süre sonra forma giyseler de Kalinic ile Vesely’nin maç eksiklerinin sıkıntısını yaşayan Fenerbahçe vardı.
Efes, bir sezon önce son sırada bitirdiği ligde Final Four’a yükselerek beklentilerin çok üzerine çıkmasının getirdiği rahatlıkla sahaya çıktı ve inanılmaz bir güvenle oynadı. Rakibini kendi temposuna çekerek, eksiklerin oluşturduğu defoların daha fazla hissedilmesini sağlayan Ergin Ataman, maç sonuna kadar tempoyu azaltmadı. Böyle durumlarda ya Datome ya da Kalinic’i joker gibi kullanarak tempo
Fenerbahçe Beko, ligin ilk yarısında yenildiği Galatasaray Doğa Sigorta’dan rövanşı alırken zorlanmadı. Vesely, Kalinic, Datome ve Lauvergne gibi isimlerinden yoksun oynayıp, maçın büyük bölümünde sahada kısa beşlerle kalsa da güle oynaya kazandı.
Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde 27. maçında Galatasaray Odeabank’ı konuk eden Fenerbahçe Beko, 90-67’lik skorla kazandı, 23. galibiyetine imza atarak liderlik şansını son maça taşıdı. Art arda yaşadıkları sakatlıklardan sonra Banvit’e sahasında kaybederek 72 maçlık iç saha serisini noktalamak zorunda kalan Fenerbahçe, ezeli rakibi karşısında da aynı eksiklerle sahaya çıksa da müthiş mücadele etti ve gülmeyi başardı.
Uzun rotasyonundaki sakatlıkların sıkıntısı özellikle ilk yarıda sadece 5 ribaunt alarak yaşadı, Auguste’tan gelen sayılar sonunda ilk çeyreği 22-21 geride kapadı. Ancak 4’te 0 üç sayı isabetiyle başladığı maçın ilk yarısında kalan bölümü 7’de 6 isabetle bitiren Fenerbahçe, öne geçip farkı 15’e kadar çıkardı, soyunma odasına da 49-36 galip girdi. Obradovic bu kez joker gibi kullandığı ve 4, hem 5 numara pozisyonunda oynattığı Egehan’ın müthiş katkısının artısını yaşadı. Hem Auguste, hem de Arapovic eşleşmesinde ayakta
Anadolu Efes öyle büyük bir iş başardı ki... İnanması güç belki ama bu takım geçtiğimiz sezonu Euroleague’de son sırada bitirmişti. Sezon ortasında göreve gelen Ergin Ataman, yeni sezona başlarken takımın neredeyse tamamını değişti. Bu büyük değişim içinde hemen ayağa kalkmak, takımı bu seviyeye çıkarmak hiç kolay değildi. Coach Ergin Ataman, sezon başında Final Four hedefinden söz ederken, ne yalan söyleyeyim, bu kadar yeni bir takım için bana da bu hedef çok zor gelmişti. Ancak Efes efsanesini yaratanların başında gelen Türk Basketbolu’nun dev ismi Aydın Örs’ün başarıya giden bir formülü vardır, “Hayal kuracaksın ve çok çalışacaksın” diye... İşte onu yaptı Efes, çok çalıştı, hak etti, başardı... Tam 18 yıl sonra adını Final Four’a yazdırdı.
Barcelona karşısında kader maçına da çok inanarak başlamıştı Efes. Ergin Ataman iki guardla oyuna girip, tempoyu elinde tutmayı amaçlamıştı. Ancak hem Larkin-Beaubois ikilisinin aynı anda sahada kalmasının savunmada yarattığı sıkıntıyı yaşadı, hem de hücumda işleri tamamen birebirlerle çözmeyi amaçladı. Maça 6’da 4 üçlükle başlayınca belki bu hatalar çok hissedilmemişti 28 sayı yenen ilk çeyrekte ama rakibin 10 dakikada 9 asistle 28 sayı
Barcelona’ya 1-1 gidilen serinin 3. maçını kazarak saha avantajını yeniden ele alan lacivert-beyazlı temsilcimiz, iyi başladığı maçın sonunu getiremedi, durum 2-2’ye geldi. Final Four’a yükselecek son takımın belirleneceği seride kader mücadelesi yine İstanbul’a geldi.
THY Euroleague çeyrek final serisinin 4. maçında Anadolu Efes, Barcelona’ya deplasmanda 82-72 yenildi, durum 2-2’ye geldi.
İstanbul’daki 2. maçı kaybedip saha avantajını yitirse de, Barcelona’daki ilk düelloyu tam 34 sayı farkla kazanarak öne geçen temsilcimiz, aslında işi orada bitirebilirdi. Ancak bu seviyede, böylesine farklardan sonra çıkılan maçların hep zor olduğunu, hem uzak, hem yakın geçmişte sık sık görmüştük.
Aslında beklediğimizden iyi başladı Efes maça, ilk çeyrekte Larkin önderliğinde gelen 7’de 5 üç sayı isabeti rüya gibiydi. Ancak 2. çeyrekte rakibin baskısı, Efes’te art arda top kayıplarını getirdi. Son saniyede Moerman’ın Efes adına 8. üçlüğü atması temsilcimizi soyunma odasına 38-36 önde soktu ama 8 top kaybı, rakibin boyalı alandaki üstünlüğü korkutucuydu.
Nitekim Barcelona, 2. yarıda sertliğin dozunu artırdı. 5-0 ile başlayan ev sahibi, ilk yarıda Efes’in üstün olduğu ribauntları da
Kendi sahanda ilk kez play-off maçı kaybetmişsin, saha avantajını yitirmişsin, zaten Lauvergne yokken, bir de takımın jokeri Kalinic’i sakatlığa kurban vermişsin. 16 bine yakın çılgın bir taraftar önündesin. Bu atmosferde hücum etmenin ne kadar zor olduğunu bir önceki maçta görmüştük ama kazanırken savunmada duvar örmüştük. Bu kez farklı bir şey denedi Dixon Zalgirio Arena’da. 36 yaşındaki bir oyuncu böylesine bir atmosferde ne kadar dominand olabileceğini test etti adeta!
İlk maçın devresinde attığı 31 sayının 1 altına bu kez 10 dakika ulaşmış, dışarıdan hiç kaçırmamış Fenerbahçe vardı sahada ve o fırtına, maç boyunca da devam etti. 25. dakikada Dixon’ın 9’da 9 saha içi isabet ile 23 sayıya ulaştığı, Datome’nin, Melih’in, Green’in ve son çeyrekte de Guduric’in üçlükleriyle rakibin her geri dönüş çabasını sonuçsuz bıraktık Kaunas’ta. İyi gününde olmak önemli ama özgüven farkı da vardı oyuncularımızda, böyle çılgın bir atmosferde o yüzdelere ulaşmak küçük çaplı bir mucizeydi aslında. Zalgiris, taraftarının itmesiyle bazen Davies, bazen Walters ile direnmeye çalışıp, zaman zaman farkı da eritti aslında. Ama her ne kadar eksik olsa da, Avrupa’nın en oturmuş kadrosunun bileğini
THY Euroleague çeyrek final serisinin 3. maçında Barcelona’yı deplasmanda 102-68 yenen Anadolu Efes durumu 2-1 yaptı, saha avantajını tekrar aldı.
Maça Beaubois-Simon ikilisinin sayılarıyla hücumda çok iyi başladı temsilcimiz ve maç boyunca da rakip potayı adeta bombardımana tuttu. İlk çeyrekte Hanga’nın sırtı dönük oyunları ev sahibinin skora tutunmasını sağlasa da Micic’in başarılı organizasyonu Efes’i önde tutmayı başardı. Barcelona, çift hanelere çıkan farkı eritmeye başladığında ise karşısında Larkin vardı. Normal sezondaki Barça maçının yıldızı, temsilcimizin soyunma odasına 52-39 önde gitmesini sağladı.
2. yarıya Barcelona 8-0 ile başlayınca herkesin aklına sezon içindeki maç geldi. O maçta temsilcimiz ilk yarıda 50 sayı atıp, farklı öndeyken 2. yarıda adeta durmuş, maçı kaybetmişti. Ama Larkin ‘bu kez olmaz’ dedi. Tam 17 sayı attı 3. çeyrekte yıldız oyuncu. Takım halinde çok iyi savunma yapan, çaldığı topları çok kolay basketlerle sonlandıran Efes, 3. çeyrek sonunda 84-57’lik skora ulaşmıştı. Artık tamamen dağılan Barcelona karşısında farkı 38 sayıya kadar çıkarıp şov yapan Efes, nefis basketbolunu müthiş bir galibiyetle taçlandırdı.
Çeyrek final serisinde 2-1 öne geçmeyi başaran temsilcimiz, Litvanya’daki müthiş atmosferden savunmasıyla çıkmayı başardı, Final Four’a bir adım daha yaklaştı. İlk yarıda hücumda çok zorlanan Obradovic’in öğrencileri bu krizi de Guduric ile aşarak zafere ulaştı.
Euroleague’de normal sezonun lideri Fenerbahçe Beko, Zalgiris Kaunas’ı deplasmanda 66-57 yenmeyi başardı, durumu 2-1 yaptı.
Zalgiris eşleşmesine kadar Obradovic yönetiminde play-off’larda 1 kez yenilmiş, sahasında ise bileği hiç bükülmemişti temsilcimizin. Ancak İstanbul’da alınan yenilginin takım üzerinde baskı yarattığı özellikle hücumda ortaya çıktı. Hücum ribauntlarını kovalıyor, toplar çalıyor, bu maçı gerçekten istediğini belli ediyordu temsilcimiz ama bir türlü hücumda ritmini bulamadı, ilk çeyrekte 17’de 4, devre sonunda ise 31’de 10 saha içi isabetle oynamıştı! Vesely, bu maça da kötü başladı, Guduric potayı bulmakta zorlandı... İlk yarıda hücumdaki krizi aşmak için her kozunu denedi Obradovic ve sonunda Melih’ten gelen kritik üçlük, 3 guard ve iki 5 numaralı düzenle 9 sayıya kadar çıkan farkın daha da açılmasını engelledi. Özellikle ilk çeyrekte potamıza yaptığı her ataktan sonuç alan ev sahibi, bu düzene karşı