Anadolu Efes öyle büyük bir iş başardı ki... İnanması güç belki ama bu takım geçtiğimiz sezonu Euroleague’de son sırada bitirmişti. Sezon ortasında göreve gelen Ergin Ataman, yeni sezona başlarken takımın neredeyse tamamını değişti. Bu büyük değişim içinde hemen ayağa kalkmak, takımı bu seviyeye çıkarmak hiç kolay değildi. Coach Ergin Ataman, sezon başında Final Four hedefinden söz ederken, ne yalan söyleyeyim, bu kadar yeni bir takım için bana da bu hedef çok zor gelmişti. Ancak Efes efsanesini yaratanların başında gelen Türk Basketbolu’nun dev ismi Aydın Örs’ün başarıya giden bir formülü vardır, “Hayal kuracaksın ve çok çalışacaksın” diye... İşte onu yaptı Efes, çok çalıştı, hak etti, başardı... Tam 18 yıl sonra adını Final Four’a yazdırdı.
Barcelona karşısında kader maçına da çok inanarak başlamıştı Efes. Ergin Ataman iki guardla oyuna girip, tempoyu elinde tutmayı amaçlamıştı. Ancak hem Larkin-Beaubois ikilisinin aynı anda sahada kalmasının savunmada yarattığı sıkıntıyı yaşadı, hem de hücumda işleri tamamen birebirlerle çözmeyi amaçladı. Maça 6’da 4 üçlükle başlayınca belki bu hatalar çok hissedilmemişti 28 sayı yenen ilk çeyrekte ama rakibin 10 dakikada 9 asistle 28 sayı üretmesi tedirgin ediciydi.
Ama Micic’in oyuna girişiyle pas trafiğini artıran, Doğuş ile Heurtel’i düzenden çıkarıp, savunmada istediği sertliği yakalayan Pleiss ile boyalı alanı az da olsa kullanmaya başlayan Efes, devre sonunda yeniden üç sayı çizgisinin gerisinden temposunu bulunca, kontrolü ele geçirmeyi başardı.
Ergin Ataman, 2. yarıya da Doğuş ile başlayıp, Heurtel’e gereken mesajı verirken, takımın enerji bombası olan kaptanını en kritik anlarda sahaya sürüp, yine tam verim aldı. O enerji bütün takımı sardı. Sadece Doğuş değildi yerden yere atlayan, aynı şeyi, Larkin de yaptı, Dunston da yaptı, Micic de yaptı... Her geçen saniye kimin daha çok inandığını, kimin daha çok istediğini biraz daha net ortaya çıkardı. Bu kadar isteyince de, bu maçın hücumdaki hikayesi olan dış şutlar, Efes’i her geçen saniye zafere biraz daha yaklaştırdı, gece müthiş bir sonla tamamlandı...
Anadolu Efes’in yıllardır böyle bir motivasyona öyle çok ihtiyacı vardı ki, nihayet yapılan yatırımlar Türk Basketbolu’nun lokomotifini yeniden Avrupa’nın zirvesine yaklaştırdı.
20 yılını basketbol yazarak geçiren bir gazeteci olarak hem Efes’e hem de art arda 5. kez Final Four’a yükselen Fenerbahçe Beko’ya bir selam yollayayım. Vitoria’daki organizasyon benim için de en unutulmaz anlardan birisi olacak sanırım, gelin hep birlikte iki Türk takımının Avrupa’nın zirvesinde yer alışının tadını çıkaralım.