PKK’nın ilk silahlı eylemlerini gerçekleştirdiği 1984 yılından başlayarak bölgedeki saldırılarına karşı yapılan birçok harekâtı ve gelişmeleri izleyen, o günlerdeki katliamlara, acılara yakından tanıklık eden bir gazeteciyi örgütün fesih kararını duymaktan daha başka ne mutlu edebilir ki?..
Bu süreçte şehit haberleriyle canımız yandı, acımız çok büyük… Canımızı çok daha yakan ise şehitlerimiz üzerinden yapılan kısır siyasi tartışmalar, polemikler oldu. Hele de sosyal medya mecralarındaki haddini aşan paylaşımlar, yorumlar bu acının daha da artmasına yol açtı. Birileri Türkiye’nin terörle mücadelesine karşı psikolojik harp söylemleri, algı operasyonları yaptı... Kimileri de orada ne işimiz var diye Silahlı Kuvvetlerin sınır ötesindeki varlığını bile tartışmaya açtı... Hatta komplo teorileri havada uçuştu... Oysa tam da orada olduğumuz için bugün ülke sınırları içerisinde huzur ve güven ortamı sağlanmış durumda…
Dolayısıyla herkesin bugünkü manzaraya bakarken, değerlendirirken öncelikle dünün karanlıklarını anımsaması, bugünler uğruna canlarını feda eden kahramanlarımızı asla unutmaması ve geldiğimiz noktayı iyi anlayarak ona göre düşünmesi, davranması gerekiyor... Ödenmiş çok ağır bedeller var hafızalarda... Bu uğurda canlarını veren, seve seve vermeye hazır olan tüm kahramanlara saygıyla...