CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki “hakkında açılan soruşturmalarla Türkiye’nin bir sonraki cumhurbaşkanı ekarte edilmek isteniyor” sözleriyle Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını, hatta cumhurbaşkanlığını bile ilan etti… Yani 23 Mart’ta yapılacak denilen önseçim için aday adaylığı başvuruları sürerken, sandık iradesi yok sayılarak kazananı daha bugünden belli oldu!.. Dolayısıyla zaten bulduğu yöntemle taraf olduğunu açık eden Özel’in şimdiki taktik hatasıyla da artık anlamını yitiren bu seçimle ilgili merak edilen ise katılım oranı sadece. Malum 1 milyon 600 bin üyenin oylamasıyla adayın belirleneceği söylendi. Tamamının katılıp İmamoğlu’na vereceği desteğin ortaya çıkması kadar katılımın düşüklüğü durumunda da seçimde olmayan Mansur Yavaş lehine kritik anlamlar yaratabilir. Bunun da CHP’nin cumhurbaşkanı adaylığı tartışmalarını daha da alevlendireceği açık ve net… Özellikle de Yavaş cephesindeki kırgınlık, kızgınlığı daha da tetiklemesi ve kafasındaki olası hamleler nedeniyle...
***
Zira bu noktada “CHP örgütünün seçimle belirleyeceği ismi TBMM parti grubu onaylamak zorunda. “Onun dışında da bir başka isim CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olamaz” diye doğrudan Yavaş’ı hepten gözden çıkaran, yok sayan CHP içerisinden yükselen sesler de var... Böyle bakıldığında da sürecin CHP açısından hayli sıkıntılı geçeceği belli. Nitekim dün konuştuğum CHP içinde halen son derece etkin ve yetkin bir ismin tespiti “Ön seçim denilen bir süreçte Genel Başkan’ın sorunlu yaklaşımı ve sarf edilen sözler krizi yönetememek, krizin içinde boğulma cümleleridir. Siyasi partilerin liderleri kriz yönetir ama maalesef” şeklindeydi...
Sandıktan çıkanı parlamento grubu onaylamak zorunda, başka bir şey yapamaz çıkışlarına karşı söylediği de şuydu:
“Yapar, niye yapmasın... Önümüzdeki süreçte olağan kurultay olduğunda parti yöneticileri, genel başkan değişirse ne olacak? Sonuçta arkadaşlarımızın bütün çabası 2025’te erken seçim olacak üzerine. 2025’te olmadı 2027’de oldu, o zaman ne yapacaksınız? 2027’ye hangisinin garantisi var? Sonuçta yeni bir kurultay olacak ve yeni bir kadro seçilecek.”
Nasıl yani?
“Bir kere şu anda parti kurultayıyla ilgili bir soruşturma var. Eğer burada maddi deliller varsa bu 2-3 ay içerisinde yeni bir kurultay yapılacak demektir. Hadi burada bir maddi delil yok boş çıktı. Ama olağan kurultay takvimi geliyor. Bu ekim ayında zorunlu olarak başlatmak zorunda velev ki bir yıl uzadı 2026’nın eylül ya da ağustos ayında başlatmak zorunda. Yani nereden baksan önümüzdeki seçimden önce CHP bir kurultay yaşamak durumunda, anayasal zorunluluk bu. Yönetim değişirse gelen kadro bu yöntem doğru değil derse ne olacak? Özgür Özel geldi kendi yöntemini kullanmadı mı? Ne kadar Kılıçdaroğlu’nu destekleyen varsa hiçbirini bir yerden aday yapmadı. Olur da bir değişiklik yaşanırsa gelen de diyecek ki kusura bakma kardeşim sen kendi koşullarına göre yaptın ben kendi koşullarımla cumhurbaşkanı adayını belirleyeceğim derse ne olacak?..”
***
Kendisinin deyimiyle teknik direktör olarak formdaki forvetlerinden birini yedek kulübesine gönderen, gerekçe olarak gösterdiği ön seçim formülüyle de oyundan, takımdan hepten soğutan, küstüren Özel’in bir başka taktik hatası da ülkedeki tüm muhalefet partilerinin kenetlenme ve CHP’nin kendi başına belirlediği adayın peşine takılma hesabı üzerine. Çünkü mevcut sistem gereği cumhurbaşkanı seçilebilmek için 50 artı bir gerekiyor, bunu yakalamak içinde diğer partilerin seçmen tabanlarına da ihtiyaç var. Bu anlamda da önceki genel başkan Kılıçdaroğlu’nun nasıl ince hesaplar yaptığı ve o partilerin talepleri de malum. Şimdi ise iktidarı seçimde devirmek için muhalefet partilerine birlik çağrısı yapan Özel, sadece ne diyor? Ben cumhurbaşkanı adayımı belirledim gelin takılın peşimize...