Gazze’de nihayet ateşkes denilmesi sevincini bile Filistin halkına çok gördüler. Anlaşmaya varıldığının bizzat ABD’nin mevcut ve seçilmiş iki başkanınca duyurulmasının ardından hangisinin başarısı olduğu tartışılırken, İsrail yine bildiğini okudu. Hem Gazze’de katliama devam etti, hem de anlaşmayı onaylama konusunda ayak sürüdü... Biden ve Trump’a rağmen Netanyahu’dan “ben bitti demeden bitmez” havası yani. Ama bunu da yekten demedi, diyemedi, çeşitli tezgahlar peşinde koştu. Önce Hamas’ı anlaşmanın bazı maddelerini değiştirmekle suçlayıp kabinenin onay toplantısını ertelediğini duyurarak “bakın bunlara güven olmaz” yalanına sarıldı, Hamas’ı doğrudan sert tepki vermek amaçlı manipüle etme alçaklığını denedi. Hamas anlaşmaya bağlı olduklarını açıklayınca da sorunun bahanesi, Biden ve Trump’ın 15 ay sonra gelen ateşkes anlaşmasından siyaseten nemalanma çekişmesine, “barışı ben getirdim” kavgasından kaynaklandığına evrildi bir anda...
Böyle bakıldığında da Biden’ın böyle bir derdi yoktu aslında o hem barışı istiyor gibi görünüyor hem de İsrail’e verdiği koşulsuz destekle ikircikli bir politika içindeydi. Yoksa aylar önce masada olan ve şimdikiyle arasında hiçbir fark bulunmayan anlaşmayı zorlar, çok sayıda ölümü önleyebilirdi. Dolayısıyla Trump’ın etkisi, ağırlığı belli, anlaşmayı ilk o duyurarak sahiplendiğini de gösterdi nitekim… Bu anlamda bir başka tartışma ise Trump’ın Netanyahu’ya “ben koltuğa oturana kadar onaylama” iddiaları üzerine sürdü. Ama bunlardan Gazze’deki Filistinliler, masum sivil ölümleri, çekilen acılar Trump’ın çok umurunda olduğu anlamı da çıkmıyor elbette… Zira “anlaşma olmazsa, rehineler evine dönmezse cehenneme çeviririm” diye açıklamaları da var… Daha ne olacaksa Gazze’de taş üstünde taş kalmadı, çoğunluğu çocuk ve kadın 50 bin kişi katledildi. Anlaşma sağlandı, ateşkes, oluyor denildiği anda bile saldırılar durmadı, 21’i çocuk, 25’i kadın 100’e yakın Filistinli daha ilk 24 saatlik dilimde öldürüldü… Saldırılar sonrasında da devam etti..
***
Netanyahu, başından beri kendi vatandaşları rehinelerin hayatlarını umursamaz tavrını da bir kez daha çok net ortaya koydu bu süreçte. Malum Netanyahu rehine yakınlarıyla 7 Ekim’den ancak 1,5 ay sonra görüştü, vakit ayırabildi! Onda da sadece “kalbimiz sizinle” diyerek sanki dalga geçermiş gibi bir hava takındı… İsrailli bakanlar arasında “Rehineleri öyle fazla düşünmemeli, olabildiğince acımasız davranmalıyız” diyenlerin varlığı da bu akıldışı, kan ve ölüm kokan saldırıları daha da tetikledi… Yoksa gerçekten rehineler düşünülseydi, öyle bir niyet olsaydı daha farklı bir siyaset mümkündü. Yaptıkları operasyonlarda rehineleri önceleyen, onları kurtarmaya yönelik bir operasyon asla olmadı. Gazze’yi Filistinsizleştirmek, insansızlaştırmak için bilerek isteyerek çocukları kadınları hedef seçerek sivillere korku ve sistematik öldürme siyaseti uygulandı… Vatanlarını, topraklarını terk etsinler diye… Hatta bu alçak taktikle Hamas’ı tahrik ederek elindeki rehineleri öldürmeye zorladı, tuzağa çekmek istedi. O kadar ağır bombardıman, topçu atışında çok sayıda rehineyi de İsrail ordusu öldürdü zaten. İsrail’in Filistinli sanıp öldürdüğü rehineler bile oldu... Hem de beyaz bayrak sallamalarına rağmen...Yani, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM), Gazze’de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan hakkında tutuklama emri çıkardığı Netanyahu, kendi halkının da katili aynı zamanda...Bundan hiç pişmanlık duymadığını da nihayet ateşkes oluyor denildiğinde ortaya koydu zaten. Yine rehinelerin hayatlarını önemsiyormuş gibi göründü ama onların bırakılmasını sağlayacak ateşkes anlaşmasında geri adım havası verdi bir yandan da… Aşırı sağcı koalisyon ortaklarının, çok fazla taviz verildiği, dolayısıyla hükümeti düşürmek tehditleri nedeniyle..
***
Dolayısıyla Biden ve Trump’ın açıklamalarına rağmen ateşkes düşer mi endişesini, korkusunu yaşattılar bir de insanlara... Çok ağır bedeller ödeyen Gazze’nin yaşama tutunma umutları, rehinelerin kurtarılma beklentileri hiçbirinin umurunda olmadı. Kalıcı barış olup olmayacağı ise flu, öngörüler de daha çok olumsuz yönde maalesef… Bunların ateşkesleri bile insanlık dışı kısacası...