Turkish Airlines EuroLeague şampiyonu Anadolu Efes! Sevincimizi, heyecanımızı, gurumuzu anlatmaya kelimeler yetmiyor. Tebrikler Anadolu Efes, tebrikler şampiyon takımın büyük oyuncuları, tebrikler Ergin Ataman ve ekibi!
Esasen final maçı, Anadolu Efes açısından hiç de kolay geçmedi. Temsilcimiz, normal sezonda iki kez yendiği Barcelona karşısında finalde oldukça zorlandı. Nitekim maça da çok iyi başlayamadık. Atış pozisyonlarına girmekte zorlandık. İlk sekiz sayımızın tamamı Sertaç Şanlı’dan geldi. Öte yandan yarı final maçının hayal kırıklığı yaratan oyuncusu Larkin, bu karşılaşmaya da iyi başlayamadı. Ancak takımın oyun kurmakta ve atış pozisyonuna girmekte zorlandığı anlarda boyalı alanı zorlayarak aldığı fauller, Anadolu Efes’i oyunda tuttu. Nitekim temsilcimiz, ilk çeyreğin son bölümünde 15 sayısının 7’sini faul atışlarından kazandı.
Ribaundlarda da sorun yaşayan takımımız, ilk üçlüğünü de ikinci çeyreğin ortalarında atabildi. Hem bu üçlüğü hem de ikincisini atan Pleiss’in sakatlanarak maçı tamamlaması, Anadolu Efes’in yaşadığı bir başka olumsuzluk oldu.
Ama Anadolu Efes reaksiyon göstermişti artık! Barcelona’nın sayı bulamadığı hücumlarında Moerman ile aldığımız
Turkish Airlines EuroLeague Final Four yarı final maçında CSKA Moskova’yı 89- 86 mağlup eden Anadolu Efes, adını finale yazdırdı.
Temsilcimiz, üç çeyreğin tamamında oyuna hakim olmasına rağmen son çeyrekte Play Off’daki hastalığı nüksedince stres dolu anlar yaşamamıza neden oldu.
Gerçekten de Anadolu Efes maça çok iyi başladı ve üç çeyrek boyunca oyunun kontrolünü elden bırakmadı. Beaubois, karşılaşmanın başında üçlükleriyle skoru açarken oldukça sıkıntılı geçen dördüncü çeyrekte de kaydettiği sayılarla takımını rahatlatan isim oldu. Özellikle son bölümdeki soğukkanlılığı takdire şayandı.
Singleton savunmada çok iyi işler yaptı. Aynı şekilde Sertaç Şanlı’nın da savunma performansı başarılıydı. Ancak Sertaç Şanlı sadece savunmada değil hücumda da çok etkili oldu. Özellikle Simon ile çok iyi bir ikili oldular. Onların ikili oyunları Anadolu Efes’e sayı anlamında çok katkı yaptı.
Temsilcimizde beklentilerin altında kalan isim Larkin oldu. Ergin Ataman, oyun planında onu bir hamle oyuncusu olarak düşünmüştü. Bu nedenle de başarılı oyuncuyu ilk çeyreğin son anlarında parkeye sürdü. Ancak Larkin, süre aldığı bölümlerde arka arkaya hatalar yaptı ve bu hatalar çoğu kez Anadolu
Cumartesi akşamı derbide Beşiktaş’ı mağlup ederek zirveye derin bir pençe atan Aslan, bu hafta da zirveye ortak oldu ve şampiyonluk kupasını bir ucundan yakaladı.
Fatih Terim, Beşiktaş derbisine göre iki farklı isimle takımını sürdü sahaya. Genç Halil’in yerini doldurduğu Falcao, sakat olduğu için yoktu kadroda. Onyekuru’nun yerini Arda Turan’ın alması ise teknik direktör tercihiydi.
Ancak Fatih Terim, üç gün önce tempolu bir derbi oynamış olan takımda başka değişiklikler de yapabilirdi. Örneğin Emre Akbaba yerine Emre Kılınç ile başlanabilirdi.
Gerçekten de maçın başlamasıyla birlikte Beşiktaş derbisinin fiziki ve mental etkilerinin tam olarak geçmediği net olarak görüldü sarı- kırmızılı futbolcularda. Tabii, Bermuda Şeytan Üçgeni misali 41. haftanın stresi de cabası!
Bu belirtileri top kayıpları, hatalı paslar, kötü top kontrolleri ve yanlış tercihler ile gördük Galatasaraylı futbolcuların üzerlerinde. Böyle olunca da oyuna hâkim olmalarına rağmen 5- 4- 1 ile takım halinde kendi sahasına kapanan Denizlispor karşısında istediği pozisyonları bulmakta zorlandı sarı- kırmızılılar. Geride ise özellikle Yedlin’in savunduğu sağ kanattan tehlikeler yaşadılar. Denizlispor
Topa sahip olmayı, topla oynamayı seven iki takımın mücadelesinde gülen taraf, istediklerini sahaya daha çok yansıtabilen Galatasaray oldu.
Takımını derbiye çok iyi hazırlayan Fatih Terim, kadroyu da oyun planına göre şekillendirdi. Nitekim geçen haftaya göre dört farklı oyuncuyla takımını derbiye sürdü tecrübeli teknik adam. Yedlin, Saracchi, Babel ve Falcao tercihleri, maç öncesinde de söylediği gibi Fatih Terim’in ‘’ tecrübe ‘’ üzerine odaklandığını gösteriyordu. Tabii bir de özellikle hücumda yere sağlam basan bir güç ve dinamizm.. Bilhassa Yedlin ve Saracchi tercihleri, işin savunma kısmının yanında ofansif bir dinamizm ve rakibin etkili kanat bindirmelerine bir ket amacı da taşıyordu.
Gerçekten de maçın başlamasıyla birlikte oyuna ağırlığını koydu Galatasaray. Sarı- kırmızılılar, uyguladıkları baskı ile Beşiktaş’ın top yapıp oyun kurabilecek ayakları olan Souza, Atiba, Ghezzal ve Rosier’i etkisiz hale getirdikleri gibi orta sahada da tam bir hâkimiyet kurdular. Bu bağlamda Taylan Antalyalı, Gedson Fernandes ve Emre Akbaba çok iyi bir maç çıkarttılar. Esasen Galatasaray takım halinde iyiydi, aksayan futbolcu yoktu. Ancak bu orta saha üçlüsü, oyunun iki yönünde de çok
Ligde bay olduğu haftayı da sayarsak dört haftadır galibiyet yüzü göremeyen Göztepe, bu hasretini Antalya’da dindirdi.
Sarı- kırmızılılar, Esiti’nin kontrolsüz müdahalesiyle neden olduğu penaltı sonucunda maça adeta 1-0 yenik başladılar. Ancak ileride özellikle Halil Akbunar’ın sorumluluk almasıyla skora ciddi bir reaksiyon gösterdi İzmir temsilcisi. Nitekim yine Halil Akbunar’ın üstün gayretiyle getirip Esiti’ye verdiği pas, asist oldu. Bu arada profesyonel kariyerindeki ilk golünü atan Esiti’yi tebrik ediyorum.
Göz Göz’de ilk yarıda en çok aksayan oyuncu Diabate idi. Nitekim sarı- kırmızılılar, kendi sol bölgelerinden çok pozisyon verdiler. Ünal Karaman, ikinci yarıya Diabate yerine Ideye ile başladı ama beklediği verimi alamadı. Esasen Ideye üzerine uzun uzadıya konuşmak gerekir. Ideye şu haliyle Göztepe gibi bir takımda bırakın oynamayı, kapısının önünden bile geçemez!
Yine de ikinci yarıda daha iyi bir Göztepe izledik. İlk yarıda topla buluşamayan Jahovic, yine Halil Akbunar’ın asistinde güzel bir gole imza attı. Ancak Göz Göz’ün defans zafiyeti kendisini bir kez daha gösterdi ve sarı- kırmızılılar galibiyete sevinemeden beraberlik golünü kalelerinde gördüler. Tabii
Gençlerbirliği – Galatasaray karşılaşması, iki takım açısından da ligde bulundukları konum itibariyle çok büyük önem taşıyordu. Ancak iki takım da maçın önemi ölçüsünde bir futbol ortaya koyamadılar. Açıkçası sahadaki futbol, beklentilerin çok uzağında kaldı.
Genel olarak futbol açısından durum böyle olsa da sahada oyun anlamında üstün olan taraf Galatasaray’dı. Babel’e ilk on birde görev verip, buna karşılık Falcao ve Mostafa Mohamed başta olmak üzere pek çok yıldız oyuncusunu kulübede tutarak Halil, Kerem ve Emre Akbaba gibi isimleri sahaya süren Fatih Terim, oyun ve skor anlamında istediğini aldı. Elbette Gençlerbirliği’nin kötü futbolu da bunu kolaylaştıran bir etmen oldu.
Ev sahibi takım orta sahada rakibine hiç baskı yapmadığı gibi defansının arkasına da çok kolay adam kaçırttı. Tabii böyle olunca Galatasaraylı futbolcular orta sahada çok rahat top alış verişi yaptılar ve oyun kurdular. Nitekim sarı- kırmızılıların ilk golü de bu şekilde oluştu. Sahanın en iyisi Babel, Taylan Antalyalı’yı, o da Halil Dervişoğlu’nu gördü. Ancak yine de golde aslan payı Halil’indi. Çünkü net olmayan pozisyonda şut imkanını kendi sağladı ve çok güzel bir vuruşla takımını öne geçirdi.
İk
Hatayspor maçı, Beşiktaş açısından oldukça kritik bir karşılaşmaydı ve zor geçmesi bekleniyordu. Ancak Kara Kartal, rakibini adeta parçaladı ve 7-0’lık muazzam bir skorla şampiyonluk dağının zirvesine konmaya çok yaklaştı.
Maçın hemen başında Akintola’nın kendi ağlarını sarsmasıyla gelen gol, Hatayspor’u bozdu. Skorun 14 dakikada 3-0’a gelmesi ise konuk takımı tamamen dağıttı.
Beşiktaşlı futbolcularda, dışarıdan bile rahatlıkla hissedilen müthiş bir inanmışlık vardı. Sergen Yalçın’ın oyuncularına işlediği bu inanmışlık, bu motivasyon, inanılmaz bir kazanma hırsı ile yansıdı sahaya. Gerçekten de Beşiktaşlı futbolcular, maçın başlamasıyla birer Kartal gibi saldırdılar rakip kaleye. Skor arttıkça iştahları arttı. Öyle ki, siyah- beyazlıların on üç şutunun onunun kaleyi bulduğu ve 5-0’lık bir skorla tamamlanan ilk yarıda, kaçırdıkları attıklarından daha fazlaydı Beşiktaşlı oyuncuların!
İkinci yarıda da durmadı Kara Kartal, durmadı Larin! 7-0’ı buldu siyah- beyazlılar. Daha da farklı olabilirdi ama haftaya oynanacak Galatasaray derbisinin de etkisiyle doğal olarak rölantiye aldı oyunu Beşiktaş.
Takım olarak öyle bir inanmışlık, öyle bir motivasyon vardı ki siyah-
Galatasaray, rotasyonlu bir kadroyla çıktığı Antalyaspor karşısında, ligin ilk yarısında İstanbul’daki maçta yaşadığı senaryoyla karşılaştı tekrar. Topu sarı- kırmızılılara bırakan ve Galatasaray ataklarında 6-3-1 dizilişi ile takım halinde kendi sahasına kapanan bir Antalyaspor…
Böyle olunca, yine ligin ilk yarısında olduğu gibi tek taraflı bir maça şahit oldu futbolseverler. Yalnız bu sefer daha fazla pozisyon yakaladı sarı- kırmızılılar.
Esasen maçın başlarında Galatasaraylı futbolcular, Antalya savunmasının arkasına adam kaçırarak gol bulmayı denediler. İlerleyen dakikalarda ise doğru bir şekilde, daha fazla şut denemesinde bulundular. Öyle ki, bu sezonki şut rekorunu kırdı sarı- kırmızılılar. Antalyaspor kalecisi Boffin ise kurtarış rekorunu…
Gerçekten de Galatasaraylı futbolcular ile kaleci Boffin arasında geçti maç. Başarılı kaleci duvar ördü adeta kalesinde. Ta ki, 77. dakikaya kadar. O dakikada, üçüncü Covid- 19 testi negatif çıktığı için sonradan Antalya’ya gelip son anda kadroya dahil edilen ve oyuna 64’de giren Mostafa Mohamed yıktı duvarı.
Galatasaraylı oyuncular çok iyi mücadele ettiler. Fatih Terim de kazanmak için ikinci yarıda tüm kozlarını oynadı. Arda