Öncelikle, 99. yıl dönümünde Cumhuriyet Bayramımızı kutluyor, başta Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşları ve bağımsızlık yolunda hayatını feda edenleri sevgi, saygı ve minnetle anıyorum…
Galatasaray, geçen haftaki travmanın izlerini hâlâ taşır bir vaziyette çıktı Fatih Karagümrük karşısına. Buna rağmen rakibine önde basıp onları hataya zorlayan sarı- kırmızılılar, ciddi anlamda gol tehlikesi yaratmayı başardılar. Fakat Galatasaraylı futbolcuların klasik son vuruş beceriksizlikleri ve Karagümrük kalecisi Viviano’nun kurtarışları, bunların ikisi dışında gole dönüşmesini engelledi.
Geçen hafta Galatasaray’ın başına gelen hatalı kırmızı kart olayı, bu sefer Karagümrük’ün başına geldi. Hakem Bahattin Şimşek’in doğru süzüp önce avantaj kuralını uyguladığı daha sonra da sarı kartla cezalandırdığı pozisyon, VAR’ın gereksiz ve yanlış müdahalesiyle kırmızıya dönüştü. Fakat ilk yarıdaki temposuz ve donuk Galatasaray, bir kişi fazla oynadığını hissettiremedi.
Yine futbol yazmanın ve konuşmanın zor olduğu günler yaşıyoruz. Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden faciası içimizi yaktı. Hayatını kaybeden madencilerimizin ailelerine ve sevenlerine baş sağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Temennim, bir daha böyle faciaların yaşanmaması.
Evet, gerçekten de zor, içimize ateşin düştüğü şu ortamda futbol konuşmak, yazmak. Ama yaptığımız işe saygımızdan birkaç kelam edelim Kayserispor – Galatasaray maçı hakkında.
Ligin başından bu yana kötü bir performans sergileyen Kerem Aktürkoğlu’nu yedek soyunduran Okan Buruk; Mata, Mertens ve Icardi’nin ilk on birde olduğu bir kadro sürdü sahaya. Fakat bu isimlerin kağıt üzerindeki ağırlıkları sahaya yansımadı.
Geçen haftayı bay geçiren Galatasaray, sanki bir hafta değil de aylardır maç yapmamış gibiydi. Belli ki maç yapmadan geçirilen bu süre iyi değerlendirilememiş, takım iyi çalıştırılamamış. Öyle ki; Boey, Midtsjö ve Torreira gibi bu zamana kadar harika performanslar gösteren futbolcular da ciddi bir şekilde
Sıcak ve nemli havaya rağmen heyecan dozu yüksek, doyurucu bir mücadeleye sahne oldu Adana Demirspor – Galatasaray karşılaşması. İki takımın da ligde bulundukları konumun hakkını verdikleri bu mücadelelerinde futbol adına tek eksik goldü.
Vincenzo Montella, kalabalık bir orta saha ile 4-6-0 diyebileceğimiz bir anlayışla sürdü takımını sahaya. Okan Buruk da Adana Demirspor’un etkili orta sahasının karşısına Torreira ile Midtsjö’yü çıkarttı. Bu, son derece doğru bir tercihti. Nitekim bu iki oyuncu, bana göre sahanın en iyileriydi. Daha önceki yazılarımda Galatasaray’ın orta sahasında bu iki ismin mutlaka bulunmaları gerektiğini yazmıştım. Her iki futbolcu da Adana Demirspor karşısında bu düşüncemi doğrular bir performans sergilediler. Torreira ve Midtsjö birbirlerini çok iyi tamamlıyorlar. Nitekim 79’daki Midtsjö- Oliveira değişikliğinden sonra Galatasaray orta sahasının zafiyet gösterdiğine şahit olduk.
Oyuna genel olarak baktığımızda milli aranın Galatasaray’a yaradığını söyleyebiliriz. Sarı- kırmızılılar, oyun anlamında kendilerini geliştirmişler. Orta
Ligdeki en ciddi sınavlarından birine adeta 1-0 önde başladı Galatasaray. Bu golde ön plana çıkan isim ise bu sezonki performansıyla destan yazan Boey’di.Oliveira da direkleri dövme eziyetini sonlandırmış oldu.
Henüz ilk dakikada skor üstünlüğünü ellerine alan sarı- kırmızılılar, aynı üstünlüğü oyunda kuramadılar. Bir tek Torreira’ya bırakılan orta saha çok açık verdi ve Konyasporlu futbolcular, bu boş alanları kullanarak rahatça top yaptılar. Nitekim yine bu şekilde gelişen bir pozisyonda Endri Çekiçi, harika bir golle skoru eşitledi.
İlk yarı, skordaki 1-1’lik dengeye rağmen Konyaspor’un oyundaki ağır üstünlüğü ile sonuçlandı. Yeşil- beyazlıların devreye çok farklı bir skorla girmelerini engelleyen ise direkler ve kaleci Muslera idi. Buna rağmen Okan Buruk, ikinci yarıya oyuncu değişikliği yapmadan başladı ve oyuna müdahale için 62. dakikayı bekledi.
Yusuf Demir’in sahaya dahil olması, Galatasaray’ın oyununa nispeten olumlu etki etti. Genç oyuncu da bir takım top kayıpları yapsa da yine de Galatasaray’da top daha çok kalmaya başladı. 78’deki Dubois hamlesi de sarı- kırmızılıları olumlu etkiledi. Nitekim 81’de bu oyuncunun Konyaspor ceza sahasını karıştıran topunda
Galatasaray, Kasımpaşa karşısında galibiyete üç golle ulaşırken diğer maçlara oranla daha olumlu sinyaller verdi.
16. dakikada yenik duruma düşen sarı- kırmızılıların bu gole çabuk reaksiyon vermeleri, galibiyet açısından son derece önemli bir rol oynadı. İnsan, Galatasaray’ın bu beraberlik golünü atan Gomis için söyleyecek söz bulmakta zorlanıyor. 37 yaşında bir profesyonellik abidesi… Sürekli arıyor, istiyor, ileride baskı yapıyor, kısacası her anlamda takımına büyük katkı sağlıyor. Nitekim bu performansı ile Okan Buruk’un birinci santraforu Seferovic’i kulübeye mahkûm etti. Icardi de tribünden onu izlerken herhalde durumun ciddiyetini anlamıştır. Icardi hazır olduğunda büyük ihtimalle ilk on birde çıkacaktır. Fakat Gomis daima hazır bir hamle oyuncusu, her an forma giymeye hazır bir fişek olarak nefesini Icardi’nin ensesinde hissettirecektir.
Eleştiri oklarının hedefinde yer alan Kerem Aktürkoğlu’nun iki golle dönüşü, sarı- kırmızılı camia açısından son derece sevindirici bir gelişme oldu. Kerem, bu maça da iyi başlayamasa da ikinci yarıda attığı gollerle skoru getiren oyuncu oldu. Özellikle ikinci golü gerçekten çok güzeldi. İlk golünde ise pozisyonun Muslera ile
Galatasaray, solda Kerem Aktürkoğlu üzerine kurulu bir oyun planıyla başladı Gaziantep mücadelesine. Gol getirmeyen ilk on dakikadaki yoğun baskının ardından Van Aanholt’u sol çizgide, Kerem’i ise daha içeride izlemeye başladık. Ancak bu varyasyonlar da sarı- kırmızılılara arzuladıkları golü getirmediği gibi temposu da gittikçe düşmeye başladı Galatasaray’ın. Bu bölümde gelen Gaziantep golüne dokuz dakika sonra cevap vermek, sarı- kırmızılıları her anlamda yeniden umuda taşıması açısından oldukça önemliydi. Fakat Abdülkerim Bardakçı’nın ilk yarının sonunda gördüğü kırmızı kart, bu umuda darbe indirdi. Gelgelelim konuk takım, ikinci yarıda sayısal üstünlüğünü skor üstünlüğüne taşımak adına hiçbir şey yapmadı. Bu da on kişi oynayan Galatasaray’ın dakikalar ilerledikçe rakip kalede daha fazla baskı kurmasına yol açtı. Gomis’in kaçırdığı penaltı, sarı- kırmızılıları moral açısından eksiye düşürme anlamında dengeleri bir kez daha değiştirdi. Fakat Gaziantep
Beşiktaş, Ankaragücü deplasmanında zorlanmasına rağmen sahadan üç puanla ayrılmayı başardı. Fakat karşılaşma sonrasında yaşananlar, futbolla ilgili her şeyi gölgede bıraktı.
Vodafone Park’taki maçlarda taraftarlarının yoğun desteğiyle rakipleri üzerinde büyük bir baskı kuran Beşiktaş’ın yerine çok daha durgun bir Beşiktaş izledik mücadelenin başında. Gerçekten de siyah- beyazlılar, Ankaragücü taraftarlarının büyük coşkusu ile start alan karşılaşmaya oldukça tutuk başladılar. Bunda Gedson ve Dele Alli’nin düşük performansları da etkili oldu.
Nitekim ilk gol, ev sahibi Ankaragücü’nden geldi. Fakat Beşiktaş bu gole çok çabuk reaksiyon gösterdi ki, siyah- beyazlıların en büyük artısı da bu oldu. Kısa sürede gelen iki gol, Kara Kartal’ı kâbustan uyandırdı.
Şüphesiz bu iki golde de öne çıkan isim Weghorst idi. Hollandalı futbolcu, bu maçta da sahaya resmen yüreğini koydu ve iki asist ile maça damga vurdu.
Gelgelelim etkisiz orta saha kombinasyonu ikinci yarıya da aynı şekilde başladı ve oyuncu değişiklikleri ile bu yarıya daha etkili başlayan Ankaragücü, devrenin hemen başında beraberliği yakaladı. Lakin daha sonra gol için sahaya sürülen Eren Derdiyok penaltıya sebebiyet
Sezonun ilk büyük maçı olma özelliği taşıyan Trabzonspor – Galatasaray karşılaşmasında, rakibine göre daha iyi olan taraf Galatasaray’dı.
Trabzonspor, sakat futbolcularının eksikliğini oldukça hissetti. Kolay değil, ilk on birde direkt oynayan beş oyuncusundan yoksun çıktı sahaya bordo- mavililer. Genç kaleci Taha, kurtardığı iki net gol pozisyonuyla Uğurcan’ın yerini doldurdu. Ancak diğer dört ismin yeri doldurulamadı. Bu da, kurulan geniş kadroyu düşündüğümüzde bir handikap olarak kendisini gösterdi.
Cornelius, çok yalnız kaldı. Djaniny ve Trezeguet, ona yardımcı olabilecek bir performans ortaya koyamadılar. Djaniny’nin yerine ikinci yarının başında oyuna dahil olan Kouassi de beklentileri karşılayamadı. Orta saha deseniz hiçbir şey üretemedi. Siopis ve Dorukhan gibi iki defansif oyuncunun varlığı da bunda etkili oldu. Beklerden de istediği verimi alamayan bordo- mavililerde, kaleci Taha dışında göze batan ikinci isim stoper Bartra oldu. Üçüncü bir isim ise yoktu!
Bu arada Nwakaeme’nin yokluğunun da net olarak hissedildiğini belirtmeden geçmeyelim!
Galatasaray ise bariz bir üstünlük şeklinde olmasa da yukarıda da belirttiğim gibi daha iyi olan taraftı. Rakiplerine