Galatasaray için zulüm gibi geçen sezon sona erdi. Sarı- kırmızılılar, bu sezon Avrupa’da başarılı oldular. UEFA Avrupa Ligi’nde, Şampiyonlar Ligi ayarındaki bir gruptan lider olarak çıkmayı başaran Galatasaray, son on altı turunda Barcelona’ya elendi. Kaldı ki sarı- kırmızılılar, Camp Nou’daki ilk maçta oldukça iyi bir futbol ortaya koymuş ve sahadan avantajlı bir skorla ayrılmışlardı. Ancak Galatasaray, İstanbul’daki rövanşta güçlü rakibine elenmekten kurtulamadı.
Avrupa’daki bu başarıya rağmen Türkiye’de, taraftarlarının hiç de hatırlamak istemeyeceği bir sezon geçirdi sarı- kırmızılılar. Ligde ve Türkiye Kupası’nda alınan başarısız sonuçlar, düşme hattına yakın geçirilen zamanlar, Fatih Terim’in görevine son verilmesi ve yönetimsel anlamda yaşanan sıkıntıların ardından gelen ibrasızlık, yeni seçim süreci, seçimin iptali ve en sonunda 11 Haziran gibi geç bir tarihe konumlanan seçim.
İşte sarı- kırmızılı camia açısından resmen eziyete dönen sezon, deplasmandaki Antalyaspor maçıyla nihayete erdi. Hiçbir iddiası olmayan iki takımın ligde oynadıkları son maçı teknik açıdan değerlendirmek çok doğru olmaz. Ancak yine de önümüzdeki sezona ışık da tutması açısından birkaç kelime
Oldukça sıkıntılı geçen bir sezonun son iç saha maçına çıktı Galatasaray, Adana Demirspor karşısında. Sarı - kırmızılı taraftarlar, otuz beş bin beş yüz kişilik kalabalık bir grupla yer aldılar bu vedada. Sözleşmeleri sezon sonunda sona erecek olan Ryan Babel, Erick Pulgar, Halil Dervişoğlu ve Sofiane Feghouli de bu maçla veda ettiler taraftarlara. Bu isimlerin dışında, bu karşılaşmada forma giymeyen Arda Turan, Fatih Öztürk, Inaki Pena ve Semih Kaya için de veda niteliği taşıyordu Nef Stadını’nın tribünlerine, Adana Demirspor mücadelesi.
Kötü geçen sezonun hüsranına ve vedanın hüznüne rağmen güzel bir maça şahit oldu karşılaşmayı izleyenler. Mücadeleye Galatasaray iyi başladı. Sarı- kırmızılılar, yaklaşık yedi, sekiz dakika boyunca sağlı sollu ataklarla ablukaya aldılar Adana Demirspor kalesini. Ardından konuk takım aldı sazı eline ve Adana Demirspor’da oynayan Galatasaraylı Yunus Akgün, bu sezon üçüncü golünü attı sarı- kırmızılılara!
Cim Bom, bu golden bir süre sonra yeniden oyunda kendisini gösterdi ve penaltı golü ile de olsa beraberliği yakalamayı başardı.
İkinci yarıya da iyi başlayan yine Galatasaray oldu. Fakat sarı- kırmızılılar, bu sefer rakiplerini maça ortak
Gol sesinin çıkmadığı bir geceye sahne oldu Başakşehir Fatih Terim Stadyumu. Esasen bu sessizlik ve onun ardında gizlenen karanlık, uzun bir süredir sinmiş durumda Galatasaray’ın üzerine! Rakipler değişse de aynı verimsizlik, aynı üretkensizlik, aynı beceriksizlik, aynı kalitesizlik, aynı bezginlik devam ediyor sarı- kırmızılılarda. Geleceğin kapkara silueti de tamamlıyor tablodaki fonu.
Başakşehir karşısına son maçlardaki orta saha ve santrafor tercihini değiştirerek çıktı Domenec Torrent. İlk on dakika baskılı ve oyuna tamamen hâkim olan bir Galatasaray izledik. Ancak bu on dakikadan sonra yine eski maçlardaki haline döndü sarı- kırmızılılar; yaratıcılıktan, üretkenlikten uzak, verimsiz ve cılız...
Gerçekten de bu on dakikanın ardından önce oyunda dengeyi kurdu Başakşehir ve sonrasında da üstünlüğü eline aldı. Buna rağmen onların da bildiğimiz üretkenliklerinden uzak oluşları, Galatasaray’ın şansı oldu.
İkinci yarı ise yirmi beş dakika Başakşehir fırtınası izledik. Bu bölümde tamamen sahadan silindi sarı- kırmızılılar. Erick Pulgar ve Gomis’in oyuna dâhil olmaları, çok az da olsa vitamin oldu Galatasaray’a. Emre Belözoğlu’nun değişiklikleri geç yapması, aynı şekilde
Çok zor bir dönemde göreve geldi İsmail Kartal. Ligin ortasında, takımın lider Trabzonspor’dan 17 puan geride kaldığı, futbolcuların fiziksel ve mental açıdan tükendikleri, taraftarların neredeyse her maç tepkilerini gösterdikleri bir ortamda giydi ateşten gömleği, sevdası için. Üstelik yönetimin, görüştükleri yabancı teknik direktör adaylarının sezon ortası yerine yeni sezon itibariyle göreve başlamayı tercih ettikleri yönündeki açıklamalarının gölgesinde! Zaten her kulüpte böyle olmuyor mu hemen hemen? Dışarıdan isimlerle hovardaca maceralara gir, sıkışınca da içinden çıkan evlatlarına sarıl!
Uzun lafın kısası, söz konusu Fenerbahçe olunca hiçbir egonun esamesinin okunamayacağı saf ve tertemiz bir sevgiyle kabul etti ‘’ sezon sonuna kadar İsmail Kartal ‘’ formülünü.
Kelimenin tam anlamıyla bir enkaz devraldı İsmail Kartal. Her açıdan bitmiş futbolcu topluluğuna hırsını, azmini aşıladı. En önemlisi ise ruh kazandırdı. Bu yolda takıma ayak bağı olan Mesut Özil gibi bir
Düşük bir tempoda başladı Kadıköy’deki Fenerbahçe – Galatasaray derbisi. Esasen bunun deplasman takımının lehine olması gerekirdi ama sarı- kırmızılıların bu durumu avantaja çevirebilecek bir potansiyelleri yoktu.
Fenerbahçe ise akıllı oynadı, sağlam oynadı. Deyim yerindeyse, kendi tribünlerinin bile gazına gelmedi sarı- lacivertliler ve doğru bir futbolla hem oyunda öne çıkan taraf oldular hem de güzel bir golle ilk yarıyı skor olarak da önde kapattılar.
Galatasaraylı futbolcuların ikinci yarıda reaksiyon gösterip beraberliği yakalamalarını hatta ardından öne geçmelerini uman sarı- kırmızılı taraftarların hayalleri, hakemin ikinci yarının başlama düdüğünü çalmasıyla sukuta uğradı. Galatasaraylı oyuncular, hiçbir varlık gösteremediler.
Pozisyona giremeyen, rakip kaleye dahi doğru dürüst gidemeyen Galatasaray karşısında oldukça rahat bir futbol oynayan Fenerbahçe, ikinci golü de buldu ve karşılaşmadan haklı bir üç puanla ayrılmayı başardı.
Fenerbahçe’de özellikle Osayi-Samuel ve Zajc’ı ön
Milli maç öncesi deplasmanda oldukça kötü bir oyundan sonra Gaziantep’e mağlup olan ve ardından da kongrede ibrasızlık sonucu yönetimsel bir sıkıntıya giren Galatasaray, Fatih Karagümrük galibiyetiyle Fenerbahçe derbisi öncesi az da olsa moral buldu.
Maça adeta golle başlayan ve 12 dakikada skoru 2-0’a taşıyan sarı- kırmızılılar, ilk yarıda oyunun tek hakimiydiler. Konuk Karagümrük, ikinci yarının sonlarına kadar sahada hiçbir varlık gösteremedi. Karagümrüklü futbolcular, ne savunmada ne de hücumda organize olabildiler. Bu da Galatasaray’ın maçın son bölümüne kadar rahat bir futbol sergilemesinde etkili oldu.
Önde etkili baskı yapan ve 12 dakikada 2-0’a ulaşan sarı- kırmızılılar, baskıyı arttırıp üçüncü golü bulabilseler, mücadele daha farklı bir senaryoya sahne olabilirdi.
Maçın ilk yarısında Kerem’i kaybeden Galatasaray, ikinci yarıda derbi hazırlıklarına başladı. Torrent, 64’de, yine ilk yarıda sakatlık yaşayan Taylan ve Cicaldau’yu kenara aldı. Bu durum sarı-
Galatasaray’ın yoğun maç ve ulaşım temposu nedeniyle yaşadığı yorgunluğu kimse inkâr edemez. Ancak sarı- kırmızılıların, Gaziantep karşısındaki oyunlarını ve yaşadıkları puan kaybını sadece yorgunlukla izah etmek de mümkün değil. Galatasaray’ın yoğun Gaziantep baskısıyla başlayan oyunda dengeyi kurup ardından da skor olarak öne geçmesine rağmen sahadan mağlubiyetle ayrılmasının nedenleri çok başka.
Galatasaray’ın golünü atan Gomis, devrenin sonunda yaptığı gereksiz faulle beraberlik golünün oluşumuna neden oldu. O golde rakibini kaçıran Berkan, yaptırdığı penaltı ile Gaziantep’in ikinci golüne de doğrudan katkı yaptı!
Galatasaray orta sahası çok sorunlu. Çözüm olarak Gedson Fernandes’in yerine tercih edilen Erick Pulgar ise kulübeden çıkabilecek bir performans göstermiyor.
Büyük umutlarla transfer edilen ve Gaziantep karşısında sağ kanatta görevlendirilen Morutan deseniz, o da yokları oynuyor. Rumen futbolcu, bu maçta da saç baş yoldurdu.
Özellikle orta sahada yaşanan kalite sorunu, teknik heyette de kendisini belli ediyor. Morutan’ı 68 dakika sahada tutan Domenec Torrent, Feghouli gibi bir ismi ise maç boyu yanında oturtmayı tercih etti. 2-1’den sonra, zaten problemli
Öncelikle temsilcimiz Galatasaray’a bu sezon UEFA Avrupa Ligi’nde gösterdiği başarı için teşekkür etmek gerekiyor. Sarı- kırmızılılar, Marsilya ve Lazio’nun da yer aldığı Şampiyonlar Ligi ayarında bir gruptan lider olarak çıkarak isimlerini doğrudan son 16 turuna yazdırmayı başardılar. Bu turun ilk maçında da Camp Nou’da Barcelona karşısında çok iyi mücadele ederek 0-0 gibi iyi bir sonuç almayı başaran Galatasaray, kendi sahasındaki rövanş maçında ise güçlü rakibine mağlup olmaktan kurtulamadı.
Domenec Torrent, İstanbul’daki maçta tecrübe faktörüne önem vererek Gomis ve Babel ile maça başladı. Bir diğer fark ise sakatlığından dolayı kadroda yer alamayan Feghouli’nin yerine forma giyen Cicaldau idi.
Bu isimlerden Babel, özellikle ilk yarıda nispeten etkili oldu. Top tutma becerisini gösteren Hollandalı futbolcu, sarı- kırmızılıların golüne dönüşecek korner öncesi topu sağdan etkili bir şekilde getiren oyuncuydu.
Torrent’in Beşiktaş maçında etkili bir performans gösterip iki golün de asistini yapan moralli Mostafa Mohamed yerine derbide oyuna girdikten sonra hiçbir varlık gösteremeyen ve fiziksel güçsüzlüğü net bir biçimde belli olan Gomis ile maça başlaması bence doğru