Türkiye’nin gübre ihtiyacını yerli imkânlarla karşılamak için yatırım hamlesi başlatan İGSAŞ, istihdama ciddi katkı sağlarken, 100 milyonlarca dolarlık ithalatın da önüne geçecek
Geçen yılı 10 milyon tonluk gübre tüketimiyle kapatan Türkiye’de, bu alanın iddialı oyuncularından İstanbul Gübre Sanayi (İGSAŞ), yeni yatırım planlarını devreye aldı. İGSAŞ Genel Müdürü İlkay Ünal, “Ülkemiz tarımı ve sanayisi için çok önemli ürün gruplarında kapasite artırımı yapacağız ve tesis devreye girdiğinde ülkemizin ithal etmek zorunda kaldığı bazı ürünleri ikame ederek yurt dışına döviz çıkışını azaltacağız” dedi.
İGSAŞ, bu yeni yatırımıyla birlikte yılda 560 bin ton olan üretim kapasitesine, 630 bin ton daha ekleyecek. Böylece Türkiye’nin tek üre üreticisi olarak üre gübresindeki pazar payını ikiye katlayıp yüzde 30’a çıkararak, yılda 500 milyon dolarlık ithalatı ikame etmiş olacak. “Amonyak tesisi kapasitesine de yıllık 400 bin ton üretim daha ekleyeceğiz” diyen Ünal, “Bunun yanında İGSAŞ, Kütahya ve Samsun’da da yeni yatırımların hazırlıklarını sürdürüyor. Samsun’da 220 bin tonluk organomineral ve kompoze gübre tesisimiz 2024 başında devreye girecek. Kütahya’da şu anda Türkiye’de üretilmeyen farklı, katma değeri yüksek bir gübre üretmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
Şirket ayrıca deprem bölgesindeki Hatay’a da 250 bin ton kapasiteli kompoze gübre tesisi kurmak için kolları sıvadı. Yakın zamanda inşaata başlamayı planlıyor.
Yıldızlar Yatırım Holding’in, 6 Şubat depremi sonrası harekete geçerek, bölgeye (Malatya, Kahramanmaraş, Hatay) hem arama kurtarma malzemeleri hem de insani yardımda bulunduğu da bildirildi.
Çalışanını geride bırakmadı
Azotlu gübrenin ana hammaddesinin doğal gaz olduğuna, gaz fiyatları arttıkça, kur arttıkça BOTAŞ’ın fiyatı belli bir yerde tutma şansının mümkün olmadığına dikkat çeken İlkay Ünal, şunları söyledi: “BOTAŞ hem konutları hem sanayiyi fiyatlıyor. Doğal gaz fiyatlarındaki artış nedeniyle geçtiğimiz yılın 30 Ekim’inden itibaren üretimi durdurmak zorunda kaldık. Fiyatlar tekrar üretim için makul bir noktaya geldiğinde yani 1 Ağustos’ta üretimi tekrar başlattık. Bu sürede 250 çalışanımızdan hiçbirini ücretsiz izne çıkarmadık. Türkiye’de BOTAŞ’ın doğal gaz fiyatı, yurt dışındaki azotlu gübre fiyatları ile rekabet edebildiği sürece tesisimizin bacası tütecek. Bu tesislerin dur kalk yapması hem çok ciddi bir maliyet yaratıyor hem de üretkenliği çok düşürüyor. O nedenle amacımız bacamızın sürekli tütmesi.”
Güneş enerjisi fark yaratacak
Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesiyle 2026 yılı başından itibaren, AB ülkelerine, birlik dışında ihracat yapanlar için karbon vergisi getirilecek. Sınırda karbon vergisinden öncelikle etkilenecek sektörler arasında demir çelik, gübre, alüminyum, çimento sektörleri yer alıyor.
Bu konudaki çalışmalara değinen İlkay Ünal, “Holding içinde geçtiğimiz yıl Yeşil Mutabakat ile ilgili bir komisyon kurduk ve karbon ayak izimizin analizlerini çıkardık. İGSAŞ, Yıldız Demir Çelik, Yıldız Entegre ve Yıldız Enerji şirketlerimiz özelinde belli bir stratejik plan ve yatırımlar gerçekleştirmeyi öngörüyoruz. GES yatırımlarını artırma ve yayma kararlarını aldık. Toplamda 130MW’a ulaşmasını beklediğimiz bu yatırımlarla beraber ihtiyacımızın belirli bir kısmını karşılıyor olacağız. İGSAŞ tarafında 30MW olarak GES yatırım planımızı hayata geçirmek için kolları sıvadık. Bu yatırımlar için toplam 150 milyon dolarlık bir bütçe var” dedi.
Yerin 330 metre altında ‘fesleğen’
Geçen yıl İstanbul’da dikey tarım projesini başlattıklarını hatırlatan İlkay Ünal, “Bu alanda kamuyla özel sektörün geliştirdiği ilk proje olma özelliğini taşıyor. İlk tohum ekimi 30 Eylül 2022’de yapıldı. Proje alanı, Kağıthane Belediyesi’nin Yeni Kültür Merkezi binasının -8. katındaki 700 m2 büyüklüğündeki otopark alanında -30 metre derinlikte bulunuyor. Bu özelliği ile dünyanın en derin ikinci tarımsal üretim tesisi. Tesiste toplam 330 metrekare alanda 3 adet bitki üretim ünitesi ve 1 adet tohum çimlendirme ünitesi bulunuyor. Bu tesiste 30 dönüm açık arazide yapılabilecek üretimi 300 metrekare alanda gerçekleştirebiliyorsunuz. Hasat süreleri kısa olduğu için yılda 12 kez aynı verim ve kalite de ürün alabiliyorsunuz. Bu tesiste yükte hafif pahada ağır olan yeşil yapraklı ürünler üretiliyor. Fesleğen, bazı özel marul çeşitleri şu anda burada üretiliyor ve bu üretim artık günlük tüketimin bir parçası olmuş durumda. İstanbul’daki dikey tarım projesinde elde edilen İtalyan fesleğenlerini şu an ünlü bir zincir kafede müşterilere sunuluyor. Su tüketiminde yüzde 95 oranında tasarruf sağlanıyor. Dikey tarım sayesinde yerin metrelerce altında binaların arasında tarımsal üretim gerçekleştirebiliyorsunuz” dedi.