Sinan Genim

Sinan Genim

sinan@sinangenim.com

Tüm Yazıları

“Deutschland über Allah” sadece bir söz oyunu değil, bir niyetin özeti…

Bir dönem İngiliz ve Alman istihbaratçıların fink attığı ülkemiz ve onun üzerine oynanan oyunlar hakkında son zamanlarda çok sayıda yayın yapılmakta. Geçmişte yazılmış, ancak pek çoğumuzun haberinin olmadığı kitaplar dilimize tercüme ediliyor. Bu yayınların yanı sıra, üzerindeki gizlilik kararı kısa süre önce kaldırılan çok sayıdaki istihbarat raporu, geçmişte neler olduğu hakkında bize bilgi vermekte. Gerek Birinci Dünya Savaşı öncesinde gerekse savaş sırasında Anadolu ve onun uzantısını oluşturan topraklar üzerine çok sayıda oyun oynanmaktadır.

Haberin Devamı

Deutschland über Allah

İstanbul’un doğusu

Peter Hopkirk tarafından yazılan “On Secret Service East of Constantinople / İstanbul’un Doğusunda Bitmeyen Oyun” isimli kitap, ilk defa 1995 yılında dilimize çevrilir. Daha sonra, 2023 yılında yeniden yayımlanır. 1995 yılında yayımlanan kitabı okumamıştım; ama 2023 yılı baskısını okudum ve geçmişte neler yaşadığımızı, nasıl bir badireden kurtulduğumuzu bir kez daha anladım. Kitapta, Kafkasya ve İran’da Birinci Dünya Savaşı öncesi ve savaş sırasındaki Alman ve İngiliz gizli servis çalışmaları anlatılıyor. Balkanlar, Anadolu, Arabistan’da yapılan benzer çalışmalar hakkında kıyıdan köşeden bilgimiz olsa da doğuda yapılan bu tür çalışmalar hakkında çok az bilgiye sahibiz. Bir dönem etki alanımızda olsa da günümüzde sınırlarımız dışında kalan bu bölgelerde neler olup bittiğini merak etmeyiz, ilgisiz kalırız. Neredeyse tüm dünya “1915 Olayları”nı gündeme getirmekte birbiriyle yarışır da 1918 yılı Nisan ayı içinde Bakü’de yapılan “Müslüman Katliamı”ndan niçin söz etmez?

Alman İmparatorluğu

1838 yılında Türkiye’nin doğusunda görev yapan Prusyalı bir genç subay Helmuth von Moltke’nin esas görevi, “Türk ordusunu en son Prusya örneklerine göre modernleştirmek” konusunda yardım etmekti. Ancak kısa bir süre sonra yapmak istediklerinin önemsenmediğini anlamış ve içinde bulunduğu ülkeyi ve coğrafyayı tanımak için çalışmaya başlamıştı. “Devlet o kadar çürümüştü, reforma o kadar               dirençliydi ki, sonunda çökmesi kaçınılmazdı ve bu da diğer devletlerin en leziz lokmaları kapma yarışına yol açacaktı.” (s. 7)

Haberin Devamı

Moltke, Almanya’ya dönüşünde Osmanlı İmparatorluğu’nun Alman nüfusuna hazır bir duruma geldiğini rapor eder. İmparatorluk, yapılacak bir demiryolu ile hem ekonomik hem de askerî açıdan Berlin’e bağlanabilir. Bu demiryolu, hem Doğu’ya giden en kısa yol olacak hem de İngiliz hükûmeti denetimindeki deniz yollarının uzağında bulunacaktır.

Helmuth von Moltke’nin yanı sıra, ekonomi politikçi Friedrich List, Doğu dilleri profesörü Paul de Lagarde ve Prof. Wilhelm Georg Friedrich Roscher’den oluşan bir grup, Osmanlı İmparatorluğu parçalanınca Alman halkının ganimetten pay alarak “Asya Türkiyesi”ni alması gerektiğini savunmaktadır. Geçen zaman içinde olgunlaşan ve gerçeğe dönüştürülmesi için yoğun çalışmalar yapılan bu düşünce, Otto von Bismarck’ın oluşturduğu politikalar sonucu hayat bulan “Alman Birliği”nin en önemli konusu hâline gelir.

Haberin Devamı

Deutschland über Allah

İkinci Reich

Alman İmparatorluğu ya da İkinci Reich, 18 Ocak 1871 tarihinde Prusya ve küçük Alman Prenslikleri’nin birleşmesiyle oluşur. İlk imparator I. Wilhelm’dir. Onun ölümü üzerine tahta geçen oğlu Friedrich, iki ay gibi kısa bir süre sonra vefat eder. Bu kez torunu Kayser II. Wilhelm (1888-1918) tahta geçer.

“Drang nach Osten! / Doğu birini bekliyor!”

Kayser II. Wilhelm

Kayser II. Wilhelm’in tahta geçmesiyle birlikte, Almanya’nın bir dünya gücü olma hayalleri başlar. O güne kadar sömürgeleri olmayan Almanya, 1880-1890 yılları arasında Afrika yağmasına katılır. Bir yıl gibi kısa bir süre içinde Kamerun’u, Güneybatı Afrika’yı ve Doğu Afrika’nın bir kısmını ele geçirir. Daha sonra Samoa ve Yeni Gine’de bu topraklara eklenir. Ancak Almanya, denizlerde yeteri kadar güçlü değildir ve bu alanlarda İngiliz hegemonyası devam etmektedir. Almanya’nın İngiltere, Fransa ve Rusya ile rekabet edebilmesi için hammaddeye ve denizaşırı pazarlara erişmesi gerekmektedir. Almanya, daha 1870’lerden başlayarak artan nüfusunu besleyemez olmuş ve giderek artan miktarda besin maddesi ithal etmeye başlamıştır.

Geçmişte parlak uygarlıkları barındırmış olan, bir zamanların verimli Mezopotamya toprakları, çalışkan Almanların elinde Büyük Almanya’nın ekmek sepeti olabilirdi. “Hintlilerin Kraliçe Victoria’nın uyrukları olması gibi, sultan ve halkı da Kayserin uyrukları olacaklardı.” (s. 9)

Daha ılımlı sesler ise tümüyle ekonomik bir imparatorluk savunmaktadır; bu durum gizlice ya da barışçıl nüfuzla elde edilebileceğinden, diğer Avrupalı devletlerle bir çatışmaya yol açmayabilirdi. Hükümdarlık kâğıt üzerinde sultanın elinde kalsa bile, onun imparatorluğunun yıkıntıları arasında “Almanya’nın Hindistan’ı” yaratılabilirdi.

Deutschland über Allah

İstanbul ziyareti

Mısır’ın, 1882 tarihli Avrupa karşıtı ayaklanması sonrasında İngilizler tarafından işgal edilmesi, Osmanlı İmparatorluğu ile İngiltere’nin arasını bozar. 1877-1878 (93 Harbi) Osmanlı-Rus Savaşı ise bu ülke ile ilişkilerin çok kötü bir duruma gelmesine neden olur. Osmanlı İmparatorluğu’nun tek alternatifi, üstün askerî yapısı ve topraklarında gözü olmadığına inanılan Almanya’dır.

Kısa süre içinde İstanbul’a, Osmanlı İmparatorluğu yönetiminin modernleşmesi için bir grup Prusyalı gönderilir. Memurlardan oluşan bu ilk dalgadan sonra, sıra askerî misyona gelir. General Colmar von der Goltz liderliğinde bir grup görev alır.

Kayser II. Wilhelm, 2 Kasım 1889 günü İmparatoriçe Victoria ile birlikte İstanbul’a bir ziyaret yapar. Bu sırada Almanya Şansölyesi Otto von Bismarck’tır. Bismarck’ın tedbirli siyaseti gereğince, hükûmet yayılma arzusunda olanlara destek sağlamamaktadır. Bu ziyareti sırasında Kayser, bazı silah satışı anlaşmaları yapmak dışında, müttefiklik konusunda etkili bir girişimde bulunmaz.

1890 Mart ayında Kayser ile Bismarck arasındaki iktidar mücadelesi son bulur ve Bismarck Şansölyelik görevinden istifa eder. Bundan böyle genç imparator, Almanya’nın geleceğine tek başına hâkim olacaktır: “Devlet gemisinin nöbetçi subayı görevi bana geçti… Fırsat dalgaları artık kıyılarımıza vurmaktadır. Rotamız değişmeyecektir. Tam yol ileri!” (s. 12)

Deutschland über Allah

Alman yayılmacılığı

Alman Dışişleri Bakanlığı 1894 tarihli yazında çok gizli bir rapor hazırlayarak, imparatorun Doğu’ya doğru “Alman yayılmacılığı” planında Türkiye’nin oynayacağı rolü açıklar. Türkiye, bundan böyle Alman ürünlerinin pazarı, değerli hammadde kaynağı ve uzun vadeli yatırım alanı olarak seçilir.

“Deutschland über Alles / Almanya her şeyin üzerinde” diye başlayan Alman millî marşı, bir dönem “Deutschland über Allah”a dönüşmeye başlamıştır.

İçinde yaşadığımız günlerde, bulunduğumuz bölgede yine bazı karışıklıklar çıktığını, ne yazık ki iki ülkenin birbirini bombaladığını görmekteyiz. Bu konuda çok dikkatli olmamız ve olayları akıllıca değerlendirmemiz gerekiyor. Yüz yıl önce bölgedeki kaotik düzenin oluşmasına neden olanların bitmez tükenmez istekleri hâlâ devam ediyor.

Peter Hopkirk, (Çev. Mehmet Harmancı), İstanbul’un Doğusunda Bitmeyen Oyun, İstanbul, 2023.