Başlık çok iddialı farkındayım ama iddianın sahibi Rusya’dan savunma haberleri veren bir internet sitesi olan Annanews.com.
Öyle sıradan bir site değil, zaten 2018’den beri Rusya’nın Federal İletişim, Bilgi Teknolojisi ve Kitle İletişim Denetleme Servisi Roskomnadzor’a da kayıtlı.
Bu sitede pazartesi günü ilginç bir video yayımlandı.
Suriye’de çekilen videoda Türkiye’nin askeri harekât yürütmesi beklenen alanlara doğru ilerleyen BMP-2 araçlarının görüntüsü vardı.
Haberi de ikinci konvoyda yer alan tüm BMP-2’lerin “mükemmel” durumda oldukları ve tahminen Rusya tarafından Suriye’ye verildiği de vurgulanıyordu.
Terörle mücadele için verilmiş olamaz mı sorusu elbette haklı bir soru ama BMP-2’lerin özellikleri kafa karıştırıyor.
BMP-2’lerin 30 mm’lik topunun helikopterlere karşı 2500 metre menzilde etkili olduğu, tanksavar füzesi atabildiği gibi bilgiler var.
Araca o kadar çok ekleme yapılmış ki yer daraldığı için aracın taşıyabildiği asker sayısı bir azaltılmış.
Tarih, almasını bilenler için derslerle doludur ya,
Size 9 Eylül 1922’yi, Yunan ordusunun İzmir’de denize döküldüğü günü hatırlatmayacağım Sayın Başbakan,
Ama 25 Aralık 1916’yı hatırlatacağım mutlaka.
Atina Metropoliti Theoklitos’un, 60 bin Atinalıyla beraber Venizelos için lanetleme ayini düzenlediği o günü.
Çanakkale Savaşı’na girmek için elinden geleni yapan ama Alman İmparatoru’nun kız kardeşiyle evli Kral’ın engeliyle karşılaşan, ülkenizi İngilizlerin yanında konumlandırmaya çalışan Başbakan Venizelos’un yaşadıklarını bir düşünün isterseniz.
Şu sıralar Fransa ve ABD’ye anlaşmalar yapıyorsunuz ya, tarihi hatırlayın.
Ekim 1915’te Selanik’e giren İngiliz ve Fransızlar ülkenize soru sormadılar, Ocak 1916’da Yunanistan toprağı Korfu’yu işgal edenler de müttefik zannettiğiniz Fransızlar değil miydi?
***
Bankaların emekli maaşlarını alabilmek için verdikleri promosyonları herkes biliyor.
Bilinmeyen, “emekli avı”nın vahşi yüzü.
Koronavirüs aşısı üst yaş gruplarına uygulandığı dönemde elemanlarını emekli avlamak için hastanelere yollayan şube müdürleri biliyorum.
Bu kurumsal bir uygulama mı yoksa şube müdürlerinin inisiyatifi mi, bilmiyorum ama acımasız olduğu gerçek.
Sonra müşteri emekli maaşını başka bankaya alamasın diye hesaba bloke koyup, müşteriyi şubeyle konuşmaya zorlayanlardan tutun da,
Emekli maaşınızı başka bankaya alırsanız, “Başka bir hesap numarasına tanımlı destek hesabınız kapanır” diyenlere kadar çeşit çeşit zorluk çıkarılıyor insanlara.
Bana şikâyetini dile getiren herkese söz konusu bankaları BDDK’ya şikâyet etmelerini öneriyorum.
Ancak BDDK’ya sadece e-şikâyet yapılabiliyor ve bu da birçok emekli için zorlu bir işlem süreci.
Türkiye 2017’de Rusya ile S-400 almak üzere anlaşma yaptı.
Hindistan Ekim 2018’de Rusya ile S-400 anlaşması yaptı.
Türkiye S-400 füzelerini teslim aldı, Hindistan bu sene sonuna kadar teslim alacak.
Rusya S-400 füzelerinin kullanımı için Türk personele eğitim verdi, Hint personelin eğitimi sürüyor.
Buraya kadar durum bire bir aynı.
***
ABD, Türkiye’yi S-400 füze alımı nedeniyle F-35 programından çıkardı.
Burada iki nokta önemli.
Dünyadaki tüm F-16’lar 6 füze ateşleme kapasitesine sahip.
NATO üyesi ülkelerin tamamı aynı havadan havaya füzeyi kullanıyor, dolayısıyla füzelerin menzilleri de aynı.
Hani Yunanistan F-16’larını “Viper” seviyesine çıkarıyor ve Türkiye de hem “Yeni Viper F-16 seviye uçak alıp, eski modelleri de viper seviyesine çıkarmak istiyor” ya, bu bilgileri de unutun zira “Viper”, tüm F-16’ uçakların gayri resmi adı, hepimiz hata yapıyoruz.
Doğru yorum için doğru bilgi gerekir ya, Türkiye’nin Washington’ı nasıl test ettiğini anlamak için baştan başlamak gerek.
Bizim “Viper” seviyesi dediğimiz şey aslında F-16’nın Block-70 modeline dönüştürülmesi.
Girişte yazdığım bilgi bu model için de geçerli ama Block-70’e dönen bir F-16’ya güç katan şey AESA radarına kavuşması.
Bu radarı takan F-16 hem daha fazla hedefi takip edebiliyor hem de radar çok kısa sürede açılıp kapandığı için, uçağın saklanmasını sağlıyor.
Siz düşmanın yerini tespi
Eskimo dilinde kar ve buzun durumunu anlatan onlarca kelime var ama araba diye bir kelime yok.
Çok uzun yıllar önce okuduğum bir makalede yazıyordu bu bilgi, dillerin ihtiyaçlara göre şekillendiğini anlatıyordu.
Hemen aşk kelimesinin kökenine bakmıştım ardından.
Kimi kaynaklar Arapça kimi kaynaklar Farsça kökenli diye yazmıştı aşk için.
Neyse ki sevgi, Türkçe kökenli bir kelime sev’den türemişti.
Nefret Arapça kökenli, öfke ise eski Türkçe öpke’den (akciğer) türemiş.
Aşk ve nefret, sevgi ve öfkeye göre daha yıpratıcı duyguları tanımlar ya, her kelime bir kültürün izini de taşır aslında.
***
Fransa, Yunanistan’a 3 savaş gemisi satmakla kalmadı bir de Savunma ve Güvenlik Alanlarında İş Birliğine Yönelik Stratejik Ortaklık Anlaşması imzaladılar. O anlaşma dün gece de Yunanistan Parlamentosu’ndan geçti.
Hem biz hem de çoğu Yunan vatandaşı zannetti ki, Yunanistan’ın kıta sahanlığı ve Ekonomik Münhasır Bölge iddialarında Fransa da karşımıza çıkacak, Ege’de birlikte iş tutacaklar.
Meğer kazın ayağı öyle değilmiş, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Yunanistan’a Ege konusunda istediği desteği vermemiş.
Bu hafta Selanik Radyosu’na konuşan Syriza-İlerici İttifak Sözcüsü Nassos Iliopulos, anlaşmanın Yunanistan’ın Türkiye ile gerilim yaşadığı alanlarda Atina’yı tek başına bıraktığını, Fransa’nın yardımını garanti etmediğini ama Sahra Altı Afrika’da İslamcı gruplar mücadelede sorumluluklar yüklediğini ve anlaşma maddelerinin Yunanistan’ın savunma doktirinini değiştirdiğini söyledi.
Bu konuşma işaret fişeği oldu, bombayı Syriza Lideri Aleksis Çipras patlattı.
Çipras, parlamentoda yaptığı konuşmada, anlaşmanın Türkiye
Her 5 ila 10 saniye de bir, bir çocuk ölüyor açlıktan, Birleşmiş Milletler’in rakamı bu.
“Beyaz peynir, tulum peyniri, taze kaşar, eski kaşar, çeçil peyniri, isli peynir var.”
5 yaşından küçük 150 milyon çocuk yetersiz beslenme yüzünden bodur kaldı.
“Petek bal, kaymak, üç çeşit reçel, helva, çikolatalı fındık kreması var.”
Beykoz’un bir köyünde, kızımla oturduğumuz mekânda, tek kişilik serpme kahvaltı servisimiz yok diyen garsonla içimdeki sesin konuşması bu okuduğunuz.
Dış sesim, “Arkadaşım, ben sana başka sipariş de vereceğim ve belki daha fazla hesap ödeyeceğim ama israfa karşıyım ve o yüzden serpme kahvaltıya karşıyım” dedi.
Onlar umursamadı, ben de kalktım mekândan, başka bir yere gittik, israfsız bir kahvaltı ettik.