Ticaret Bakanlığı, büyük şehirdeki hallerde fiyat kontrolüne başladı pahalılıkla mücadele için.
Bolluk ayı olan ağustosta en çok zamlanan 20 ürünün 15’i tarım ve gıda ürünüyse, doğru çözüm için doğru teşhisi koymak gerekir ama o teşhis hallerden mi koyulur, orası şüpheli.
Yaş meyve ve sebzede Türkiye’nin yüzde 25 civarında olan kayıp-fire miktarı yaklaşık 12 milyon ton yaş meyve-sebzeye tekabül ediyor. Soğuk zincir ve ambalaj uygulaması neden beklenen sonucu sağlamadı? Ambalaj ürünlerinin ithalata dayalı olmasını fiyat artışlarına gerekçe gösterenler de var. Ambalajın domateste maliyeti yüzde 40 artırdığı iddia ediliyor. Sistemde aksayan yer neresi acaba?
Terör eylemlerinde kullanılan amonyum nitrat patlama yapan tek gübre çeşidi. Buna karşın, tüm Avrupa Birliği üyesi ülkeler içerisinde sadece Türkiye’de tüm gübre çeşitleri için Gübre Takip Sistemi var. Bu işe ödenen para neredeyse devletin gübre teşviki için çiftçiye ödediği
ABD’yi topraklarında vuran 11 Eylül saldırılarının ardında İsrail istihbarat teşkilatı var.
Ebola, SARS, domuz gribi gibi salgınlar, laboratuvarlarda insanlar tarafından üretilen virüslerle yayıldı.
Koronavirüs, AIDS hastalığına yol açan HIV virüsüne proteinler eklenerek ortaya çıkarıldı.
Koronavirüsü ABD’li uzmanlar geliştirdi ama virüs Çin’de Vuhan’daki laboratuvardan sızdı ve yayıldı.
Milyonlarca alıcısı olan bu komplo teorilerinin tamamını savunanlardan birisinin adı Francis Boyle.
Boyle, Illinois Üniversitesi’nde profesör, bir dönem Harvard Üniversitesi’nde eğitim görmüş.
Bir de Kevin Barrett var. O da 11 Eylül saldırılarının ardında ABD ve İsrail’in olduğuna yönelik iddialarının ardından Wisconsin-Madison Üniversitesi’ndeki işinden ayrılan biri.
Ona göre de koronavirüs önce Çin, sonra da İran’ı vurmak için üretilmiş bir biyolojik silah.
Tam 99 yıl önce bugün Mustafa Kemal Atatürk’ü taşıyan otomobil Karşıyaka’da bir köşkün önünde durdu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün geçeceği mermer merdivenlerin üzerinde yere serili bir Yunan bayrağı duruyordu.
Gazi, “Nedir bu?” diye sordu, çevresindekiler “Yunan Kralı bu eve girerken Türk bayrağını çiğnemişti” diye yanıtladılar.
Mustafa Kemal Atatürk, “Hata etmiş, ben Yunan Kralı’nın hatasını tekrarlamam, bayrak bir milletin şerefidir, kaldırınız” der.
1934 yılında Yunanistan Başbakanı Venizelos, Nobel Komitesi’ne üç sayfalık Fransızca bir mektup yazar.
Mektupta “Yakın Doğu’da barışın sağlanmasında en değerli katkıyı gösteren kişi Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’dan başkası değildir” der ve 1930’dan beri Yunanistan Başbakanı olarak görev yapan biri olarak Mustafa Kemal Paşa’yı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiğini bildirir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin olduğu ders kitabının sayfalarının yırtılmasını emreden Kıbrıs Rum
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında bir kanun var.
O kanunda Diyanet İşleri Başkanı’nın sıralanan görevleri arasında ülkeyi yönetmek yok.
Din işleri, ibadet ve ibadet yerleri, ahlak üzerine verilmiş görevleri var Başkan’ın.
O görevler ne kadar doğru yapılıyor sorusuna en güzel örnek midye fetvası.
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun kendini mezhep imamlarının üzerimde gören fetvalar verdiği bir dönemde, Diyanet İşleri Başkanı asıl ve iyi bildiği işiyle ilgilenmeli.
Belki farkında değiller ama Diyanet İşleri Başkanı’nın sosyal medya yasası gibi ülke yönetiminin işi olan, siyasi tartışma konusu olmuş başlıklarda yaptığı her açıklamanın faturası siyasi iktidara kesiliyor.
Bülent yapabilir, Eczacıbaşı yapamaz
Babası Girit doğumlu, işgal yıllarında İzmir’de görev yapan bir devlet memuruydu.
Annesi de Çeşme doğumlu Aspasia Pulaki’ydi. (Dalyan’da duruyor halen o ev)
Anadolu’nun alev alev yandığı bir dönemde başladı bu iki gencin aşkı.
1922’de, İzmir’in dağlarında çiçekler açtığında, küçük bir tekneyle hemen yakınlardaki Sakız Adası’na kaçtı âşıklar.
Mikis Theodorakis 29 Temmuz 1925’te, Çeşme’ye 6, Yunanistan ana karasına yüzlerce kilometre uzakta olan Sakız Adası’nda doğdu. Ama mesafeler değildir onu bizim toprakların ozanı yapan şey...
Nâzım Hikmet, Kuvayı Milliye Destanı’nı İstanbul Cezaevi’nde yazmaya başlamış, Çankırı Cezaevi’nde devam etmiş, Bursa Cezaevi’nde tamamlamıştı.
2012 yılında 3. Yargı Paketi sırasında gördük ki Nâzım Hikmet’in tüm eserleri gibi devletin yasak listesindeymiş Kuvayı Milliye Destanı.
Mikis Theodorakis’in, şarkılarını ıslakla çalanların bile tutuklandığı Albaylar Cuntası dönemini hatırlayınca bizim Mikis Theodorakis, bizim toprakların ozanı oluyor.
Ağustos 2021’de
Trabzon, Of’ta bir baba üç çocuğunu vurarak öldürdü.
Ankara, Mamak’ta bir baba eski eşini öldürdü, öldürmek için ateş açtığı 4 yaşındaki kızını yaraladı.
Afyonkarahisar, Şuhut’ta bir baba karısını ve oğlunu öldürüp intihar etti.
Kayseri’de 15 yaşında bir kız babasını bıçaklayarak öldürdü.
Temmuz 2021’de
Bolu, Gerede’de bir baba oğlunu av tüfeğiyle vurarak öldürdü.
Kayseri’de bir baba oğlunu tabancayla vurarak öldürdü.
Almanya Dışişleri Bakanı pazar günü Türkiye’ye geldi, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Antalya’da görüştü.
Türkiye’ye “Size para verelim, Afgan mültecilere de siz bakın” derler mi diyordum, görünen o ki plan başka.
Almanya önderliğindeki Avrupa Birliği, göçü Afganistan’ın komşularında tutmaya niyetli.
Bu amaç doğrultusunda Berlin şimdiden masaya 200 milyon euro koydu bile.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Komiserliği’ne Afganistan’a komşu ülkelere verilmesi için 100 milyon euro, mülteciler için de ayrı bir 100 milyon euro büyüklüğünde paketler hazırlanmış.
Daha önemlisi, Berlin, Afganistan’dan karayoluyla ayrılmaların sağlanması için hem direkt Taliban ile görüşüyor hem de belli ki bu konuda Türkiye’den de yardım talep ediyor.
Alman medyası, Taliban’a karşı savaşta görev alanlar ve ailelerinin oluşturduğu 10 bin kişilik bir listenin Almanya’ya taşınacağından söz ediyor ısrarla.
Bu da Kabil Havalimanı’nın Türkiye tarafından işletilmesini
Alman İstihdam Dairesi Başkanı her yıl 400 bin göçmene ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.
Hasta bakıcıdan klima teknisyenine, akademisyenden, lojistik personeline kadar geniş bir alana yayılıyor ihtiyaç listesi.
Açık o kadar büyük ki bu sene geçen seneden yüzde 5 daha fazla diplomaya denklik verdi Alman kurumları.
Kazakistan’dan, Bosna-Hersek’ten, Gürcistan’dan göçmen alan, ücretsiz Almanca kursları düzenleyen Berlin, ne Suriyeli ne Afgan ne de Türkiye’den göçmen almaya istekli değil.
Bir yanda Avrupa hayali kuran milyonlar, diğer yanda aradığı gibi göçmen bulabilmek için ülkelerle özel anlaşmalar yapan, istemediği göçmenler başka ülkelerde kalsın diye milyarlarca euro harcama yapan Almanya.
Türkiye’de düzensiz göçmene mi kızmak lazım yoksa bunu fırsata çevirenlere mi diye de düşünmemiz lazım.
Asgari ücretle çalıştırdığı Türk vatandaşını işten çıkarıp kayıtsız Suriyeliyi 2 bin liraya çalıştıran işveren, şimdi aç olan ve bin 500