ABD Başkanı Biden, Yunanistan’da, satır aralarında, Kıbrıs’ta başlıklara çıkacak şekilde eleştiriliyor.
Her iki ülkenin hayal kırıklığının sebebi, ABD Başkanı’nın Erdoğan ile görüşmesinde Ekonomik Münhasır Alanlar ve Doğu Akdeniz’deki gerginlikten hiç söz etmemiş olması.
On gün içerisinde Atina ve Güney Kıbrıs’a ikinci tokat oldu.
Önce Fransa, “Ekonomik Münhasır Alanlar savunma iş birliği anlaşması kapsamında değil” dedi.
Şimdi de ABD Başkan Biden, Yunanistan’ın hatırı için, Türkiye ile gerilim yaşanan dosyalara Doğu Akdeniz’i eklemedi.
Her ülke gibi ABD’liler de en çok kendi menfaatlerini düşünürler, Biden’ın yaptığı garip değil.
Garip olan, Biden Başkan seçildiği andan beri, “Başkan zaten bizim adamımız, Ankara şimdi yandı” havasında olan Atina.
Yunanistan medyası şimdi de “Yeni Alman hükümeti geliyor, Türkiye şimdi görecek gününü” şarkıları söylüyor.
Doğal gazla ısınan son bina da elektrikle çalışan ısı pompasına geçecek.
2030’da kömür kullanmayı bırakan İstanbul, 2040 yılında doğal gaza da veda edecek.
Otobanlardaki TIR ve kamyon trafiği kalkmış olacak, taşımacılık demiryoluna kayacak.
Caddelerde motor sesinin yerini elektrikle çalışan arabalar alacak.
Bu yazdıklarım hayal değil, aksine, olması beklenenler.
Bloomberg raporuna göre, yeni enerji kaynağı haline gelecek yeşil hidrojen üretimi 2050 yılına kadar 2.5 trilyon dolarlık küresel bir yatırım fırsatı doğuruyor.
2041 ile 2070 arasında küresel yıllık yatırım beklentisi tam 181 milyar dolar.
Rakamlar çok yüksek ama Paris İklim Anlaşması’nın koyduğu karbondan arındırma hedefleri için şu an dünyanın yeşil hidrojenden başka bir alternatifi de yok.
- G-20 Zirvesi’nde beni en çok şaşırtan konuyla başlayayım. Rusya Devlet Başkanı Putin zirveye gelmedi ama Dışişleri Bakanı Lavrov’u yolladı. Rus Dışişleri Bakanı, cumartesi akşamı İtalya Cumhurbaşkanı’nın katılımcıların onuruna verdiği yemekte ABD Başkanı Biden ile birkaç dakika sohbet edebildiğini anlattı gazetecilere. Sonra da “Biden, Putin’e hiçbir selam ya da iyi niyet mesajı yollamadı” diye şikâyet eden bir cümle kurdu. Duygusunu kontrol etme konusunda yeterince tecrübe sahibi olan bir Dışişleri Bakanı’nın bu fazla beklenti içeren cümlesine çok şaşırdım.
- Roma’da Erdoğan-Biden Zirvesi’ni hem Türkiye kaynaklarından hem de ABD Başkanı’nı takip eden Beyaz Saray muhabirlerinin sosyal medya hesaplarından takip ettim. Tıpkı NATO Zirvesi’nde olduğu gibi, görüşme öncesi ve sonrası iki farklı ABD ile karşılaştım. Görüşmeden önce “adı açıklanmayan bir kaynak”, “Eğer büyükelçiler sınır dışı edilseydi bu görüşme zora girerdi” dedi, “Aceleci olmak,
Roma İmparatorluğu tarih sahnesinde kaldığı sürece taht oyunlarının en fazla yaşandığı ülkelerden biri olmuştu. Şimdi 2021 yılında Roma’da başka taht oyunları oynanıyor. Ev sahibi İtalya Başbakanı, Avrupa Birliği’ne yön veren Almanya-Fransa ikilisinin yerini Merkel sonrasında Fransa-İtalya alabilir mi derdinde. Draghi sadece ülkesi adına bir hayale sahip değil aynı zamanda İtalya Cumhurbaşkanı olma hayali için de bu zirveye büyük önem veriyor. Avustralya’ya denizaltı satışında Fransa’nın devreden çıkarılması krizinin ardından Macron ile Biden ilk kez bu zirvede yüz yüze gelecek. Macron, ‘AB’nin yeni lideri benim’ diyebilmek adına ne yapacak ya da söyleyecek herkes merakla bekliyor.
***
Almanya da boş durmuyor elbette. Merkel son G-20 Zirvesi’ne, Almanya’da hükümeti kurmakla görevlendirilen Sosyal Demokrat Başbakan Adayı Scholz’u getirdi. Bugün yapılacak ikili görüşmede Merkel, Scholz’u Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim edecek. Almanya-Türkiye ilişkilerinde Merkel sonrasının nasıl olacağına dair ilk işaretlerin
Değerini anlamak için kimisinin Afganistan’a, kimisinin İran’a gitmesi gerekti.
Dünya üzerinde “Kurucu Lideri” için “Olmasaydın da olurduk” diye ilan verilen tek ülke olduk,
Yetmedi, bağımsızlığı kazandığımız savaşı “Keşke Yunanlılar kazansaydı” diyenler de bu topraklardan çıktı.
Bu kadarla da kalmadı...
ABD’li tarihçiler, Başkan Lincoln’ün karısının onu aldattığı iddiası üzerinde durmaz, köleliği kaldırmak için yaptıklarına bakarlar. Josephine’in evlendikleri dönemde iki çocuğu olması ve Fransa İmparatoru Napolyon’dan beş yaş büyük olmasının bir önemi yoktur Fransız tarihçiler için, onlar Napolyon’un tıpkı Hitler gibi Rusya seferinde dağılışını incelerler.
Gözünü Mustafa Kemal Atatürk’ün yatak odasına dikip oradan yalanlar üreterek Cumhuriyet ile hesaplaşma çabası, daha doğrusu şaklabanlığı da bizim topraklarımızda yaşanıyor.
***
Önce The Hill, ardından da Forbes aynı konuda yazdı.
İki yazıda da “S-400 yüzünden Hindistan’a yaptırım uygulamak ABD’nin çıkarlarına aykırı” vurgusu yapıldı.
Her iki yazının da ana fikri, Çin ile rekabet eden ABD’nin Hindistan’ı yanında tutması gerekliliği fikrine dayanıyordu.
İş sadece yazılarla sınırlı kalmadı.
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman, Yeni Delhi’de Hindistan Dışişleri Bakanı Harsh Shringla ile görüştü.
Görüşmeden sonra yaptırımlara ilişkin kararın Başkan Biden ve Dışişleri Bakanı Blinken tarafından verileceğini söyledi.
Yani Türkiye’ye S-400 yaptırımında etkin olan Senato kararı, Hindistan söz konusu olduğunda görmezden gelinebilecek.
Ortadaki garabete bakar mısınız? ABD, Çin ile rekabetten dolayı Hindistan’ın S-400’lerini görmezden geliyor, ama başta Rusya olmak üzere NATO’nun en büyük savunucusu Türkiye’yi F-35 programından çıkartıyor.
İngiliz Sunday Times, geçen sene İstanbul’daki kazılardan yola çıkarak Vikinglere dair ilginç bir makale yayımladı.
O makalede, Vikinglerin İstanbul’dan dönerken, kakule, safran ve köfteyi ülkelerine götürdükleri anlatılıyordu.
Bizans döneminde köfteye keftedes denilirmiş, yemek tarifi verilen bir yerde pişirilmiş fotoğrafı gerçekten İsveç köftesine benziyor ama İsveçliler üç yıl kadar önce ünlü köftelerinin 18. yüzyıl başlarında Kral 12. Charles tarafından İstanbul’dan getirildiğini açıkladılar.
Yani İsveç köftesinin kökeninin İstanbul olduğu kesin ama Bizans döneminde mi gitti, Osmanlı döneminde mi kafalar karışık.
***
Yassıada tarihini çalışırken karşıma çıkan ilginç bilgilerden biri, Adanın Rus korsanlar tarafından işgal edilmesi, tapınakların yıkılması ve din adamlarının öldürülmesi olmuştu.
Haziran 860’da düzenlenen o saldırı Bizans İmparatoru’nun Doğu Akdeniz’deki Arap gücüne karşı sefere çıktığı döneme denk
Kuşadası Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri arasında okulda başlayan bir tartışma, bir parkta düello olarak devam etti.
Boran Sönmez ve Z.K adlı öğrenci birbirlerine muşta ve bıçakla saldırdılar.
Kalbinden bıçaklanan 16 yaşındaki Boran Sönmez olay yerinde hayatını kaybetti, öğrenciyken katil olan Z.K olay yerinden kaçtı.
Kimsenin polis neredeymiş demeye falan hakkı yok.
Bu ülkenin en popüler elektronik ticaret sitelerinden birinde 21 cm’lik sustalı bıçak satılıyor.
Yine çok popüler bir başka sitede mınçıka, diğerinde muşta.
Kama, boğma zinciri, şok cihazı, biber gazına da ulaşım çok kolay.
Alenen satanlar olduğu gibi, demir muşta, dekoratif eşya, mınçıkayı av silahı olarak satanlar da var.