Aklım almıyor Galatasaray 8 maç oynamış beşi deplasmanda. Topladığı puanlarla şu an ligin tepesinde. Yeni kurulmuş bir takım. Her hafta üzerine koyarak geliyor. Okan Buruk 8+3 kuralıyla boğuşuyor. Buna rağmen bir eleştiri furyasıdır gidiyor. Neymiş efendim, Muslera’yı kesip Okan’ı kaleye koysunmuş. Sol bekte Dubois’i oynatmasın, Emre Taşdemir, Berkan Kutlu ya da Kazımcan’ı oynatsınmış!
Kerem ve Yunus’u kesinlikle oynatmayıp kızağa çekmesi gerekirmiş. Ayrıca Okan hoca, İngilizce bilmiyormuş, Galatasaray teknik direktörünün İngilizce’yi mutlaka bilmesi gerekliymiş...
Bu kadar zavalılık olur mu? İşin tuhafı bunların çoğu televizyonlarda konuşuluyor. Okan hoca Galatasaray’da futbolculuğunda 8 şampiyonluk yaşamış, UEFA Kupası’nda çok büyük payı olmuş, İtalya’da Inter’de oynamış. Başakşehir’i şampiyon yapmış. Akhisarspor’a Türkiye Kupası’nı kazandırmış ve dişi ile tırnağıyla kazanarak sarı-kırmızılılara teknik direktör olmuş.
Hoca hiçbir şey bilmiyor, bu ulemalar ise her şeyi biliyor! Burada olay ne biliyor musunuz? Cim-Bom
Adana Demirspor, Süper Lig’in en iyi takımlarından bir tanesi. Adana deplasmanından puan almak bütün takımlar için kolay değil, hatta çok zor. Galatasaray dün gece son vuruşlarda biraz şanslı olsaydı galibiyetle de sahadan ayrılabilirdi.
Sarı-kırmızılılar yeni kurulan bir takım. Evet, eksikleri var. Bu eksikler de oynaya oynaya, futbolcuların birbirini tanımasıyla giderilecek. Ama buna rağmen Torreira, Midtsjö, Mertens ve Mata, çok üst düzey oyuncular. Mata da Mertens de dün gece çok şanssızdı. Mata’nın gollük şutunu Svensson çizgiden kafayla çıkardı. Mertens ise çok pozisyona girdi, fakat bunları kaçırdı. Son olarak da vuruşu üst direkten döndü.
Ama Okan Buruk’un oynatmak istediği futbola baktığınız zaman, bütün takım koşuyor, rakibe baskı yapıyor, yardımlaşıyor ve çabuk oynamaya çalışıyorlar. Bu çok büyük bir gelişme. Gelecek haftayı Galatasaray ‘bay’ geçecek. Bir hafta aradan sonra çok daha iyi bir futbol izleyeceğiz.
Tabii Galatasaray’ı överken, aynı sözleri Adana
İtirazım yok, Galatasaray Yönetimi mükemmel transferler yaptı. Bu takım Avrupa’da oynasaydı çok başarılı da olurdu. Türkiye’de Okan Buruk ne kadar çırpınırsa çırpınsın, istediği takımı sahaya süremeyecek, formsuz futbolcuları oynatmak zorunda kalacak.
Yabancılar sürekli rekabet halindeler. Mertens, Mata, Torreira, Oliveira ve Midtsjö forma için yarışıyorlar. Boey’in her hafta grafiği yükseliyor ve arkasında Dubois bekliyor. Van Aaanholt’un futbol çizgisi inişli çıkışlı. Hoca, Dubois’i de oraya koyup, rekabet yaratmaya çalışıyor. Defansta Abdülkerim’in alternatifi Emin ve Metehan... Bu isimler de rekabet içinde olacaklar. Kazımcan, Ümit Milli maçında beni hayal kırıklığına uğrattı. Biraz daha çizgisini yükseltmezse zor forma bulur.
Yusuf ve Rashica hayran olduğum, mutlaka oynaması gerek futbolcular. Nasıl oynayacaklar bilemiyorum. Icardi, Gomis, Seferovic üçlüsü de rekabette olacak. Peki Yunus ile Kerem kimle rekabet edecek?
Şu an yüzde 50 ile oynuyorlar. Çok iyi futbolcular ama takıma
Galatasaray taraftarı hocasından, takımından memnun. Bu takım 16 maçtır yenilmeyen Antalyaspor’u deplasmanda yeniyorsa, ilk yarıda haksız şekilde 10 kişi kalmasına rağmen Gaziantep maçını kazanıyorsa, gol yemeyen ligin iyi takımlarından Konyaspor’u 2-1’lik skorla geçiyorsa demek ki bunun gerisi gelecek.
Galatasaray son üç maçın ikisini geriye düşmesine rağmen kazandı. Hem de oyuncuların fiziksel performansları daha istenen seviyede değil. Tabii ki tribünlere gelen 50 bin taraftar daha gollü maçlar izlemek istiyor. Okan Buruk, takım içindeki sorunları, lige verilen milli ara ve Adana Demirspor maçından sonra ‘bay’ geçecekleri haftada eminim çözecek.
Bana göre üç büyük sorun var... Birincisi; sol bek Van Aanholt, Konya maçında on metre önünde rakip futbolcu bulunuyor. Takımı topu bu futbolcuya şişiriyor. Hollandalı bir adım öne gitmiyor, rakibi müdahale etmeden kendisi çıkıp topu alsa hücumu başlatacak. Van Aanholt bunu yapmıyor, ataklara nadir çıkıyor. Okan Buruk kulübede kendisini
Konyaspor Galatasaray karşısına lider çıktı. Önce şunu söyleyeyim, kesinlikle bugüne kadar kazandıkları puanlar tesadüf değil. İlhan Palut takımına sistem futbolu oynatıyor ve sarı kırmızılıları çok zorladılar. İlk yarıda iki topları direkten döndü. Ama ne olursa olsun kendi sahasında 50 bin taraftarı önünde kötü gününde de olsalar taraftarlarına galibiyet hediye etmek için bütün futbolcular neleri varsa sahaya koyuyorlar. Konyaspor karşısında da taraftarın büyük desteğiyle bilhassa son 20 dakika rakip kaleye epey yüklendiler.
Sonuçta Calvo’nun hatası ve kendi kalesine attığı gol Cim Bom’a üç puanı ve liderliği getirdi. İki takımı da kutlamak lazım. Olağanüstü bir mücadele seyrettik. Zaman zaman sinirler gerilmesine rağmen kazasız belasız maç bitti. Golden sonra bilhassa Konyasporlu futbolcular sinirlerine hakim olamadı. Kaleci Sehic kontrolünü kaybetti ve sonunda 89. dakikada takımını eksik bıraktı.
Galatasaray geçen hafta Kasımpaşa karşısında daha başarılıydı. Bilhassa orta sahada Torreira ve Oliveira
Çok değil, dört ay önce seçim oldu. Herkes ağıt yakıyordu. “Futbolcuların parası nasıl ödenecek, bankalar birliğine 250 milyon lira faiz nasıl verilecek, bu takım takım nasıl düzelecek, yeni başkan ne yapacak” gibi soruları ben bile kendine soruyordum...
Şimdi gelinen noktaya bakın... 13 futbolcu alındı, 34 oyuncu gönderildi. Gidenlerden 15’i kiralık. Alınan isimler ve kalanlarla Teknik Direktör Okan Buruk iyi bir takım yaratıyor. Önce şunu söyleyeyim; Başkan Özbek’in Erden Timur ve Okan Buruk tercihleri mükemmel kararlar. Okan hocayı tanımayanlar, bir sürü olumsuz şeyler söyleyip, atıp tuttular. Ama şimdi hepsinin kafası yerde.
Okan Buruk’un futbolcularla diyaloğu en üst seviyede. Florya’da tek vücut olmuşlar. Bunda kaptan Muslera’nın çok büyük payı var. Takım her hafta üstüne koyarak futbol çıtasını yükseltiyor. Her şeyden önce orta sahada Torreira, Oliviera ve Mertens, teknikleriyle, girdikleri mücadelelerle takımın senelerdir yaşanan ikinci bölge handikapını bitirdiler.
Kerem ile Yunus da son
Her geçen hafta Okan Buruk’un talebeleri üstüne koyarak geliyor. Her şeyden önce futbolcuların arasındaki bağ mükemmel. Bu da zaten sahaya yansıyor. Gomis, Mertens harika abilik yapıyorlar. Bu da Galatasaray’ı başarıya götürecek en büyük etken.
Kasımpaşa sarı-kırmızılılara ters gelen bir takım. Buna ve ilk golü yemesine rağmen, hiç panik yapmadan 4 dakika sonra Yunus’un muhteşem pası, Gomis’in sol ayakla harika vuruşu beraberliği getirdi. O ana kadar Kerem ile, Gomis ile, Yunus ile konuk ekibin kaçırdığı bir çok gol pozisyonu var. Sahadaki futbolculara bakıyorsunuz tüm futbolcular gayretli, kazanmayı istiyorlar. Bilhassa Okan hocanın futbol felsefesi, ofansif oyundan yana ve öğrencilerini bu sistemde oynatmak istiyor. Kısmen de olsa şu ana kadar başarılı. Galatasaray’ın yediği ilk gole bakıyorsun Emin’in orada bir anlık dalgınlığı lacivert-beyazlılara gol imkanı tanıdı. Emin’in golde hatası var ama dün gece çok başarılı bir maç çıkardı. Hamleleri, ikili mücadeleleriyle hep ayakta kaldı. Yenen ikinci goldeyse yine defansif
Gaziantep maçı Galatasaray için dönüm noktasıydı. 10 kişiyle, Yaşar Kemal Uğurlu’ya rağmen takımın neler yapabileceğini gördük. Okan hocanın taktiksel anlayışı, kenardan orta yapamayan Kerem’i, Yunus’u merkeze çekip bilhassa Boey ve daha sonra da Aanholt’a koridor açması, bütün futbolcuların hocaları ve taraftarla bütünleşip olağanüstü mücadele etmeleri, bir devre 10 kişi oynayıp Gaziantep gibi iyi bir takımı yenmeleri sarı-kırmızılı kulüpte bütün havayı değiştirdi.
Şu an 30 milyon taraftar, camia tek vücut oldu, futbolculara ve Okan Buruk’a güven sonsuz. Bunun üzerine Icardi, Rashica, Ross, Mata ve Yusuf’un da gelmesiyle takımın kadro derinliği muhteşem oldu. Şimdi artık Okan hoca hangi futbolcu formayı hak ediyorsa eminim ilk 11 bu isimlerden kuracak. Daha bitmedi, Emin, Kazımcan ve Barış Alper de bu rekabetin içinde olacak. Boey çıtayı yükseltti. Şimdi yedekte oturan ve oynayanlar futbol çıtasını yukarı çıkaracaklar.
Başkan Dursun Özbek ve Erden Timur müthiş transferler yaptılar. İşin en