Galatasaray için illa ki kazanılması gereken bir maçtı. Kendi sahanda 50 bin taraftarın önünde oynuyorsun, tribünler rakip Beşiktaş’a baskı yapıyor. Hakem Halil Umut Meler adaletli düdük çalmaya uğraşıyor. İlk golü de buluyorsun. Bu ortamda sarı-kırmızılılar için iyi bir başlangıç oldu.
İlk yarı sahada iki takım da kıran kırana mücadele etti. Ama daha çok golü isteyen ve pozisyona giren taraf hep ev sahibi ekipti. Cim-Bom ilk yarı öyle harika bir futbol oynamadı. Hatalar da yaptı. Beşiktaş’ın attığı gole bakıyorum; Galatasaray gibi iyi futbolculardan kurulu bir takım öyle gol yememeli...
Siyah-beyazlıların en güçlü olduğu yanı kanatları... Sacha Boey, N’Koudou ile epey savaştı. Rakibine çok net pozisyonlara girme imkanı tanımadı. Rashica ile Barış Alper devamlı değişmeli oynayıp, Beşiktaş’ın iki bekini de bayağı hırpaladılar. Barış Alper, Kerem’in yerine oynadı. 65 dakika sahada kaldı, görevini de eksiksiz yaptı. Icardi’nin attığı ilk golün de asisti Barış’tan geldi.
Mertens gerçekten çok
Galatasaray’dan herkes daha farklı bir futbol bekliyor. Böyle düşünenlerle ben de aynı fikirdeyim ama bir gerçek var ki bunu da göz ardı edemeyiz... Tamam, transferlerin hepsi yıldız futbolcular. Yeni bir takıma geldiler, takım arkadaşlarıyla uyumları, ülkeye alışmaları belli bir zaman alıyor, bu da gayet normal.
Yine de büyük maçlarda, Trabzonspor ve Adana Demir deplasmanlarında sarı-kırmızılılar harika futbol oynadı. Alanyaspor karşısında ise ilk 30 dakika zirve yaptılar. Ama maalesef 30. dakikada Ali Palabıyık ‘Siz bu kadar iyi futbol oynayamazsınız’ diyerek maça müdahale etti! Karagümrük maçında ise mutlaka kazanılması gereken bir karşılaşma stresiyle futbolcular en az 20 gol pozisyonuna girdi fakat bunların ikisini değerlendirebildi. Icardi ve Mertens gibi yıldızlar kafa karışıklığından, stresten son vuruşlarda başarısız oldular.
Cumartesi akşamı Beşiktaş derbisi oynanacak. 50 bin Galatasaray taraftarının desteğiyle ben bütün yıldızların patlama yapacağını düşünüyorum. Icardi, İtalya’da gol kralı oldu. Gerçek kalitesini Alanya maçının
Galatasaray’ın kadrosuna baktığın zaman çok iyi yıldız futbolcular var. Bu yıldızların girdikleri gol pozisyonlarını kaliteleriyle değerlendirmeleri başlıca görevleridir. Karagümrük karşısında dün gece en az 10 kez yüzde yüz gol pozisyonuna girdiler ama son vuruşlarda ya kalecinin kucağına gitti, ya yavaş vurdular ya da topu auta attılar.
Düşünebiliyor musunuz, Icardili, Mertensli, Rashicalı, Keremli sarı-kırmızıların golünü sol bek oynayan Emre Taşdemir kaydetti. Daha sonradan oyuna giren Mata son bölümlerde net bir pozisyonu kaçırdı, ikinci kez fırsatını bulduğundaysa fileleri havalandırdı. Böyle olmaması lazım! Çünkü rakip 10 kişi, neticede iyi futbolcuları olsa da bir kişi eksik oynamak, hele Galatasaray’a karşı kolay bir iş değil. Sen bu durumda farkı artıramıyorsan derbi maçlarında, daha zor maçlarda büyük sıkıntı yaşarsın.
Oliveira kesinlikle iyi bir futbolcu, buna itirazım yok. Ama gol vuruşları rezalet. Arkadaşlarını topla buluşturduğundan daha fazla top ezdi. Tamam iyi niyetle koşup mücadele ediyor. Ne var ki bu yetmez, kıran kırana
Ben futbolumuzda hakemlerin hep adaletli karar vermesini isterim. Takım ismi önemli değil ama hakem doğru karar versin, biz futbolu konuşalım. Maalesef bunu yapamıyoruz. Galatasaray-Alanyaspor maçında gördüklerimiz inanın o kadar keyfimi kaçırdı ki...
Tribünlerde 47 bin taraftar var. Maç öncesi yapılan Cumhuriyet koreografisi, söylenen marşlarla insanlar tam bir şölen yaşadılar. Karşılaşma başladı, Galatasaray sezonun en tempolu ve baskılı oyununu oynadı, iki farkla öne geçti. Bu ana kadar Alanya’nın tek atağı yoktu. Tribünler coşmuş, statta ve televizyon başındakiler resmen bir şölen seyrediyorlar.
İşte bu esnada bir hakem haksız yere kırmızı kart göstererek oyuna nasıl müdahale eder ve bu bütün güzellikleri bir anda bitirir, bunu yaşadık. MHK, Galatasaray’a karşı antipatisi olan bir hakemi nasıl böyle bir maça tayin eder? Bu birinci sorum... Bilinçli mi yoksa bilinçsiz mi yapıldı, orasını bilmiyorum. Ama masum bir tayin olduğunu da düşünmüyorum. İkinci sorum; sahadan haksız yere bir futbolcuyu atmak bu kadar kolay mı? Ali
Elli bine yakın muhteşem taraftar maçtan önce 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için harika bir koreografi yaptılar. Bu dakikalarda herkes ağladı, marşlar söyledi... Böyle güzel bir ortamda mücadele başladı.Galatasaray, bütün hatlarıyla Alanyaspor kalesini adeta abluka altına aldı, 21 dakikada skoru 2-0’a getirdi. Sahanın her yerinde sarı-kırmızılı futbolcular baskı yaptı, rakibe nefes aldırmadı, Kerem eski günlerine döndüğünü gösterdi. Taraftar skor 2-0’a gelince de kendinden geçti. İlk yarım saatte Alanyaspor’un kaleye şutu yoktu. Ama 31. dakikada Boey’in gördüğü kırmızı kart oyunu, tribünleri başka bir boyuta taşıdı.
Bu dakikadan sonra resmen futbol, futbol olmaktan çıktı. Ben şimdi Ali Palabıyık’a soruyorum. Hakemlik hayatında hangi futbolcuya böyle bir kırmızı kart çıkardı. Orada karşılıklı bir mücadele vardı. Sarı kart olabilir, ama kırmızı kart ağırdı. Aklıma Alper Ulusoy’un Muslera’ya altı saniye kuralını uygulaması geldi. Bu da böyle bir kırmızı kart...
İnsanlar maça keyif almak, futbol izlemek
Galatasaray sezona başlarken 26 futbolcu gönderdi, 13 futbolcu aldı. Hani bütün herkes alınan futbolcular için ‘rüya takım kuruldu, bu takımın önünde kimse duramaz’ diye doldur-boşalt yaptı, yapmaya da devam ediyor.
Okan Buruk’un kellesini isteyenlere soruyorum; Kayserispor maçındaki ilk 11’i gördükleri zaman “İşte gerçek Galatasaray bu, Mertens ile Mata ilk 11’de oynamalıydı, Okan hoca doğrusunu yapmış” demediler mi? Sonra takım çok kötü futbol oynayıp daha 38. saniyede yüzde yüz verilmeyen penaltısı da buna eklenince, Kayseri maçında mağlup oldu. Bu olamaz mı? Futbolun içinde böyle skorlar yok mu? Bu yerden yere vurulan Galatasaray’ın Trabzonspor ve Adana Demirspor deplasmanlarındaki o iyi mücadeleci futbolundan sonra övgüler yağdıranlar, şimdi kelle istiyorlar.
Mertens, Mata, Yunus... Üçü de atletik futbolcu değil. Teknikleri iyi, bilhassa Mertens ve Mata eskiden çok büyük yıldızlardı, bugün o görüntülerinin çok uzağındalar. Yunus ise Adana
Kayserispor karşısında Galatasaray’ın yenilgisini bir kenara koyun ama oynadığı futbol tam bir hayal kırıklığı. Sanki bütün takım bilhassa ilk yarı sözleşmiş gibi tel tel döküldü. İkili mücadelelerde bütün topları Kayserispor kazandı. Çok çabuklardı, Galatasaray defansına iyi pres yaptılar ve gol sayısını artırmamaları konuk ekibin şansıydı.
Torreira, Midtsjö olmak üzere iki futbolcu da kötü gününde olunca orta saha çöktü. Mertens sol çizgide, Yunus sağ çizgide, Mata da orta sahada ağır kalınca Galatasaray’ın gol ümidi iyice bitti. Kendi kendime düşünüyorum Okan Buruk ne yapabilirdi diye. Zaten devre arasında yapacağını yaptı. Yunus’u, Mertens’i ve Midtsjö’yü dışarı aldı yerlerine Oliveira, Barış Alper, Rashica’yı dahil etti. Bir tık daha fazla hücuma çıkmaya başladılar. O da galibiyete yetmedi.
Sacha Boey lüzumsuz sarı kart gördü, korkarak oynadı, geçen haftalarda olduğu gibi etkili değildi. Kazımcan canla başla oynadı.
Karşısında Ramazan ve Onur
Kabul eden eder, etmeyen istediği eleştiriyi yapabilir. Süper Lig’in en iyi takımlarının başında Galatasaray geliyor. Her şeyden önce teknik olarak mükemmel futbolcular var. Gol yolları hariç takımın hiç bir sorunu yok. Biraz Kerem ve Yunus kıpırdarsa, toplar direkten dönmeyip kaleye girerse müthiş bir takım seyredeceğiz.
Son hafta verilen bay arası sorunları olan futbolcuların bu problemlerini halletti. Başta Icardi... Bu çocuğa bir sürü şey söylendi, hakaretler yapıldı ama herkesin unuttuğu bir şey var; Icardi büyük futbolcu. O da oynamak istiyor. Şimdi problemlerinden arınmış bir Icardi’yi Kayseri maçında gerçek gücüyle hepimiz göreceğiz. Mata da Muslera ile beraber takımın gizli kaptanı. Hakiki bir 10 numara. Okan Buruk Mata ve Mertens’i beraber oynatmak için çareler arıyor, bunu biliyorum. Fakat üç yerli oynatma kuralını bugüne kadar bir türlü aşamadı. Kerem veya Yunus futbol çıtalarını biraz daha yükseltmezlerse Kazımcan’ı sol bekte Mata ile Mertens’i ise ilk 11’de