Bordo-mavili ekip, güçlü rakibi önünde maça coşkulu ve tempolu başladı, daha 3. dakikada Onazi ile skor avantajını yakaladı. Nwakaeme ile farkı ikiye çıkaran ev sahibi, Belhanda’nın atılmasıyla iyice rahatladı. Devre biterken yeni transfer Nwakaeme Cim-Bom’un umutlarını tamamen kırdı. Uzatmalarda Ekuban tabelayı tamamladı.
Trabzonspor son şampiyon ve aynı zamanda ligin zirvesinde yer alan Galatasaray karşısında resmen şov yaptı. Bordo-mavililer, ligde kayıpsız devam eden Cim-Bom’u dağıttı, adeta gol şov yaptı. Karşılaşmaya Trabzonspor’un 29 yaşındaki Nijeryalı kanat oyuncusu Anthony Nwakaeme damgasını vurdu. İsrail’den gelen futbolcu ilk maçında 2 gole, 1 asiste imza attı.
Maça Onazi’nin 3. dakikadaki uzak mesafeli golü ile başlayan Trabzonspor, hızlı ataklarla Galatasaray kalesinde pozisyonlar aradı. Ön tarafta Rodallega, sağda Olcay, ortada Yusuf Yazıcı ve solda yeni transfer Nwakaeme ile hızlı koşular yapan Karadeniz ekibi, 25’te farkı 2’ye çıkardı. H.Beer Sheva’dan gelen 29 yaşındaki Nwakaeme’nin şutunda Ahmet’e çarpan top Muslera’yı yanıltıp ağlara gitti.
30’da maç bitti!
30’da Galatasaray için maç bitti denilebilir. Belhanda yerden müdahalede bulunan Yusuf Yazıcı’ya çift dalınca
Galatasaray, lige fırtına gibi başladı. 37’de Fernando’nun karambolde kaleye soktuğu top, sarı-kırmızılıları rahatlattı. İkinci yarıda fırtına gibi esen Cim-Bom, 49’da Sinan Gümüş, 53’te Eren Derdiyok ve 56’da Emre Akbaba’nın arka arkaya golleriyle şov yaptı. 82’de Onyekuru ve 84’te ise Emre ikinci golüyle perdeyi kapadı.
Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın kaybettiği haftada son şampiyon Galatasaray, Aytemiz Alanyaspor’u 6-0 yenerek adeta üçüncü haftadan gövde gösterisi yaptı.
Cim-Bom ilk yarı biraz bocaladı ama yine de soyunma odasına Fernando’nun golüyle gitti. İkinci yarı bambaşka bir Galatasaray vardı sahada ve gol oldu yağdı Alanya kalesine...
Hemen baskı ile ikinci devreye başlayan Aslan, 10 dakikada skoru 4-0’a getirdi. İşin ilginç yanı, iyi oynamayan Sinan Gümüş’ün bir şekilde atılan 3 golün içinde olmasıydı. Emre Akbaba, sarı-kırmızılı forma ile ilk gollerini dün gece eski takımına karşı atarken, Onyekuru yine futbol resitali sundu ve boş geçmedi. Genç yetenek Yunus ise girer girmez asist yaptı.
16’da karşı karşıya pozisyonda Muslera, Bobo’ya geçit vermedi. 37’de ceza alanında oluşan karambolde top Fernando’nun önündeydi. Sambacıya yakın mesafeden sadece dokunmak kaldı: 1-0.
49’da
Sanki hazırlık maçı değil de Maicon için özel yapılmış bir müsabakaydı. Dünkü maçla ilgili görüntülü iki rapor hazırlansa ilkinde stoper Maicon’un mevkisinde bir facia olduğu görülür ikincisinde ise hücum yönü çok güçlü olan, goller atan ekstra bir savunmacı olduğu düşünülebilirdi. İşte Maicon böyle kafa karıştıran bir futbolcu!
Sakatlığı yüzünden ilk hazırlık maçını oynayan Serdar’ın yenilen ilk goldeki hamle hatası ise üst düzey bir stoperin hele de orta sahada yapmayacağı cinstendi. Savunma böyle olunca olan kampın yıldızı genç kaleci İsmail Çipe’ye oldu. Cim-Bom’da Gomis istekli ama etkisizdi. Carole bitik, Belhanda ise yine pas hatalarındaydı. Fernando-Selçuk ikilisi yorgun ve dinamizden uzaktı.
Galatasaray Süper Kupa ve lig öncesi son ve en ciddi sınavını Atina’da verdi. Bir hafta sonra Şampiyonlar Ligi Ön Eleme maçı oynayacak olan Yunanistan Şampiyonu’nun daha hazır olduğu biliniyordu. Ne var ki Galatasaray’ın Akhisar ile yapılacak Süper Kupa ve lig maratonu öncesi bu durumda olması düşündürücü. Transferler için iş mecburen ağırdan alınıyor ama mutlaka bir formül bulunmalı ve eksik noktalara takviyeler yapılmalı. Çünkü savunma ve orta alanda görüntü iyi değil. Üstelik savunma
Galatasaray, PSV Eindhoven’dan sonra Valencia’ya da yenildi. Elbette sonuçların bir önemli yok ama yine de geleceğe ışık tutabilecek önemli mesajlar alındı.
Her iki takımın ortak özelliği Avrupa’nın başaltı ekipleri arasında yeralmasıydı. Birinci kategorideki takımları düşününce ister istemez insanın canı şimdiden sıkılıyor. Muslera, Serdar, Nagatomo gibi kilit isimlerin yokluğu bu anlamda etkili olmuş olabilir ama yine de çekilen röntgenin sonuçları en azından Avrupa için pek iyi görünmüyor.
Valencia karşısında yenilen goller Galatasaray savunmasının gözden geçirilmesi gerektiğini gösterdi. Donk belki zorunlu olarak bu bölgeye çekilmişti ama Maicon bir fikir verdi kendisiyle ilgili. Brezilyalı oyuncu ağır ve bu zaafiyet Devler Ligi’nde ağır bedeller ödetebilir. Savunmanın sırıtmasında Carole etkisini ayrıca belirtmek gerekir.
Sarı-kırmızılılar en kötü halinde bile pozisyon buluyor. Üstelik Gomis’in fiziksel ve psikolojik olumsuz tablosuna rağmen. Valencia karşısında Rodrigues yakaladığı pozisyonlarda doğru kararı verebilse sonuç farklı olabilirdi. İkinci yarıda İspanyollar yine kolay bir gol buldular. Galatasaray’da Onyekuru kumaşının iyi olduğunu girer girmez gösterdi. Nijeryalı
Bir kupa rövanşından ziyade Galatasaray’ın röntgenini çeken bir maça dönüştü. Galatasaray’ın artıları, eksileri nedir ne değildir adeta gösterdi bizlere. Muhtemelen Fofana’nın golü sonrası Sivas maçından sonra Fatih Terim’i eleştiren, sosyal medya yoluyla mesaj gönderenler yeni bir organizasyonun içine girişecekti. Ancak hevesleri kursaklarında kaldı!
Bizans entrikalarını bırakıp maçtan çıkacak mesajlara geçelim.. Fatih Terim’in felsefesinin işaretleri ile dolu bir maç oldu. Oysa yenilmiş erken bir gol vardı. Ama buna hemen karşılık verildi. ‘Türk Pique’ Serdar Aziz ile. İkinci yarı ise sadece Terim’in değil, tribünlerin de görmek istediği takım vardı sahada. Öyle ki maç bitmesine rağmen hâlâ gitmeyen taraftarlar vardı tribünde. Yeni transfer Nagatomo bu devre iyi bir oyun sergiledi. İleri geri koştu ve Gomis’in golünde ortayı yaptı. Bu Japon’a üstelik izin verilmişti yeni doğan çocuğu için. Futbolcu böyle kazanılıyor demek. Feghouli-Belhanda-Gomis üçgeni bundan sonra kolay kolay bozulmaz gibi. Bu yapı rakip takımlar için büyük tehdit oluşturur. Özellikle Belhanda böyle oynarsa bir çok derde çare olur. Faslı orta sahada çok çalıştı. Terim’e başka pozisyonlarda da
Fatih Hoca’nın seçtiği kadroyu görünce aslında herkes aynı şeyi düşündü.. “Terim kupayı değil ligi önemsiyor...” Sivas gibi zorlu bir deplasman öncesi bu öngörü normaldi de.. Terim neredeyse bütün aslarını kenarda tutup ötekilere şans verdi. Bu tercihlere ve Eray İşcan faktörüne rağmen 2-2’lik beraberlik ve daha da önemlisi sergilenen futbol gayet iyiydi. Galatasaray ilk bölümde 1-2 tehlike kalesinde gördü. Eray’ın ıskası ve Linnes’in kendi kalesine attığı gol eksilerdi. Ancak 2 penaltısı verilmedi. Yasin’le net bir fırsatı kaçırdı. Sinan’ın da direğe çarpan topu vardı. Olmayan şey goldü ve onlarda ikinci yarının başında geldi.
Terim ilk günden beri eldeki futbolcuların performansını yukarı çıkarmanın kendisinin önceliği olduğunu söylüyordu. Yani silinmiş, gözden çıkarılan, sağlık için spor yapanların..Dün de gördük 273 gün sonra forma giyen Hakan Balta’nın bile verebileceği şeyler var. Selçuk her maç üzerine koyarak gidiyor. Donk küllerinden adeta doğuyor. Belhanda klasından pasajlar sundu. Sinan Gümüş ise en büyük kazanım şimdilik. Terim Türk Futbolu’na Sinan’ı kazandıracak gibi.
Fatih Terim’in transferleri kulübeden çıkıyor. Ne olursa olsun böylesine ciddi bir rakip
Tudor’un eski takımı Kardemir Karabük yerine orta düzey bir Avrupa takımından transfer edilmiş olsaydı şüphesiz Latovlevici’ye bu önyargılı yaklaşımlar olmayacaktı. Transferin son günü sudan ucuz bir rakama (550 bin euro) alınan Latovlevici sezon başında ve ortasında geçirdiği iki sakatlığın etkisi ile ilk yarı isteneni veremedi. Ama geldiği yer ve Tudor referansı hep aleyhine oldu. Sol bek piyasasının bu kadar sınırlı olduğu bir ortamda Latovlevici’yi silip atmak doğru değil. Buca karşısında öne çıkışları, öyle ya da böyle atılan 2 golün başlangıcında olması, tek topları kalitesini gösterdi.
Terim dokunuşunun etkileri her futbolcuya yansıyacak gibi görünüyor. Belhanda üzerine koyacak, Feghouli ile yeni transfer etkisi yaratacak havada.
Cezayirli çizgide bambaşka oynuyor. Yasin’e gol pası muazzam, attığı gol ise şıktı. O böyle oynarsa ligde fark yaratır. Oyundan çıkarken kulübedeki herkesin elini sıkması ise takımdaşlık mesajı içeriyordu. Tudor zamanında böyle bir fotoğraf görmedik. Yasin’deki değişim attığı golden ziyade kaleye vurmayıp Gomis’e attırdığı pozisyonla değerlendirilebilir. Neredeyse bütün pozisyonların içinde vardı.
Fatih Terim’in gelişinden sonra değişim yedekler üzerinde de etkisini göstermiş belli ki... Yoksa düne kadar umutsuz, heyecansız ve her şeyden önemlisi Galatasaray formasını taşıdığının farkında olmayan oyuncular vardı. Ama dün tıkır tıkır işleyen çarka onların önemli bir kısmı da dahil oluverdi.
Donk’tan başlayayım. Tudor kalsa antrenman topçusu olarak hayatını sürdürecek, parasını da almaya devam edecekti. Hollandalı mesajı almış gibi gayet verimli oynadı. Fernando’nun sakatlık sürecinde Donk başvurulacak ilk formüllerden biri olacağını hissettirdi. Terim’le beraber Sinan Gümüş ise adeta yeniden doğmuş. Attığı goller bir yana vücut dili mutluluğunu anlatıyor. Selçuk İnan bile bu süreçten olumlu etkilenmiş. Kaptan hem vitesi yükseltti hem dikine oynadı. Yasin Öztekin böyle oynamaya devam ederse as takımda ya oynar ya da 11’i zorlar. Tolga çalışkan, Ahmet ve Koray ise dikkatliydi. Latovlevici sakatlık sonrası şans buldu. Ancak Rumen’le sezon bitmez.
Galatasaray transferde çok kazık yedi ama Tarık Çamdal gibi galiba zor bulunur. Dün bile kötü oynamayı başardı. Galatasaray ilk maçı 3-0 kazanarak tur biletini kaptı. Bucalı Emre Toraman’a gösterilmeyen kırmızı kart ve Yasin’in