Bir kardeşimiz 1915 olayı yaşanmış bir trajedidir, yüzleşmelidir diye yazmış. Yanıtımız...
Değerli kardeşim, bu acılar yaşanmadı diye bir sözümüz yok... Bu olayların evveliyatı vardır, birtakım isyanların sonucudur falan da demiyorum, yüzleşmeye de itirazım yok.
Konu başka. Soru şu: Emperyalist ülkeler 100 küsur yıl sonra neden hâlâ bu konuya odaklı? Neden parlamentolarından soykırım tasarıları geçiriyor, neden her 24 Nisan’da anma etkinlikleri düzenliyor? Neden Amerika’nın Kızılderili katliamı, Fransa’nın Cezayir katliamı, İngilizlerin Hindistan cinayetleri, Almanya’nın Namibya soykırımı hatırlanmıyor? Neden ABD Hiroşima ve Nagazaki’de iki atom bombasıyla 300 bin çoluk çocuğu öldürdüğünden dolayı özür dilemiyor?
Neden sadece 1915 anılıyor?
Ve en önemlisi…
Neden Osmanlı’da cereyan etmiş bu olay Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Cumhuriyet nesline bulaştırılıyor?
Türkiye’yi soykırımcı ilan eden ülkeler 1915 olayına çok mu üzülüyorlar? Bu ülkeler ABD’ye destek olup Afganistan, Irak ve Libya’da milyonlarca masumu öldürmediler mi? Ve yersiz yurtsuz kalan o insanlar Avrupa ülkelerine sığınmak isterken Akdeniz’de boğulmuyorlar mı? 100 yıl öncesine çok üzülen o Batılı ülkelerin Ortadoğu’da öldürülen milyonlara ve Akdeniz’de boğdukları insanlara üzüldüğünü hiç duydun mu?
Sadece 100 yıl öncesine mi üzülür bu adamlar?
Yoksa olayın gerisinde Türkiye’ye yönelik sistemli ve örgütlü bir proje de var mıdır?
Bir de bunu düşünelim...
SERAP
Almanya’nın yeni hükümetinde Dışişleri nezdinde Devlet Bakanı olarak görevlendirilen Serap Güler, yayınladığı mesajda yeni görevinden duyduğu mutluluğu belirttikten sonra diyor ki:
“Bugün bunun ötesinde bir dilek dileyebilseydim o da şu olurdu;
1963 yılında bu ülkeye misafir işçi olarak gelen babam keşke bu ana şahit olsaydı. Bunun için herkese minnettarım. Özellikle de bunu asla hayal etmeyen ama kızının ortaya çıkması için elinden gelen her şeyi yapan babama...”
1963 yılında köyünden kalkıp maden işçisi olarak Almanya’ya inen baba Güler tabii ki evladının bugününü görse çok mutlu olurdu. Böyle bir evlat yetiştirmek bir işçi babanın zaferidir. Bir işçi çocuğunu okutup, eğitip, ülkenin dış politikasını emanet etmek de Alman toplumunun ve eğitim politikasının zaferi. Gurur duymak herkesin hakkıdır...
MOSMOR
Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışında beklentilerin altında kalması üzerine birçok taraftar antrenör Mourinho’nun işine son verilmesini istiyor.
Peki bu iş kolay mı?
Hürriyet’teki habere göre… Eğer kulüp Mourinho’nun iki yıllık anlaşmasını bitirirse önümüzdeki yılın da 15 milyon euro (660 milyon TL) tazminatını ödemek zorunda. Normal olarak bir antrenör başka iş bulursa kulüpler tazminat ödemekten kurtulur. Ancak Mourinho metne öyle bir madde koydurmuş ki... Başka iş bulsa da bu 15 milyon euroyu tıkır tıkır alıyor. Portekizli teknik adam daha önce çalıştığı kulüplerle de benzer anlaşmalar yapmış, büyük tazminatlar elde etmiş. Bu yüzden kendisinin bir adı da: “Tazminatör”...
GENÇLER
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası Saraçhane’de destek yürüyüşüne katılan ve sayıları 50’yi aşan üniversite öğrencileri 45 gündür hapiste...
Anne Baba Dayanışma Ağı üyesi veliler sık sık Çağlayan Adliyesi önünde toplanarak çocuklarının serbest bırakılması için çağrı yapıyorlar.
Ancak sesleri yankı bulmuyor.
Bu çocuklar aslında şimdiden geleceğe yönelik cezalandırıldılar.
Çünkü fişlendiler.
Bundan sonra devlet memuriyeti için yapılacak mülakatları geçemezler. Sadece devlette değil... Başka sınav ve iş başvurularında da sicillerine bakılır, kendilerine bir şey söylenmez ama çoğu kez sessizce elenirler.
İstedikleri kadar gösteri yürüyüşünün anayasal bir hak olduğunu savunsunlar. Kimseye dert anlatamazlar.
Onlara daha da fazla ceza gerekir mi? Cevabı size bırakalım.
FORBES
Forbes Dergisi, dünyada en zengin 100 Türk’ün listesini yayınladı.
Bu Türklerin toplam serveti 128,5 milyar dolarmış...
Müjdat Gezen’in bir tiyatro oyununda geçiyordu.
Erdal İnönü ile Turgut Özal konuşuyorlar.
Özal diyor ki:
- Seni gören memlekette kıtlık var zanneder.
İnönü’nün cevabı:
- Seni gören de kıtlığın sebebini şıp diye anlar...
Bizim milyarderler size neyi çağrıştırıyor?