Deprem deperse

8 Ekim 2019

Fener maçındaki o pozisyon penaltı mıydı, değil miydi? G. Saray maçındaki hareket kırmızı kartlık mı sarı kartlık mıydı?

Hiç değilse bunlarla ilgilendiğimiz kadar kendimizin ve çocuklarımızın hayatıyla da ilgilensek...

Kapıyı çalan deprem bir anda vurunca ne yapacağız? Bunu konuşsak...

Prof. Celal Şengör’ün şu sorularını ısrarla bizi yönetenlere sorsak mesela...

“... Verilen toplanma alanı sayıları gerçekçi değil. Gerçekçi olsa bile, insanlar oralara nasıl varacaklar?

Depremden sonra en büyük tehlike yangındır. İstanbul’un yıkılmış daracık sokaklarına itfaiye nasıl girecek? İtfaiyenin kendisi yıkılırsa ne olacak?

Acaba havadan yangın söndürme imkânları düşünülüp planlandı mı? Şehirde havadan söndürme ile ormanda havadan söndürme çok farklıdır. Gerekli uçan vasıtalar temin edilmiş, uçucu personele gerekli eğitim verilmiş midir?

Bu 16 milyonluk şehrin yiyeceği, içeceği nasıl temin edilecek? Sahra fırınları veya yüzen fırınlar düşünülmüş müdür? İstanbul’a depremden

Yazının Devamı

Nurhak’ın nurları!

5 Ekim 2019

Türkiye’de her yer birbirine mi benzer? Anadolu’da farklı yerler olabilir mi? CHP Kahramanmaraş milletvekili Ali Öztunç’un anlattıklarını dinlerken doğrusu şaşırmadık değil. Ali Öztunç bize Nurhak ilçesini anlatıyor:

“31 Mart yerel seçimine AKP katılmadı, MHP adayını destekledi. Buna rağmen Nurhak’ta seçimi yüzde 53.5 gibi yüksek bir oyla bizim adayımız İlhami Bozan kazandı. 14 bin nüfuslu küçük bir ilçe olmasına karşın 500 kişilik kültür merkezi var ve sürekli faal.

İlçenin ortasındaki meydanın adı Cumhuriyet. Meydana muhteşem bir Atatürk heykeli koyduk.

İlçede hırsızlık, şiddet vb. gibi olaylar hiç yaşanmaz. O nedenle hâkim, savcı ve polisler deyim yerindeyse akşama kadar yatar. Hâkim ve savcılar artık yatmıyor. Çünkü adliyelik olaylar olmadığı için Nurhak adliyesi kapatıldı, hâkim ve savcılar başka il ve ilçelere gönderildi. Polisler tayin zamanı geldiğinde Nurhak’ta kalmak için uğraşırlar. Sebebi, sükûnetin yanı sıra Nurhak’ta hayatın

Yazının Devamı

Ekran velvelesi...

3 Ekim 2019

Aynen körfez depremi sonrasında olduğu gibi. Ekran pazarına yine bilimsel yeteneği meçhul, kerameti kendinden menkul tipler çıktı. Yaklaşan depremi ince ince anlatıyorlar. Ancak vatandaşı uyarmaktan çok korkutmaya yönelik ifadeler kullanıyorlar. Birer kâhin gibi depremin tahribat yaratacağı ve yaratmayacağı semtlerin adlarını veriyorlar. Kimi medya ortamlarında bu şekilde uyarıdan çok korkutmaya yönelik haber ve yorumlar göze çarpıyor. Bunlar uyarıcıdan çok yeni inşaatları satmaya yönelik emlak simsarları olmasın? Ciddi kuşkularımız var bu konuda...

İstanbul’da 29 okul 5.8’lik deprem sonrasında hasarlı görülerek boşaltıldı. Öğrenciler başka okullara sıkıştırıldı. Çapa Tıp Fakültesi de öğrencilerin binadaki hasarı görmeleri üzerine aynı şekilde tahliye edildi. Boşaltılan 29 okulun 11’inin körfez depremi sonrasında inşa edildiği bildiriliyor. En azından bunların müteahhitlerinin sorguya çekilmesi gerekmez mi?

Toplanma alanlarının adresleri e-devlet tarafından haritalarda belirtilmiş. Bir okurumuz bu haritalardan bir şey anlaşılmadığını

Yazının Devamı

Planı sevmiyoruz!

1 Ekim 2019

Rahmetli mimar Aydın Boysan
sık sık Türkiye’nin en büyük eksiğini şu üç sözcükle
açıklardı:
- Plan yapmayı sevmiyoruz...
İnsanlar en basit yolculuğa çıkarken
bile bir kabataslak plan yapar.
Yaklaşan bir deprem varsa o depremin kayıp ve zararlarını en aza indirmenin

Yazının Devamı

Canımızın kıymeti!

28 Eylül 2019

La Fontaine’in ağustos böceği ile karınca öyküsü şöyle başlar:

“Ağustos böceği çaldı saz, bütün yaz, derken kış geldi çattı, seninkinde şafak attı.”

O hesap... Körfez depreminden sonra 20 yılı boşa geçirdik.

Deprem 5.8’le kapıyı çalınca uyandık.

Yazının Devamı

Gözyaşı

26 Eylül 2019

Sevdiklerimizin ardından gözyaşı döküyoruz. Onları ne kadar sevdiğimizi ölümlerinden sonra gösteriyoruz. Ama onlar bunu görmüyor, durmuyor. Aklımıza Eduardo Galeano’nun “Ağlayış” öyküsü geliyor. Okuyoruz:

Ekvador Amazon’unda Şuar Kızılderilileri ölmek üzere olan bir ninenin başucunda yas tutmaktaydılar. Ölüm döşeğinin çevresini almış ağlaşıyorlardı. Başka bir
dünyadan gelmiş olan bir  yabancı bunu görünce:

- Gözünün önünde neden ağlıyorsunuz, kadıncağız daha  yaşarken, diye sordu.

Ağlaşanlar şöyle karşılık  verdiler:

- Onu ne çok sevdiğimizi  bilsin diye...

FAY

Önceki gün Silivri açıklarında 4.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Okullar anında boşaltıldı, halk sokaklara fırladı. Depremden korkmasını biliyoruz. Başka? O kadar...

Yazının Devamı

Saç ektirmeyin!

24 Eylül 2019

İslam dünyasının son yüzyılda bilim ve teknoloji alanında dişe dokunur (hatta dokunmaz) bir keşfi yok ama maşallah din alanında her gün yeni bir keşfe! imza atıyor. Bir hoca kalkıyor, cehennem ateşinden koruyan kefen üretiyor, diğeri eve hırsız girmesini önleyen dua keşfediyor.

Kuran’dan hareketle! son keşiflerden biri, bir kadının yanında mahremi olmadan 90 kilometreden fazla araba kullanamayacağı... Tam bu “keşif!” tartışılırken bir başka hoca saç ektirmenin günah olduğunu söylemesin mi? Dediğine göre, Hz. Muhammed döneminde saçı dökülen bir kadın için kendisine başvurulmuş. Hz. Muhammed, asla olmaz demiş. Demek ki biz yanlış biliyormuşuz, demek ki saç ektirme teknolojisi yeni değil, 1300 yıllıkmış! Kafasına bir sarık sarıp iki karış sakal uzatan kişi hoca, âlim, şeyh gibi sıfatlar takınıp ekrana fırlıyor, kafasına estiği gibi fetvalar veriyor. İşin acıklı yanı birçok kişi de bu saçmalara inanıyor, dinin gereği gibi günlük hayatta uygulamaya kalkışıyor.

İlginçtir Diyanet İşleri Başkanlığı bu hoca kılıklı kişilere ilişkin hemen hiç yorumda

Yazının Devamı

Konfor iptilası!

21 Eylül 2019

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, israf saydığı yüzlerce aracı Yenikapı’da sergiledi. Peşinden yaklaşık 1200 hizmet aracını geri verdi. Mesele kapandı. Oysa bu araçların kimlerden hangi koşullarda kiralandığı ve kimlere tahsis edildiği de açıklanmalıydı.

Dahası... İsraf konusu 1200 aracın geri verilmesiyle bitecek gibi değil. Çok daha derin.

Örneğin, CHP’li eski meclis üyesi Hüseyin Sağ diyor ki:

- İstanbul’da Büyükşehir ve İlçe belediyelerinde başkan yardımcıları ve müdürlerin şoförlü lüks makam araçları vardır.

Yazının Devamı