İNGİLİZ DÖNÜŞÜ!

30 Eylül 2021

İngiliz parlamentosuna haftalar önce İşçi Partisi milletvekili tarafından “Ermeni Soykırımı”nın tanınmasına yönelik bir tasarı sunuldu.

Tasarı 10 Aralık 2021 tarihinde Avam Kamarası’nın gündeminde dâhil edilecek.

Okurumuz Serhat Bulut’un verdiği bilgiye göre, Ermeni basını, Başbakan Boris Johnson’ın bu yasa tasarısına tam destek verdiği konusunda bilgi yayıyor.

Konu bizim açımızdan hayli şaşırtıcı. Nedenine gelince...

İngiltere, Avrupa’da Ermeni soykırım tasarılarına yüz vermeyen son ülkelerden biri olarak biliniyordu.

Onur Öymen’in arşivinden şu iki görüşü nakledebiliriz...

İngiliz Devlet Bakanı Barones Ramsey of Cartvale  14 Nisan 1999 tarihinde İngiltere hükümeti adına yaptığı açıklamada “...Osmanlı İdaresinin Ermenilerin yok edilmesini kararını kanıtlayacak bir belgenin yokluğu nedeniyle İngiliz hükümetleri 1915 ve 1916’daki olayları soykırım olarak tanımamaktadır... Bizce 80 yıl önce cereyan etmiş olayların bugünkü hükümetler tarafından değerlendirilmesi uygun değildir. Zira bu olaylar hukuki ve tarihi

Yazının Devamı

DİL BAYRAMI!

28 Eylül 2021

Dil Bayramı’nın 89. yılı kutlandı. Atatürk’ün katılımıyla 1932 yılında düzenlenen I. Türk Dili Kurultayı’nın açılış günü olan 26 Eylül, dil bayramıdır. Kutlandı, dedik ama... Sözün gelişidir. Çoğumuzun bu bayramdan haberi bile olmadı. Çünkü dil ile birlikte bayramı da unutulmaktadır.

Dilimiz güzeldir. Arapça ve Farsçadan arındıkça daha da güzelleşiyor. Bu dille her şeyi ifade edebileceğimizi Yaşar Kemal’den Aziz Nesin’e, Nâzım Hikmet’ten Orhan Kemal’e, Sabahattin Ali’den Sait Faik’e nice şair ve yazarımız eserleriyle ispatlamıştır.

Sözün burasında Moskova’ya uzanalım. Yıl 1960... Gazeteci Ömer Sami Coşar ve Orhan Karaveli Moskova’da Nâzım Hikmet’le birkaç gün geçirirler. Bir şiir toplantısına katılırlar. O toplantıda Nâzım şiirlerini Türkçe okur. İzleyenler çılgınca alkışlar. O akşam yemekte Orhan Karaveli Nâzım’a sorar:

- Salonda pek Türkçe bilen yoktu ama seni çılgınca alkışladılar. Ruslar sesini mi

Yazının Devamı

DOĞAN KUBAN

25 Eylül 2021

Gazeteler haberi genellikle “Ünlü mimar öldü” diye verdiler.

Oysa Doğan Kuban bir mimardan çok daha fazlasıydı. Eşsiz bir düşünce ve kültür adamı idi. Ülkenin bugünü ve geleceği hakkında önemli tespitleri, aydınlatıcı düşünceleri vardır. Örneğin “Gelecek” adlı kitabından birkaç satır aktaralım... Der ki:

“... Çağdaş teknolojiyi kullanan fakat aklı geçmiş toplum modellerinde kalmış olan bir toplum geleceğini programlayamaz. Çünkü önceliklerin neler olduğuna karar veremez. Bu öncelikleri tarih saptamaz. Çağdaş dünyanın dört bir yanından gelen sayısız dinamikler saptar...”

“... Türkiye’nin bugünkü durumu bir Osmanlı mirasıdır. Bunun kökeninde geçmişte bilimsel bilginin üretilememesi gelmektedir.”

“... Osmanlılar resmi, heykeli, perspektifi, bilimi ve dünyayı merak etmediler, astrolojiden (falcılıktan) astronomiye bir türlü geçemediler.”

“... Osmanlı Anadolu’da okuma yazma bilmeyen bir toplum bıraktı, ne fabrikası

Yazının Devamı

KRİZ BİTMEDİ

23 Eylül 2021

İklim krizinin ağır sonuçlarını bu yıl daha yakından görmeye başladık.

Almanya’yı seller götürdü. Akdeniz’de yangınlar patlak verdi. Sinop, Bartın, Kastamonu illerini sel aldı.

Öte yanda göller kuruyor. Van, Beyşehir, Akşehir, Muğla göllerinde suların korkutucu ölçüde çekildiği haber veriliyor.

Belli ki önümüzdeki yıllarda çok daha ağır felaketler kapımızı çalacak. Sellere, fırtınalara, doğa olaylarına ek olarak ağır bir susuzluk, kuraklık, gıda krizi, pahalılık fırtınası yaşayacağız. Peki, bu yaklaşan fırtınaya karşı alınan yeterli önlem var mı?

Doğrusu biz görmüyoruz.

Dünya çapında iklim krizinin getireceği sorunlara karşı önlemler alınıyor.

Örneğin havayı suya dönüştüren cihazlar üzerinde çalışmalar yapılıyor. Bilim adamları topraksız alanda ya da tuzlu suda yetişen ürünler üzerinde çalışıyorlar. Yangın söndürmede yeni ve daha etkili teknolojiler üzerinde duruluyor.  Türkiye’de uzmanlar bazı önerilerde bulundu. Nehirlerin denize akan sularının biriktirileceği

Yazının Devamı

ÇAMLICA’DAN

21 Eylül 2021

İstanbul’un Anadolu yakasında E-5 yolundan Boğaz Köprüsü’ne giderken başınızı kaldırınca Küçük Çamlıca tepesini görürsünüz. O tepede şimdi bir inşaat furyası gözümüze çarpıyor. Yan yana, dip dibe 5-6 kat yüksekliğinde konutlar sıralanıyor tepede.

Biz Çamlıcalıyız. Hem büyük hem küçük Çamlıca’ya piknik yapmaya giderdik çocukluğumuzda. Yemyeşil iki tepe, Büyük Çamlıca ve Küçük Çamlıca İstanbul’un Anadolu yakasının silüetini oluştururdu. 

Bölge sit alanıydı, konut yoktu. 1983 yılında Özal hükümetinin yaptığı imar kanunu sonucu tepede turistik yapılara izin verildi. ANAP’ın İstanbul İl Başkanı Eymen Topbaş’ın yakınları tepeye turizm ruhsatıyla iki katlı villalar yaptı. Çok eleştirdik. Sonuç alamadık. Baskınlarda ev sahipleri “Burası turizm tesisi” deyip kurtuluyorlardı. Yalan parayla değil ya...

Villalar bitince içine girip oturdular. Bir süre sonra araziye başka konutlar yapıldı, sayı çoğaldı. Sonradan ara

Yazının Devamı

TÜRKÇEMİZ

18 Eylül 2021

Çoğumuz dilimizin yozlaştığından şikâyetçiyiz. Ancak dilimizi yabancı etkilerden kurtarmak, Türkçeye dönmek için ne yapıyoruz? Hemen hiçbir şey.

Türk Dil Kurumu artık felç olmuş bir kuruluştur. Okuryazar takımının ise genelde dil konusunda fazla duyarlığı yok. Türkçe tamamen kendi haline bırakılmıştır.

Cumhuriyet’i kuran kadroların bu konudaki engin çaba ve çalışmaları ise unutulmuştur.

Neydi o engin ve saygın çabalar?

Prof. Hamza Zülfikar’ın Türk Dili dergisinin son sayısında yer alan yazısından bir özet çıkaralım:

“... Türkçeye dönüş hareketinin başladığı 1930’lu yıllardan itibaren yüzlerce ad, sıfat ve fiil taramalarla kullanıma hazır vaziyete getirilmiş, Türkçe kökenli adlardan, fiillerden türetmeler yapılmış ve bunların pek çoğu da dilde yerini almıştır. Tarihî metinlerden derlenen dil malzemesi, terim yapmaya yaradığı gibi 1936 yılında çıkarılan Soyadı Kanunu üzerine kişilere soyadı vermede de kullanılmıştır.

Tarihi metinlerden taramalarla elde edilen bu dil malzemesi

Yazının Devamı

!! EYLÜL

16 Eylül 2021

11 Eylül’de İkiz Kuleler bombalandı

ABD, elinde tutarlı hiçbir kanıt olmadığı halde...

Bin Ladin ve El Kaide’yi suçlu ilan etti.

Terör yuvası diye Afganistan’a saldırdı.

Taliban’ı devirdi, ülkede 19 yıl taş üstünde taş bırakmadı.

19 yıl sonra Afganistan’ı yine Taliban’a teslim edip çekildi.

85 milyar dolarlık silahı Taliban’a hediye etti.

Şeriatçılara muazzam bir destek sağladı.

Yazının Devamı

BİR SEKA VARDI

14 Eylül 2021

Okulların açılmasıyla birlikte velilerin haklı şikâyetleri başladı. Her boy defter ile kâğıt ürünlerinde, kur yükselmesine paralel olarak büyük fiyat artışları var. Kitaplar da aynı şekilde zam görüyor.

Türkiye kâğıdın büyük bölümünü ithal ediyor. Kâğıt hammaddesi olan selülozun ise tamamı ithal.

Bizim SEKA diye bir dev tesisimiz vardı. Adı üstünde, selüloz ve kâğıt üretirdi. Ne oldu SEKA?

Hikâyesini tesise bağlı Giresun AKSU fabrikasının akıbetini anlatarak özetleyelim.

AKSU kâğıt fabrikasına 60 milyon lira değer biçilirken bu kuruluş 2003 yılında 5 milyon liraya Milli Gazete’nin yan kuruluşu Milda’ya satıldı.

Şirket fabrikayı işletemedi. Makinelerini 2010’da 11 milyon liraya hurdacıya okuttu.

2013 yılında Giresun İl Özel İdaresi, fabrikanın 684 dönümlük arazisini 68 milyon liraya Milda’dan satın aldı, konut üretsin diye TOKİ’ye verdi.

Sonuçta Milda, 5 milyon liraya aldığı fabrikadan toplam 79 milyon lira gelir elde etmiş oldu. Ama fabrika yok oldu.

Yazının Devamı