KÖY IŞIKLARI

19 Nisan 2022

Köy Enstitülerinin 82. kuruluş yıl dönümünde ülkenin aydınlanması için kurulmuş olan bu eğitim sistemi bir kez daha hatırlanıyor, bir kez daha anılıyor.

Bu arada bazılarımız Köy Enstitülerinin yeniden kurulmasını bile hayal edebiliyor. Oysa artık köy mü kaldı?

Ne var ki Köy Enstitülerinin kimi ilkeleri okullarımızda bugün de pekâlâ uygulanabilir.

Eğitimi ezbercilikten kurtarmak, çocuklara ve gençlere okuma alışkanlığını vermek, her öğrenciye bir müzik aleti kullanmayı öğretmek, her öğrenciye spor imkânı sağlamak, halk oyunları öğretmek gibi...

Köy Enstitüleri kültürlü ve üretken öğretmenler ve onların eliyle aynı niteliklere sahip öğrenciler yetiştirmeyi amaçlıyordu.

Enstitülerin babası İsmail Hakkı Tonguç’un koyduğu kurallardan biri şuydu:

“Enstitü öğrencileri doğru ve adalete uygun emirlere uymayı ana ilkelerden biri sayarlar. Haklı ve yerinde tenkitlere dayanırlar. Haksızlığa, kötülüğe boyun eğmez, bunları gidermek için gerekirse savaşırlar. İş hayatı

Yazının Devamı

DAVULUN SESİ

16 Nisan 2022

Kentlerimizde davul sesi pek duyulmaz oldu. Ancak bazı semtlerde ramazan davulu hâlâ çalınıyor olmalı ki şikâyetler yükseldi, valilerden davulu yasaklamaları istendi.

Aslında İskoçların gaydası, İspanyolların kastanyeti gibi davul da bizim milli çalgımız sayılır. Çalgının da ötesinde, mesajları, tarihimize uzanan anlamları vardır.

Eski zamanlarda davul yalnız sahur vaktini değil iftar vaktini de haber verirdi. Bayram sabahlarında da davulla uyanırdık.

Köy düğünleri, pehlivan güreşleri, at yarışları, yolcu karşılamaları, asker uğurlamaları, zafer kutlamaları davul eşliğinde yapılırdı.

İftar vakitlerinde davulcular bazen askere çağırılan tertipleri de ilan ederler, analar babalar oğullarının askere gideceğini önce davulculardan öğrenir, hüzünlenirlermiş.

Ormanlarda çocuk, büyük biri kaybolduğunda aramaya davulla çıkılır, kaybolan kişi davulun sesine doğru gelir, böylece onu arayanlara kavuşurmuş.

Refik Halid Karay, 1948 yılındaki bir yazısında davulun kentlerde unutulmaya yüz tutmasını üzüntüyle kaydediyor ve şöyle diyor:

“Milleti

Yazının Devamı

GENÇLİĞE ÖĞÜT

14 Nisan 2022

Yıl 1934. Devlet bursuyla yurt dışına gönderilen her öğrencinin eline bir nasihat notu tutuşturuluyor. Amaç dışarıya giden öğrenci ailesini ve ülkesini iyi temsil etsin, ne kendini ne yurdunu küçük düşürmesin.

Bu nasihatlerden bazılarını okuyoruz:

Para biriktireyim diye gerektiğinden aşağı bir şekilde yaşama.

Kimseden öteberi isteme.

Muhtaç olsan da belli etme. Kendini başkalarına acındırma.

Parayla alacak işleri parasız yapmaya kalkma.

Cimrilik etme.

Kışkırtıcılara sırtını çevir.

Yazının Devamı

FABRİKA OKULU

12 Nisan 2022

Turhal Şeker Fabrikası’nın kuruluş yıllarını anlatan yazımız çok ilgi çekti. Bu vesileyle Sümerbank’a da göz atalım. Sinan Meydan’ın “Anahtar” adlı son kitabında 1933’te kurulan Sümerbank ve onun fabrikalarının öyküsü de yer alıyor. Mesela:

“Her Sümerbank fabrikası aynı zamanda bir okuldu. Fabrikalarda okuma-yazma, meslek kursları, fabrika ilkokulları, fabrika kreşleri açıldı. Her fabrikada kütüphane, hastane veya revir bulunurdu.  Tedavi ve ilaçlar ücretsizdi. Fabrikalarda işçilere ücretler dışında evlenme, çocuk, hastalık, vb. başlıklar altında ek ödemeler yapılır, yemek ve giyecek verilirdi. Dokuma fabrikaları yılda bir kez işçilere ücretsiz basma dağıtırdı. İşçilerin dinlenmesi için her yıl Kuşadası gibi yerlerde fabrika kampları düzenlenirdi. Her fabrikanın işçi, memur konutları, bir misafirhanesi ve bir hamamı vardı. Fabrikalarda kadınlı erkekli balolar düzenlenirdi. Bazı fabrikaların temsil ve müzik grupları vardı. Fabrikalarda öğle yemekleri klasik müzik eşliğinde

Yazının Devamı

İFTARI BEKLERKEN

9 Nisan 2022

Bunlar ramazan akşamlarında iftarı beklerken ya da iftardan sonra sofralarda anlatılan hoş hikâyelerdir.

Adamcağızın biri evlenmeye niyet etmiş, çevresinin uygun bulduğu temiz pak bir hanım bulmuşlar. Nikâh yapılmış. Kadıncağız iyi hoş ama epey safçaymış.

Adam ramazana doğru eve beş okka şeker getirmiş. Kadın, her sözü manası manasına anlarmış, demiş ki:

- Efendi, kilerde daha okkalarca şeker var idi. Neye aldın?

- Ramazan için aldım.

Adam ertesi gün bir okka kahve getirmiş, kadın yine:

- Daha iki üç okka kahvemiz var idi.

Bu da ramazana!

Yazının Devamı

ŞEKER FABRİKASI

7 Nisan 2022

Yıllarca ABD’de sürgünde yaşayan, ülkenin değerli aydınlarından Prof. İlhan Başgöz (1921-2021) Turhal Şeker Fabrikası’nda 1940 yılında iki ay staj yapar. Başgöz gözlemlerini “Gemerek Nire, Bloomington Nire” adlı kitabında anlatır:

“Turhal’da, başka adaylarla beraber iki ay şeker fabrikasının lojmanlarında kaldık;  ahır temizledik,  inek sağdık ve bir güzel beslendik. Kahvaltıda tereyağı, süt, reçel, zeytin, peynir… Bunlar benim soframı tek tek ziyaret eden yiyeceklerdi. Her hafta  fabrika sinemasında bir film, bedava. Bu şeker fabrikasını görene kadar devlet fabrikalarının ne olduğunu bilmezdim. Fabrikanın bütün işçileri, sıcak sulu, merkezden ısıtmalı evlerde yaşıyorlardı. Fabrikanın büyük bir çiftliği vardı. Çalışanlara süt, yoğurt, tereyağı, sebze ve meyve çok ucuza bu çiftlikten geliyordu. Bir spor kulübü, bir sinema salonu, bir de sağlık kliniği vardı. O klinikte Dr. Ceyhun Atıf Kansu doktor olarak çalışıyordu. Aklımda yanlış kalmamışsa bir de işçiler için ilkokulu vardı.

Yazının Devamı

MONTRÖ HEYECANI

5 Nisan 2022

Günümüzde Türkiye’ye bölgede büyük bir stratejik avantaj sağlayan Montrö Sözleşmesi’nin Atatürk’ü, ona protokol kurallarını unutturacak kadar heyecanlandırdığını bilir misiniz?

Cumhurbaşkanı Atatürk, o heyecan içinde, Başbakan İsmet İnönü’yü uğurlamak için iki kez Yeşilköy Havaalanı’na bir kez Haydarpaşa Garı’na gitmiştir.

İnönü 17 Haziran 1936’da İstanbul’a gelir. O gün Florya’da Atatürk ile uzun bir görüşme yaparlar.

Ertesi gün, yani 18 Haziran 1936’da, Atatürk, İsmet İnönü’yü Yeşilköy Havaalanı’na kadar aynı araçla giderek uğurlar.

İnönü’nün acilen gelişi, dört gün sonra (22 Haziran) başlayacak olan Montrö Konferansı ile ilgilidir.

Bundan sonraki İnönü ziyareti 13 Temmuz’da olur. Montrö’de bazı sorunlar çıkmıştır. Florya’da bu konu görüşülür. Atatürk, geceyi Florya’da geçiren İnönü’yü, 14 Temmuz 1936’da öğleden

Yazının Devamı

EVLENME TEKLİFİ

2 Nisan 2022

Bir evliliğin mutlu başlayıp mutlu sürmesi için evlenme teklifinin yapıldığı yer ve bunun biçimi de önemliymiş. Gençler bu konuda titizmiş. Facebook dostumuz Reyhan Pütün İstanbul’u gezerken Karadeniz kıyısındaki Riva’da gördüğü uygulamayı aktarıyor:

“Riva’da sahil kenarına ‘pleksiglas’tan yapılmış, çevresi renkli ışıklarla donatılmış şeffaf küreler kurmuşlar. Bu neyin nesidir diye sormak için sahile kadar indik. İçine iki koltuk, bir masa, masa üstüne iki kadeh konulmuş, yere iki üç yumuşak yastık serilmiş ve ucuz tarafından bir müzik sistemi kurulmuş evcikler. Evlenme teklifi yapılan yer olarak kiralanıyormuş. Hem teklifini yapıyorsun hem Karadeniz’in hırçın dalgalarını seyrediyorsun. Bir buçuk saati 1.500 TL imiş. Şeffaf kulübe 60.000 TL’ye mal oluyormuş. ‘Bugün beş kişi var sırada abi’ dedi kulübenin işletmecisi delikanlı. Yani on günde masrafı çıkarıyor, on bin TL de artı yazıyor, yurdum insanın müthiş buluşları karşısında hayretler içinde kalıyoruz.”

NOT

Yazının Devamı