ABD çarpıcı bir kararla, Güney Kıbrıs’a uyguladığı silah ambargosunu bir yıllığına kaldırıyor.
Rumların çevrede tehdit olarak değerlendirdiği Türkiye’den başka hiçbir ülke yoktur. En sık tekrarladığı talep ise Türk askerinin Kıbrıs’tan çekilmesidir. ABD’nin silah ambargosunu kaldırması bizatihi Türk ordusuna karşı bir harekettir. NATO tarihinde rastlanmayan bir olayla karşı karşıyayız. ABD, NATO üyesi olmayan bir devletçiği NATO üyesi bir ülkeye karşı silahlandırıyor.
ABD yakın zamana kadar Yunanistan ile Türkiye arasında bir denge gözetirdi. Örneğin, silah satışlarında Türkiye’nin lehine 10’a 7 dengesine özen gösterirdi. Bu denge politikası tersine dönmüş durumda.
ABD’nin Türkiye’ye karşı düşmanca hareket ettiği görüşü bütün görüntülere rağmen kabul edilememişti. Son gelişmeler bu konuda açık fikir veriyor.
Yunanistan’da üsler kuran, Girit’teki S-300’lerin kullanılmasına yeşil ışık yakan, Türkiye’ye vermediği F-35’leri
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bir kültürel etkinlik önerisinde bulunmuştuk.
Epey zaman oldu, ses seda çıkmadı. Neydi önerimiz...
1989 yılı sonunda Paris’te Muhteşem Süleyman Sergisi açılmıştı...
Sergi için canla başla çalışanlardan biri (kaybı her zaman üzüntüyle anılan) Stefanos Yerasimos idi.
Sergide bir “İstanbul Görüntüleri” bölümü de vardı.
Yerasimos kendisiyle röportaj yapan Şehmus Güzel’e bu bölümü anlatıyor:
“Burada özellikle üç tane İstanbul panoraması var. Biri Danimarkalı ressam Melchior Lorck tarafından 1559’da yerinde çizilen 11.5 metrelik Panorama of İstanbul. İkincisi, Paris Bibliothèque Nationale’da muhafaza edilen, 3 metrelik, tarihsiz (1556-1583 arası olmalı) panorama. Üçüncüsü ise Viyana Kütüphanesi’nden getirilen tarihsiz (1588-1590 arası) panoramadır. Bunların yanında bugüne dek hiçbir yerde sergilenmemiş, Dresden Kütüphanesi’nden getirilen, toplam uzunluğu 15 metreyi geçen ve
Bundan 101 yıl önce... 13 Eylül 1921 tarihinde zaferle sonuçlanan Sakarya Savaşı Kurtuluş Savaşı’nın dönüm noktasıydı.
O gün ordunun durumu şu; Askerin bir kısmı yarım çarıklı, bir kısmı çıplak ayak. Tüfeklerin yarısı süngüsüz, mekanizmalar uyduruk. Cephane mevcudu herkesin üzerindekinden ibaret. Süngüsüz asker kürekle, yumrukla dövüşüyor.
***
4 bin süvariden oluşan Süvari Grubu’nda savaş öncesinde sadece 118 kılıç bulunmaktadır. Gerisinin sopalardan yapılmış mızrakları vardır. Süvarilerin durumu: “İpten üzengi, tahtadan kılıç” diye tarif edilir.
Süvari Grubu’na halktan toplanan biri ötekini tutmaz 1300 kadar kılıç dağıtılacak, savaş sonunda kılıç miktarı ancak 2 bine ulaşacaktır...
***
Sakarya Savaşı’na yetişmek için Adana’dan trenle giden 5. Tümen’in son alayı odun bittiği için Kemrelik rampasında yolda kalır. Kemrelik’te tek ağaç yoktur. Tren önce vagonların ahşap duvarlarını, çatılarını yakarak ilerler, yetmeyince cephane
CHP Milletvekili Gürsel Tekin’in bir TV kanalında, “CHP iktidarında HDP’li bakan olabilir mi?” sorusuna “Olabilir” yanıtı vermesi günlerdir konuşuluyor.
Orhan Bursalı Cumhuriyet’te yazdı. Stüdyoda program başlamadan önce sunucu, Tekin’e “Böyle bir soru sorabilir miyiz?” diye soruyor, Tekin de “Sorabilirsin”’ diyor.
Yani... Soru bizzat kanal tarafından hazırlandığı gibi, Gürsel Tekin’in de vereceği cevap üzerinde düşünme vakti varmış. Tekin, güncelliği olmayan ve yetkisini aşan böyle bir soruyu, tuzağı da görerek, geçiştirebilirdi. Böyle yapmamış.
Öte yandan, Millet İttifakı’nın ikinci büyük partisi olan İyi Parti’nin durup kalkıp “Biz HDP ile masaya oturmayız” tekrarı da bu melodramın ikinci perdesi.
HDP, Meclis’in dördüncü büyük partisi. 6 milyon seçmeni var. Yarın bir koalisyon ihtimali doğarsa neden en azından masaya oturmasınlar? Ayrıca bu ısrarlı reddiyenin HDP seçmenini Millet İttifakı adayına oy vermekten caydıracağını hesap etmiyorlar mı?
CHP&
İzmir’in kurtuluşunun 100. yılı kutlanıyor. 100 yıl önce... Kurtuluşu izleyen haftalarda bir gurup gazeteci Ege’de Yunan ordusunun yakıp yıktığı köy ve kasabaları gezerler. Her taraf yangın yeridir. Taş taş üstünde kalmamıştır. 3.5 yıl süren işgal sırasında akıl almaz cinayetler, tecavüzler, işkenceler, eziyetler uygulanmıştır.
Falih Rıfkı Atay Uşak’ta halktan dinlediklerini kaleme anlatıyor:
- Hepimiz evlerimize kapandıktı... Yunanlılar birkaç dinsiz bulmuşlar. Bu herifler birkaç defa:
“Dışarı çıkın, bizimkiler geldi” diye bağırdılar. Hepimiz sokaklara döküldük. Yunanlılar:
“Vay! Demek Türkler geldiği vakit böyle sevineceksiniz ha!” diye çoluk çocuk ellerine ne geçirdilerse süngülediler, kimilerini de bacaklarından tutup bu yangın yerinde ateşe attılar.
Bütün bu mezalime rağmen Türkiye, Cumhuriyet’ten sonra Atina’ya dostluk elini uzatmış, Balkan Paktı kurulmuş, Başbakan Venizelos da karşılık olarak 1934 yılında Atatürk’ü Nobel Barış Ödülü’ne aday teklif etmiştir.
Bugün o
CHP milletvekili Gürsel Tekin’e TV 100’de katıldığı canlı yayında kritik bir soru geliyor:
- İktidar olursanız HDP’ye bakanlık verecek misiniz?
Gürsel Tekin:
- Elbette, HDP’ye bakanlık verilebilir, her partiye verilebilir, diyor.
Bu sözler hem İyi Parti hem iktidar çevrelerinde eleştiriye yol açıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu’na Gürsel Tekin’in “HDP’ye bakanlık verilebilir” sözlerine ne diyeceği soruluyor. Kemal Bey’in cevabı ilginç:
“Hayır, yok böyle bir şey. Burada önemli olan 6 liderin Türkiye’nin sorunlarıyla ilgili karar alması ve kamuoyuna duyurması. Karar alınırken altı lider oturup karar alacağız.”
Kemal
Emekli Büyükelçi Daryal Batıbay, Facebook hesabından şu mesajı geçti:
“Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Mülkiye’den sınıf arkadaşım Besim Tibuk, internetteki bir video kaydında, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün bağımsız bir devlet değil, Amerikan mandası istediğini, ancak ABD bunu kabul etmediği için vazgeçildiğini öne sürdü. Bu gerçek dışı iddiayı reddederek, kınadım ve bugün itibarıyla Net Holding yönetim kurulu bağımsız üyeliğinden istifa ettim.”
***
Ne var, ne olmuş, diye sorarsanız...
Eski Liberal Parti Genel Başkanı da olan Besim Tibuk, ‘Kanal Serbesti’ isimli Youtube kanalında
- Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kafası çalışan birçok aydın manda istiyordu, buna Mustafa Kemal de dâhil, demiş, ancak ABD kabul etmediği için manda fikrinden vazgeçildiğini söylemiş.
Savaş sonrasında birçok aydının manda istediği bilinir. Ancak Mustafa Kemal’in manda istediği nereden çıktı?
Sivas Kongresi sonrasında Anadolu’ya gelen Amerikan heyetinin başkanı General
Yunanistan’la ipler geriliyor. Karşılıklı demeçlerin dozu ağırlaşıyor. Bu gerginlik bir savaşa varır mı? Yunanistan aklından bir baskın saldırı girişimi geçiriyor olabilir. Ama iki ülkenin savaşına NATO izin vermez. O zaman ne yapmalı? En iyisi sert demeçler yerine dosta düşmana gerçek durumu ısrarla ve bıkmadan anlatmalı.
Yunanistan dünyada eşi bulunmayan bir uygulamayı dayatıyor. Kara suları 6 mil ancak hava sahasının 10 mil olduğunu iddia ediyor. Türk uçakları 10 milin içine girdiğinde Türkiye hava sahamızı ihlal etti diyerek ortalığı ayağa kaldırıyor. Yapmamız gereken herhalde bu saçmalığı dünyaya anlatmak. 10 mil hava sahası dayatmasını bir Ege haritasının üzerinde anlatırsak Atina’nın Ege’de Türk uçaklarına uçacak yer bırakmadığını bütün dünya görecektir.
IŞIKLAR SÖNDÜ
Almanya’da enerji tasarrufu sağlamak amacıyla kamu binaları, heykeller, anıtlar ve tabelaların ışıkları önceki gece kapatıldı. Almanya karanlığa gömüldü. Bir dostumuz gönderdiği mesajda:
- Geçmişte Doğu