Yollarda katliam

4 Eylül 2018

Yollar hafta sonunda yine kan gölüne döndü...

Dehşet verici trafik faciaları yaşandı.

Bu arada geçen hafta ilginç bir olay oldu. Bulgaristan’da 17 kişinin öldüğü bir otobüs kazası sonucu üç bakan birden istifa etti. Ulaştırma Bakanı İvaylo Moskovski, Bölgesel Kalkınma Bakanı Nikolay Nankov ve İçişleri Bakanı Valentin Radev kazanın üzerinden çok geçmeden istifalarını verdiler.

Bakanlar siyasi sorumluluk ve başlatılan soruşturmaya katkı amacıyla istifa ettiklerini bildirdiler.

Bizde her gün onun iki katı insan yollarda ölüyor. Bırakın bakanları... Bir genel müdür veya bir trafik müdürünün istifa ettiği görülmüş değil... Ne de hatalı yol yapan bir müteahhidin soruşturulduğu...

İnsan canı bir müdürü koltuğundan oynatacak kadar değer taşımıyor...

Vatandaş da trafik kazasını artık ecel sayıyor, sorumluların peşine düşmüyor. Buna Ortadoğululuk deniyor...

BEŞTEPE

Yazının Devamı

Kâğıtları yaktık!

1 Eylül 2018

Türkiye’nin kâğıdı yok. Kâğıt üretmiyoruz. Çünkü fabrikaları yağmaladık. Nasıl mı? Bir örnek...

Giresun’daki AKSU Kâğıt Fabrikası’na 60 milyon lira değer biçilirken, iktidar 2003 yılında bu kuruluşu 5 milyon liraya Milli Gazete’nin yan kuruluşu Milda’ya sattı...

Şirket fabrikayı işletemedi. Makinelerini 2010’da 11 milyon liraya hurdacıya okuttu.

2013 yılında hükümetin talimatı ile Giresun İl Özel İdaresi, SEKA Kâğıt Fabrikası’nın 684 dönümlük arazisini 68 milyon liraya Milda’dan satın aldı, TOKİ’ye verdi.. Toki arazi üzerine konut inşa etti.

Sonuçta Milda, 5 milyon liraya aldığı fabrikadan toplam 79 milyon lira gelir elde etmiş oldu. Ama fabrika yok oldu. Ülkenin temel direği olan diğer sanayi ve tarım kuruluşları benzer uygulamalarla yoklara karıştı. Kendi kendimizi kurşunladık.

YAYIN

Kitap piyasasında durum nedir? Uğur Mumcu Vakfı yöneticisi Özge Mumcu anlatıyor: “Bugün tüm yayıncılar dolar veya euro’ya bağlı kâğıt almak durumunda. Ödemeleri o günkü pariteye bağlı olarak yapmak durumundayız. Taksit yok. Ama kitapevlerinin aldıkları kitabın parasını bize ödemesi en erken 4 ayda mümkün oluyor.”

Yayıncıların beklediği bir çözüm var...

Yazının Devamı

Medeniyet hamuru

30 Ağustos 2018

Gazete kâğıdının tonu 750 euro’dan 900 euro’ya yükseldi. Euro’nun TL karşısında değer kazanması sonucu kağıt fiyatları gazeteleri müthiş şekilde zorlamaya başladı.

Türkiye’de kâğıt üretimi 18 Nisan 1936 yılında SEKA’nın merdanelerinin dönmesiyle başlamıştır.

Atatürk’ün İzmit Kâğıt Fabrikası’nda üretilen yerli kâğıda basılan 19 Mayıs 1936 tarihli Ulus gazetesini incelediğinde söylediği şu söz tarihe geçer:

“Medeniyet hamuru...”

Kâğıt, kültür bağımsızlığının ana ögelerinden biri sayılır.

Bu mutlu olaydan 80 yıl sonra bugün...

Türkiye kâğıt üretemediği gibi artık kâğıt alacak dövizin temininde de zorlanıyor. Bilvesile Cumhuriyet aklının ve ulusal sanayinin önemini kavrıyor olsak bari...

Afiyetle yiyoruz!

Yazının Devamı

Zafer Bayramı...

28 Ağustos 2018

Zafer Bayramı, 1922 yılında 26Ağustos’ta başlayıp, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da Mustafa Kemal’in başkumandanlığında zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni (Büyük Taarruz) anmak için kutlanan bayramdır. İşgal birliklerinin ülke sınırlarını terk etmesi daha sonra gerçekleşse de, 30 Ağustos ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder.

Büyük Taarruz’dan sonra Yunan orduları İzmir’e kadar takip edildi. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla topraklarımız Yunan işgalinden temizlenmiş oldu. Türkiye, Birinci Dünya Savaşı’nın yenik devletleri arasında olup da esarete boyun eğmeyen ve istiklalini tekrar kazanan tek devlettir.

***

Türkiye’nin batısı üç yıl Yunan işgali altında kaldı. Köyler, kasabalar, şehirler yakıldı, yıkıldı. Yunanlılar özellikle çekilirken görülmemiş zulme başvurdular.

Büyük Zafer’den sonra Ege’yi gezen Falih Rıfkı Atay’a Uşak’ta anlatılanları dinleyelim:

“Hepimiz evlerimize kapandıktı... Yunanlılar birkaç dinsiz bulmuşlar. Bu herifler birkaç defa ‘Dışarı çıkın, bizimkiler geldi’ diye bağırdılar. Hepimiz sokaklara döküldük. Yunanlılar: ‘Demek Türkler geldiği vakit böyle sevineceksiniz’ diye çoluk çocuk ellerine kimi geçirdilerse süngülediler,

Yazının Devamı

Dumanı savurduk

25 Ağustos 2018

ABD’ye misilleme olarak düşünülen öneriler arasında eski AKP milletvekili Cevdet Erdöl’ün “Amerikan sigaralarını boykot edelim” çağrısı da var... Prof. Cevdet Erdöl’ün geçmişte sigara yasağı konusundaki çabalarını takdirle karşılamıştık. Bu defaki önerisi de iyi niyetli olabilir. Ancak uygulama olanağı var mı?
2000 yılında Türkiye’nin değişik yörelerinde 450 binin üzerinde aile tütün üretirdi. Yılda 290 bin ton tütün elde edilirdi. Bununla içeride sigara üretilir, dışarıya ihracat yapılırdı.
Üretici aile sayısı bugüne dek 450 binden 35 bine, yıllık üretim 290 bin tondan 62 bin tona geriledi.
Sigara pazarına gelince...
2001 krizinde İMF bastırdı, TEKEL’i özelleştirme kararı alındı, tütün üreticisi desteksiz bırakıldı, pazarı yabancılar hızla ele geçirdi...
Özelleştirme adı altında Türk tütünü ve sigara sanayiini yok etme programı baştan sonra AKP iktidarı döneminde uygulandı. Pazarın artık yüzde 90’dan fazlası Philip Morris, BAT, JTİ gibi yabancı şirketlerin hakimiyetindedir...
Artık ne tütünümüz var ne sigaramız. Ne de boykot yapacak halimiz...

Yazının Devamı

Adalarda trafik

23 Ağustos 2018

İstanbul’un incisi adalarda cumartesi pazar günleri adım atacak yer yok. Son birkaç yılda bu kaosa bir de elektrikli araçlar eklendi. Bazıları kamyonet büyüklüğündeki bu araçların sayısı mantar gibi artıyor. Belediye bir ara sadece ihtiyaç sahibi olanların bu aracı kullanmasına izin vermişken ipin ucunu bıraktı. Heybeliada’dan bir yakınımız, Ferda Kolçak Köstendil yazıyor:

“Adalarda tek ulaşım aracı da düne kadar faytondu. Heybeliada’da faytonların sayısı 30 ve faytoncular da çoğunlukla yaşlı ve adada oturan kişiler. Ancak at ahırlarının durumu çok kötü, son derece bakımsız ve derme çatma. Hayvanseverlerin bence oradan başlaması daha doğru olurdu. Kaldı ki at arabalarına bir formasyon verilirse hiç de iptal edilecek bir ulaşım aracı değil. Viyana’nın, Prag’ın, Peşte’nin, Londra’nın merkezlerinde bu araçlar, görsel olarak çok şık olup kişilere hizmet vermeye devam etmektedirler.

Ancak bunların yerini şimdi akülü araçlar aldı. İlk önce sadece ihtiyaç sahibi olan engelli ve hasta kişilere verilen bu araçlar, şimdi bakkalın eve teslim aracı olmanın yanısıra, gençlerin ve ailelerin de ulaşım aracı oldular. Yollarda verdikleri sıkıntı, merkezdeki dolaşımı engellemeleri, park yeri

Yazının Devamı

Güngör Uras

21 Ağustos 2018

Değerli bir yazar, ağabeyimiz ve dostumuz Güngör Uras da aramızdan ayrıldı. Aylardır hastanedeydi. Doktorların bütün çabasına rağmen ağrıları dinmiyordu. Buna rağmen yazılarını tek bir gün aksatmadı. Her ziyaretine gittiğimizde sandalyede oturmuş ağrılar içinde köşe yazısını yazarken buluyorduk...
En büyük çabası ekonomi dünyasında olup bitenleri Ayşe Teyze’nin anlayacağı şekilde halka aktarmaktı. Cari açık ne demek, enflasyon hesabı nasıl yapılır, ekonomideki gelişmeler halkın mutfağına nasıl yansır, Güngör Ağabeyimiz bıkıp usanmadan halka bunları anlatmaya çabaladı. Her zaman olumlu ve umutlu olmaya çalıştı. Dünyayı ve Türkiye’yi karış karış gezdi, gördü, yaşadı. Hayatı sevdi.
Bir filozof:
- Ölüm iyiliklerden değil kötülüklerden uzaklaştırır, diyor...
Güngör Uras güzellikleri yaşadı, kötülükleri bu dünyada bırakıp aramızdan ayrıldı. Eşi, kızı ve tüm diğer sevenlerine başsağlığı diliyoruz.

Kurbanı dondur!

“Kurban Bayramı öncesi derin dondurucu ve kıyma makinesi satışlarında patlama oldu. Satışlardaki artış yüzde 150’ye yaklaştı. Ağustos ayının ilk haftasına göre ise artış 5.5 katı buldu.”

Yazının Devamı

Ankara’ya kazık!

18 Ağustos 2018

Melih Gökçek’in en müthiş, hizmete girdiğinde sadece Ankara’yı değil Türkiye’yi ihya edecek projelerinden biriydi Ankapark projesi. Paris’teki Disneyland’a rakip olacak, özellikle Körfez ülkelerinden adeta turist yağdıracaktı.

Sonuç mu? Çok gecikmeli de olsa Ankapark tamamlandı ancak iki yıldır işletmeye açılamıyor. Sebep, işletme ihalesinin ilkine hiçbir firmanın katılmaması, ikincisine katılan tek firmanın dosyasında eksiklikler olduğunun ortaya çıkması... Üçüncü ihale önümüzdeki günlerde yapılacak. Ancak ondan da çok fazla bir şey beklenmiyor.

Sebebini, konuya yakın bir dostumuz şöyle açıklıyor:

“Ankapark’ta bin 500’ü kalifiye eleman olmak üzere en az 2 bin kişinin istihdam edilmesi gerekiyor. Bunlara ödenecek paranın dışında elektrik, su, oyuncakların bakımı gibi sabit giderler var. Sonuçta ortaya müthiş bir rakam çıkıyor ve bu rakamı ziyaretçilerden gelecek parayla karşılamak neredeyse imkânsız. O nedenle Ankapark’ın 3. işletme ihalesine Hayvanat Bahçesi’nin dahil ederek daha cazip hale getirmek istediler. Ancak neyi dahil ederseniz edin sonuç pek değişmez. Çünkü şimdiye kadar en az 2 milyar lira harcanan proje baştan yanlıştı. Birkaç kişiyi zengin etse de proje halka kazık ve

Yazının Devamı