O İLK MECLİS

22 Nisan 2025

Yarın 23 Nisan... Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı... Cumhuriyet Meclisi’nin törenle açıldığı günün 105. yıldönümü...

23 Nisan 1920 günü Millet Meclisi’nin ilk toplantısına gelen milletvekilleri araçlarını nereye mi park etmişler? Bahçe duvarındaki parmaklığa... O zaman malum; kimsede araç yok. Birçok Milletvekili Meclis’e atla geliyor. Atları da bahçe duvarındaki parmaklığa bağlıyorlar!

İlk Meclis’te mebuslar okul sıralarında oturuyorlar. Elektrik olmadığı için salon bir kahvehaneden alınan bir veya birkaç gaz lambasıyla aydınlatılmış.

Birkaç gün sonra duvarlara şu ilanlar asılmış:

“Meclis binası içinde tavla ve her türlü kumar oynamak yasaktır.”

Birinci Meclis yurdun dört bir yanından davet edilen halk temsilcilerinin katılımıyla toplanmış. Toplantılara katılanların 65’inin başında fes ve sarık, yaklaşık 50’sinin başında ise o dönemde ilericilik simgesi sayılan kalpak varmış. Buradan muhafazakârların çoğunlukta olduğu anlamı çıkıyor. Zaten cuma günü dualarla

Yazının Devamı

Yurdun Efendisi

19 Nisan 2025

Mustafa Kemal, 1913 yılında askeri ataşe olarak atandığı Sofya’da Büyük Bulgar Oteli’nin bahçesinde arkadaşı Şakir Zümre ile birlikte kahvesini içmektedir. O sırada otelin bahçesine üzerinde tozlu elbiseleriyle bir köylü girer. Masalardan birine oturur. Garsonlar köylüyü masadan kaldırıp dışarı çıkarmak isterler. Köylü direnir. Biraz zorlanınca: 

“Bulgaristan benim alnımın teriyle doyuyor, onu koruyan benim tüfeğim, neden dışarı çıkacakmışım!” diye bağırır. 

Mustafa Kemal bu olaydan çok etkilenir: “Şakir, bizim köylümüzün de bu adamlar gibi kendinden emin olması, hakkına sahip çıkması gerekir” diye konuşur... 

Sonraları Atatürk’ün ağzından duyulan: “Köylü milletin efendisidir” sözü bir seçim vaadi değil bir temel siyasettir. 

Bu hafta 85. kuruluş yılını andığımız Köy Enstitüleri köyün ve köylünün aydınlatılması için kuruldu. Kuruluş çalışmaları 1935’te başlatıldı. Yasası 1940 yılında

Yazının Devamı

KÖY IŞIKLARI

17 Nisan 2025

Köy Enstitüleri’nin 85. kuruluş yıl dönümünde (17 Nisan 1940) ülkenin aydınlanması için kurulmuş olan bu parlak eğitim sistemi bir kez daha hatırlanıyor, bir kez daha anılıyor. 

Enstitüler aydınlanmayı köyden başlatmayı, kültürlü ve üretken öğretmenler ve onların eliyle aynı niteliklere sahip öğrenciler yetiştirmeyi öngörüyordu. 

Amaç; Eğitimi ezbercilikten kurtarmak, çocuklara ve gençlere okuma alışkanlığını vermek, her öğrenciye bir müzik aleti kullanmayı öğretmek, her öğrenciye spor imkânı sağlamak, halk oyunları öğretmekti. 

Enstitülerin babası İsmail Hakkı Tonguç, enstitülerin yaratacağı ideal öğrenciyi şöyle anlatıyordu: 

“Enstitü öğrencileri doğru ve adalete uygun emirlere uymayı ana ilkelerden biri sayarlar. Haklı ve yerinde tenkitlere dayanırlar. Haksızlığa, kötülüğe boyun eğmez, bunları gidermek için gerekirse savaşırlar. İş hayatı içinde milli kültürün değerleriyle temas ede ede yetişen bu çocuklar yersiz ve olur

Yazının Devamı

ŞEKERLİ DÖNEM

15 Nisan 2025

Şeker sektöründe işçiler mutsuzmuş...

Peki bu sektörde işçilerin mutlu olduğu bir dönem var mıdır? Vardır...

Rahmetli Prof. İlhan Başgöz (1921 - 2021) Turhal Şeker Fabrikası’nda 1940 yılında iki ay staj yapar. Başgöz gözlemlerini “Gemerek Nire Bloomington Nire” adlı kitabında anlatır:

“Turhal’da, başka adaylarla beraber iki ay şeker fabrikasının lojmanlarında kaldık; ahır temizledik, inek sağdık ve bir güzel beslendik. Kahvaltıda tereyağı, süt, reçel, zeytin, peynir… Bunlar benim soframı tek tek ziyaret eden yiyeceklerdi. Her hafta fabrika sinemasında bir film, bedava. Bu şeker fabrikasını görene kadar devlet fabrikalarının ne olduğunu bilmezdim. Fabrikanın bütün işçileri, sıcak sulu, merkezden ısıtmalı evlerde yaşıyorlardı. Fabrikanın büyük bir çiftliği vardı. Çalışanlara süt, yoğurt, tereyağı, sebze ve meyve çok ucuza bu çiftlikten geliyordu. Bir spor kulübü, bir sinema salonu, bir de sağlık kliniği vardı. O klinikte Dr. Ceyhun Atıf Kansu doktor olarak çalışıyordu. Aklımda yanlış kalmamışsa bir de

Yazının Devamı

ONLARIN AMERİKASI

12 Nisan 2025

Türkiye ve Yunanistan yetkilileri zaman zaman kameralara dostluk görüntüleri veriyor. İki ülke arasında dostluğun geliştiği havası yayılıyor. Ancak geri kalan zamanda Yunanistan adım adım Türkiye’yi çembere alıyor. Arkasına AB ve ABD’yi almanın rahatlığıyla Türkiye’nin hayat alanını daraltmaya çalışıyor. Ege’de silahlandı. Şimdi Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs, İsrail ve ABD ile birlikte askeri ve ekonomik örgütlenmeye gidiyor. Türkiye’yi Akdeniz’den Karadeniz’e doğru itiyor. 

***

Nereden nereye... Rahmetli Cahit Kayra’nın “Bir Çalışma Odası” adlı kitabında Faik Ahmet Barutçu’nun “Siyasi Anıları”nı okuyoruz. 

1940’larda Başbakan Yardımcısı olan Barutçu kitabına şu notu düşmüş: 

“Yunanistan ile ilişkilerimiz en sıkı dostluk ilişkisidir. Gereksinim duyduğu yiyecek ve kömür konusunda kendilerine yardım etmekteyiz...” 

Bir başka sayfa: 

“Yemekte konuşulan konular arasında Yunanistan’ın İtalya’ya karşı verdiği can pahasına çarpışma da

Yazının Devamı

SAVCI KİMDİR…

10 Nisan 2025

Olay bilinir ama yine de ara sıra hatırlamakta fayda vardır.

Atatürk’ün huzurunda “Hukuk Reformu” tartışılırken savcılara neden “cumhuriyet savcısı” unvanının yakıştırıldığı sorulur... Denir ki:

“ Neden Cumhuriyet Başbakanı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi, Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da Cumhuriyet Savcısı oluyor. Neden bu ayrıcalık?”

Atatürk soruyu, hukuk reformunun mimarı Mahmut Esat Bozkurt’a yöneltir.

Bozkurt’un cevabı nettir:

“Çünkü, öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için savcının başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sorması gerekebilir. İşte o yüzden savcının unvanı Cumhuriyet Savcısı’dır.”

Atatürk, gülümseyerek bu tanımı onaylar.

★★★

Yazının Devamı

GELECEK PROGRAM

8 Nisan 2025

CHP, son kurultayın iptal edilerek partiye kayyum atanması tehdidini boşa çıkarmak için olağanüstü kurultay yaparken parti kadrolarını yenilemiş, iktidar umutlarını tazelemiş oldu.

Kurultay delegeleri Özgür Özel’i, oybirliğine yakın bir sayıyla yeniden seçerek genel başkanın gücünü artırmasına imkân verdiler.

CHP örgütü birbiri peşinden dev mitingler, ön seçim ve olağanüstü kurultayı başarıyla düzenleyerek iyi sınav verdi.

Yaşanan süreç partinin özgüvenini artırdı denebilir.

Şimdi programda İstanbul’un ilçelerinde ve her ilde her hafta düzenlenecek “erken seçim” çağrılı mitingler var.

Kurultay’a gölge düşüren olay mı? Divan başkanı tarafından eski genel başkanların adı okunurken Deniz Baykal’ın adının pas geçilmesiydi. Deniz Baykal 18 dakika,18 gün falan değil tam 18 yıl CHP’nin genel başkanlığını yapmış bir isim. Yok saymak nasıl mümkün olabilir? (Sonradan özür dilendi)

★ ★ ★

CHP, erken seçim çağrılarını ses yükselterek sü

Yazının Devamı

Namuslu olmak

5 Nisan 2025

Bu hafta Sabahattin Ali’nin ölüm yıldönümüydü. Ünlü yazarımız 2 Nisan 1948 günü Bulgaristan’a geçerken Kırklareli’nde sınırda öldürülmüştü. Ölümünden bu yana 76 yıl geçmesine rağmen hala en çok okunan yazarlar arasındadır. 1940’larda yazdığı şu yazıda hem kendisini anlatır hem o yıllarda basına hâkim olan havayı yansıtır:  

“Namuslu olmak, ne zor şeymiş meğer? Bir gün Almanların pabucunu yalayan, ertesi gün İngilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika`ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da kendi cefakeş milletimizdir.  

Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarlı kişileri gibi kese doldurmadık, makam peşinde koşmadık. İç ve dış bankalara para yatırmadık, han apartman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık. Bütün kavgamızda kendimiz için hiçbir şey

Yazının Devamı