Bildirin mesajları...

13 Mayıs 2025

PKK Kongresi’nin sonuç bildirgesi açıklandı. Kongrede PKK örgütsel yapısının feshedilmesi ve silahlı mücadelenin sonlandırması kararları alınarak, PKK adıyla yürütülen çalışmaların sonlandırıldığı bildirildi.

Yıllardır çok can yakmış bir sürecin sonlanması adına sevindirici bir gelişme söz konusu...

Ne var ki yayınlanan PKK bildirisindeki ifadeler ileriye dönük umutları gölgeliyor.

Cumhuriyet’i suçlayan, teröristleri yücelten, terörü haklı gören ifadeler bildiriye hâkim olmuş.

Bildiride “PKK adıyla yürütülen çalışmaların sonlandırıldığı” ifadesi geçiyor.

Bunun anlamı Kürt hareketinin PKK adını bırakmakla birlikte diğer örgütler yani YPG, YPJ, PYD, KCK gibi yapıların yola devam ettiğidir.

Bir başka arızalı bölüm:

“Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı... Ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı m&uum

Yazının Devamı

ANNELERİMİZ...

10 Mayıs 2025

Yarın anneler günü...

Bizim çocukluğumuzda (50’lerde) evimizde çamaşır makinesi yoktu. Bulaşık makinesi yoktu. Elektrik süpürgesi yoktu. Kadın yardımcı yoktu. Annem bulaşığı levyede, çamaşırı leğende yıkar, ortalığı tek başına süpürür, camları tek başına silerdi. Babam bütün gün dışarda çalışır eve yorgun gelirdi. Annem yemeği tek başına pişirirdi. Mutfakta tek bir gaz ocağı bulunur, ikide bir tıkanır, ateşi söndükçe pompalanırdı. Buzdolabı yoktu, yemekler tel dolapta saklanırdı. Üç kardeştik. Hiçbirimizin anneme faydası yoktu. Annemin hiçbir gün beş dakika olsun camın önüne oturup dışarıyı seyrettiğini görmedim. Mutlaka bir iş yapardı. Mutfakta yorulduğu zamanlarda sedire oturur sökükleri diker veya yamardı. Çoraplar, pantolonlar, gömlekler eskiyince yamanır tekrar giyilirdi. Tek keyfi çalışırken radyoda alaturka dinlemekti... Yesari Asım’ın, Münir Nurettin’in, Sadettin Kaynak’ın şarkılarını sever, mutfakta çalışırken onları mırıldanırdı. Babasını Çanakkale’de

Yazının Devamı

AYNADAKİ YÜZ

8 Mayıs 2025

Bir kardeşimiz 1915 olayı yaşanmış bir trajedidir, yüzleşmelidir diye yazmış. Yanıtımız... 

Değerli kardeşim, bu acılar yaşanmadı diye bir sözümüz yok... Bu olayların evveliyatı vardır, birtakım isyanların sonucudur falan da demiyorum, yüzleşmeye de itirazım yok.  

Konu başka. Soru şu: Emperyalist ülkeler 100 küsur yıl sonra neden hâlâ bu konuya odaklı? Neden parlamentolarından soykırım tasarıları geçiriyor, neden her 24 Nisan’da anma etkinlikleri düzenliyor? Neden Amerika’nın Kızılderili katliamı, Fransa’nın Cezayir katliamı, İngilizlerin Hindistan cinayetleri, Almanya’nın Namibya soykırımı hatırlanmıyor? Neden ABD Hiroşima ve Nagazaki’de iki atom bombasıyla 300 bin çoluk çocuğu öldürdüğünden dolayı özür dilemiyor?  

Neden sadece 1915 anılıyor? 

Ve en önemlisi… 

Neden Osmanlı’da cereyan etmiş bu olay Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Cumhuriyet nesline bulaştırılıyor?  

Türkiye’yi soykırımcı ilan eden ülkeler 1915 olayına çok mu üzülüyorlar? Bu ülkeler

Yazının Devamı

75. yılımız

6 Mayıs 2025

3 Mayıs 1950; Milliyet’in ilk sayısının piyasaya çıkış tarihidir. Bugün 75. yılımızı kutluyoruz. Bendeniz bu 75 yılın 39’unda bu gazetede yazar olarak görev aldım. Ülkenin ve gazetenin kâh güzel ve coşkulu günlerini kâh sıkıntılı zamanlarını yaşadım.

Biz yazarlar aslında gazetelerin en mutena köşelerinde en konforlu yaşamı sürdürürüz. Adımıza yazılı tebrikler, alkışlar alırız. Ne var ki, gazetelerin yükünü başkaları çeker... Matbaa işçilerinden şoförlere, düzeltmenlerden dizgicilere, montajcılardan pikajcılara hepsi ağır işçilerdir. Büyük yükü muhabirler, yazı işleri elemanları, sayfa sekreterleri, editörler taşır. Sorumluluğun altına ise Genel Yayın Yönetmeni girer.

Geçen 75 yılda bu görevleri yüklenen tüm arkadaşları saygıyla anıyorum. Bugün çalışanların düne göre daha da ağır şartlar altında yaşadığını, gemiyi yürütmek için daha büyük özveri gösterdiklerini bizzat gözlüyorum.

Gazetecilik düne göre daha zordur. Geçmişte

Yazının Devamı

ABD TUZAĞI…

3 Mayıs 2025

ABD ile Ukrayna arasında kritik mineral antlaşması imzalandı. 

Dünyada kritik mineral rezervlerinin yüzde 5’ini elinde bulunduran Ukrayna, madenlerini ABD’nin kullanımına açtı... 

Ukrayna Batı’nın vaatlerine kanıp... ABD ve NATO adına Rusya ile savaşa tutuşmuştu. Pek çok gencini ve tesisini savaşta kaybetti. 

ABD Ukrayna’ya görünüşte muazzam silah yardımları yaptı! 

Derken yardımı kesmekle tehdit ederek Ukrayna’nın madenlerine çöktü. 

Ukrayna Rusya’ya yenilmedi. 

Uğruna savaştığı ve sözde yardım aldığı ABD’ye yenildi. 

Yeraltı zenginlikleri ABD sömürüsüne açıldı. 

Yazının Devamı

DİN VE BİLİM

1 Mayıs 2025

Bilim başka şey, din başka şeydir. 

Ne nedir? Misal... 

1500’lerde İtalya’da uzay keşifleri yapan, dünyanın döndüğünü ispata çalışan Galileo hakkında din adamları orada burada “Dinsizdir” diye vaazlar veriyormuş. 

Oysa Galileo aslında dini inançları sağlam bir Katolik. Kardinallerden dostları var. 

O zamanın prenseslerinden birine yazdığı mektupta şöyle diyor: 

“İncil bize dünyanın nasıl olduğunu anlatmaz. İncil fizik kitabı değildir. Öbür dünyayı anlatır ama bu dünyanın fiziksel olarak nasıl işlediğini anlatmaz” diyor. “Onu böyle kabullenmek yanlıştır ve bugüne kadar böyle yanlış yorumlar yapılmıştır. Dünya sabit mi, dönüyor mu, Güneş ne yapıyor, yıldızlar ne yapıyor onlar hakkında İncil’de bilgi yoktur” diyor. “Ben Tanrı’ya inanırım ama dünyanın nasıl olduğunu anlamak için evrene bakarım. Evren her zaman önümde açık duran bir kitaptır. Onun dili de fizik ve matematiktir” diyor. 

Kilise önce bu görüşü kabul etmiyor. Ancak yüz

Yazının Devamı

Bir ucuz yalan

29 Nisan 2025

Türkiye ile Ermenistan arasında yıllar sonra ilk kez tatlı bir barış havası esiyor.

Ermenistan Başbakanı Nicol Paşinyan’ın soykırım iddialarını gündemin arka sıralarına çekmesi havayı yumuşattı.

Diplomatik ilişki kurmanın hazırlığı yapılıyor.

Yumuşama ABD’ye de yansıdı.

Donald Trump, Joe Biden’ın aksine bu yıl “soykırım” ifadesi yerine “Metz Yagern” yani “Büyük Felaket” ifadesini kullandı.

Havanın yumuşamasından tek rahatsız olan bizim DEM Parti sanırız.

DEM geçen yıl açıklamasında “Metz Yagern” ifadesini kullanmıştı.

Bu yıl yine ağır bir suçlamayla “soykırım” suçlamasına yöneldi.

Yazının Devamı

Sarsıntılar

26 Nisan 2025

Deprem oldu. Malum hocalar yine sahneye çıktı. Hepsine saygımız sonsuz. Ancak her biri yıllardır farklı değerlendirme yapıyor. Bir kesim “bekleyin asıl deprem arkada” derken bir bölüm bilim adamı da “bu iş bitti, beklenen zaten buydu” diyor… Tahminler 6,1’den 7,8’e kadar uzanıyor.

Gazeteci Zeki Sözer dostumuz soruyor:

“Hocalarım! 1999’dan bu yana hep sizi dinliyoruz. Aradan geçen 26 yıl içinde ülkede bu konuda uzmanlaşmış başka bilim adamı yetişmedi mi? Öğrencileriniz arasında teknolojinin de gelişmesi ile sizden daha iyisi, bilgilisi çıkmadı mı? Pek çoğunuzun emekli olduğunu biliyoruz. Yurt içinde, yurt dışında yapılan çalışmalara, konferanslara ne ölçüde katılabiliyorsunuz? Yeni bilim adamı yetişmiyor mu? Üniversiteler Türkiye için hayati önemi olan bu konuya gerekli önemi neden vermiyor?”

1999 Körfez Depremi sonrasında dünya bilim adamları Türkiye’ye koştu. Japonlar ve Fransızlar, Marmara’da özel gemilerle sismik araştırmalar yaptılar. Sonradan hiç bu tür

Yazının Devamı