Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

2002’de dağıldıktan 23 yıl sonra “More” adlı yeni albümlerini yayınladılar. Brit Rock’ın temel direklerinden Pulp, ne eskimiş ne de değişmiş

1990’ların Brit Rock döneminden günümüze gelebilen şarkılara, albümlere bakıyoruz. Çoğu nostalji edebiyatının bir parçası oldu çoktan. Mesela Oasis külliyatı, mesela Blur. Ama Pulp pek öyle değil. Bir defa hiçbir zaman ana akım bir müzik yapmadı grup. Müzikleri orijinaldi, kendine hastı. Dönemin sound trendlerine yakın değildi. Rock, pop ve dansın garip bir bileşimiydi. O yüzden de aynı yerden devam eden yeni albümleri nostaljik bir albüm gibi gelmiyor kulağa, aksine yeni ve her hâliyle orijinal duruyor. Bugün Oasis çok büyük bir nostalji turnesine hazırlanırken ve artık günümüzde anlamlı olabilecek yeni şarkılar yapmaktan çok uzakken, Pulp tam tersi yepyeni şarkılarla geliyor karşımıza. Çünkü anlatacak hikâyeleri var hâlâ.

Haberin Devamı

Pulp’ın hikâyeleri, her gün işe giden, geçinmek için çalışmak zorunda olan, aileleriyle, sevdikleriyle sorunları, çatışmaları olan, dertleri, tasaları, sevinçleri birbirine benzeyen, içinde yaşadıkları şehirler ve hayatla başa çıkmaya çalışan insanların, normal insanların hikâyeleriydi. Pulp hikâyelerini hep zeki bir mizah ve muziplikle anlattı. Eğlenmeyi hiç ihmal etmedi.

Pulp’un yeni albümü “More”: Normal insanların geri dönüşü

Eğlenceli ve zeki

Bu hikâyeler genç insanların geleceğe dair umutları, hayalleri, arzularıyla ilgiliydi elbette. 1990’ların Pulp’ı hayal kuruyordu. 2025’in Pulp’ı geçmişe bakıyor. Çünkü 1990’ların Pulp’ı gençti ve anlattıkları insanlar gibi geleceğe dair kurdukları hayallerden ibarettiler. Bugün 60’larındalar ve geçmişte yaptıklarından ibaretler. 1990’ların Pulp’ının hayalleri vardı, 2025 Pulp’ının geçmişi var üzerinde konuşacak. Nitekim albüm de bunu yapıyor.

Pulp eskiden olduğu gibi ne söylerse söylesin eğlenceli ve zeki olmayı başarıyor bir defa. Açılıştaki “Spike Island”da olduğu gibi geçmişiyle hesaplaşırken de neşesini bizden hiç esirgemiyor. “Grown Ups”ta yetişkin olma meselesine kendi durdukları yerden bakıyorlar. “Farmers Market” Jarvis Cocker usulü bir aşk şarkısı. Albümün kapanış şarkısı “A Sunset”, Cocker ve Pulp gibi Sheffield’li müzisyen Richard Hawley ile orak yazılmış. Albümün son bölümündeki yavaş ve duygusal şarkıların en öne çıkanı olabilir.

Haberin Devamı

Pulp orijinalliğini yitirmemiş. 25 yıl sonra bir araya gelen ve yeni müzik yapan gruplarda pek bulunmayan bir özellik.

Pulp’un yeni albümü “More”: Normal insanların geri dönüşü

Herkes bu gitarı arıyor

1985 yapımı artık kendi kulvarında klasikleşmiş “Geleceğe Dönüş (Back To The Future)” filmini bilirsiniz. Bu filmde Michael J. Fox’un canlandırdığı Marty McFly karakteri, lisenin mezuniyet balosunda sahneye çıkar ve grupla birlikte gitar çalar. Önceleri dönemin yani, McFly’ın ışınlandığı 1950’lerin müziklerini çalmaya başlarlar (Chuck Berry’nin Johnny B Goode’u) sonra McFly coşar ve 1980’lerin gitar riff’leri ve sololarıyla ortalığı yıkar geçer herkes şaşkınlıkla izlerken. Neyse, o sahnede çaldığı gitar aranıyormuş. Michael J. Fox, Gibson’ın ES-345 modeli olan bu gitarı filmin 40. yıl dönümü vesilesiyle yeniden çalmak için sosyal medyada kampanya başlatmış. Kimbilir dünyanın neresinde hangi koleksiyoncunun elinde ya da daha ilginci hangi evin bodrumunda, deposunda, garajında öylece duruyor. Görürseniz haber verin.

Haberin Devamı

Öneri! Kitap: Gamorrah’nın yazarı Roberto Saviano’nun yeni romanı İtalya’da hayli popüler şu ara. “Amore Mio Non Muore”, 1981’de kaybolan Rosella Casini’nin hikâyesini romanlaştırıyor. İngilizceye çevrilmek üzere, Türkçeye de bir an önce kazandırılır diye umuyoruz.

Dizi: Danimarkalı yazar Jussi Adler-Olsen’in Nordic Noir romanlarından uyarlanan dizi “Dept Q”, şu ara polisiye meraklılarını tatmin edebilecek en doğru yapım.