Kızılay, uluslararası yardım kuruluşu olarak 1868 yılında Hilal-i Ahmer adıyla kurulmuştur. Kızılay ismiyle bilinmektedir. Sağlık, ulaşım, barınma, korunma, beslenme, eğitim ihtiyaçlarının karşılanması gayesiyle hizmet eder.
Ülkemizde 29 Ekim-4 Kasım tarihlerini kapsayan hafta Kızılay Haftası olarak kabul edilmiştir.
Bu süre boyunca Kızılay’ı tanıtan ve onun önemini belirten çeşitli etkinlikler yapılmakta. Okullarda da Kızılay Haftası konulu kompozisyon, şiir ve resim yarışmaları gibi etkinlikler düzenlenmekte; her öğrencinin yardım, dayanışma, karşılıksız bağış gibi konularda bilinçlenmesi sağlanmaktadır.
Temiz düşüncelerle başlanan yolda ne kadar diken olursa olsun kalpler güzelse o dikenler su olur akar gider.
Türk Kızılay’ı; ırk, din ve coğrafya farkı gözetmeksizin bütün insanlara yardım elini uzatan, dünya üzerinde evrensel değer üreten az sayıdaki saygın kurumdan biri olarak sosyal yaraların sarılmasında önemli rol oynamaktadır.
Türk Kızılay’ı Türk insanının sevgi, hoşgörü, şefkat, merhamet, yardımlaşma ve dayanışma duygusunun kurumsallaşmış
Genel duruma bir bakalım. Göztepe’de tüm olumsuz koşullara rağmen Mehmet Sepil ve arkadaşları elini taşın altına koydu ve takımı Süper Lig’e kadar taşıdı.
Başkan Sepil, Göztepe’yi aldıktan sonra kulüp bambaşka bir havaya büründü orası kesin.
O yüzden Sepil’in Göztepe’yi bırakma kararı aldığında bu karara karşı çıkanlardan birisiydim. Bu kararından vazgeçmesi de Göztepe ve de Türk futbolu adına büyük şans.
Ancak aynı hataları yaparak farklı sonuçlar beklemek de doğru değil.
Bugüne kadar sabırlı davrandı. Günlük başarılar yerine uzun vadeli planlar yaptı, hedefler belirledi. İlk yıllarda taraftarın yüreğine de dokundu.
Gürsel Aksel Spor ve Sağlıklı Yaşam Merkezi Göztepe’ye değer kattı. Hayata geçirilen antrenman tesisleri en az stat kadar önemli.
Ancak 2 kere açılışı yapılmış olmasına rağmen ve de tüm Türkiye’nin ilgisini çeken özellikle çatısında yürüyüş parkurunun bulunduğu stat hala 7/24 yaşayan bir stat görünümüne bürünemedi!
D&u
Futbolun ayakla oynandığını zannedenlere en büyük dersi yüreğiyle oynayan Ampute Milli Takımı verdi.
Türkiye Ampute Futbol Milli Takımı, Avrupa Şampiyonası finalinde karşılaştığı İspanya‘yı 6-0 yenerek üst üste ikinci kez şampiyon oldu.Turnuvada Türkiye Ampute Futbol Milli Takımı, D Grubu’nda Gürcistan‘ı 10-0, İtalya‘yı 11-0, çeyrek finalde İrlanda‘yı 4-0 ve yarı finalde de Rusya‘yı 5-2 mağlup etmişti. Böylece toplamda 36 gol atmış oldular.
Bu sonuçla üçüncü kez finalde mücadele eden Ampute Futbol Milli Takımı, üst üste ikinci kez Avrupa Şampiyonluğu’nu kazanma başarısını gösterdi.
Hiçbir şampiyonluk bu kadar anlamlı olamazdı. Çoğunluğu gazi olan milli takımımız, Gaziler Günü’nde zafere uzandı. Hepinizle ayrı ayrı gurur duyduk. Üzerindeki formanın ağırlığını bilenler asla kaybetmezler.
Millilerin bu başarısı, Türk futboluna büyük ders niteliğinde adeta. Tabii ki o dersi alabilene...
Bu ders için hayat dolu sözcükler de Ampute Milli Takımı Teknik Direktörü Osman
Geçtiğimiz sezon çok iyi bir jenerasyon yakalamıştı Altınordu. Çıtayı Play Off finaline kadar çıkarıp ilk 11 oyuncularının esamelerini sıkça okuttular. Haliyle de yeni sezon öncesi Play Off finali yapan takımdan beklenti yüksek olacaktı. İlk üç hafta o beklentinin uzağından yakınından geçemeyen kırmızı lacivertliler için Bursa maçı soluk alıp vermesini aktif kıldı diyebiliriz. İç sahadaki Tuzlaspor ve İstanbulspor deplasmanında hatalı durduğu pozisyonlar ve de yediği gollerdeki alan sıkıntısı ile Ali Emre eleştirilmişti. Ancak Bursaspor karşısında kilit isim olmuştu. 6 net topu bloke ederek sezonun ilk galibiyetinde önemli paya sahipti. Ali Emre’nin kanımca kumaşı sağlam. Fakat yaşı itibariyle artık 20’lerin ortalarına geliyor. Bazı açıları ayarlamalı, kritik pozisyonlarda daha fazla sorumluluk alıp gözünü karartmalı. En azından oyun kurarken takımını sakinleştirip nabzı düşürmeli.
Geçtiğimiz pazar gününün zarif sol ayaklısı Ali Dere’nin üç günde ikinci golüyle öne geçtiler. Ev sahibi
Karşıyaka’da son kongrede güvenoyu alan Turgay Büyükkarcı ve yönetimi, kulübün makûs talihini değiştirdi.
Karşıyaka Spor Kulübü, borçlu olduğu 96 eski futbolcu, teknik adam ve çalışanını ikna edip muvafakatname imzası almayı başardı.
5 yıldır devam eden transfer yasağını aylar süren büyük çabaların ardından geçici olarak kaldırıp 14 oyuncusuyla yollarını ayırıp 10 takviye yaptı.
İlk durak bir türlü şansının tutmadığı Esenler Erokspor’du. Maalesef yine şeytanın bacağını kıramadılar ve sahadan boynu bükük ayrıldılar. Ancak her şey daha yeni başlıyor.
Lig uzun bir maraton.
***
Karşıyaka ilk ışığı kendisi yaktı.
Bundan sonrası şehrin işi.
1923 yılında kurulan İzmirspor, Türk futbol tarihinde birçok ilke imza attı. Süper Lig’in ilk golünü atan takım ve Süper Lig’de galibiyet alan ilk takım unvanına sahip olan İzmirspor, bu ligde 10 sezon mücadele etti.
1969 yılında 2. Lig’e düşen İzmirspor, uzun süre 2. Lig’de mücadele etti. Son olarak amatöre kadar gerileyen mavi beyazlılar, şu an İzmir Süper Amatör Ligi’nde yer alıyor.
Türk futboluna birçok ismi armağan etti bu köklü çınar.
Son 15 yılda ise dibi gördü.
Yeniden dibe vurup çıkmanın arayışı içerisindeler.
***
İzmirspor’da yeni yönetim futbol camiasında barışı sağlamak ve bu köklü çınarı profesyonel lige geri döndürmek için var gücüyle çalışıyor.
Bu önemli bir gelişme.
Karşıyaka’da karamsarlık bulutları dağılıyor.
Hepimizi heyecanlandıran gelişmeler yaşanıyor.
Son birkaç hafta içindeki adımlardan kulübün her ne olursa olsun sahipsiz kalmayacağını görmüş olduk.
Karşıyaka’nın acil nakite ihtiyacı var.
İmzaları alıp, transferi açabilmek için destek bekliyor.
Peki desteği kim verecek?
Kamu kurumları yani; resmi kurumlar ve belediyeler yasalara göre böyle bir yardım yapamazlar.
Peki geriye kimler kalıyor?
Canımız yandı. Günlerdir yanan (yakılan) ormanları görüp de sakin durmak mümkün değil. O görüntüler içimizi acıttı.
Yapanlara lanet okuttu.
Binlerce, on binlerce canlı öldü.
Çok ihtiyacımız vardı.
Yüreğimize su serpildi.
Sonunda ülkemizde futbol haricinde diğer branşlar da konuşulmaya başlandı.
Tebrikler Yasemin Adar, Furkan Kaynar, Busenaz Sürmeneli, Rıza Kayaalp, Ferhat Arıcan, Mete Gazoz, Buse Naz Çakıroğlu, Filenin Sultanları ve daha nicesi…
İlkleri yaşatıyorlar!