Mehmet Çelik

Mehmet Çelik

bizans@gmail.com

Tüm Yazıları

1947 yazında Fransa’da Nice sahilinde üç genç arkadaş dünyayı aralarında paylaştı: Claude Pascal havayı, Armand Fernandez toprağı, Yves Klein ise gökyüzünün mavisini seçti. Bu çocuksu anlaşma, Klein’ın “Evrenin Rengi” dediği Uluslararası Klein Mavisi’nin (IKB) ilk kıvılcımıydı.

Prof. Dr. Süleyman Berk’in hat kitabında, Yesârîzâde Mustafa İzzet Efendi’den Sami Efendi’ye kadar nice hattatın mavi zemin üzerine altın harflerle yazdığı zerendûd levhaları gördüğümde aklıma Yves Klein geldi. Zer (altın) ve endûd (sürülmüş) kelimelerinin birleşimi olan zerendûd, ezilmiş altın varakın mürekkep hâline getirilerek renkli kâğıda sürülmesiyle hazırlanmış hat eseri demektir.

Haberin Devamı

Yves Klein ile Sâmi Efendi

Sâmi Efendi, ‘Yâ Hazret-i Mevlânâ’, 1906

Yves Klein, 28 Nisan 1928’de Nice’te figüratif ressam Fred Klein ve soyut ressam Marie Raymond çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi. 1942’den 1946’ya kadar École Nationale de la Marine Marchande ve École Nationale des Langues Orientales’te eğitim gördü. Bu okullarda caz, ezoterik edebiyat, Doğu dinleri eğitimi gördü ve ileride profesyonel olarak ilgileneceği judoya başladı. İspanya ve İtalya’yı gezdi sonra teyzesinin yardımıyla on beş ay Japonya’da yaşadı.

Üzerinde YK monogramı ve Mayıs 1955 tarihi bulunan mat turuncu boyayla kaplanmış bir resmi jüri tarafından reddedildi. 1960 ile 1961 yılları arasında monogold adı verilen saf altın kullandığı soyut resimler yaptı. Mimar Claude Parent ile Architecture de l’air projesinde yaptığı işbirliği başka bir dönüm noktası oldu. Klein, geliştirdiği parlak mavi rengi 19 Mayıs 1960’ta International Klein Blue adıyla tescil ettirdi. Mavi, ona göre “boşluğun rengiydi” ve manevi vaatlerle doluydu. İslam sanatlarında ise mavi renk, gökyüzünü, sonsuzluğu, ilahi âlemi ve ruhsal derinliği temsil eder.

Yves Klein ile Sâmi Efendi

Michel Pastoureau’nun “Mavi: Bir Rengin Tarihi” adlı kitabında vurguladığı gibi, mavi insanı dünyevi olandan ayırıp hakikatin ışığına taşıyan bir köprüye dönüşür. Klein’ın mavisi fiziksel dünyanın ötesindeki manevi alanı bir şey söylemeden temsil ederken, hat sanatı fikirleri de manevi bir boyuta taşır.

Haberin Devamı

Klein’ın monokrom mavi yüzeyleri, izleyiciyi rengin içine çekerek maddi dünyadan soyutlanmış, ruhsal bir deneyim yaşatmayı amaçlıyordu. Hat sanatındaki harflerin hareket halindeki formu da benzer bir tefekkür deneyimi sunar. Zerendûd levhalardaki mavi zemin, Pastoureau’nun tarif ettiği köprü işlevini üstlenir; hattatların altın harfleri köprüde bir kılavuz gibi durur.

Klein’ın minimalist yaklaşımı, hat sanatındaki boş alanların işleviyle paralellik gösterir. Her ikisi de sessizlik yoluyla güçlü bir ruhani etki yaratır. Altın mürekkebin parıltısı, güneş ışığı gibi sıcak ve manevi bir dokunuşa işaret ederken mavi zemin huzuru simgeler. Bu iki disiplin, madde ile ruhun çatışmasını aşarak bir diyaloğa dönüşür: Klein’ın mavisi, endüstriyel pigmentin fiziksel varlığında bile düşüncenin gücünü vurgular. Sami Efendi’nin harfleri ise altının dünyevi parıltısını ruhani bir ışıltıya dönüştürür. Hat sanatında “hakikat ışığı” yazı ile cisimleşirken, Klein maneviyata ulaşmak için formu, çizgiyi ve figürü ortadan kaldırmayı tercih etmiştir.

Haberin Devamı

Bu iki örnek eser, tefekkürün sanattaki iki farklı tezahürünü gösterir: Biri “yazı” ile, diğeri sadece renkten ibaret bir “sessizlik” ile derdini ifade etmiştir. Klein’ın deyimiyle mavi “en maddi olmayan renktir.”

Nice sahilindeki üç genç “Nice Sözleşmesi” adıyla sanat tarihine geçen o gün dünyayı bölüştüğünde, Yves Klein gökyüzünün mavisini almakla hayatına bir yön vermişti. Pastoureau’nun dediği gibi, “Mavi, rüya gördüğümüz renktir.” Biz Sami Efendi’nin hünerli elleri sayesinde harfleri de görebiliyoruz.