Aykut Kocaman'a 'Ozan Tufan' soruları

17 Ocak 2018

2014-2015 sezonu; Şenol Güneş yönetimindeki Bursaspor'da 44 resmi maça çıktı, 3 gol, 7 asiste imza attı.

Sezon sonunda 7 milyon euro bonservisle Fenerbahçe'ye transfer oldu. Vitor Pereira ile 2015-2016 sezonunda 45 resmi maçta şans bulurken 1 gol, 2 asistlik performans sergiledi. Pereira ile başlayıp, Advocaat'la devam eden 2016-2017 sezonunda ise 39 maçta takımına 5 gol, 3 asistlik katkı yaptı.
Sonra Aykut Kocaman geldi...

Taraftar ve medya hep birlikte fazla kiloları ve hatalı pasları yüzünden adeta topa tutarken Kocaman ona sahip çıktı. Ağır eleştirilere kulak asmadı, yeteneklerine güvendiği Ozan Tufan'ı ilk 11'e monte etmeye kararlıydı. UEFA Avrupa Ligi'nde Sturm Graz ve Vardar'la oynanan 4 maçta da 11'de şans tanıdı.
Bu zorlu dönemde eleştiriler yoğunlaştı, Kadıköy'deki tepkiler çığ gibi büyüdü ve Kocaman, Ozan'ı kulübeye gönderdi. Göztepe (2-2) ve Trabzonspor (2-2) maçlarında Topal-Josef'e 11'de forma veren Kocaman, Ozan'ı yanında oturttu. Ancak ligin ilk 2 maçında kaybedilen 4 puan sonrası bu kez Josef'i kulübeye çekerek, Ozan'a sarıldı. Gençlerbirliği deplasmanı herkes için sırat köprüsü gibiydi ve maçı kazandıran golü Ozan attı...

Aykut Kocaman, Ozan'a daha sonra üst üste

Yazının Devamı

28 Eylül’de her şey bitmişti

8 Aralık 2017

Kuralar çekildiğinde Hoffenheim ve Braga grubun kağıt üstündeki favorileriydi. Bizim liderlik adaymız ise elbette Şampiyonlar Ligi biletini dramatik biçimde Sevilla’ya kaptıran Başakşehir’di...
Ancak grubun açılış karşılaşmasında Ludogorets ile golsüz berabere kalan Başakşehir’in, Braga deplasmanında 89. dakikada yediği golle sahadan 2-1 mağlup ayrılması her şeyi berbat etti. 28 Eylül’deki bu şok yenilgi motivasyonu dağıttı, akılları ligdeki zirve mücadelesine kaydırdı.
Abdullah Avcı, 19 Ekim’deki zorlu Hoffenheim deplasmanına Emre, Adebayor ve Mossoro’yu götürmezken Visca ve Elia’yı da yedeğe çekti. Tüm gözler 23 Ekim’de Beşiktaş ile oynanacak lig maçına çevrilmişti ve Almanya’dan 3-1’lik yenilgiyle dönüldü.
Gruptaki 3 maç sonunda 1 puanda kalan Başakşehir, UEFA Avrupa Ligi’ne büyük ölçüde havlu atmıştı. Fakat bir mucize oldu, Hoffenheim ile oynanan rövanş maçında Visca uzatmada golü attı ve kaybolan umutlar son iki maça taşındı. Ludogorets deplasmanında elde edilen 2-1’lik galibiyet ise Braga maçını bir anda grubun final karşılaşması haline getirdi.
Dün akşam da her şey güzel başladı. İrfan Can’ın asistinde Visca golü atınca, formalite maçına çıkan Hoffenheim’ın bu gole daha

Yazının Devamı

Attamah'ın yeri merkez

4 Aralık 2017

Maçı seyretmeyen bir futbol severe ilk devre istatistiklerini verip, skor tahmini yapmasını isteseydik, Medipol Başakşehir’in ilk 45’i en az 1-0 önde kapattığını söylerdi herhalde ancak turuncu-lacivertli takımın gol pozisyonu bile yoktu. İlk yarıda topa sahip olmada yüzde 78’e 22, başarılı pas sayısında 364’e 65 gibi çok büyük farklarla Osmanlıspor’a üstünlük sağlayan Başakşehir’in yalnızca 1 isabetli şut atıp, gole hiç yaklaşamamış olması çok ilginçti.

Gerileme devrindeki Osmanlı’nın önceki yılların aksine ailece savunmaya çekilip, tüm hücum planını Serdar Gürler ve Umar Aminu’nun yapacağı kontrataklara bağlaması da bu tabloda etkiliydi. Fakat Başakşehir adına esas problem temponun bir türlü yükselmemesi ve Osmanlı savunmasının gerektiği ölçüde rahatsız edilememesiydi. Liderlik maçına çıkmasına rağmen Başakşehir’in ilk yarıda kazanma arzusunu sahaya yansıtamamasının bir diğer önemli sebebi de Mossoro ve İrfan Can’ın rakip ceza sahasına girme konusunda isteksiz davranmalarıydı.

Neticede ilk yarı adeta çöpe atıldı, ikinci devre ise sahada farklı bir Başakşehir vardı... Yaşlı kurt Adebayor’un vites artırması, Visca ve Mossoro’nun hücumda daha fazla sorumluluk almaya başlaması önce

Yazının Devamı

Rakipler kazandı

28 Kasım 2017

Uzun yıllar sonra dört büyüklerden birinin içinde yer almadığı bir karşılaşmanın, “haftanın maçı” olarak vitrine çıkması, Süper Lig’de bu sezon yükselen heyecan, kalite ve rekabetin belgesi gibiydi. Kayserispor-Başakşehir maçı belki de haftanın sonucu en çok merak edilen ve konuşulan buluşmasıydı ve genel kanaate paralel olarak da berabere bitti.

Kayserispor’da Varela ve Gyan, Başakşehir’de Emre, Mahmut, Elia ve Batdal yoktu. İki takım da özellikle hücumda bu oyuncuları adeta mumla aradı. Maçın heyecanı, sertliği ve temposu yerindeydi ama kalite için aynı şeyleri söylemek zor... Kayserispor’un golünde Başakşehir savunması resmen uyudu, taç atışını hızlandıran top toplayıcı çocuğun da büyük katkısıyla Umut Bulut meşin yuvarlağı boş filelerle buluşturdu.

Galatasaray’ı geçen hafta beşleyen Başakşehir’in ilk yarıdaki ilk ve tek şutu Adebayor’un golle sonuçlanan vuruşuydu. Kayserili oyuncular ve tribünler, topu koluyla düzelttiği gerekçesiyle Adebayor’a oyundan çıktığı 81. dakikaya kadar yoğun tepki gösterdi fakat hakem Alper Ulusoy’un bu pozisyonda yardımcısına uymaktan başka hiçbir şansı yoktu.

Kayseri maça olduğu gibi ikinci yarıya da etkili başladı, 55’e kadar Umut’la 2 kez ikinci

Yazının Devamı

Avrupa Ligi’nin problemleri var

24 Kasım 2017

Başakşehir gibi esas hedefi ligi kazanmak olan veya Konyaspor gibi ligde toparlanmaya çalışan takımların, UEFA Avrupa Ligi maçlarına rotasyonlu kadrolarla çıkması ciddi bir problem olarak dikkatleri çekiyor son dönemde... UEFA’nın, Şampiyonlar Ligi ile Avrupa Ligi arasındaki ödül uçurumunu ortadan kaldırmadan bu sorunu çözmesi de mümkün görünmüyor.
Devler Ligi’nde gruplara katılım ödülü 12 milyon euro, Avrupa Ligi’nde 2,6 milyon euro... Devler Ligi’nde galibiyete 1,5 milyon, beraberliğe 500 bin euro veriliyor. Avrupa Ligi’nde ise 3 puana 360 bin euro, 1 puana 120 bin euro dağıtılıyor. İlerleyen turlar için dağıtılan ödüllerde de iki turnuva arasında çok büyük farklar bulunuyor.
UEFA Avrupa Ligi’nde son yıllarda kalite ve heyecanın arttığını görüyoruz ancak yeterli değil. Şampiyonlar Ligi uzak ara liderliğini sürdürüyor. Bu da maddi açıdan tatmin olmayan takımların yerel lige daha fazla odaklanmasına yol açıyor.
Mehmet Özdilek dün akşam grubun final maçına çıkmalarına rağmen Ömer Ali, Ezekiel, Ali Çamdalı ve Ali Turan gibi oyunculara 11’de forma vermedi. Marsilya teknik patronu Rudi Garcia da Payet ve Mitroglou gibi iki asını yedek soyundurdu. Buna karşılık Thauvin, Sanson,

Yazının Devamı

Demokrasi, çağdaşlık, şeffaflık...

8 Kasım 2017

Skorer'de dün Fenerbahçe'de Mayıs ayında yapılacak olağan genel kurul öncesi, kulüp görevlilerinin telefonla aradıkları kongre üyelerini, Sayın Başkan Aziz Yıldırım'ın önümüzdeki günlerde gerçekleştireceği yemekli toplantıya davet ettiklerini kaleme almıştım. Yazımda bir kulüp görevlisi ile ismi bende saklı kongre üyesi arasında geçen telefon görüşmesine detaylarıyla yer verdim. Aidat borçlarının, "Sorun değil efendim, hallediyoruz" denilerek kapatılacağı bilgisinin üyelere aktarıldığı da yazımda yer aldı...

Açıkçası yazının ses getirmesini bekliyordum fakat tahmin ettiğimden çok daha fazla yankı uyandırdı. Sosyal medyadan olumlu/olumsuz yüzlerce mesaj geldi, telefonla arayıp destek veren meslektaşlarım da oldu...
Fenerbahçe Kulübü'nün internet sitesi de yazıya kayıtsız kalmadı ve bir açıklama yayınladı. Sayın Asbaşkan Şekip Mosturoğlu tarafından kaleme alındığını düşündüğüm açıklamada, Fenerbahçe'ye kalıcı zararlar verdiğim ileri sürülerek, aidatla ilgili iddiaların "yalan" olduğu savunuldu...
Öncelikle şunu belirteyim; son 20 yılı medyada geçen 43 yıllık yaşamımda hiçbir zaman Fenerbahçe'ye zarar vermeye çalışmadım. Aksine zaman zaman bazı riskleri de göze alarak etik kurallar

Yazının Devamı

'Aidat sorun değil efendim'

7 Kasım 2017

"Zııırrr" diye bir telefon geliyor...
Karşıdaki kulüp görevlisi, kibar bir sesle konuşmaya başlıyor:
"İyi günler efendim, Başkanımız Aziz Yıldırım adına Fenerbahçe Spor Kulübü'nden arıyorum" diyor...
Fenerbahçe Kongre Üyesi olan kişi, "Hayırdır inşallah! Bayram değil, seyran değil, başkan beni niye arıyor" diye düşünürken, kulüp görevlisi devam ediyor:
"Başkanımız önümüzdeki günlerde düzenlenecek yemek organizasyonunda kulüp üyelerimizle bir araya gelecek. Sizin de bu toplantıya katılmanızı bekliyoruz" diyor...
Kongre üyesi cin gibi tabii, "Ben yıllardır üyelik aidatı ödemedim, Mayıs ayında yapılacak kongrede oy kullanma hakkım yok" diyerek, toplantıdan sıyırma girişiminde bulunuyor ama kaçamıyor...
"Hiç sorun değil efendim, aidat konusunu biz hallettik" diyor kulüp görevlisi ve bizim kongre üyesinin ağzı bir karış açık kalıyor...

Yazının Devamı

Kerem ile İrfan

20 Ekim 2017

Yaşları çok yakın; 24’e 22... İkisi de solak, ikisi de ofansif orta saha, ikisi de Türk... Hoffenheim’lı Kerem Demirbay Temmuz 2016’da 1.7 milyon euroya Hamburg’dan transfer edildi. İrfan Can Kahveci ise 5 ay sonra Aralık 2016’da 6 milyon liraya (yaklaşık 1.6 milyon euro) G.Birliği’nden gelmişti Başakşehir’e...

Kerem geçen sezon 6 gol, 8 asistle Hoffenheim’in ligi 4. sırada bitirmesinde çok büyük pay sahibi oldu, ardından da A Milli Takımımız’ın adeta kapısından dönerek, Almanya’nın yolunu tuttu. Kerem sağlam adımlarla ilerlemeye devam ediyor, bizim İrfan Can ise maalesef yerinde sayıyor. Üstelik Abdullah Avcı gibi modern-eğitici bir hocaya; Emre, Mossoro, Gökhan İnler gibi modellere rağmen bir adım ileri gidemiyor.

Kerem dün gece önce Hübner’i golle buluşturdu, ardından da Amiri’ye harika bir asist yaparak maça damgasını vurdu. 63. dakikada da 30 yaşındaki hocası Nagelsmann tarafından oyundan alındı, ayakta alkışlandı. Ne tesadüf ki Abdullah Avcı da aynı dakikada İrfan Can’ı Mahmut’la değiştirdi ama Nagelsmann’ın aksine oyuncusundan hiç de memnun değildi, sabrı bitmişti...

Birbirine bu kadar çok benzeyen iki oyuncudan Kerem hızla gelişip büyürken, İrfan Can’ın aynı hızla geriye

Yazının Devamı