Dünya futbolunu yakından takip etmeye çalışan bir gazeteci olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, dünya üzerinde Fenerbahçe taraftarından daha fazla acıya maruz bırakılan bir grup daha bulamazsınız. Nereye bakarsanız bakın; eşine, benzerine rastlayamazsınız...
Ne bitmez çilesi varmış kardeşim, sarı-lacivertli kulübe gönül verenlerin...
Kara bir kabus gibi, son 12-13 yılda başlarına gelmeyen hiçbir şey kalmadı.
Kadıköy'de iki defa son maçta şampiyonluğu kaçırdılar.
Şike kumpasını yaşadılar, sarı-lacivert duvar oldular.
Takım otobüsleri kurşunlandı, dünya adeta başlarına yıkıldı.
Tam 9 senedir tek kupa kazanamadılar. Ezeli rakipleri kupaları birer ikişer müzelerine taşırken uzaktan izleyip, dişlerini sıktılar.
Kadıköy'de bu sezon Galatasaray'dan 3 yediler.
A Milli Futbol Takımımız, EURO 2024 elemelerine Ermenistan galibiyetiyle başladı. Ancak ay-yıldızlı ekibin ortaya koyduğu futbol kimseyi mutlu etmedi...
Teknik direktör Stefan Kuntz, Erivan deplasmanında üçlü savunma sisteminin ilk yarı çok arıza vermesi nedeniyle ikinci devre dörtlüye döndü. Merih Demiral ve Cenk Tosun'u sürpriz şekilde oyundan alan Kuntz, Salih Özcan ve Kerem Aktürkoğlu'nu sahaya sürdü. Enes Ünal'ın sıra dışı asistinde Kerem Aktürkoğlu'nun hızını ve yeteneğini konuşturarak galibiyet golünü atması hem 3 puanı hem de Kuntz'u kurtardı.
Görünen köy, kılavuz istemez. Puan kaybı yaşansaydı, Alman hocanın başı çok ağrırdı...
Ermenistan karşısında aldığımız kritik galibiyet, Hırvatistan-Galler maçının berabere bitmesiyle daha da büyük bir anlam kazandı. Hırvatlar maçın baştan sona hakimiydi ve kazanmaya çok yakınlardı. Ancak futbol işte, Nathan Broadhead'in 90+3'te attığı sürpriz gol, Hırvatların başarılı teknik direktörü Zlatko Dalic'in tüm planlarını alt üst etti. Türkiye karşısına kayıpsız ve
1994 veya 1995 yılı olması lazım...
Vefa'da oynuyorum. Buz gibi, karla karışık yağmurlu bir kış gününde grubumuzun en kritik maçlarından birine çıkacaktık.
Vefa Stadı'nı bilenler bilir, zaman tüneli gibidir. Kulüp binasına girdiğiniz anda 40-50 yıl geriye gidersiniz. Kararmış gümüş kupalar, efsane futbolcuların, unutulmaz kadroların fotoğrafları, soyunma odasının, koridorların, merdivenlerin atmosferi sizi alıp o eski görkemli günlere götürür.
Maç veya antrenman için dışarı çıktığınızda ise bir anda günümüze ışınlanmış gibi hissedersiniz kendinizi...
Yukarıda bahsettiğim maçımızı dönemin en popüler ve en başarılı kadın hakemi olan Lale Orta'nın yöneteceğini 1-2 gün öncesinden öğrenmiştik.
Açıkçası biraz endişeliydik. Lale hocanın bizim için çok önemli olan bu maçın üstesinden gelip, gelemeyeceğini tam olarak kestiremiyorduk...
Seremoni sırasında ister istemez hepimizin gözü Lale Orta'nın üzerindeydi. Lale hoca ise kendinden çok emin ve rahattı.
Ghelamco Arena’da geçen perşembe oynanan ilk maç, göğüs göğüse bir çarpışmaya sahne olmuştu adeta. Müsabaka boyunca hız kesmeyen sağanak yağmur zemini kurşun gibi ağırlaştırırken, Karzev’in de henüz ilk dakikalarda sakatlanması temsilcimizi bir hayli zorlamıştı. Ancak Başakşehir, bildiğimiz Başakşehir’di ve sonuna kadar mücadele ederek sahadan 1-1’lik skorla ayrılıyordu...
Dün akşamki koşullar ise bambaşkaydı. Avrupa Konferans Ligi’nde çeyrek finale çıkmak için heyecanla beklenen rövanş maçı nefis bir hava ve zeminde oynandı. Başakşehir adına her şeyin çok daha güzel olacağını düşünürken, ilk yarıda neye uğradığımızı şaşırdık, sahada gördüklerimize inanmakta güçlük çektik. Şoke olduk, buz kestik...
ke olduk, buz kestik... Oysa maça istekli başlamıştık. İlk 15-20 dakikadaki oyun da tur için umut vericiydi. Ancak Gent kontrolü bir anda ele geçirdi ve goller yağmur gibi geldi. Ara transferin son günü 3,3 milyon euroya Stabaek’ten aldıkları 20 yaşındaki Nijeryalı
Süper Lig'in tartışmasız en değerli Türk oyuncusu kim?
Arda Güler...
Süper Lig'in tartışmasız en yetenekli Türk oyuncusu kim?
Arda Güler...
Süper Lig'in tartışmasız potansiyeli en yüksek oyuncusu kim?
Arda Güler...
Süper Lig'den en fazla 2-3 yıl sonra rekor bonservisle Avrupa'nın dev kulüplerinden birine transfer olma ihtimali en yüksek oyuncu kim?
Medipol Başakşehir, Avrupa Konferans Ligi son 16 turu ilk maçında konuk olduğu Gent’le 1-1 berabere kaldı, haftaya İstanbul’da oynanacak rövanş öncesi avantajı yakaladı.
Sağanak yağmur altında ve son derece ağır bir zeminde oynanan müsabaka temsilcimiz için şanssız başladı. Hava topu mücadelesi ardından yere ters basan ve sol ayak bileği burkulan Karzev henüz 14. dakikada yerini Aleksic’e bırakmak zorunda kaldı.
Rakibini presle orta alanda karşılayan Başakşehir 16. dakikada Okaka ile golü buldu. Berkay ile başlayan kontratakta sol kanatta topla buluşan Serdar Gürler penaltı noktasına çok güzel kesti, Okaka’nın şık kafa vuruşunda meşin yuvarlak direğin dibinden filelere gitti: 0-1.
Gent 35’te beraberliği yakaladı. Soldan bindiren Fofana yerden gönderdi, boş pozisyondaki Cuypers’in plasesinde Volkan’ın kontrol edemediği top son olarak Orban’a çarparak ağlarla buluştu: 1-1.
45+2’de Gent çok net bir fırsattan yararlanamadı. Sağdan hızla gelen Orban yerden bıraktı, bomboş pozisyondaki Hong topu yandan dışarı yolladı.
Emre Belözoğlu zeminin
UEFA Avrupa Ligi son 16 turundaki Fenerbahçe-Sevilla eşleşmesi aynı zamanda iki usta teknik direktörün düellosu ve akıl oyunlarına sahne olacak.
Jorge Jesus ile Jorge Sampaoli çeyrek final biletini ceplerine koyabilmek adına tüm deneyimlerini ve yeteneklerini ortaya dökecek.
Dileriz kazanan bizim "Jorge" olur. Fenerbahçe bu sezon Avrupa sahnesinde elde ettiği başarılara bir yenisini ekleyerek son 8'e adını yazdırır...
Jorge Sampaoli, Sevilla'da Ekim 2022'de Julen Lopetegui'nin yerine göreve getirilmişti. Borussia Dortmund'a 4-1 yenildikleri Şampiyonlar Ligi maçından sonra Lopetegui ile yollarını ayıran İspanyol kulübü, Sampaoli'ye 1+1 yıllık imza attırmıştı.
Sevilla, Sampaoli ile 4 farklı kulvarda 27 resmi maça çıkarken 11 galibiyet, 6 beraberlik ve 10 yenilgi aldı. Bir başka ifadeyle 27 maçın 16'sını kazanamadılar. La Liga'da çıktıkları son 5 maçta 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 3 yenilgi aldılar. Atletico Madrid'e 6-1 mağlup oldukları son maçla birlikte düşme hattına kadar gerilediler ve Sampaoli için de tehlike çanları erken çalmaya başladı.
2021-2022
Hatayspor ve Gaziantep'in ligden çekilmeleriyle patlak veren "puan" tartışmalarına girmeye hiç niyetim yoktu aslında ama son günlerde Beşiktaşlı muhabirlerin "gizli bir el" tarafından birer birer sahaya sürüldüklerini görünce fikrimi değiştirdim...
İlk olarak Beşiktaşlı bazı muhabirlerin iddialarına bakalım...
Başkan Ahmet Nur Çebi'nin zamanlama konusunda hata yaptığını ancak Hatayspor ve Gaziantep'in oynadıkları maçların geçersiz sayılması düşüncesinin doğru olduğunu iddia etmeye başladılar. Buna dair tek dayanak noktaları ise Beşiktaş'ın Hatayspor ve Gaziantep ile ligin ilk yarısında deplasmanda oynamış olması. Beşiktaş'a kıyasla Galatasaray'ın 2, Fenerbahçe'nin 1 deplasman maçı az oynayacak olmasını "adaletsizlik" olarak öne sürüyorlar.
Şampiyonlar Ligi statüsü madde 28/3'ü ikinci argüman olarak ortaya koydular...
Madde şöyle diyor: "Bir kulüp, grup maçlarını tamamlamadan diskalifiye edilir veya bir sebepten dolayı çekilirse tüm maçlarının sonuçları geçersiz sayılır."
Muhabirlerin bu çabası, Beşiktaş