Fenerbahçe Başkanı Ali Koç perşembe günü tatil dönüşü ayağının tozuyla Can Bartu Tesisleri'ne giderek, İsmail Kartal'a 'hayırlı olsun' ziyaretinde bulundu. Kulüp tarafından sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafta, Başkan Koç'un, 'ellerinin ceplerinde, gömleğinin dışarıda' görünmesi eleştiri konusu oldu. Koç'un yeni teknik patron İsmail Kartal'a gereken saygıyı göstermediği savunuldu ve Jorge Jesus'la ilk buluşmasının fotoğraf kareleri 'delil' olarak sunuldu!
Bakın, Fenerbahçe camiası kadar dünya üzerinde sürekli kendi ayağına ateş eden, rakiplerinin eline ha bire koz veren ve kendi yarattığı olumsuzluk rüzgarına karşı koşmaya çalışan bir grup daha yoktur. Başkan Ali Koç'un polemik konusu yapılan fotoğrafını Dursun Özbek veya Ahmet Nur Çebi verseydi kimsenin umurunda bile olmazdı. Hatta Galatasaraylı ve Beşiktaşlı taraftarlar, "Başkanımız elini cebine atmış, demek ki hocanın istediği transferleri tek tek gerçekleştirecek!" gibi esprili yorumlar yaparak, konuyu geçiştirirlerdi...
Başkan Ali Koç'un uzun yıllardır yakından tanıdığı
Arda Güler 18 yaşında, önündeki keyifli yolun daha en başında...
Yeteneği, potansiyeli, çok kısa sürede yaptıkları, gelecekte yapabilecekleri ortada.
Ülke olarak onunla gurur duyuyoruz, dünya futbolunun en üst basamaklarına çıkmasını diliyoruz.
A Milli Takım formasıyla Galler'e attığı muhteşem golle bir kez daha gördük ki buralarda uzun süre kalması mümkün değil. Yakın gelecekte büyük bir transfere imza atarak gideceğini gayet iyi biliyoruz, hissediyoruz...
Ancak bu noktada Arda ve Güler ailesinin bir çuval inciri berbat etmemek için kritik süreci çok iyi yönetmeleri gerekiyor.
Fenerbahçe'ye asla vefasızlık etmeden, kendisini çok seven taraftarların gönlünü kırmadan gitmek zorunda Arda. Başka çaresi yok bu işin...
Herkesi ve her şeyi kırıp dökerek giderse, Fenerbahçe'ye hem maddi hem de manevi anlamda vereceği zararı çok iyi hesaplamalı.
Kendisine ve ailesine her zaman sahip çıkan Başkan Ali Koç'u ne kadar zor duruma düşüreceğini çok iyi düşünmeli. Arda, camianın gözü
Malumunuz Fenerbahçe'de gündemin birinci sırasında teknik direktör konusu var. Başkan Ali Koç cumartesi gerçekleşen mali genel kurulda yeni teknik direktörün ismini açıklamadı ama tarifini verdi:
"Türkiye'yi hiç bilmeyen, Türkiye'de hiç çalışmamış bir hocayla yeni sezona başlamamızın çok büyük risk taşıdığına karar verdik. Türkiye'yi iyi bilen yabancı sayısı 3'ü geçmiyor. Türkiye'yi ve ligi bilen, burada yıllarca hocalık yapmış hoca dediğiniz da zaman sayı 4'ü geçmiyor. Camiayı bilen hizmet etmiş o ruhu aşılayacak 2 Türk hoca çıkıyor karşımıza..."
Başkanlık koltuğunda 5 yılı geride bırakan Ali Koç, büyük beklentilerin aksine Süper Lig'de şampiyonluk yüzü göremedi. Koç'un elinde Jorge Jesus imzalı Ziraat Türkiye Kupası var sadece.
Bu kupayı hiç de hafife almamak lazım zira Ali Koç'a ciddi şekilde nefes aldırdı. Tam 9 yıl sonra gelen bir kupa, hiç hafife alınır mı!
Şampiyonluğu Galatasaray'a hediye eden Fenerbahçe kupayı da Başakşehir'e kaptırsaydı muhtemelen Ali
Dile kolay; Beşiktaş formasını 10 yıl aralıksız giydi ve 334 resmi maçta 27 gol, 37 asiste imza attı.
Süper Lig'de üç kez şampiyonluk yaşadı. Ziraat Türkiye Kupası ve TFF Süper Kupa'yı da birer kez kaldırdı.
Atiba Hutchinson tüm yönleriyle örnek bir oyuncuydu. 40 yaşına kadar oynadı, profesyonel yaşantısı, aile hayatı, sahadaki müthiş mücadelesiyle sadece Beşiktaş'a gönül verenlerin değil herkesin saygısını ve takdirini kazandı.
10 yılda bir kez bile rakip oyuncuyla, hakemle, rakip teknik adamla, rakip taraftarla sorun yaşamaz mı bir insan?
Evet, Atiba yaşamadı. Sadece işini yaptı, hem de kusursuz bir şekilde...
Beşiktaş Kulübü ve taraftarlar geçtiğimiz çarşamba günü Konyaspor'la oynanan maçta Atiba'ya harika bir şekilde veda etti. Vodafone Park'a son kez çıkan Kanadalı futbolcu başarılarla dolu kariyerini noktalarken hayatının belki de en duygusal anlarını yaşadı.
Veda gecesinin tek olumsuz tarafı Atiba'nın Konyaspor karşısında bir dakika bile süre alamamasıydı.
Süper Lig'de 9 yıldır şampiyon olamayan Fenerbahçe, Ali Koç'un başkanlık koltuğunda oturduğu son 5 sezonda 7 teknik direktörle çalıştı. Sırasıyla Phillip Cocu, Ersun Yanal, Erol Bulut, Emre Belözoğlu (3 ay), Vitor Pereira, İsmail Kartal (yarım sezon) ve Jorge Jesus'u göreve getiren Başkan Koç, yerli-yabancı yaklaşık 150 oyuncu transferi gerçekleştirdi ancak tek kupa bile kazanamadı...
Fenerbahçe'nin adeta dibe vurduğu son 9 yılda Galatasaray 4 kez, Beşiktaş 3 kez şampiyon oldu. Başakşehir ve Trabzonspor da birer kez şampiyonluk kupasını müzelerine taşıdı. Bu süreçte Ziraat Türkiye Kupası'nı Galatasaray 3 kez, Beşiktaş ve Trabzonspor birer kez kazandı. Son 9 yılda Akhisar,
Konyaspor ve Sivasspor'un bile birer defa sahip olduğu kupayı Fenerbahçe hiç kaldıramadı.
Kabus ötesi bir karne ama gerçekler böyle...
Üç kulvarda yarışan Fenerbahçe'nin bu sezon Jorge Jesus yönetiminde şampiyonluğu hangi şartlarda kaçırdığına hep birlikte şahit olduk.
"Hata" demek istemediğim hakem yanlışları hemen her sezon olduğu gibi en fazla sarı-lacivertli takımın
Beşiktaş, Kasımpaşa deplasmanında zorlanmadı. Süper Lig’de üst üste 7. kez kazanan Kartal son 14 maçta 12. defa galip gelirken, ikincilik umutlarını devam ettirdi: 2-5.
Kartal ilk dakikalarda pozisyon üretmekte zorlanırken, 15’te Muleka sağdan ortaladı, Aboubakar’ın kafasında top üstten auta çıktı. 16’da soldan çok etkili gelen Fall yerden gönderdi, Mert’i geçen topu Masuaku ceza sahası dışına yolladı. Beşiktaş 20’de üstünlüğü yakaladı. Cenk’in pasıyla ceza sahasına giren Aboubakar, kaleci Erdem’i geçtikten sonra Yasin’e takıldı. Boşta kalan topu sert bir şutla filelere gönderen Gedson gol perdesini açtı: 0-1. Kartal 30’da farkı ikiye çıkardı. Aboubakar’ın şık pasında Donk’la bire bir kalan Cenk Tosun yerden bir vuruşla topu ağlara göndermeyi başardı: 0-2.
45’te Hadziahmetovic arka direğe kesti, Cenk Tosun’un kafa vuruşunda top az farkla auta gitti.
İkinci yarıya hızlı başlayan Beşiktaş 50’de farkı üçe yükseltti. Masuaku ile başlayan atakta Cenk Tosun bıraktı,
Başakşehir, İstanbul’daki ilk maçı Ahmed Touba’ya çıkan kırmızı kart nedeniyle yaklaşık 1 saat 10 kişi oynamasına rağmen Figueiredo’nun 90+5’te attığı golle 1-0 kazanmıştı. Bu maçta sayısal üstünlüğü yakaladıktan sonra net pozisyonlar üretse de gol bulamayan Ankaragücü dün akşam final biletini almak için kazanmak zorundaydı ve rövanşa çok hızlı başladı.
Kitsiou penaltı noktası üzerine usta işi bir şut pası yuvarladı, Ali Sowe’un vuruşu aynı ölçüde çok klastı. Ali Sowe bu golle ligin en iyilerinden biri olduğunu bir kez daha kanıtlıyordu.
Başakşehir 20. dakikadan sonra Figueiredo, Berkay ve Serdar’la yüklendi. Diack’ın sürekli destek verdiği Ankaragücü savunmasının bu bölümlerde hem bireysel hem de zaman zaman zincirleme hatalar yapması dikkat çekiciydi. Ankaragücü’nün enerji merkezi Diack 42. dakikada Ömer Ali’nin sağ bileğine tabanıyla şiddetli biçimde bastığı pozisyonda sarı kart gördü ama daha fazlası da olabilirdi. VAR hakemi Hakan Ceylan
Süper Lig'de en son 2013-2014 sezonunda şampiyon olan Fenerbahçe'nin hücum hattında Moussa Sow (15), Emmanuel Emenike (12), Dirk Kuyt (10) ve Pierre Webo (9) yer alıyordu. Bu dörtlü toplamda 46 gol attı. Ersun Yanal; Sow, Kuyt ve Emenike'ye sürekli 11'de forma veriyordu. 13 maçta 11'de oynayıp, 15 maçta sonradan oyuna dahil olan Webo ise takımın nöbetçi golcüsüydü...
Ersun Yanal şampiyonluk sezonunda 4-2-3-1 dizilişini kullandı. Sağda Kuyt'ı, solda Sow'u, en uçta Emenike'yi görevlendirdi sezonun büyük bölümünde. Bu hücum hattının en dikkat çeken özelliği yıpratıcı, hızlı ve vazgeçmeyen oyunculardan kurulu olmasıydı. Grubun lideri Kuyt'tı. Diğerleri onu tamamlıyor gibiydi. Kafasını ayaklarından daha iyi kullanabilen Webo'nun hücuma verdiği destek çok yüksekti.
Fenerbahçe ilerleyen yıllarda bu seviyede birbirini tamamlayan bir hücum hattı oluşturamadı. Robin van Persie, Nani, Fernandao, Lens, Janssen, Soldado, Andre Ayew, Slimani, Frey, Muric, Max Kruse, Mevlüt, Rodrigues, Samatta, Ademi, Thiam, Perotti, Cisse, Berisha,