Tam iki hafta sonra, Donald Trump yeniden Beyaz Saray’a geliyor başkan olarak. Birinci gün yapacağı işler, imzalayacağı kararnameler şimdiden belli. Hatta ABD’den sınır dışı edeceği türde vizelere sahip yabancılar bile biliniyor.
Bilinmeyen tek şey; 20 Ocak akşama doğru, ABD’nin başına ne gibi işler açılacağı, Bakanlar Kurulu, bakanlar düzeyindeki genel müdürler, müsteşarlar veya başkanın özel danışmanları arasında nasıl bir ahenk oluşacağı. Veya oluşmayacağı...
Bir siyasal ekip içinde uyumlu bir çalışma atmosferi varsa, ne ala! Ancak, sadece ABD’de değil, herhangi bir siyasal ekip içinde, o ekiple, o ekibi işbaşına getirmiş olan siyasal akımın dışarıdaki mimarları, mühendisleri ve işçileri arasında, bırakın anlaşmazlığı, en ufak bir akortsuzluk varsa işte o zaman o ekibi (ve liderini) bir afet bekliyor demektir. Bu tür bir uyumsuzluktan söz ederek, ABD’yi iki hafta sonra nelerin bekleyebileceği sorusunu sormak istiyorum.
Steve Bannon’u hatırlar mısınız? Amerikalı bir medya yöneticisi, siyasi stratejist ve eski yatırım bankacısıydı. Trump’ın ilk yönetiminin ilk 7 ayında Beyaz Saray’ın baş stratejisti olarak görev yaptı. Trump’ın 2016 seçimlerini kazanmasını sağlayan ekibi kuran kişiydi. Trump’ın, birkaç dakika göremese, “Nerede benim Steve’im?” diye aradığı akıldanesiydi. Gerçekten de Bannon, ortada Trump yokken, Breibart sitesi ile Amerikan sağını, adeta Trumpizm’e, “Büyük Amerika’yı yeniden inşa” fikrine hazırlayan kişiydi dersek, Bannon’un ideolojik ve algı yönetimindeki önemini abartmış olmayız.
İngilizce bir terim vardır: “Kingmaker.” Siyasal nüfuzunu kullanıp liderleri iktidara getirebilme kapasitesine sahip olan kimseler için kullanılır; ama kimsenin çıkıp da “Filancayı ben kral yaptım” demesi beklenmez. Bannon, Beyaz Saray’da “stratejilerden sorumlu üst yönetici” görevindeydi ama sanki Trump hükumetini o yönetiyormuş gibi demeçler vermeye başlamıştı. ABD-Kuzey Kore ilişkileri konusunda Trump’ın bir açıklamasını adeta reddeden bir demeç, onun için yolun sonu oldu; Beyaz Saray onun “kovulduğunu” kibar bir üslupla açıkladı.
Ne var ki Bannon susmadı, dergilere demeçler vererek Trump ve ailesini eleştirmeye, onun, damadı Jared ve oğlu Donald’ın zeka düzeyleriyle ilgili şeyler söylemeye başladı. Trump da onun için “Kovulduğu zaman sadece işini kaybetmedi, aklını da kaybetti,” diyerek, bütün köprüleri attı.
Ancak Bannon, 2021 Kongre Binası baskınını soruşturan komiteye ifade vermeyi reddetti; yani baskını Trump’ın teşvik ettiğini söylemedi. Hapis cezası aldı ve 4 ay, cezaevinde kaldı. Bunun, Trump tarafından affedilmesine vesile olması beklenirken, bu kez Bannon, Trump’ın yeni gözdesi, SpaceX uzay şirketinin, Tesla otomobil firmasının ve X (eski Twitter) sosyal medya platformunun sahibi Elon Musk’ı hedef alarak, ağır hakaretlerde bulundu. Beyaz Saray’daki görevi Amerikan hükumetinin bütçe israflarına çare bulmak olan Musk, ABD’deki yabancı işçileri, çalışma izni olsun olmasın, tamamen kovacağını söyleyen Başkan Trump’la ters düşmüş, çalışma vizesi olan kişilerin işlerinin güvende olduğunu ifade etmişti.
Bannon, Musk’a “biraz siyasal tarih çalışmasını” tavsiye etti; “Bu vize kavgasında seni rezil edeceğiz” mealinde sözlerle, hakaret etti. Musk bunun altında kalmadı; sadece Bannon’u değil, Trump’ın meşhur Büyük Amerika’yı Yeniden Kuralım” (MAGA) ekibini tümden içine alan ve burada yazılamayacak bir küfürle karşılık verdi.
Sadece biri eski, diğeri yeni iki Beyaz Saray elemanı arasında değil, ama kabinenin içinde birbirlerini beğenmediğini gizlemeyen kişiler, bu kişilerin hükumette görev almasını onaylamak durumunda olan Senato üyelerinin “asla oy vermeyeceklerini” ifade ettiği bakan veya müsteşar adayları var.
İki hafta içinde bir başka kıyamet kopmasa bile, bakanlar kurulunun tümünün göreve başlamadan onaylanması çok muhtemel görünmüyor. Ama ABD, Trump’ın bizzat dediği gibi, “Dünyaya eğlence konusu” olacak gibi görünüyor.