Bursaspor'da forvet Turgay Bahadır rakip kaleye harika bir gol atıp, ardından da kendi sahasında gol pozisyonlarını önlüyorsa bu anlayışı taktir etmek gerekir. Ömer Erdoğan ve İbrahim Öztürk Bursaspor'un iki stoperi. Önlerinde Hüseyin ile birlikte takım savunmasının üçlü kulesi.
Hüseyin, rakip takımın ataklarında havadan ve yerden gelen topları karşılıyor. Aynı kalkan gibi. Bunun yanında kazandığı topları da olumlu kullanıyor. Ve Bursaspor'da duran toptan önce İbrahim Öztürk kafayı vuruyor, sonra kaptan Ömer gidiyor daha iyisini vuruyor. Bu goller adeta Ankaragücü'nün fişini çekti.
İşte yapılan bu olumlu hamlelerin yanında Bursaspor'un bu sezon ilk defa Turgay-Sercan ve Volkan'la golü aramasının da sonuçta etkisi büyüktü. Ertuğrul hocanın Ozan İpek ısrarından vazgeçip Volkan ile başlamasının Bursa'da hücum zenginliği yarattığını da unutmamak gerekir. Sercan da özellikleri itibariyle Türkiye'de eşi benzeri olmadığını bir kez daha gösterdi. Sadece onlar yoktu tabii ki. Batalla ve Ergiç, kolay top kaybetmemeleri, kazandıkları topu olumlu kullanmaları ve hücumcularla uyumları elde edilen bu galibiyette pay sahibi olmalarını sağladı.
Akılları Sami Yen’de kalmıştıAnkaragücü'nde
Manchester United’ı anlatmaya kelimeler yetmez. Sir Bobby Charlton’un “Rüyalar Tiyatrosu” adını verdiği Old Trafford Stadı’nın o büyülü atmosferinden etkilenmemek mümkün mü? Yıldızlar topluluğu Manchester United dün gece sahaya ister A, ister B, ister C, hangi kadro ile çıkarsa çıksın fark etmeyeceğini herhalde bilmeyen yoktur.
Takım değerinin de 400 milyon euro civarında olduğunu düşündüğümüzde rakip takımın gücü hakkında bize yeterli bilgiyi veriyor zaten... Bütün bu bilgiler ışığında önce Ertuğrul Sağlam’ı kutlamak gerekir. Rakip takımın ismine takılmadan ofansif bir ekiple sahaya çıktığı için...
Kolay değil Manchester’da üç hücumcu Sercan, Volkan ve Ozan ile oyuna başlamak. Orta alanda Ergiç ve İnsua’nın da ofansif orta alan oyuncusu olduğunu düşündüğümüzde Sağlam’ın bu cesur yürek davranışının ardında hem oyuncularına güvendiğini gösteriyor, hem de en önemlisi oyunu çirkinleştirmeden şerefli bir yenilgi almak istemediğindendir. İşte sadece bunun için bile Bursaspor’u kutlamak gerekir. Tamam belki gol bile atamadılar, puanları yok ama ilk defa en iyilerin liginde oynadıklarını unutmamalıyız.
Şimdi biliyorum ki Bursaspor takımını eleştireceğiz ama önce bir Türk futbolunun
İki takımın dostluğu skora da yansıdı. Futbolun temelinde olan değişmez tek şey var. En az rakibin kadar koşacaksın. Çünkü senin bireysel kalitenin toplam kaliteye dönüşmesi buna bağlı. Bursaspor’un şampiyonluğunun sihri de buydu. Ben iyi futbolcuyum, yetenekliyim deyip mücadele içine girmezsen, rakibe üstünlük sağlayamazsın.
Bursasporlu bazı oyuncularda bu sıkıntıyı gördüm. Ertuğrul Sağlam’ın Volkan Şen’i ne kadar kadro dışı bırakması doğruysa, alt yapıdan aldığı İsmail’i de onun yerine oynatması o kadar anlamlıydı. Bu hamlesi için Sağlam’ı kutlamak gerekir. Bursaspor’da dikkat çeken bir faktör de Sercan’ın kulübede oturmasıydı. Bunun da tek sebebi olabilirdi. O da Sağlam’ın sistemindeki tek golcünün Turgay olması. Tamam Turgay attığı goller ve oynadığı futbolla hocasını haklı çıkardı. Ama her şeye rağmen gözler Sercan’ı aradı.
Karabükspor’da ise Yücel İldiz’in oyun anlayışı Bursaspor’u zorlayacak düzeyde değildi. Çünkü Bursaspor kontrolsüz öne çıkmadı ve savunmanın arkasında Emenike’nin koşu yapacağı alan bırakmadı. Zaten goller de biri penaltıdan diğeri ise Cernat’ın kişisel becerisi ile geldi.
Cernat’ın sakatlanıp ilk devrede oyundan çıkması Karabükspor’u sıkıntıya soktu
Her iki takıma baktığımızda en etkili oyuncular Bursaspor adına Volkan Şen, Belediyespor adına ise İbrahim Akın'dı. Çünkü ikisi de çabuk ve hızlı. İlk devre ikisi de kaleci ile karşı karşıya kaldılar. Ancak topu kaleciye nişanladılar.
Türkiye'deki bütün golcülerin en büyük eksikliği gol vuruşu yapamıyor olmaları. Kaleci yerde, topa yükseklik kazandırsalar gol olacak. Ama bu akıllarına bile gelmiyor. O zaman nasıl kaleci antrenörü alıyorsan, bir de forvet antrenörün olması lazım. Hatta bana göre savunma ve orta saha için de almaları gerekiyor. Daha fazla tekrar yaparak sorunu çözeceksin. Yoksa böyle golsüz, can sıkıcı maçlar daha çok seyrederiz.
Ali Sami Yen'deki maçlar Belediye'ye saha avantajı bırakmamış. Bursaspor adına bunun pozitif gelişimini sağlamak da önce Ertuğrul Sağlam'a, sonra oyunculara kalıyordu. Ama önce Sağlam'ın sadece oyuncu rotasyonundan vazgeçip bazı maçlarda sistemde de oynama yapması gerekir. Mesela dün. Turgay, Türkiye'nin en iyi 4 golcüsünden bir tanesi. Onun yanında Sercan'ı kullanmak hücumda zenginlik yaratmak adına önemliydi.
Abdullah Avcı'nın maç yorumu doğruydu. Bursaspor'un oyunsal üstünlüğü yakalamasını engelledi. Fakat hücum organizasyonu
Bir takım 4 günde bu kadar mı değişir? İlk 45 dakikadaki Bursaspor'u tanımak gerçekten güçtü. Bursasporlu oyuncuların kalitesini bilmesem, "sahada başka takım var" diyeceğim.
Ürkek, çekingen ve güvensiz oldukları her hallerinden belliydi. Anlaşılan Şampiyonlar Ligi'ni gözlerinde çok büyütmüşler. Rakip bizim Süper Lig'de olsa orta sıralarda oynayacak bir takım. Sadece iyi savunma yapıp, iyi mücadele ediyorlar. Fizik güçlerini de ikili mücadelelerde çekinmeden ortaya koyuyorlar. Ortak topların büyük çoğunluğunu kazanmalarının sebebi de buydu.
Bursaspor'la arasındaki en önemli fark, fiziksel gösterge oldu. Bursaspor takımı öyle bir gol yedi ki, kaleci Ivankov, Ali Tandoğan ve Stepanov topa hamle yapmadan bekliyor, topa giden Naismith ayağının dışıyla sadece dokunuyor ve gol oluyor. Yenen bu gol Bursaspor takımına yakışmadı.
Tek hedef UEFA?Avrupa Ligi
İlk devre Ergiç'in sakatlanıp çıkması, oyuna Insua'nın girmesi Bursaspor'un şansı oldu diyebiliriz. Topu taşımada ve ikinci bölgeye geçmede sıkıntı yaşayan Timsahlar, Arjantinli'nin topla olan beceresinden ve dikine oynama özelliğinden dolayı ikinci yarıda Rangers'ın sahasına yerleşti, üstünlüğü de ele geçirdi. Fakat bir türlü rakibin
Ertuğrul Sağlam, Antep’te beşli rotasyon yaparak dikkat çekmişti. Ama dün Buca karşısındaki on biri görünce şaşırdım kaldım. Bu sefer kaleci dahil yedili rotasyon yapması bence abartıydı. Çünkü Bursaspor takımı bugünlere takım olgusuyla geldi. Takımın kurgusuyla ve oyuncularla bu kadar fazla oynarsanız takım ruhunu kaybeder, bir bütün halinde hareket etme becerisini yakalayamazsınız.
Dün Bucaspor karşısında bunu açıkça gördük. Rakip yeni kurulmuş toplama takım görüntüsünde. Belliki zamana ihtiyaçları var. Tek tek iyiler ama yetmiyor. Anlaşılan Bülent hocanın fazla mesai yapması gerekecek.
Hücum hattında Alberto Manucho, Mendy iyi oyuncular. Orta alanda kaptan İbrahim önderliğinde fazla sıkıntı yaşamazlar ama savunmaları büyük problem. Sol bek Mulemo dışında Tomas, Ediz ve Koray çok ağırlar. İlk devre Nunez ve Turgay karşısında fazla problem yaşamadılar. Ama ne zaman Sercan ve Volkan oyuna oyuna girdi iş değişti.
Bursaspor’un bu maçtaki en büyük avantajı savunmasıydı. Kaptan Ömer ve ekibi müthiş özverili, disiplinli oynayarak kötü giden maçta rakiplerine pozisyon vermediler. Eğer bu maç 1-0 Bursaspor’un lehine bittiyse bu önce onların başarısı olur, sonra da Bekir Ozan ile
Öncelikle Valencia’yı çok beğendim. Savunmanın göbeğinde oynayan Ricardo Costa, David Navarro ve Mehmet Topal dışında kalan bütün oyuncular hareketli ve sürekli yer değiştirerek oynadılar. Oyunun iki yönünü de çok iyi oynayan İspanyollar kazandıkları topları ayağa oynayarak Hernandez ve Alberto Costa ile topun kıymetini bilerek Bursasporlu oyunculara topu göstermediler.
Oyundaki bu davranışları adeta ders niteliğindeydi. Onların tek isteği en kolay ve en hızlı şekilde Bursaspor’un birinci bölgesine gidip topu orada bulunan arkadaşları Aduriz ve Dominguez’e aktarmak ve onlara destek olmaktı. Bunu da maç boyunca uyguladılar. Rahat pozisyonlar buldular. Attıkları goller de akıl doluydu. Geçen yıl ekonomik sebeplerden dolayı elden çıkardıkları David Villa ve David Silva’nın da eksikliğini hissettirmediler.
Ertuğrul hoca ise iki yanlışla oyuna başladı. Orta alandaki İnsua ve forvetteki Nunez tercihleri yanlıştı. Bu yanlışı 60 dakika sürdürmesi de Bursaspor’un işini bitirdi. Elinde Türkiye’nin rakip kaleye en hızlı giden oyuncusu Sercan varken onunla maça başlamalıydı. İnsua iyi oyuncu olabilir. Ama sanki takıma yabancı. Hâlâ takımın bir parçası değil. Onun yerine Batalla ile
Maçtan önce karşılaşmayı yaşayan, hazır olan, daha çok isteyen taraf Eskişehirspor’du. Transfer döneminde iyi takviyeler yapan Es-Es, ligde aradığını ilk üç haftada bulamamıştı. Camianın beklentilerine cevap veremeyen ve sıkıntılı günler geçiren Rıza hoca ve oyuncuları için bu maç bulunmaz bir fırsattı. Ama uzun süre iyi oynamalarına rağmen bunu başaramadılar.
Bursasporlu oyuncuların aklı belli ki salı günü Şampiyonlar Ligi’nde oynanacak Valencia maçındaydı. Oyun içinde motivasyon problemi yaşadıkları çok açık bir şekilde görüldü. Maç ritmini yakalamakta zorlandıkları gibi, saha içi iletişimleri de ilk 60 dakikada çok kötüydü. Eskişehirspor skor avantajını yakaladığı, rakibin risk aldığı dakikalarda Bursaspor’un üstüne daha çok adamla gitmeyi düşünseydi, bu karşılaşmadan en azından bir puanı alabilirdi.
Ancak şans da onların yanında değildi. Üç futbolcunun da sakatlanıp oyundan çıkması Rıza hocanın bütün planlarını ve saha içinde iyi giden işleri bir anda bozdu. Bursaspor, beraberlik golünden sonra tempoyu yükselterek rakibin üstüne gitmeye başladı. Nitekim çabuk ve hızlı oynadıkları bir anda üç yıldızı Ozan, Volkan ve Sercan ile Eskişehirspor’un direncini kırıp galibiyet golünü