Bu hafta size anlatmak istediğim olay tam anlamıyla “pes” dedirtecek cinsten. Hem sinir bozucu hem de insanın aklıyla dalga geçiliyormuş gibi…
Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşımın evindeydim. Sohbet muhabbet derken, eşi mutfakta bardak yıkarken elini kesti. Ufak bir kesik gibi görünüyordu ama işte ne olur ne olmaz diyerek en yakın hastaneye, Acıbadem Zekeriyaköy Tıp Merkezi’ne gittiler. Belki dikiş gerekir, belki enfeksiyon kapar diye düşündüler, haliyle…
Kısa süre sonra geri geldiler. “Ne oldu, ciddi miymiş?” diye sordum. Verdikleri cevap karşısında ağzım açık kaldı. Sadece yara bandı yapıştırılmış. Evet evet, sadece bir bant. Ama neyle geldiler biliyor musunuz? Tam 13 bin 55 liralık bir faturayla!
Şaka gibi ama gerçek. Ufak bir pansuman yapılmış, bandaj yapıştırılmış ve gönderilmişler. Ama faturaya bakarsanız sanki büyük bir operasyon geçirmiş gibi “Muayene, pansuman, kontrol” falan derken, iki ayrı fatura düzenlenmiş. Bir kısmı sigortadan, kalanı da cepten ödenmiş. Toplamda 13.055,52 TL!
Şimdi soruyorum bu kadar basit bir işlem bu kadar tutuyorsa, ya başımıza ciddi bir şey gelse? Devlet hastanelerinin yükü zaten fazla, insanlar mecburen özel hastanelere yöneliyor. Ama bu örnek gösteriyor ki, Sağlık Bakanlığı’nın özel hastaneler üzerinde çok daha sıkı bir denetim yapması şart!
Feribotla komşuya kaçış
Yaz yaklaşırken herkesin ağzında aynı cümle “Bu yaz Yunan adalarına gidelim!” Yalan yok, bu fikir hepimize cazip geliyor. Feribota binip birkaç saatte bambaşka bir dünyaya geçiyorsun. Schengen’in yoksa bile dert değil, kapıda vizeyle hop karşı kıyıdasın. Mavi beyaz evler, sahil boyunca uzanan deniz mahsullü sofralar, huzur dolu sokaklar…
Hedef 300 bin yolcu
Geçen hafta sonu İDO Genel Müdürü Dr. Murat Orhan’la oturup uzun uzun sohbet etme fırsatım oldu. Konu tabii ki döndü dolaştı Yunan adalarına uzanan feribot seferlerine geldi. Verdiği rakamlar dudak uçuklatacak cinsten. Sadece geçen yıl İDO ile tam 155 bin kişi Yunan adalarına gitmiş. Bu sene hedef en az 300 bin yolcu!
Yeni hat açıldıkça insanlar akın akın gitmeye başlamış. Çünkü ulaşım kolay, fiyatlar uygun ve tatil için ideal…
Dr. Orhan bir de güzel haber verdi. İDO, 15 milyon dolarlık yatırımla filosuna dört yeni arabalı vapur katmış. Bunlardan ikisi İzmir’de Üçkuyular-Bostanlı hattında, diğer ikisi ise Kocaeli Yeniköy’den Yarımca Limanı’na sıfır kilometre araç taşıyacak. Yani sadece yolcu değil, artık araçlar için de deniz yolu ciddi bir alternatif.
Düşünsenize, İstanbul trafiğinde bir saat kaybetmek yerine feribota binip serin serin yolculuk yapıyorsunuz. Deniz havası, martı sesi, çayını alıp güvertede rüzgârı hissetmek…
Minibüste sıcakta bunalmaktan çok daha keyifli, değil mi?
Deniz ulaşımı hem çevre dostu hem de şehir içi yükü hafifletiyor. Bu yaz plan yaparken bir gözünüz denizde olsun derim.
Sağlıkla, keyifle kalın…