Bilgay Duman - bilgay.duman@gmail.com
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani arasında bir telefon görüşmesi gerçekleştirildiği duyuruldu. Görüşmede ikili ilişkiler ve bölgesel konuların ele alındığı açıklanırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Sudani’ye Türkiye davetini yinelediği belirtildi. Bununla birlikte Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan açıklamada da, ikili ve bölgesel işbirliğinin gelişeceğine ilişkin inancın dile getirilmiş olması dikkat çekti.
Türkiye ve Irak arasındaki ilişkilerin inişli çıkışlı seyir izlediğini söylemek yanlış olmaz. 2003’te ABD işgaliyle devlet ve siyasi yapının yeniden şekillendiği Irak’ta, Türkiye ile ilişkiler, ülke içi siyasetin yanı sıra bölgesel ve hatta küresel dinamiklerden de etkileniyor. Nitekim Türkiye’nin Irak politikasına bakıldığında, 2003-2005 arasında Ankara’nın nispeten sınırlı etkiye sahip olduğu düşük yoğunluklu bir politik dönem yaşandığı görülüyor. Bu dönemde 1 Mart Tezkeresi olarak
Ali Em - Mevsimlerin insan yaşamında önemli bir yeri vardır. Mevsimler, yılın Güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolaysıyla iklim koşulları yönünden farklılıklar gösteren ve dört bölümden oluşan zaman sürecidir. Diğer bir anlatımla, zaman göstergesinin bir parçasıdır. Zaman, etkileşim içinde geçmişi, içinde bulunan süreci ve geleceği içine alan sürekliliği, değişkenliği ve sınırsızlığı içeren bir sürecin adı olarak tanımlandığında, mevsimler ise bu sürecin bir zaman ölçüm parçası olarak tanımlanır. Mevsim sözcüğü Arapça dilinden dilimize geçmiştir. Mevsimlerle, insan yaşamının iç içe olduğu, yaşam sürecinin mevsimlere göre şekillendiği görülür.
En önemli neden
Mevsimlerin ana öğeleri; ısı, ışık ve iklim koşulları olduğuna göre, iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden birinin küresel ısınma olduğu bilinmektedir. Küresel ısınma, atmosfere salınan sera gazların etkisiyle yıl içinde ölçülen sıcaklıkların artışı
Bülent Akarcalı / bulent@bulentakarcali.com
Siyasi parti sayımız enflasyonla yarış etmektedir. Ocak itibariyle bu sayı 119’a çıkmış!
Mayıs ayında yapılacağı tahmin edilen seçimlere, Yüksek Seçim Kurulu’nun açıklamasına göre, 27 parti katılma hakkında sahip. Anketlere bakılırsa %7’ye indirilen seçim barajını aşacak görünenler AK Parti, CHP, İYİ Parti, MHP, HDP. Diğerlerinin, barajı aşan bir partinin şemsiyesi altına girmeden tek başına milletvekili çıkarma imkanları pek görünmüyor. Böyle bir şemsiye bulmuş görünen, 6’lı tabir edilen masada yer alan Deva, Demokrat, Gelecek ve Saadet partileri bulunmakta.
Seçime daha en az 4 ay var. Zaman siyasetin en oynak ve öngörülmez olan bileşkenidir. Seçim yaklaşınca şemsiye arayan parti sayısı artabilir ve saydığım 4 parti dışındaki partilerin genel başkanları, şemsiyesi olan partilerin birinden milletvekili seçilebilir!
Her geçen gün yabancı kelimelerle tahrip edilen Türkçemizin, asırların damıtımından geçmiş binlerce deyimi vardır. Geçenlerde okuduğum
Safa Tekeli - Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın ardından ilk büyük gezisini İzmir’e yapışının 100’üncü yılındayız. Sıcak cephelerden çıkıldıktan sonra, ordunun ve halkın durumunu görecek; savaş alanlarındaki zaferi ekonomiyle taçlandırmanın yollarını arayacak ve “şimdi ne olacak” diye kafalarda beliren soruları yanıtlamaya çalışacaktır.
Aslında Cumhuriyete giden yolu çok öncelerden kendi kafasında çizmiş olan Mustafa Kemal, İzmir yolunda, artık devrimlerinin adısamlarını atmaya başlayacaktır. Mustafa Kemal, işte bu ortamda, “Türkiye büyük Millet Meclisi Reisi ve Başkumandan” olarak 14 Ocak 1923 günü Batı Anadolu’da geziye çıkar. 26 Şubat 1923 gününe kadar 36 gün süren bu geziden haberler günü gününe kamuoyuna yansıtılır. Atatürk, Nutuk’ta bu gezinin önemini şöyle anlatır:
“Efendiler, saltanatın ilgası, hilafet makamının salahiyetsiz kalışı üzerine, halk ile yakından temasa gelmek, ahval-i ruhiye ve temayülat-ı fikriyeyi bir daha tetkik etmek mühimdi. Bundan
Alp Kırıkkanat
Yoğun bir 2022 yılı yaşadık. Bu yoğunluğun bir önceki yılın bakiyeleri nedeniyle yaşandığını söyleyebiliriz. 2021 yılında başlayan Rusya-Ukrayna savaşı birçok jeopolitik hesapların yeniden yapılmasına, kartların tekrar karılmasına neden oldu. Dünya bu savaşa hazırlıksız yakalandı. Kovid-19 salgınının etkisi bir miktar geçmişken ve tam nefes alınacağı zannedilirken savaş başladı. Ukrayna’nın siyasi taleplerini ve Rusların savaş öncesi uzun süreli yığınağını; kendi oyun teorilerinde yıkıma götürmeye çalışan bir kesimin istediği oldu. Geldiğimiz durum iç açıcı değil elbette. Rusya’nın askeri yığınak sonrasındaki aceleci tavrı ile Ukrayna’nın ana aktörler arasında bir denge sağlayamamış olması; meselenin, günümüze kadar taşınmasına neden oldu.
Ana aktörlerin baskın stratejileriyle başlayan bu oyun; halihazırda tarafları yeni bir denge arayışına sürükleyen bir duruma geldi. Ancak bu denge savaşan tarafların elde edebildikleri politik ve askeri hedeflere bağlı olarak değişecektir. Üstelik tarafların elde edecekleri hasıladan ne kadarının
Bülent Akarcalı / bulent@bulentakarcali.com
Olmayan tehdidi varmış gibi göstermek
Başbakan Miçotakis’in, sistematik Türk karşıtlığını işleyen politikasının salt düşmanlıktan kaynaklandığını sanmak biraz saflık olur. Esas amaç, Türk tehdidi algısını yaratarak, adaları silahlandırmalarına ve adacık ile kayalıkların işgallerine, AB ve ABD kamuoyu nezdinde meşruluk kazandırmaktır. Miçotakis son derece iyi bir eğitim görmüş, Amerika’nın en iyi üniversitelerinde okumuş, akıcı İngilizce ve Fransızca konuşan, Venizilos, Karamanlis, Papandreu gibi adeta bir hanedanlar dizisiyle yönetilen Yunan siyasetine damga vurmuş bir ailenin mensubudur. Venezilos’un yakın akrabası olarak 1946’da milletvekili seçilen babası dışişleri bakanlığı, başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı, ablası dışişleri bakanı ve Atina Belediye Başkanlığı yapmıştır.
Adaların silahsızlanması gerektiğini, avuç içi kadar yüzölçümü olan Meis adasının 40.000 km2 kıta sahanlığına sahip olmayacağını, hava sahasının 10 mil değil de 6 mil olması gerektiğini çok iyi bilmektedir. Ama çoğu Yunan
Dr. Akkan Suver - Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı
“Dünyamızın kırılgan bir süreçten geçtiği bu günlerde bölgemize ve ülkelerimize ait kritik meselelerin ele alındığı Erdoğan-Dukanovic görüşmesi, Türkiye-Karadağ ilişkilerinin yanı sıra Balkanların istikrarı ve barışı açısından yeni önerilerin ve yeni proaktif girişimlerin kapısını aralamıştır”
Geride bıraktığımız yılın son günü, Karadağ Cumhurbaşkanı Milo Dukanovic, Istanbul’a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi. 2021 yılının ağustos ayında Recep Tayyip Erdoğan’ın Çetince’ye yaptığı ziyaretten sonra Türkiye’ye Milo Dukanovic’in gerçekleştirdiği bu ziyaret Türkiye ile Karadağ ilişkileri açısından değer taşıdığı kadar Balkanların geleceği açısından da önemli bir buluşmadır.
Türkiye ile Karadağ’ın ikili ilişkilerinin yanı sıra Balkan coğrafyasında yaşanan kırılganlıkların, Rusya ile Ukrayna ihtilafından doğan enerji ve tedarik zorluklarının ele alınmasına fırsat sağlayan bu ziyaret bölgemize ve ülkelerimize ait kritik ve kronik meselelerin ele
Zafer İşeri / Senet, Türk Dil Kurumunun tanımına göre, “bir kimsenin yapmaya veya ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek için imzaladığı resmî kâğıt, belgit.” olarak ifade edilmektedir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 199. maddesinde senedin bir belge niteliğinde olduğu ve uyuşmazlık konusu vakıaları ispata yaradığı ifade edilmektedir. Anılan kanunun 200. maddesine göre bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri 2 bin 500 Türk Lirası’nı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle 2.500 Türk Lirası’ndan aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Senetle ispatı gereken bu hususlarda karşı tarafa senetle ispat kuralı hatırlatılarak ve açık muvafakati alınarak tanık dinlenebilir.
Senetle ispat kuralının istisnalarından biri kanunun 202. maddesinde belirtilen delil başlangıcının varlığıdır. Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki