Oruç tutmaya niyetlenmeden önce ciddi bir sağlık kontrolünden geçmeniz gerekir. Üstelik bunu her yıl tekrarlamalısınız.
Daha önceki yazılarımda orucun faydalarından detaylı olarak bahsetmiştim. Gerçekten de oruç hele bir de hakkıyla tutulduğu zaman faydaları saymakla bitmez. İnançla ve doğru duyguları taşıyarak tutulan oruç ruhsal ve zihinsel olarak arınmayı sağlar. Sadece belirli bir süre aç, susuz kalıp saati gelince karın doyurmak değildir. Nasıl olsa bütün gün aç kaldım, şimdi istediğim her şeyi tüketebilirim diyerek iftarda kıtlıktan çıkmış gibi yemek de değildir. Zaten böyle davranıldığı takdirde başta midemiz olmak üzere vücudumuz bize gereken tepkiyi verecektir. Bu nedenden ötürü ramazan ayı boyunca hastanelerin acillerine bir iftar bir de sahur sonrası mide ve kalp şikayetleriyle gelen çok olur. Buraya kadar bahsettiklerimden ramazanda iftar ve sahurlarda ağır, sindirimi zor, şeker, tuz oranı yüksek sağlıksız yiyecekleri tüketmemiz, gözümüz değil sadece midemiz doyacak kadar yememiz gerektiğini anlamışsınızdır. Aksi halde son derece sağlıklı kimselerde bile ufak tefek mide şikayetlerinden başlayıp acile götürecek kadar ileri şikayetlere rastlamak mümkündür.
Sürekli ilaç kullanması gereken hipertansiyon, kalp, böbrek ve şeker hastalarının , kanser hastalarının, bağışıklığı düşük hastaların , hamilelerin, gelişme çağındaki çocukların ve genel durumu bozuk ileri yaştaki kimselerin oruç tutması önerilmez. Aslında bu gruptaki kişiler zaten bir veya birkaç doktor tarafından takiptedirler. Böylece mutlaka doktorları tarafından da oruç tutmamaları gerektiği konusunda uyarılırlar.
Birçok faktör etkili
Oruç tutmaya başlamadan önce asıl dikkat etmesi gereken kişiler düzenli sağlık kontrollerinden geçmeyen ve doktorundan bu konuda izin almamış kimselerdir. En basit örneğiyle böbrek hastası birisi oruç tutmaya başlarsa zaten bozuk olan böbrek fonksiyonları oruç süresince vücudun susuz kalması sebebiyle daha da bozulacak belki de diyalize kadar götürecek geri dönüşü olmayacak kalıcı zararlara neden olacaktır. Oysa çok basit olarak kanda böbrek fonksiyonunu gösteren üre, kreatinin değerlerine bakmak bize yol gösterecektir. Benzer şekilde kalp damar hastalığı olan ancak bunun farkında olmayan kişi oruç tuttuğunda vücudun susuz kalmasıyla pıhtı oluşma riski daha da artacaktır. Pıhtının damarı tıkamasıyla kalp krizi ortaya çıkacak kalpte geri dönüşü olmayan hasara yol açacaktır. Hepinizin bildiği üzere kalp krizi kimi zaman ölüme yol açacak aritmilere de sebep olabilir. Aynı tıkanıklık aynı altta yatan sebeplerle oluşan pıhtı ile beyin damarlarında gerçekleştiğinde inmeye yol açıp geri dönülemez felçlere sebep olabilir.
Hipertansiyon hastaları ilaçlarını iftarla sahur arasında düzenleyerek oruç tutmaya başlayabilirler. Ancak tansiyon bildiğiniz gibi birçok faktörden etkilenerek değişen bir değerdir. Kimi zaman acil dilaltı ilaçlarla müdahale etmemiz gerekir. Tansiyonun yükselme ihtimali de özellikle gündüzleri uyanık olduğumuz saatlerde, iş ortamında ve tansiyonu artıracak uyaranlara daha çok maruz kaldığımız zamanlardadır.
Oruç tutmaya niyetlenmeden önce ciddi bir sağlık kontrolünden geçmeniz gerekir. Üstelik bunu her yıl tekrarlamalısınız. Zira geçen sene ne güzel tuttum bu sene de tutarım bana bir şey olmaz mantığı doğru bir mantık değildir. Unutmayın ki yaş aldıkça metabolizma da değişir. Başta kalp olmak üzere bazı hastalıklar da zamanla ortaya çıkar. Hepinize hayırlı bir ramazan ayı dilerim.