Dr. Demet Erciyes

Dr. Demet Erciyes

demeterciyes@yahoo.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Günümüzde bulaşıcı olmayan hastalıklar ön plana çıktı. Bu hastalıklar aynı zamanda kronik olup uzun süre yaşam konforunu ve iş gücünü olumsuz yönde etkiliyor

Dün ve önceki gün Dünya Sağlık Örgütü ve Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Organizasyonu beraberliğinde yapılan bir sempozyuma konuşmacı olarak davetliydim. Elazığ’da yapılan bu sempozyumun oldukça faydalı ve etkili olduğunu düşünüyorum. Uluslararası katılımlı bu sempozyumda bulaşıcı olmayan hastalıklardan korunma ve kontrol amaçlı, sağlıklı beslenme, yiyecek güvenliği ve risk yönetimi gibi konulara değinildi. Bu yönde sürdürülebilirlik kavramı tartışıldı. Bulaşıcı olmayan hastalıklardan korunmanın temelinde koruyucu kardiyoloji ve kalp damar hastalıklarından korunma yattığı için benim özellikle hem ilgi alanım hem de hedef noktam söz konusuydu.

Çok eskiden insanların baş derdi ve korkulu rüyası bulaşıcı hastalıklardı. İnsanlar veba salgınından, tifo, kolera gibi bulaşıcı ve mikrobik hastalıklardan kalabalık kitleler halinde hayatlarını kaybediyorlardı. Tıbbın ilerlemesi, antibiyotiklerin bulunuşuyla tedavide çözüme ulaşıldı. Mikroplardan korunma, yayılmasını önleme konusunda bilinç gelişti. Aşılar bulundu. Bu hastalıklar hem önlenir hem de erkenden tanınıp uygun tedaviye başlanır hale geldi.

Eskiden genç yaşta insanlar bu tür hastalıklar nedeniyle hayatlarını kaybediyorlardı. Artık yaşam süresi uzadı. İleri yaş hastalıkları daha sık görülür hale geldi. İşte çağımızın sağlık açısından asıl ve en büyük problemi de böylece karşımıza çıktı. Yani bu sefer bulaşıcı olmayan hastalıklar ön plana geldi. Bu hastalıklar aynı zamanda kronik olup uzun süre yaşam konforunu ve iş gücünü olumsuz yönde etkiliyor.

Önleyici sağlık



Büyük ölçüde önlenebiliyor

Ülkeye, aileye ve hasta olan kişiye hem maddi hem de manevi olarak yükü çok fazla oluyor. Bu hastalıklar kalp damar hastalıkları, beyin damar hastalıkları, kanser, diyabet, obezite, kronik akciğer hastalıkları, demans, Alzheimer, kronik böbrek, mide, bağırsak hastalıkları, çeşitli kan hastalıkları, nörolojik ve psikiyatrik hastalıklar olarak sayılabilir. Tüm bu hastalıklar değişik tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabiliyor. Ama asıl önemlisi başta kalp damar hastalıkları olmak üzere aynı zamanda büyük ölçüde önlenebiliyor veya ortaya çıkması geciktirilebiliyor. Bunun temelinde sağlıklı yaşam yatıyor. Yani sigara ya da tütün ürünlerinden herhangi birini kullanmaz, yediğimize içtiğimize dikkat edip sağlıklı beslenir, hareket eder, kilomuzu korur, iyi uyur stresi kontrol altında tutarsak ve sağlık kontrollerimizi de aksatmazsak sağlıkla ilgili kolay kolay başımıza bir şey gelmez. Bunları böyle saymak çok kolay tabii; belki bir süreliğine uygulamak da kolayca mümkün. Ancak asıl önemli olan sürdürülebilirliğini sağlamak. Bu yüzden sağlıklı yaşayacağım diyerek seçtiğiniz yolun sürdürülebilir olması için doğru ve sağlam olduğundan, size bu yolu gösteren kişinin uçlarda gezmeyen güvenilir biri olduğundan emin olun. Sağlık okuryazarlığının marifeti de aslında buradadır.

Eylül 2015 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri belirlendi. Önümüzdeki 15 yıl içinde aşırı yoksulluğu sona erdirmek, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele, iklim değişikliğini düzeltme gibi 17 küresel hedef üzerinde uzlaşıldı. Sağlıklı ve kaliteli yaşam da bu küresel hedeflerden biri.