Magnezyum vücutta protein yapımında, beynimizde mesajları ileten taşıyıcıların işleyişinde, kas ve sinir hücrelerinin doğru bir şekilde çalışmasında önemli rol oynar
Magnezyum, insan vücudunda en yaygın dördüncü, hücre içinde ise potasyumdan sonra en önemli ikinci mineraldir. Vücut kendi başına bu minerali üretemediği için gıdalar yoluyla alınması gerekir. Magnezyum vücutta protein yapımında, DNA ve RNA oluşumunu sağlama ve korumada, yiyeceklerin enerjiye dönüştürülmesinde, beynimizde mesajları ileten taşıyıcıların işleyişinde, kas ve sinir hücrelerinin doğru bir şekilde çalışmasında önemli rol oynar. Kas gevşemesine yardımcı olur. Kan şekerinin kontrol altında kalması ve tansiyonun düzenlenmesi dahil olmak üzere vücutta birçok biyokimyasal olayları düzenleyen 300’den fazla enzimin işlevine yardımcı olan bir faktördür. Erişkin bir vücut yaklaşık 25 gr magnezyum içerir. Bu miktarın yüzde 60’ı kemiklerdedir. Magnezyumun günlük tüketilmesi gereken miktar 400 mg‘dır.
Magnezyumun önemini anlamak için önce eksikliğinde ne gibi problemlerle karşılaşabileceğimize bir göz atalım. Kalp ritm bozukluğuna sebep olabilir. Düzensiz kalp atışları, çarpıntı ile seyreden kalp yetersizliğinde magnezyum da kontrol edilmelidir.
Depresyon ve kaygıya yatkınlığı artırır. Tükenmişlik hissi, zihinsel yorgunlukla beraber eksikliği sık görülen bu mineral kronik yorgunluk, halsizlik sebeplerinden biri olabilir. Kas seğirmeleri, kramp ve titremeler, huzursuz bacak sendromu görülebilir. Akciğerlerin hava yollarını kaplayan kaslarda kalsiyum birikmesine neden olup nefes almayı zorlaştırır. Astım krizlerini tetikleyebilir. O steoporoz ve kemik kırılma riskini artırabilir. Kalsiyumun kemiğe geçişi zorlaşır. Magnezyum eksikliği D vitaminin de işini bozar. Bir başka deyişle D vitaminin tam faydalı olabilmesi için arkadaşı magnezyuma ihtiyacı vardır.
Magnezyum eksikliği nedeniyle iştahsızlık, yorgunluk, sinirlilik ve stres kronik baş ağrıları, el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma ve üşüme, yüksek tansiyon, kramp, tırnakların uzamasında yavaşlama, zihin yorgunluğu ve odaklanma sorunu, mide bulantısı ve kusma, saç dökülmesi, kadınlarda adet döneminin daha sancılı ve ağrılı bir şekilde geçmesi, kronik kabızlık, vücutta kalsiyum yetersizliği, bacak kaslarında tutulmalar, kamplar, astım belirtilerinde şiddetlenme, vücudun değişik yerlerinde uyuşukluk, kalp ritim bozuklukları, uykusuzluk, eklemlerde ağrı görülebilir.
Vücudumuzda yeterli magnezyumun bulunmamasına rağmen yüksek miktarda kalsiyum alınması , böbreklerimizde taş oluşum ve kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskimizi arttırır. Bu yüzden de kalsiyum takviyesi kullanan kişilerin aynı zamanda magnezyumun takviyesini de kullanması gerekebilir.
Eksikliğinin sebepleri
Kronik alkol kullanımı, idrar söktüren ilaçlar, aşırı terlemek, diabet yani şeker hastalığı, gluten enteropatisi, kronik ishaller, stresli bir yaşam, sigara kullanımı, siklosporini gentamisin içerikli birtakım antibiyotiklerin düzenli kullanımı , kemoterapi ilaçları, böbrek hastalıkları, yaşlılığa bağlı emiliminde azalma magnezyum eksikliğinin nedenleri arasında sayılır.
Günde her 100 mg’lık magnezyumun alımındaki artış, tip 2 diyabet gelişim riskini yüzde 15 gibi ciddi bir oranla düşürdüğü çalışmalarda gösterilmiştir. Magnezyum insülin duyarlılığında iyileşmeye de katkıda bulunur. İnsülin ve stres hormon düzeylerinin azalmasına yol açar. Magnezyum aynı zamanda migrene bağlı baş ağrılarını hafifletir. Premenstrüel sendrom dediğimiz adet öncesi şikayetleri azaltır. Egzersiz esnasında kaslarda biriken ve kas ağrısına yol açan laktik asidin atılımına yardımcı olur. Günlük 350 mg alındığında, antidepresan ilaç etkisi göstererek, depresyon belirtilerini hafifletir.
Bir başka yazımda magnezyumun nelerde bulunduğundan ve fazlasının zararlarından bahsedeceğim.