Dışişleri Bakanı Fidan, Suriye’de YPG ile ilgili konularda ileriye yönelik tezgâhlar olabileceğini söylerken, üst düzey bir güvenlik yetkilisi de “Bize Suriye bayrağı altında silah doğrultursa vururuz. O zaman hesabı da oraya sorarız. Meşru müdafaa her yerde çalışır” dedi.
Geçen hafta Ortadoğu Araştırmaları Merkezi’nde (ORSAM) Türkiye’nin Terörle Mücadelesinde Yeni Dönem: PKK, YPG ve PJAK’ın geleceği konulu bir oturum düzenlendi. Konuşmacılardan biri olan ORSAM İcra Direktörü İbrahim Aydın aynı zamanda terörle mücadele uzun yıllar görev almış bir isim. Emekli Tümgeneral Aydın’ın “Suriye’de Kürtler” isimli bir kitabı da var.
Konuşmasında terör örgütlerinin canlı organizmalar gibi doğup, büyüyüp sonunda da öldüğünü yani etkisizleştiğini belirten Aydın, “faydacı yapılanmalar” olduklarını da kaydederek, “yeni bir forma kavuşurlar” dedi. Aydın terör örgütlerinin nasıl sona erdiklerini anlatırken de 468 örgütü kapsayan bir araştırmadan bahsetti. Aydın buna göre terör örgütlerinin yüzde 43 gibi yüksek bir oranda siyasal sürece katılmak için sona erdiklerini söyledi. İkinci sırada yüzde 40 oranında askeri tedbirler sonucu sonlanma var. Ancak yüzde 10 gibi düşük oranda ise başarıya ulaşma söz konusu. Aydın, düşük de olsa başarının hükümet politikası değiştirmek gibi dar hedefli örgütlerde geçerli olduğunu söyledi. Şunu vurguladı, “Toplumsal devrim isteyen hiçbir terör örgütü başarılı olamamıştır”. Tam bu noktada Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli çağrısındaki cümleyi hatırlayalım “1990’larda reel sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nın anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.”
PKK, Öcalan’ın çağrısına uyacağını açıkladı. Kongresini nisanda toplayacağı yönünde de beklenti var. Ancak örgüt “bütün olarak hareketi temsil edemeyiz” diyerek ve kongreyi Öcalan’ın yönetmesi gereğine işaret ederek örtülü taleplerde bulunmaya devam ediyor. Muhtemelen “kazanım” olarak satabileceklerinin peşinde. Öte yandan “ateşkes” gibi ifadeleri kullanması da benzer bir çabanın ürünü. Hep fırsat peşinde.
Son bir haftada etkisiz hale getirilen terörist sayısı ise örgütün sözünün hiçliğinin göstergesi: 24. MSB’nin geçen hafta düzenlediği haftalık basın bilgilendirme toplantısındaki iki rakamın tekrar altını çizmekte fayda var. 1 Ocak 2025’ten bu yana Suriye’nin kuzeyinde 296, Irak’ın kuzeyinde 206 olmak üzere etkisiz hale getirilen toplam terörist sayısı 502.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve MİT Başkanı İbrahim Kalın, geçen hafta Suriye’nin başkenti Şam’ı ziyaret ederek, Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara tarafından kabul edilmişti.
★ ★ ★
ABD, Abdi’yi zorladı
Suriye’de ana omurgasını PYD/YPG’nin oluşturduğu SDG ile yeni yönetimin Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın imzaladığı mutabakat metnine gelince... SDG’nin sözde komutanı Mazlum Abdi, malûm ABD ordusuna ait bir helikopterle metni imzalamaya gitti. ABD’nin burada rolü için Türkiye’de pek çok kesim geçmiş deneyimlerden hareketle şüpheci yaklaştı, yaklaşıyor, yaklaşacak. Ancak üst düzey bir kaynağa göre “ABD, Abdi’yi daha fazla şantajda bulunmasına fırsat vermeyerek metni imzalamaya zorladı”. Helikopter fotoğrafını bir nevi “paket teslimi” diye yorumlamak da mümkün.
ABD, Abdi’ye telkin de mi bulundu, tehdit mi etti sorusunun karşılığı, ikisinin karması olabilir. Daha önce PYD/YPG’ye güvence vermek için asker sayısını 900’den 2 bine çıkardıklarını “söyleyen” ABD, belli ki Abdi’nin kendisini daha fazla “bölgede oyalamasına” izin vermek istemedi. O yüzden de kabaca “Seni terk etmiyorum, yeni yönetimle entegre olman için fırsat var, hadi.. Ben seni gözetmeye devam edeceğim” diyerek metni imzaya teşvik de ettiği anlaşılıyor.
Türkiye’nin şu anda ve bundan sonra odaklandığı nokta ise sekiz maddelik metnin içeriğinin nasıl doldurulup, uygulanacağı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın cuma akşamı Tv100’deki röportajındaki “ileriye döşenmiş mayınlar olabilir” ifadesi dikkat çekiciydi. “YPG ile ilgili konularda, başta provokasyon olmak üzere, ileriye yönelik birtakım tezgâhlar olmak üzere her şey gündemde olabilir” dedi Fidan.
Bakan Fidan’ın bu ifadesini duyunca üst düzey bir güvenlik yetkilisinin YPG’nin Suriye ordusuna entegrasyonunu konuşurken sarf ettiği şu sözü hatırladım, “Bize Suriye bayrağı altında silah doğrultursa vururuz. O zaman hesabı da oraya sorarız. Meşru müdafaa her yerde çalışır.” Suriye’ye yapılan son üçlü ziyareti bu söz ışığında da değerlendirmek gerekiyor gibi…